İslam Cumhuriyeti her daim bölgede yaşanan gelişmeleri yakından takip etmektedir.
Bismillahirrahmanirrahim
Siz değerli kardeşlerime, bacılarıma ve İslam toplumunda önemli bir yere sahip İbrahimi Hac ve Medine-i Münevvere ziyaretçilerine hizmet eden çalışanlarına hoş geldiniz diyorum.
Bu büyük iftiharın ahiretiniz için bir yatırım olmasını ümit ederim. Bu hayırlı kuruluşta öyle ihlasla çaba gösterin ki amelleriniz inşallah güneş gibi parlasın. Hac kurumunda çalışan tüm kardeşlerime zahmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Yaptığınız ve yapacağınız işler takdire şayandır. Bu işler ister kültürel, ister manevi, ister ahlaki ve ister eğitim alanında olsun. Veya amel etmek, hayata geçirmek, organize ve tertip alanında olsun.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Mukaddes İslam dinini koruyan ve ihya eden amellerden biri, Hac farizasıdır.
Doğrudur, İslam'ın destek ve kuvvet noktası bir iki şeyle sınırlı değildir. Ama hac ameli sahip olduğu kendine has özelliklerle önemli bir etkendir. Hac, Müslümanların sahip olduğu kudretin ve İslam ümmetinin iktidarının nişanelerindendir.
Farklı coğrafyalarda yaşayan, değişik etnik ve mezhebi yapıya sahip biz Müslümanlar, İslam ümmetinin gerçek kimliğini derk edebilme şerefine nail olabilirsek, hac farizasının bu ümmetin iktidarının, yenilmezliğinin, izzetinin ve onurunun mihenk taşlarından biri olduğunu anlarız.
Ama ne yazık bizleri dünyanın batısından doğusuna tek ümmet haline getirecek fikri, ahlaki ve siyasi olgunluğa henüz ulaşamadık. Eğer bunu başarabilirsek Hac farizasının önemini daha iyi anlayacağız.
Bu gün İslam Cumhuriyeti'nin hacca bakışı da bu doğrultuda olmalıdır. “Kudret vesilesi”. Ama nasıl bir kudret?
Bu iktidar ve güçten maksadımız acaba maddi, politik ve sulta altına alma anlayışında bir iktidar mıdır? Yoksa kültürel ve dil iktidarı mıdır?
Hayır, bütün bunlardan çok daha büyük bir iktidardır.
Hac amelinin iktidarı, İslam kültürünün dünyaya tanıtılmasından öteye bir anlam taşır. İnsanları manevi olarak yetiştirir ve her türlü zorluğa göğüs germelerini sağlar.
Gözlerin haccın melekuti havasında huzur bulmasının dışında, gözle görülemeyecek hakikatlere kapı aralar. Bunlar dokunarak, temas edilerek anlaşılacak şeyler değildir. Orada insan İslam'ın bazı manevi ve ahlaki hakikatlerini anlar. Hac böylesi bir şeydir.
Haccın gereklerinden birisi, hacı adaylarının kutsal topraklarda bu önemli İslami farizayı yerine getirirken birbirleriyle kelimenin tam anlamıyla kardeş olmaları ve herkese kardeş gözüyle bakmalarıdır. Bırakın bir düşman olarak bakmayı hatta bir yabancı gibi bile bakmamalarıdır. Birbirine aynı hedefte ilerleyen iki kardeş gözüyle bakmalılar. Aynı şeyi arayan ve aynı menzile yol alan iki kardeş gibi görmeliler.
Ayeti Kerime buyuruyor: "…hacda fasıklık, cidal (sürtüşmek, kavga etmek) yoktur."
Buradaki cidal'den maksat düşmanla olan cidal değildir. Tam aksine hac, düşmana karşı cidalin tezahürüdür. Bazıları bu ayetle beraat programını sorgu altına alıyorlar. Ayette yasaklanan cidal şirkle ve küfürle olan cidal değildir.
Şirkle ve küfürle mücadele, İslam'ın temel düsturlarından birisidir. Hacda yasaklanan ve olmaması gereken cidal, kardeşlerin birbirleriyle olan kavgasıdır. Müminlerin, tevhide yürekten inananların birbirleriyle çekişmesidir. Bu cidal yasaklanmıştır ve olmamalıdır. Sadece dille cidal değil belki kalbimizde birbirimize karşı nefret duyguları uyandıran her türlü çekişme yasaklanmıştır.
İslam düşmanlarının Müslüman coğrafyada alevlendirmek istedikleri kardeşler arasındaki bu çekişme ve kavgadır. Buna çok dikkat edin.
