
کارگر
Fransa Dışişleri Bakanı Tahran’da; Müzakere sürecinde şahin kanat değildik
Tahran’a gelen Fransa Dışişleri Bakanı Laurant Fabius, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile düzenlediği ortak basın toplantısında Nükleer Müzakere sürecinde sert bir tutum içerisinde olmadıklarını söyledi.
Çarşembe günü Tahran’a gelen Fransa Dışişleri Bakanı Laurant Fabius ve İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif arasında gerçekleşen ikili görüşmenin ardından ikili gazetecilerin önüne geçerek, soruları yanıtladı.
Fabius, Tahran’a gelir gelmez Eylül ayı itibariyle önemli ve kalabalık bir Fransız ekonomik ve ticari heyetinin İran’ı ziyaret edeceğini bildirdi.
Bu ortak basın toplantısında konuşan İran Dışişleri Bakanı Zarif, “17 yılın ardından ilk kez bir Fransa Dışişleri Bakanı’nın Tahran’ı ziyaret etmesi nedeni ile sevinçliyim. 2003 yında Fransa’nın o dönemki dışişleri bakanına ev sahipliği yapsak da, ama o zamanki ziyaret üçlü bir ziyaretti” dedi.
Muhammed Cevad Zarif sözlerinin devamında ise Yaz sonuna doğru üst düzey ve kalabalık bir Fransız ticari heyetinin İran’ı ziyaret edeceğini hatırlatarak, “Bugün Sayın Fabius, İran’ın bir kaç bakanıyla da görüşecek” dedi ve İran ve Fransa arasında ortak çalışabilecek mevzuların var olduğuna tames ederek, “Aşırıcılık, terörism, uyuşturucu ticareti ile mücadele ve çevere ile ilgili konularda işbirliğine gitmek, İran ve Fransa arasındaki ortak konuların ileri gelenleri” diye ekledi.
Tahran’da gerçekleşen bu ortak basın toplantısının bir diğer bölümünde ise Fransa Dışişleri Bakanı Laurant Fabius, İranlı mevkidaşından kendisini İran’a resmi ziyaret için davet ettiği nedeni ile teşekkür etti ve “Benim bugünkü ziyaretimin ve İran ve Fransa arasındaki ikili ilişkilerin yeniden başlatılması, bu iki ülkenin her zaman bir birine saygı duyduğunun göstergesi. Biz iki büyük ve bağımsız ülkeyiz ve Fransa, İran’ın tarihi, güzel kentleri, başarılı üniversite öğrencileri için ve İranlılar’ın acıları ve özellikle de İran-Irak savaşı dönemindeki acıları nedeni ile İran’a saygı duymakta” dedi.
Fransız bakan İran’ın bölgede nüfuz sahibi bir ülke olduğunu vurgulayarak, “İran ve Fransa arasındaki ilişkilerin yeniden ivme kazanması bölge ve uluslararası camiayı da etkilemeli” diye konuştu.
Laurant Fabius sözlerinin bir diğer kısmında ise Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’nin, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Kasım ayında Fransa’yı ziyaret etmesi için gönderdiği davet mesajını İranlı yetkililere ilettiğini söyledi ve “İranlılar arasında Fransa’ya yönelik bazı olumsuz ve nagatif görüşler var, mesela Nükleer Müzakereler sürecinde Fransa’nın sert ve katı tutum içinde olduğuna dair ve şahin kanat rolünü üstlendiği gibi, ama hatırlatmak istrim ki böylesi bir tutum yoktu ve Fransa’nın tutumu her zaman yapıcı olmuştur ama her zaman da ciddiyetimizi koruduk çünkü Nükleer konu şaka götürecek bir mevzu değildir” diye ekledi.
Fabius, Dışişleri Bakanı Zarif’in yanı sıra İran Sanayi ve Madenler Bakanı ve İran Çevre Kurumu Başkanı ile de görüşecek ve Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tarafından da kabul edilmesi bekleniyor.
Federica Mogherini Tahran’da
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, İranlı yetkililerle görüşmek için Tahran’a geldi.
Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini günübirlik ziyaret ve İranlı üst düzey yetkililerle görüşmek için bulunduğu Suudi Arabistan’dan Tahran’a geldi.
