
کارگر
Kerbela’da 20 milyonluk Erbain merasimi
Hz.Hüseyin’in (S) Kerbela’da şehit edilişinin 40. günü yıldönümü olarak matem merasimlerinin düzenlendiği Erbain, bu yıl Kerbela’da 20 milyon insanın bir araya gelmesiyle gerçekleştib .
Başta Irak’ın değişik kentlerinden olmak üzere İran, Türkiye, Arabistan, Lübnan ve diğer ülkelerden Irak’a Erbain merasimine katılmak için giden milyonlarca ehlibeyt aşığının görkemli merasiminin bu zamana kadar görülmedik bir şekilde Erbain merasimlerinin yapılmasına vesile olduğu bildirildi.
Merasime katılan ehlibeyt aşıkları, zulme boyun eğilmemesi ve Hz.Hüseyin’in özgürlük aşığı olduğu dikkatiyle zorbalara karşı her zaman mücadele edilmesi gerektiğini bildirdiler.
Ehlibeyt aşıkları, İslam adı altında ortaya çıkan Tekfirci ve IŞİD gibi terör örgütlerinin aslında İslam’ı yanlış yorumladıkları ve onların bu dar görüşlülüklerinin müslümanların zararına neden olduğunu ve bu düşüncenin aslında İslam ve müslümanlar aleyhinde bir komplo olduğunu bildirdiler.
Bu arada Kerbela’nın bu yıl milyonlarca İmam Huseyin (a.s) aşığına ev sahipliği yapması, terör örgütlerine karşı da kendiliğinden bir karşı duruş olarak yorumlandı. Irak’ın taklid mercii alimlerinden Ayetullah Sistani’nin sözcüsü Abdulmehdi Kerbelayi dün Cuma hutbesinde Irak emniyet güçlerinden teröristlerle mücadele için hazır olmalarını ve teröristlerin elinde bulunan bölgeleri kurtarmak için çaba harcamalarını istedi.
Öte yandan Irak başbakanı Haydar el’İbadi, milyonlarca ehlibeyt aşığına evsahipliği yaptıklarını ve teröristlerin muhtemel saldırılarına karşı güvenlik güçleri ve gönüllü güçlerin çabalarının takdire şayan olduğunu bildirdi.
ABD’den IŞİD’e uçak dolusu silah yardımı
Irak parlamentosunda Neyneva eyaleti temsilcisi Nahle el’Hobabi ABD’den IŞİD adlı terörist gruplara silah yardımı yapıldığını söyledi.
Irak parlamentosunda Neyneva eyaleti temsilcisi Nahle el’Hobabi, Amerika’nın gelişmiş silah ve patlayıcı dolu üç uçağının Telafer’e indiğini ve bunların IŞİD adlı terörist gruplara teslim edildiğini söyledi.
El’Ma’lume haber ajansına demeç veren el’Hobabi, söz konusu uçaklarda terörist IŞİD için elbise, gıda maddesi ve silahların olduğunu bildirdi.
El’Hobabi, IŞİD teröristlerine verilen silahların Irak ordusunun silahlarıyla aynı değerde olduğunu belirterek, teröristlerin söz konusu silahları aldıktan sonra kutlama yaptıklarını dile getirdi.
El’Hobabi, Telafer’den alınan haberlere göre söz konusu üç uçağın belirle zaman aralıklarıyla havalimanına indiğini ve IŞİD teröristlerin ihtiyaç duyduğu, silah, elbise, gıda maddesinin teröristlere teslim edildiğini bildirdi.
Daha önce de Irak parlamentosu Güvenlik Savunma Komisyonu Başkanı Hakim ez’Zameli, Telafer’e IŞİD teröristlerine yardım amacıyla uçakların indiğini bildirmişti.
shafaqna
Suud’dan Hamas’a: İran’dan vazgeç, ablukayı kaldıralım
Gazze’de Hamas’a yakın haber ajansı Er-Ray, Suudi Arabistan yönetiminin, Hamas heyetinin İran’da temaslarda bulunmasından rahatsızlık duyduğunu iddia etti.
