Displaying items by tag: İslami vahdet konferansı

28. Tahran uluslar arası İslami vahdet konferansı bir bildiri yayınlayarak çalışmasına son verdi.

28. Tahran uluslar arası İslami vahdet konferansına katılanlar kapanış bildirisinde siyonist İsrail rejiminin Filistin halkına yönelik her çeşit saldırganlık ve tecavüzünü, özellikle Mescidi Aksa'yı ve Filistin halkının evlerini tahrip etme yönündeki çirkef girişimlerini ve Gazze ablukasını şiddetle kınadılar.

28. Tahran uluslar arası İslami vahdet konferansına katılanlar ayrıca direnişi Filistin halkının kendi hakları savunmaları yönünde meşru bir hakkı olarak niteleyerek, ülkelerin demokratikleşmesi veya globalleşme bahanesiyle bazı ülkelerce gerçekleştirilen ferdi veya devlet terörizminin her çeşidini kınadıklarını bildirdiler.

İslam Konferansının kapanış bildirisinde ayrıca İslam mezhepleri arası takrib hedefinin tahakkuku için müslümanların bilinç seviyesinin artırılması ve İslami talim ve ahlakın daha fazla yaygınlaştırılması vurgulanmıştır.

Published in Rapor

İmam Hamanei ordu ve ülke yetkilileri, din adamları, akademisyenler ve 28. İslami vahdet konferansı katılımcılarından bir gurubu kabulünde yaptığı konuşmada, “vahdet” i Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ‘den alınması gereken en büyük ders ve İslam ümmetinin en önemli ihtiyacı olarak tanımladılar.

 

İmam Hamanei görüşmede iki önemli münasebet olan Hz.Muhammed (s.a.a) ile İmam Caferi - Sadık(a.s) ‘ın doğum günlerini ” ilim, akıl, ahlak, rahmet ve vahdet” in doğuşu olarak tanımlayıp, bu derin ve saadet veren düşüncenin oluşmasında yetkililerin, din adamlarının ve ülkenin önde gelen kişilerinin görevinin oldukça ağır olduğunu vurguladılar.

İmam Hamanei ayrıca, İslam düşmanlarının tefrika çıkarıcı planlarından dolayı rahatsızlığını dile getirerek; eğer Müslüman milletler bu büyük imkanlar ve kişilere has özelliklerle sadece özel durumlarda değil bunun yerine her zaman birlik olurlarsa İslam ümmeti en iyi konuma sahip olacak ve bu durum İslam Peygamber( s.a.a) ‘in yüz akı olmamızı sağlayacaktır, dedi.

İmam Hamanei, ayrıca bu yılki Erbain merasiminde Kerbela’da milyonlarca müslümanın bir araya geldiklerini hatırlatarak, “ Sünni ve Şiilerin birbirlerine karşı iyi niyet beslemelerinin çok önemlidir, Şii ve Sünni arasında ayrılık ve nifak sokmaya çalışan ellerin, hepsinin kaynağını İslam düşmanlarının casusluk kurum ve teşkilatlarında aramak gerekiyor, yani İngiltere’nin MI6 ile ilişkisi olan bir Şia, gerçek bir Şia değildir ve ne de Amerikan CIA’inin kuklası olan bir Sünni gerçek bir Sünnidir, belki bunların ikisi de İslam düşmanıdır” diye konuştu.

İmam Hamanei konuşmasının devamında İslami vahdet konusunda İmam Humeyni (r.a) ‘in bayraktarlığını hatırlatarak, son 25 yılda İran’ın Müslüman kardeşlerine, bu yardımlar çoğunlukla Sünni kardeşlere yapılmıştır, vahdet konusundaki sloganını ıspatlamıştır dedi.
Seyyid Ali Hamanei konuşmasında siyasetçilere, İslam dünyası düşünürleri ve din adamlarına hitaben şu soruyu sordular: Dünyadaki zorbalar İslam setizi oluşturmaya ve İslam’ı kötü göstermeye çalıştıkları sırada tefrika çıkarıcı ve İslam’ın gerçek yönüne zarar verecek konuşmalar yapmak akla, mantığa ve siyasete aykırı değil midir?

İmam Hamanei sözlerinin devamında ise, İran’ın dış politikasını Müslüman ve komşu ülkeler ile dostluk kurma üzerinde kurduğunu hatırlatarak, “Ama bazı bölge ülkeleri kendi dış politikalarını İran ile düşmanlık temelinde kurdular, bu büyük bir yanlıştır ve akıl ve hikmete de aykırıdır”açıklamasında bulundu.

İmam Hamanei konuşmasının sonunda İslami vahdetin tüm İslam ülkelerinin tek tek hepsinin hayrına olduğunu belirterek, tüm Müslümanların ” kendi araların merhametli, kafirlere karşı serttirler” ayetine uygun hareket etmeli ve işgalci İsrail ve bir kanser hücresi olan siyonizmin, onun destekçisi olan Amerika’nın karşısında kendi aralarında birlik olmalıdırlar dedi.
 

 

 

 

Published in Rapor