Dün Suudi yetkililerle bir araya gelen İtalyan diplomat Tahran’da ziyaretinde de üst düzey İranlı yetkililerle bir araya gelerek İran ve AB arasındaki ilişkiler ve bölgesel gelişmeleri ele alacak.
Federica Mogherini ve İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in ise bu akşam Tahran’da ortak basın açıklaması düzenlemesi bekleniyor.
İran ve P5+1 Grubu arasında varılan Nükleer Anlaşma, Mogherini’nin Tahran temaslarının ana maddesini oluşturacak.
Zarif bölge turuna çıkıtı
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, yarın 3 ülkeyi kapsayan bölge turuna çıktı.
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Fars Körfezi ülkelerini kapsayan bölge turuna çıktı ve Irak, Kuveyt ve Katar’a giderek bu ülke liderleri ile görüştü.
Zarif’in bu üç Arap ülkesine yönelik ziyareti sırasına bu üç ülke yetkililerini İran ve P5+1 Grubu arasında varılan Nükleer Anlaşma ile ilgili bilgilendirdi ve ayrıca ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel gelişmeler de ele aldı.
Zarif:“Terör ile mücadele diğer ülkelerin ulusal egemenliği çerçevesinde olmalı”
İran Dışişleri Bakanı Zarif gittiği Doha’da Katar Emiri ile yaptığı görüşmede, terör ile mücadele operasyonlarının diğer ülkelerin ulusal egemenliği çerçevesinde yürütülmesini istedi, İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Fars Körfezi ülkelerine yönelik düzenlediği ziyaretin ikinci ayağı olarak gittiği Katar’ın başkenti Doha’da bu ülke Emiri Hamad Al Sani ve dışişleri bakanı ile bir araya geldiği görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesl gelişmeler de ele alındı.
Zarif, Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani tarafından kabul edildiği görüşmede İran İslam Cumhuriyeti’nin Fars Körfezi ülkeleri ile olan ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu belirterek, “Bölgedeki emniyet ve güvenlik sadece komşu ülkelerin bölgesel işbirliği ile mümkün olacaktır” dedi.
Dışişleri Bakanı Zarif ayrıca terör ile mücadele konusunda da bölgesel işbirliğinin önemine dikkat çekerek, “Terör ve aşırıcılığa karşı yürütülen her türlü mücadele diğer ülkelerin ulusal egemenliği çerçevesinde olmalı” diye könuştu.
Bu görüşmede Katar Emiri Al Sani ise İran ve P5+1 Grubu arasında varılan Nükleer Anlaşma nedeni ile İranlı yetkilileri tebrik ettiğini belirtti ve “Bölgesel güvenliğin sağlanması için bölge ülkeleri arasında işbirliğine gidilmesi son derece önemli bir husustur ve tüm ülkeler ise bu doğrultuda haraket etmeliler” dedi.
Dışişleri Bakanı Zarif daha sonra ise Iraklı yetkililer ile görüşmek için Irak’a geçti.
İbadi : “İran’ın başarısı tüm bölgenin başarısı demektir”
Irak Başbakanı Haydar İbadi, İran’ın Nükleer Anlaşma konusunda elde ettiği başarının tüm bölge için kazanılmış bir başarı olduğunu söyledi. İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’i kabul eden Irak Başbakanı Haydar İbadi, İran ve P5+1 Grubu arasında varılan Nükleer Anlaşma’nın tüm bölge için elde edilmiş büyük bir başarı olduğunu belirterek, “Bu mevzu İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde ortaya atılan iddiaların yersiz olduğunu gösterdi ve art niyetli çevrelerin bahanelerini elinden aldı” dedi.
İbadi, Zarif ile gerçekleştirdiği ikili görüşmede ayrıca “İran barışçıl nükleer teknolojiye sahip olma hakkına sahiptir ve hiç kimse ise bunu göz ardı edemez” dedi ve İran’ın elde ettiği başarının tüm bölge için kazanılmış bir kazanım olduğuna dikkat çekerek “Ama bazı ülkelerin bu konudaki tutumu yapacı değildir” diye ekledi.