Er-Ray’ın haberine göre, Suudi Arabistan istihbarat yetkilileri ve Hamas’ın yurt dışındaki yöneticileri ‘İran-Hamas ilişkilerindeki gelişmeler’ üzerine bir araya geldi.
Görüşmelerde Suudi Arabistanlı yetkililerin, İran-Hamas ilişkilerinden rahatsız olduklarını vurguladıkları ifade edildi.
Habere göre, İran ve Hamas arasındaki her türlü ilişkinin sonlandırılmasını isteyen Suudili yetkililer, buna karşılık, Gazze Şeridi’ndeki İsrail ablukasının kırılması için ağır baskı yapmayı vadetti.
Haberde ayrıca Suudi Arabistan’a Hamas’ın henüz karşılık vermediği ancak teklifin inceleneceği öne sürüldü.
Hamas heyetinin ziyareti
Hamas yöneticilerinden oluşan bir heyet, geçen hafta İran’ın başkenti Tahran’da temaslarda bulunmuştu.
Hamaslı üst düzey yetkililerinden oluşan bir heyet 9 Aralık’ta İran’nın Başkenti Tahran’ı ziyaret etti.
Hamas’ın siyasi bürosunun üyesi Muhammed Nasr’ın başkanlık ettiği heyet İranlı yetkililerle bir araya gelmiş ve bölgede yaşanan gelişmeleri ele almıştı.
Gündemde Filistin topraklarında yaşanan gelişmeler ve işgal altındaki Kudüs’te meydana gelen son olaylarda vardı.
Al Jazeraa
Hizbullah füzeleri İsrail’i yok edebilir
Kudüs Ordusu İkinci Komutanı General İsmail Kaani, bugün İsrail dünyanın en güvensiz noktası olduğunu, Hizbullah füzeleri İsrail’i yok edebilecek güçte olduğunu vurguladı.
Bir törende konuşan General Kaani, bugün Hizbullah’ın korsan İsrail’e doğru fırlattığı füzelerin menzili bu rejimin en uzak noktasına kadar ulaşabildiğni belirtti.
General Kaani, Hizbullah füzeleri Gazze’ye de ulaştığını ve Gazze’den de İsrail’e doğru fırlatılabildiğini kaydetti.
Amerika İran’ı dize getirmeye çalıştığını belirten General Kaani, oysa İran milleti izzetle yaşadığını ve Amerika karşısında güçsüz olmadığı gibi asıl Amerika ve istikbarı İran karşısında zillete düşürdüğünü vurguladı.
General Kaani ayrıca, İsrail’in güvenliğini tehdit eden füzelerin Filistin topraklarında imal edildiğini ifade etti.
ABD’den İran’ın IŞİD ile mücadelesine itiraf geldi
Amerikan dışişleri bakanı John Kerry, İran’ın Irak ve Suriye’de IŞİD aleyhinde her türlü askeri saldırısını olumlu olarak değerlendireceklerini söyledi.
Fransa haber ajansına göre, Kerry’in bu açıklaması, Amerikan savunma bakanlığının İran’ın Irak’ta IŞİD’e yönelik askeri saldırı düzenlediğini bildirmesinin ardından geldi. Kerry açıklamasında, İran’ın Irak’ta IŞİD aleyhinde saldırılarının etkili olması halinde kendilerinin bu saldırıları olumlu değerlendireceklerini söyledi.
Bu arada Amerika’nın Sesi radyosunun verdiği habere göre, Amerika Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tuğamiral John Kirby, İran’ın Irak’ta hava saldırıları düzenlediğine dair bilgi edindiklerini açıkladı. İran’a ait güçlerin Irak’ta kara saldırıları da düzenlediğini bildiren Kirby, Amerika’nın İran’la işbirliği yapmadığını, hava sahasında karışıklık yaşanmamasını sağlama sorumluluğununsa Irak’a düştüğünü belirtti.