Şia ve Ehlisünnet veya diğer mezheplerin birbirleriyle olan inançsal ihtilafları kardeşlik bağını zedeleyemez. Ama bu akidevi farklılıklar, ruhsal ve davranış bozukluklarına sebep olursa zamanla çatışmaya, gerginliğe ve düşmanlığa yol açar. Ve bu İslam düşmanlarının hedeflediği, hayalini kurudğu şeydir.
İslam düşmanları çok iyi biliyorlar ki eğer mezhepler arasındaki görüş farklılıklarını cidal ve kavga vesilesine çevirerek Müslümanları birbirlerine düşürür ve birbirleriyle çatışmalarını sağlarlarsa siyonist rejim bölgede daha rahat nefes alacaktır. Bu nedenle bir taraftan hem Şia'yı hem de Ehlisünnet'i tekfir etsin diye ifratçı grupları beslerken diğer taraftan da satın aldıkları bir grup kuklayı kıvılcım halindeki bu ateşi körüklesinler hatta ateşe benzin döksünler diye örgütlemektedir. Bunu sizde görüyor ve duyuyorsunuz, haberdarsınız. Amerika'da, Londra'da haberleşme aygıtlarını görsel ve yazılı medyayı bu piyonların hizmetine sunuyorlar. Ne Londra'dan ve ne de Amerika'dan tebliği yapılan Şialık bizim sözünü ettiğimiz, savunduğumuz Şialık değildir.
Şia alimleri ve kanaat önderleri her daim ve bilhusus İmam Humeyni rehberliğinde zafere ulaşan İslam İnkılabından sonra İslam ümmetinin birlik, beraberlik ve kardeşliği için çok çaba sarf etmiştir. Ama başka bir grup ateşi alevlendirerek çatışma ve kavga ortamı yaratmaya çalışıyor. Bu düşmanın istediği şeydir. Bunlar ne Şia'dır ne Sünni'dir.
Bu hiç bir mezhebin dostu olmayan düşmanın bir oyunudur. Bunları iyi tahlil etmeli ve çok dikkatli olmalıyız.
Haccın kudretine dayalı hedeflerden biri de İslami kültürün Müslümanların yayılmasıdır.
Bazıları İslam Cumhuriyeti hakkı bir şeyler duymuş olabilir ama kulaktan duyum, bu ülkeden biriyle oturup karşılıklı sohbet etmekten onu dinlemekten çok farklıdır. İran İslam Cumhuriyeti hakkında bir çok şey duymuş olan biri duyduklarını sizlerden dinleyerek mukayese eder ve hakikati bu şekilde anlar. İslam Cumhuriyeti aleyhine yapılan propagandalar insanı vahşete düşürecek kadar fazla ve vahimdir. İslam Cumhuriyeti aleyhine farklı kanallarla karalama politikası izleyen birçok yayın kuruluşu vardır. Afrika'da, Asya'da, Arap veya Arap olmayan bir ülkede yaşayan genç internetin başına oturduğunda, ülke içinde veya dışında yayın yapan televizyon kanalını seyrettiğinde, eline bir gazete aldığında İslam Cumhuriyeti hakkında yazılanın yalandan başka bir şey olmadığın nereden bilsin?
Hac organizasyonuna katılmanızın nedenlerinden biri bu hakikatleri insanlara ulaştırmanızdır. Sadece dille değil, hem dille hem de amelle. Onlara gerçek İslam'ı anlatın. Şia'nın hakikatlerini, İslam İnkılabının değerlerini söyleyin ve bu günlerde cereyan eden maceraların içyüzünü açıklayın.
Hac insanın maneviyatının güçlenmesine vesiledir.
Azizler;
Cihat meydanlarından zaferle çıkmamız kalbimizde yeşerttiğimiz iman tohumunun güçlü olmasına ve Allah'a tevekkülümüzün tam ve sağlam olmasına bağlıdır. Maneviyetsiz hareket olmaz. İman olmadan karşılaştığımız zorlukların üstesinden gelemeyiz, Allah'a tevekkül edilmeden düşmanın zahiri gücünü unutup hakiki kudreti göremeyiz. Zafer için tevekkül gerekir, iman gerekir, Allah'ın vaatlerine hüsnüzan gerekir ve bunlar haccın sunacağı nimetlerdendir. İnsanlar oraya "لیشهدوا منافع لهم" (Kendilerinin menfaatlerine (faydalandıkları şeylere) şahit olsunlar.) görmek için giderler. Bu faydalar sadece dünyevi değil belki hem dünyevi hem de uhrevidir.
İşte hac budur.