Bu ikili görüşmede İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise Irak halkı ve hükümetinin ikili ve bölgesel ilişki ve gelişmeler karşısındaki olumlu tutumu nedeni ile teşekkür ederek, “Biz Nükleer konunun elde edilen çözümün İran, Irak ve tüm bölge ülkelerinin lehine olduğunu düşünüyoruz ve bölgesel dostlarımızdan ise bu gelişme karşısında kaygı duymamalarını istiyoruz” dedi.
Ruhani Kürdistan eyaletinde “Eğer birisi Türk, Kürt, Fars veya Beluç’a farklı bakarsa o kişi yanlış yapmıştır”
Cumhurbaşkanı Ruhani eyalet gezileri çerçevesinde gittiği Kürdistan eyaletinde halka yönelik yaptığı konuşmada, İran’da Şia ve Sünniler arasında büyük bir vahdet olduğunu belirterek, “Eğer birisi Türk, Lor, Kürt, Fars veya Beluç arasında eşitsizliğe giderse o zaman yanlış yapmıştır” dedi.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ruhani, bugün sabah saatlerinde gittiği Senendec havalimanında yaptığı ilk açıklamada, bu ziyaretin Kürdistan’ın kalkınması için zemin hazırlamasını beklediklerini belirterek İran’ın Senendec kadar Bağdat, Süleymaniye ve Erbili de savunacağını belirtti.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Kürdistan eyaleti merkezi Senendec’de yaptığı ilk açıklamada, “Bakanlar kurulunun Kürdistan ziyaretinin hayra ve berekete sebep olmasını umuyorum” dedi ve bu ziyaretin Nükleer Anlaşma’nın ardından ilk eyalet ziyareti olma özelliğine dikkat çekerek “Bu ziyaretin Kürdistan’ın kalkınması için zemin hazırlaması yönünde beklenti var” diye açıklama yaptı.
Hasan Ruhani ayrıca Kürdistan eyaletine yapılan bu ziyaretin amacı ile ilgili de “Bugün hükümet Kürdistan’ın cesur ve şerif halkının misafiridir ve hükümetin Nükleer Anlaşma’nın ardından ilk eyalet ziyaretini Kürdistan’a yapma nedeni ise bu eyalet halkının uzun yıllar ve İslam İnkılabı ve Mukaddes Savunma dönemlerindeki eşsiz konumu içindir” diye açıklamada bulundu.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve bakanlar kurulunun bugünkü Kürdistan eyaleti ziyareti eyalet ziyaretleri dizisinin 20. ayağını oluşturuyor.
Ruhani daha sonra Senendec İstiklal spor salonunu dolduran Kürdistan halkına yönelik yaptığı konuşmada hükümetin büyük bir ciddiyetle Kürdistan bölgesinin sorunlarını çözmek için çalıştığını söyledi ve “Senendec halkının bugün ‘Tedbir ve Ümit Hükümetini’ karşılama şekli Kürdistan halkı ve 11. Hükümet arasındaki bağın göstergesidir” dedi.
Hasan Ruhani ayrıca İran’da Şia ve Sünniler arasında büyük bir vahdet olduğunu belirterek, “Eğer birisi Türk, Lor, Kürt, Fars veya Beluç arasında eşitsizliğe giderse ve bunlara farklı bakarsa o zaman yanlış yapmıştır. Biz hepimiz tek milletiz ve düşmanlara karşı da tek bir elizdir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı sözlerinin bir diğer kısmında ise, Senendec İstiklal spor salonunu dolduran halka “Beraberlik ve birlik ile tüm bölgeyi teröristlerden temizleyecğiz. Biz Kürdistan’ı (eyaletini) korumakla kalmayıp, Bağdat ve Erbil’i de koruyoruz. Biz Senendec’i koruduğumuz ve savunduğumuz gibi Erbil, Duhok ve Süleymaniye’yi ve tehdit edilen her bölgeyi de savunacağızdır” diye hitap etti.