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry de IŞİD’e karşı yürütülen hava operasyonları sayesinde militanların toplanma, seyahat etme ve saldırı düzenlemelerinin artık çok daha zor hale geldiğini belirtti.
Bakan Kerry, bu açıklamayı, Brüksel’de toplanan 60 koalisyon üyesi ülkenin dışişleri bakanlarının IŞİD’le mücadele çabalarını ele aldığı toplantıda yaptı.
Kerry, toplantıyı NATO Dışişleri Bakanları zirvesi için gittiği Brüksel’de düzenledi. Amerikalı bakan, 60 koalisyon üyesinin katıldığı görüşmenin NATO toplantısı ile ilintili olmadığını belirtti.
İran’dan gözdağı
“İran’ın füze gücü batı gözetimi altında olmadı, olmayacak”
İran Ulusal Yüksek Güvenlik Kurulu Sekreteri Admiral Ali Şemhani İran’ın füze teknolojisinin yabancılar tarafından gözetlenmesine müsaade etmeyeceklerini bildirdi.
Admiral Ali Şemhani İran Hava Savunma teknolojilerinin tanıtımında, Resulu Azam karargâhında yaptığı bir konuşmada, “İran’ın hava kuvvetleri hiç bir tehditten etkilenmeyecek seviyede yükseldi” ifadeleri ile İran’ın füze gücünün büyüklüğüne değindi.
İran Hava Kuvvetlerinin sahip olduğu gücün batı güçleri tarafından gözetlenmeyeceği gibi denetlenemeyeceğini de belirten Şemhani, “İran’ın füze gücü, İran’a yapılacak her türlü tehdidi geri püskürtür. İran’ın füzeleri taklit yolu ile yapılmadı. İran’ın füzeleri, yapılacak bütün tehditleri kaldırabilecek seviyede geliştirildi” dedi.
”İmam Hamanei’ye olan inanç ve teslimiyetimiz tam!”
Filistin İslamî Cihat Hareketi Temsilcisi Nasır Ebu Şerif, Gazze’nin İran’dan başka yardımcısı olmadığını vurguladı
Filistin İslami Cihat Hareketi Tahran Temsilcisi Nasır Ebu Şerif, Batı Şeria’da güçlü bir intifadanın başlamasının yolunun Fetih Hareketi’nin arenaya inmesinden geçtiğini aksi takdirde Batı Şeria’da güçlü bir intifadanın başlayamayacağını belirtti.
Ebu Şerif, İmam Hamanei’nin Batı Şeria’nın silahlandırılmasıyla ilgili çağrısına ‘Lebbeyk’ dediklerini, İmam Hamanei’nin sözlerine inançlarının ve teslimiyetlerinin tam olduğunu ve Batı Şeria ile ilgili beyanatının pratikte gerçekleşmesini umduklarını ifade etti.
Gazze Şeridi yalnız olduğunu belirten Ebu Şerif, Gazze’ye İran’dan başka hiç bir ülke yardım etmediğini, Mısır, Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi İslam ülkelerinin Gazze’ye yardımcı olmadıkları gibi, bazen Gazze kuşatmasında siyonistlere destek olduklarını söyledi.
Kerbela 17 milyon ziyaretçiyi ağırlayacak
Kerbela şehri Turizm Komitesi başkanı bu yılkı Erbain merasimi için 17 milyona yakın ziyaretçinin bu şehre gelmesini beklediklerini belirtti.
kerbela şehri Turizm Komitesi başkanı Casim el-Maliki bu yılkı Erbain merasimi için 17 milyona yakın ziyaretçinin Kerbela’ya gelmesini öngördüklerini ve hazırlıklarını ona göre yaptıklarını söyledi.