Evet, eğer dikkat ederseniz düşmanlar, İslam dünyasında fikirsel, ruhsal ve mezhebi konularda ihtilaf çıkarma girişimleri dışında kundakçılık da yapıyorlar. Komşu ülkelere şöyle bir bakın. Pakistan, Irak, Suriye, Bahreyn ve daha bir çok yerde olaylar çıkarmaktalar. Şia-Sünni bahaneleriyle ateşler yakmaktalar. Bazen ne Ehlisünneti ne de Şia'yı ilgilendirmeyen bir meselenin üzerine Şia ve Sünni etiketi yapıştırıp olayları ateşi körüklüyorlar.
Ben bu konuya mükerrer vurgu yaptım. Siyasi hırs ve hedef için bölgeyi ateş girdabına sürüklemeye niyetindeler.
Irak'ın falan şehrinde, falan mahallesinde bir bomba patlasın, yeterki patlasın patlamada 50 masum insan ölsün umursamazlar bile. Suriye'de iç karışıklık olsun ve ülke yavaş yavaş harabeye dönsün. Veya Mısır'da yada başka bir ülke ismi ve mezhebi önemli değil. Amerika meşru olmayan menfaatleri için bu ülkelerde bu oyunlara başvuruyor.
Şimdi ise Suriye'de Amerika'lıların yeni planları var. Bunun yeni bir siyasi oyun olmamasını ümit ediyorum. Günlerdir bu ülke halkı savaşla tehdit ediliyor. Zararının savaşa sebep gösterilen nedenden çok daha fazla olacağı bir faciaya yol açmak ABD gibi kendi menfaatleri için her yola başvuran bir ülke için çok doğal bir şeydir. Kendi menfaatlerini koruyacak kanunlar yasalaştırıp sonrada menfaatlerini koruyan bu yasaları uygulamaya geçirmek için her şeyi caiz bilirler. Bunun için kendileri dışında onlarca ülke yerle bir mi olmuş, binlerce insan menfaat ve can kaybımı yaşamış hiç önemli değil.
Bu zihniyet böyledir. İnsanlığın ve insan ırkının çoğunluğunun faydasına olan menfaatler onların umurunda değil. Adına milli menfaatler diyorlar. Ama aslında korumaya çalıştıkları kendi menfaatleri de değil belki insanlığın asıl düşmanı olan Siyonistlerin menfaatidir. Geçen 70-80 yıl zarfında hiç bir insani ve ahlaki kuralı tanımayan, uymayan sermayedarlarının menfaatidir.
Son birkaç gündür savaş ve bombardıman tehditleriyle bölgeyi iyice huzursuzlandırmaya çalışıyorlar. Eğer bu tehditlerinde ciddi olsalardı, günlerdir çığırtkanlığını yaptıkları şeyden geri adım atmazlardı. Bu bir çark ediştir. Ümidim son kararlarının ciddi olmasından yana.
İslam Cumhuriyeti her daim bölgede yaşanan gelişmeleri yakından takip etmektedir. 70 küsür milyonluk bir millet olarak bizim yapmamız gereken, bu coğrafyanın hassas bir bölgesinde bulunan konumumuzu doğru bir siyasetle, İslami değerler ve iktidardan faydalanarak sabitkadem kılmak için çaba harcamaktır. İslam'dan öğrendiğimiz insani ve ahlaki değerleri tüm beşeriyete sunalım ve onları İslam'ın insanlığa hediye ettiği şeye davet edelim. Bu bizim vazifemizdir.
Mükerrer söylemişimdir. Milli iktidarın sağlamlaştırılması ilk etapta doğru inanç ve imanla sonra tek millet olma bilinciyle, mesullerin vazifelerini layıkıyla yerine getirmesiyle, halk ve yöneticilerin birlikteliğiyle ve tabi AllahTeala'ya tevekkül ile mümkündür.
Akıl, maneviyat, tevekkül ve ihlasla amel bölge olaylarında da etkili olmuştur. Şimdiye kadar olduğu gibi.
Ümidimiz bu manevi huzura sarılarak güçlü mantığınız ve açık basiretiniz ile iştirak edeceğiniz hac merasiminde İslam'ı, Müslüman olsun ve gayri müslim olsun tüm dünya halklarına ulaştırmanız, ferdi ve umumi saadetin sağlanmasına vesile olmanızdır.
Dualarınızda bizleri de hatırlayın.
Bu yıl güzel ve manevi bir hac merasimi yaşamanızı temenni eder, Allah'ın inayet ve lütfünün başta bu ülke insanları olmak üzere dünyanın her noktasından gelen hacılara olmasını ümit ediyoruz.
İnşaallah kabul olmuş bir haccınız olsun.
Vesselamu aleykum ve rehmetullah