Irakçi: “Nükleer Anlaşma’nın maddeleri değiştirilemez”
İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı ve Başmüzakereci Abbas Irakçi bugün sabah saatlerinde İranlı gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda Nükleer Anlaşma’da yer alan maddelerin değiştirilemez olduğunu söyledi.
, İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı ve nükleer müzakere heyeti üst düzey üyesi Seyyid Abbas Irakçi bugün sabah saatlerinde Dışişleri Bakanlığı binasında gazetecilerle bir araya geldiği basın toplantısında geçen hafta uzun ve zorlu müzakerelerin ardından varılan Nükleer Anlaşma ile ilgili soruları yanıtladı.
Irakçi ilk başta bir gazeteci tarafından ‘Söylentilere göre Amerika, BMGK kararında belirtilen 10 yıllık süreye 5 yıl daha ilave etmek istiyor, İran’ın bu konudaki tutumu ne?’ sorulan soruya “Böylesi bir şeyin imkanı yok ve iki gün önce çıkan karar ise tamamen aydındır. BM Güvenlik Konseyi kararının ne zaman biteceği ise tam olarak belli ve bu konuda hiç bir şüphe yok” diye yanıt verdi.
Anlaşmanın maddeleri değiştirilemez
Irakçi sözlerinin devamında ise Ortak Kapsamlı Eylem Planı’nın (JCPOA) İslami Şura Meclisi tarafından inceleneceğini belirterek, “Hiç bir kişi veya kurum Meclis’in aldığı kararları veto edemez. Sadece Anayasayı Koruma Konseyi dışında ve bu konsey de Meclis’in aldığı kararları sadece anayasa ve şeriata uygun olup olmadığı açısından değerlendirir, yani İslami Şura Meclisi Nükleer Anlaşma’yı genel olarak kabul veya ret edebilir ve anlaşmaya taraf ülkelerden hiç birisi ise anlaşmanın maddlerini değiştirme girişiminde bulunamaz” dedi.
Biz müzakere masasını 10 kereden fazla terk ettik
İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı ve Başmüzakereci Irakçi bir başka muhabirin ‘ABD Dışişleri Bakanı John Kerry müzakereler boyunca 3 kere masayı terk ettikleri yönünde açıklama yaptı, bu doğru mu?’ sorusuna ise “Müzakerelerin ciddi bir şekilde devam ettiği geçen 2 yıl boyunca büyük çıkış ve inişler yaşındı ve eğer onlar müzakere masasını 3 kere terk etmişler ise biz müzakere masasından 10 defanın üzerinde kalkdık” diye yanıt verdi.
“Bölgede bizim siyasetimiz tamamen Amerikan karşısındadır”
İslam İnkılâbı Rehberi İmam Seyyid Ali Hamaney, mübarek Ramazan bayramı dolayısıyla ülke yetkilileri, İslam ülkelerinin tahran büyük elçileri ve halktan muhtelif kitleleri kabulünde yaptığı konuşmada, vahdet ve birlikteliğin, İslam dünyasının şifa verici reçetesi olduğunu bildirerek, bölgede var olan mevcut mezhebi ve etnik içerikli çatışma ve savaşın Müslüman halkların dikkatinin Siyonist İsrail rejiminin dağıtılması amacıyla planlandığına temasla, “İran İslam cumhuriyetinin bölge siyasetlerinin tamamen Amerika önderliğindeki dünya müstekbirliğinin siyasetlerinin karşı noktasındadır ve İran kesinlikle Amerika’ya güvenmemektedir. Çünkü Amerikan siyaset adamları sadakatsizlik ve insafsızlığın doruğundadır” dedi.
Mübarek Fıtr (Ramazan) bayramı dolayısıyla tebriklerini dile getiren İmam Hamanei, İslam dünyasının içinde bulunduğu üzücü duruma ve birlik ve dayanışmanın olmamasına temasla, bölgedeki mevcut tefrika ve ihtilafın doğal olmadığını ve (birileri tarafından) tahmil edildiğini, İslam âleminin din âlimleri, aydınlar, devlet adamları, siyasetçiler, elitler ve güzidelerinin bu tefrika ve ihtilaflarda İslam ümmetine yönelik hıyanet ellerin farkında olmaları gerektiğini söyledi.