Iraklı yetkili bu ziyaretçilerin 15 milyonunun Irak’ın değişik bölgelerinden ve 2 milyon kişinin ise diğer ülkelerden geleceklerini düşündüklerini ekledi ve bu ziyaretçilerin konaklayacakları ile ilgili birçok okul ve kamu binasının yanı sıra çadırların da hazırlandığını söyledi.
Hz. Hüseynın şehadetinin 40.günü Erbain söylenir ve Ehlineyti sevenler o gün kerbelada olmak için dünyanın dört küşesinden bu şehire akın ediyor ve en az 80 kilomtre yayan giderler .
Irak Başbakanı: İran’la ilişkilerimizi bozamayız
Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, İran’ın ölüm kalım anında Irak’a yardım ettiğini belirterek bu ülkeyle ilişkilerin bozulmasına rıza göstermeyeceğini söyledi.
Lübnan’ın el-Meyadin televizyonuna demeç veren Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, Suudi Arabistan’la ilişkilerin iyileştirilmesinden başka bir seçenek olmadığını; ancak Körfez ülkelerinin hala IŞİD tehlikesini kavrayamadığını ifade etti.
Başbakan Haydar el-İbadi, bazı çevrelerin İran’la ilişkilerin bozulmasını istediğini; ancak kendisinin buna rıza göstermeyeceğini belirterek “Biz şu an Irak’ta bir ölüm kalım savaşı ile karşı karşıyayız. İran bu savaşta bizim yanımızda yer aldı” dedi.
ABD Başkanı Barack Omaba’nın kendisiyle yaptığı görüşmede Bağdat’ın tehditle karşı karşı karşıya olduğunu; ancak ABD’nin Irak’ı ve güvenlik güçlerini desteklemekte tereddütlü olduğunu söylediğini nakletti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak İran, bize ve Kürtlere yardım etmekte hiçbir tereddüt göstermedi, İranlılar, Irak’a yönelik bir tehdidi kendilerine yönelik olarak gördüler; çünkü iki ülke de ortak çıkarlara sahip.”
Suriye sorununa da değinen İbadi, Suriye sorununun siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini vurguladı ve “Suriye’de çatışmaların durması için yardıma hazırız. Suriye’de kanın dökülmeye devam etmesi, bu ülkede her şeyi yok ediyor ve biz bundan son derece rahatsızız” diye konuştu.
Irak’la Suudi Arabistan ilişkilerinin iyileşmesinin de bir zaruret olduğunu belirten Haydar el-İbadi, “Suudi Arabistan’la ilişkilerin iyileştirilmesinden başka seçenek yok; ancak Körfez ülkelerindeki bazı liderler hala IŞİD’in bölge ülkelerine yönelik tehlikesinin farkında değil” dedi.
İbadi, Suudi yetkililerle şimdiye kadar bu konuda görüşmelerinin olup olmadığı yönündeki bir soruya da sözlü olarak temaslarının olduğunu ancak pratik ve gerçekçi düzeyde işlerin yavaş ilerlediğini söyledi ve bu durumun iki ülkenin de yararına olmadığını ifade etti.
Hac Kasım Nemesis
ABD basınının 2012’de ‘dünyanın en tehlikeli adamı’ gördüğü Hac Kasım’ı 2014’te ‘Nemesis’ ilan etmesi, sahadaki iki yıllık değişimle doğrudan ilgili.
Irak’ta IŞİD işgalinden kurtarılan yer sayısındaki artışla İran Devrim Muhafızları Kudüs Ordusu Komutanı General Kasım Süleymani’nin gündeme geliş sıklığı arasında doğru bir orantı gözlemleniyor.
Newsweek dergisinin geçen hafta kapak konusu yaptığı General Kasım Süleymani’ye dair “Nemesis”[1] nitelemesi, General Süleymani ile ilgili gündemin sadece niceliğinde değil, niteliğinde de ciddi bir değişim olduğuna işaret ediyor.