İslam inkılâbı rehberi, bölge ülkelerinde Sünni ve Şii Müslümanların uzun yıllar birlik içinde yaşamalarına rağmen bugün gelinen noktada yaşanan ihtilaf ve çatışmaların normal olmadığını hatırlatarak, ''Eğer İslam ülkeleri vahdet içinde olsa ve müşterekleri üzerinde yoğunlaşsalardı kesinlikle dünya siyasetinde kendine has çok büyük bir güç olurdu ama büyük güçler kendi çıkarlarını ve Siyonist rejimin çıkarlarını korumak için İslam ümmetine bu ihtilaflar ve fitneleri dayatmışlardır'' dedi.
İslam devletleri içinden bazılarının gayrı meşru Siyonist rejime eğilim göstermelerine rağmen Müslümanların Siyonist İsrail rejimine karşı nefretlerini hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi İmam Hamaney müstekbir devletlerin İslam ülkeleri içinde de bazı münasebetsiz kimselerle işbirliğinde bulunarak mezhepsel savaşları planladıklarını ve el-Kaide ve IŞİD gibi cani örgütleri ortaya çıkardıklarını söyledi.
İmam Hamaney, Amerikalı bazı yetkililerin terör örgütü IŞİD'in oluşturulmasında Amerikan yönetimin rolünün olduğuna dair itiraflarına da temasla, IŞİD aleyhinde oluşturulan koalisyonun inandırıcı olmadığını belirterek; bölgede emperyalist güçlerin siyasetlerinin, açık bir şekilde haince olduğunu ve bunun herkes tarafından görülmesi gerektiğini söyledi.
İslam inkılâbı rehberi, İran İslam cumhuriyetinin bölge siyasetlerinin emperyalist ülkelerin siyasetlerinin tam tersine olduğunu belirterek; Irak konusuna temas etti ve ''Emperyalizmin Irak'taki siyaseti, halkın oyuyla iktidara gelen hükümetin devrilmesi, Irak'ta Şii ve Sünni Müslümanlar arasında çatışma çıkarılması ve sonuçta Irak'ın parçalanmasıdır. Ama İran'ın siyaseti ise, seçimle iktidara gelen hükümeti desteklemek, iç savaşları önlemek, Irak'ın toprak bütünlüğünü korumak ve mezhepler arası çatışmaları engellemektir'' dedi.
Suriye konusuna da değinen İslam inkılâbı rehberi, emperyalizminin Suriye'deki siyasetlerinin de, halkın iradesi dışında bir iradenin dayatılması ve Suriye yönetiminin devrilmesi yönünde olduğunu ama bu şom emellerini bu zamana kadar gerçekleştiremediklerini zira Suriye halkı ve devletinin bir bütün olarak başta Siyonistler olmak üzere her türlü entrikaya karşı direndiğini, İran Cumhuriyetinin ise, Siyonistler karşısında direnen bir devletin şiar, hedef ve mukavemetini İslam dünyası açısından bir ganimet bildiğini söyledi.
İmam Hamaney, “İran İslam cumhuriyeti, Irak, Suriye, Yemen, Lübnan ve Bahreyn gibi bölge meselelerinde kendi özel çıkarları peşinde değil bilakis bu ülkelerde asıl karar vericilerin halklar olduğuna ve başkalarının bu ülkelerde müdahalede bulunma ve karar verme hakkına sahip olmadıklarına inanmaktadır” ifadesini kullandı.
İslam İnkılâbı rehberi Lübnan’da müstekbirlik siyaseti ile İslam nizamı siyasetinin karşı karşıya geldiğini de hatırlatarak, başta Amerika olmak üzere müstekbirlik düzenin yıllar boyunca Lübnan topraklarının bir parçasının Siyonist İsrail rejimi tarafından işgal edilmesi karşısında onay içerikli sessiz kaldığını, fakat dünya düzeyinde en şerefli milli müdafaa gruplarından olan mümin, fedakâr bir grubun işgalci Siyonistler karşısında direniş göstermesi ve onları Lübnan topraklarından dışarı atmasıyla derhal bu grubu terörist gruplar listesinde ilan ettiğini ve onu yok etmeye çalıştığını söyledi.
İran İslam Cumhuriyetinin Lübnan direnişini desteklemesinin sebebinin, onlar saldırganlar karşısında gerçek bir direniş göstermeleri, yiğitlik ve fedakârlıkları olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, “Amerikalılar, Lübnan direnişi terörist diye adlandırmakta ve İran’ı da Lübnan direnişine verdiği destekten dolayı terörist destekçisi olmakla suçlamaktadır hâlbuki gerçek teröristin ta kendisi, IŞİD’i oluşturan ve habis Siyonistlere destek veren Amerika’dır ve terörizme destek verdiği için yargılanması gerekmektedir” dedi.
Yemen meselesine ve bu bölgede de İran ile Amerikan siyasetlerinin çatıştığını belirten İmam Hamaney şöyle dedi: Yemen’de Amerika, ülkenin çok kritik bir döneminde siyasi kriz yaratmak amacıyla görevinden istifa ederek firar eden ve başka bir ülkeden kendi halkına yönelik saldırı düzenlemesini isteyen, Yemen masum halkı ve çocuklarının katliam edilmesini savunan bir cumhurbaşkanından himaye etmekte ve kendi halkını seçimler meselesini ağızlarına almasına dahi izin vermeyen en dikta, despot bir yönetimine dostluk eli vermekte ama buna karşılık tepeden tırnağa kadar seçimlerle iç içe olmuş İran İslam cumhuriyetini despot bir yönetim olmakla suçlamaktadır. Amerikalı siyaset adamları büyük bir insafsızlık içinde konuşmaktalar ve açıkça aleni gerçekleri utanmadan inkâr etmekteler. Şimdi ise Amerikalılara güvenilmeyeceği sözünden asıl maksatta da budur. Çünkü onların kesinlikle bir sadakati yoktur. Cumhurbaşkanı ve öteki yetkililerinin zahmete katlandıkları bu çetin nükleer görüşmelerde bile defalarca Amerikalıların sadakatsizliğine tanık olduk.”
İslam ülkelerinin sorunlarının çözümü ve İslam devletlerinin her birinin özelde reçetesinin vahdet ve bütünlüğün korunması olduğunu hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi, İran halkının da birleşik ve dayanışma içinde olması ve nükleer meselenin onların ihtilafa düşmesine yol açmaması gerektiğini, zira nükleer meselenin ilgili sorumlular tarafından takib edilmekte olduğunu ve yetkililerin de ülkenin milli çıkarları peşinde olduklarını söyledi.
Ülkede ihtilaf ve tefrikanın oluşturulması yönünde yabancı medyanın yoğun propagandalarına temas eden İmam Hamaney, bu çabalara karşı koymanın tek yolunun, genel ve milli takva olduğunu, iman, ilim, sanayi ve kültürün güçlendirilmesi yoluyla ülke içi iktidarın artırılması gerektiğini söyledi.
İslam İnkılâbı Rehberinin konuşmasından önce İslami İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani yaptığı konuşmada, mübarek Ramazan bayramı dolayısıyla dünya Müslümanlarına tebriklerini bildirerek, Ramazan ayının imanın sınanma ayı, direniş ayı, mukavemet ve sabır ayı olduğunu belirterek, “bu yılki Ramazan gönlü ve dil birlikteliği ayı ve pak ilahi fıtrata geri dönüş ayı olmuştur” ifadesini kullandı.
Bu yılki Ramazan ayında halkın hayır duaları sayesinde İran halkının müstekbir güçler karşısındaki 12 yıllık direnişinin meyvesini verdiğini belirten Ruhani, “Hükümet, İran halkının iradesi ve direnişi sonucu ve İslam İnkılâbı Rehberinin devamlı hidayetleriyle, nizamın tüm kurum ve organlarının desteği ayrıca diplomasi alandaki halkın evlatlarının mücadele ve fedakârlıkları sonucu belirlenen yol haritası uyarınca yüce İran halkının haklarını kabullendirmeyi başarmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ayrıca İran İslam cumhuriyeti diplomasi ve müzakere adına yeni modern bir gücü tüm dünyanın gözleri önünde sergilediğini hatırlatarak, bölge olaylarına temasla bu yıl Irak, Suriye, Yemen’den Filistin, Lübnan, Afganistan ve Pakistan’a kadar bölge ülkeleri ve komşu devletlerin bu yılki Ramazan’da çok zorluk çektiklerini, ancak İran İslam cumhuriyetinin iradesinin tüm mazlumları ve zalimler karşısında direnenleri desteklemek yönünde olduğunu bildirdi.
İran: Suruç’taki Canice Saldırıyı Şiddetle Kınıyoruz
İran Dışişleri Sözcüsü Merziyye Efhem: Suruç’taki canice terörist eylemi şiddetle kınıyoruz.
İran Dışişleri sözcüsü Merziyye Efhem Suruç’ta yapılan saldırıyı kınadıklarını duyurdu. Efhem’in açıklamaları kısaca şöyle:
• Suruç’taki canice terörist eylemi şiddetle kınıyoruz.
• Suruç’ta hayatını kaybedenlere dergah-ı ilahide mağfiret, yaralılara acil şifa diliyoruz.
• Canice terörist eylem gösterdi ki, failler, insanlık karşıtı hedefe ulaşmak için hiçbir şeyden çekinmiyor.
İran dışişleri sözcüsü Efhem’in açıklamasına göre geçen hafta Ruhani Erdoğan’ı arayıp IŞİD terörüne karşı ortak mücadele başlatmayı önermiş.
İran dışişleri sözcüsü Efhem’in beyanı önemli: Ruhani, Suruç’tan bir hafta önce Erdoğan’a IŞİD tehdidini ciddiye almak gerektiğini söylemiş.
İran hariciyesinin açıklamasına göre Ruhani’nin Erdoğan’a IŞİDe karşı Türkiye-İran girişiminin başlatılması önerisine neden cevap verilmedi?
BMGK’den Nükleer Anlaşma’ya onay
BM Güvenlik Konseyi geçen hafta İran ve P5+1 Grubu arasında varılan anlaşmanın karar tasarısını onayladı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bugünkü oturumunda geçen hafta İran ve P+1 Grubu arasında Viyana’da varılan Nükleer Anlaşma ile ilgili ABD’nin hazırladığı karar tasarısını oy birliği ile onayladı.
Amerika Birleşik Develetleri tarafından hazırlanan bu karar tasarısına göre, İran ve BMGK beş daimi üyesi ve artı Almanya’dan oluşan P5+1 Grubu arasında geçen hafta ve uzun soluklu müzakerelerin ardından üzerinde uzlaşılan Nükleer Anlaşma’ya vurgu yapılıyor ve BM Güvenlik Konseyi’nin bugüne kadar ve nükleer programı nedeni ile İran’a karşı aldığı tüm kararlar geçersiz kalarak iptal olacak.
Söz konusu karar tasarısı BMGK 5 daimi ve 10 geçici üyesinin tümünün oy birliği ile ve 15 oyla kabul edildi.
Almanya Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Tahran’da
Almanya Başbkan Yardımcısı ve aynı zamnda Ekonomi ve Enerji Bakanı da olan Sigmar Gabriel ve beraberindeki üst düzey heyet Tahran’ı ziyaret ediyor.
Pazar günü öğleden sonra İran’a gelen Almanya Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve Enerji Bakanı ve aynı zamanda hükümet ortağı Almanya Sosyal Demokrat Parti lideri Sigmar Gabriel ve beraberindeki 60 kişilik üst düzey heyetin üç günlük İran ziyareti sırasında başta enerji sektörü olmak üzere Nükleer Anlaşma sonrası iki ülke arasındaki ilişkiler ele alınacak.
Sigmar Gabriel liderliğindeki Alman heyetin bu ziyareti geçen hafta İran ve P5+1 Grubu arasında varılan Nükleer Anlaşma’nın ardından Tahran’a gelen ilk üst düzey ziyaret olma özelliğini taşıyor. Almanya’nın 60 kişilik heyeti ve Ekonomi Bakanı Gabriel’in Tahran’da bulunduğu üç günlük süre zarfında İran İslam Cumhuriyeti Enerji Bakanı Hamid Çitçiyan, Ekonomi Bakanı Ali Tayyibniya ve Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüşmesi bekleniyor.
Bu görüşmelerin ana maddesini İran ve Almanya arasında ve geçen yıllarda İran’a karşı uygulanan yaptırımlar nedeni ile gerileyen ticaret hacmini yeniden yükseltmek, Alman yatırımcıların İran pazarına ve özellikle de enerji sektörüne yönelik yatırımları ve petrokimya alnındaki yeni teknolojilerin İran’a aktarılması konuları oluşturuyor.
Ruhani:“Batılı tarafın da bağlı kalması şartıyla biz de verdiğmiz taahhütlere bağlıyız”
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Tahran'da Almanya Başbakan Yardımcısı ve aynı zamanda Enerji ve Ekonomi Bakanı olan Sigmar Gabriel ve beraberindeki üst düzey heyeti kabulünde, iktisadi ve kültürel işbirliklerin, karşılıklı güven ve taahhütlerin dakik olarak yürürlüğe girmesine zemin hazırladığını söyledi.
Hasan Ruhani, Almanya Sosyal Demokrat Partisi Lideri ve hükümet ortağı Sigmar Gabriel’i dün akşam Tahran’da kabul ettiği görüşmede, sorunların genelinin çözümünün temelinde karşılıklı güven ortamının olduğunu belirterek, bunun için ise taahhütlerin dakik olarak yerine getirilmesi gerektiğini ve İran ile 5+1 Grubu arasında nükleer konuda varılan anlaşmanın İran ve Almanya arasında iktisadi ve ticari ilişkilerin kapsamlı bir şekilde gelişmesine vesile olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Ruhani, Alman bakanla yaptığı görüşmenin bir diğer kısmında ise “Batılı tarafın da bağlı kalması şartıyla İran da verdiği taahhütlere bağlı kalacak ve verdiği sözleri yerine getirecektir” dedi. Ruhani, İran'ın bölgedeki stratejik konumuna temasla, İran'ın batıyı doğuya bağlayan bir konumda olduğunu, aynı şekilde Orta Asya ülkelerinin serbest sularla bağlantı yolu olduğu ve diğer taraftan batıyı doğuya bağlayan koridor konumunda bulunduğunu belirterek; İran ve Almanya arasında yakın ilişkilerin bölgenin geneli ve Avrupa ilişkilerini daha da yakınlaştıracağını söyledi.
Söz konusu görüşmede Almanya Ekonomi ve Eenerji Bakanı Sigmar Gabriel de, Almanya hükümeti ve işadamlarının bütün imkanlarını kullanarak iki ülke ilişkilerinin gelişmesinde güçlü adımlar atacaklarını söyledi. Sigmar Gabriel ayrıca iki ülke arasında ilişkilerin gelişmesinin zor olmadığını zira bunun için iki ülke arasında ciddi potansiyelin olduğunu hatırlatarak, İran ve Almanya halklarının çok güçlü yeteneklere sahip olduklarını ve aynı zamanda gelişmiş teknolojiye ilgileri olan halklar olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Ruhani’den, İslam ülkeleri liderlerine kutlama mesajı
İran Cumhurbaşkanı Ruhani ayrı ayrı kutlama mesajları göndererek, İslam ülkeleri liderlerinin Ramazan bayramını kutladı.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Ramazan bayramı dolayısıyla gönderdiği kutlama mesajlarında İslam ülkeleri liderleri, hükümet ve milletlerine Ramazan bayramını tebrik etti.
Hasan Ruhani bu kutlama mesajlarında Ramazan bayramını insani pak fıtratlara dönüş bayramı ve her türlü şiddet ve aşırıcılıktan uzak durma şeklinde nitelendirip, bütün İslam ülkelerinin dayanışması ve vahdetiyle dünya çapında barış, huzur ve maneviyat, itidal ve akılcılık üzerine kalıcı güvenliğin sağlanmasını temenni etti.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, İslam ülkeleri liderlerine gönderdiği bu kutlama mesajının sonunda ise, yüce Allah’tan dünya Müslümanları için izzet ve saadet temennisinde bulundu