Kelime anlamı itibariyle şans ve ikbal dağıtan demek olan Nemesis, Yunan mitolojisinde kibirlileri ve küstahları cezalandıran acımazız intikam tanrıçası olarak tanınıyor.
Ancak ‘nemesis’ kelimesi modern İngilizcede ‘ezeli düşman’, ‘can düşmanı’ gibi anlamlarda kullanılıyor.
Mitolojideki anlam düşünüldüğünde Newsweek’in dosyasında Musul’u ele geçirdikten sonra hilafet ilan ederek tüm bölgeyi ateşe verme tehdidinde bulunan IŞİD, ‘kibirliliğin ve küstahlığın’ sembolü olarak gösteriliyor.
Erbil ve Bağdat’ın IŞİD saldırılarından korunmasındaki; Emirli, Curf es-Sahar, Beyci, Celula ve Sadiye’nin IŞİD işgalinden kurtarılmasındaki rolü sebebiyle de General Kasım Süleymani, ‘Nemesis’ olarak niteleniyor.
İran’da ve Lübnan, Suriye Irak ve Kürdistan Bölgesi’ndeki dostları arasında ‘Hac Kasım’ diye tanınan General Süleymani, iki yıl önce ABD basınında “Dünyanın en tehlikeli 15 adamı”[2] arasında yer alıyordu.
Aslında Hac Kasım’ın ‘kibirli ve küstah’la savaşında bir değişiklik olmamasına rağmen iki yıl içerisinde ‘dünyanın en tehlikeli adamı’ olmaktan çıkarılıp ‘Nemesis’e dönüştürülmesi ‘kibirli ve küstahın’ değişmesinden kaynaklanıyor.
1979’daki İslam Devrimi’nden beri İran’da ‘uluslar arası emperyalizm’, ‘istikbar-ı cehani’ kavramıyla ifade ediliyor.
Kur’an’a ait bir terim olan ‘istikbar’ın, ‘kibir’ kelimesinin türevi olarak emperyalizmin doğasını ifade ettiği vurgulanıyor ve ABD ile iki eşit ülke olarak ilişki kurulamaması da onun ‘istikbari’ doğası ile açıklanıyor.
İran-ABD çatışması ve Hac Kasım
Amerika ile İran arasındaki çatışmanın sadece siyasi veya ekonomik alanla sınırlı olmaması ve çatışmanın her iki tarafın bölgesel stratejik derinliklerinde askeri boyutta sürmesi, ABD tarafında CIA ve Pentagon’un, İran tarafında ise Kudüs Ordusu’nun rolünü arttırıyor.
Lübnan, Suriye, Irak, Afganistan ve bugünlerde ise Yemen, çatışmakta olan İran ile Amerika’nın bölgedeki ortak stratejik derinliği olarak öne çıkıyor.
ABD’nin 11 Eylül gerekçesiyle ‘istikbar’ kavramına tam denk düşecek şekilde 2003’te BM Güvenlik Konseyi’ni de çiğneyerek Irak’ı işgal etmesi ve Büyük Ortadoğu Projesi ile tüm bölgeyi yeniden düzenlemeye kalkması iki taraf arasında halen sürmekte olan Soğuk Savaşın sebebi oldu.
General Kasım Süleymani, ABD’nin önce Afganistan ardından da Irak büyükelçiliğini yapan Zalmay Halilzad tarafından tanınan bir isimdi. Ancak iki tarafın ilk sıcak tanışması, 11 Ocak 2007’de oldu.
ABD’nin Irak’taki Özel Operasyonlar Komutanı General Stanley McChrystal, İran’dan Erbil’e gelen bir araçta Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi ile Kasım Süleymani’nin de bulunduğu istihbaratını aldı.
ABD askerlerinin baskın yaptığı Erbil’deki İran Konsolosluğunda General Caferi ve Süleymani yoktu; ancak bu durum Amerikan askerlerini istihbarat raporunda bahsi geçen araçtaki beş İranlı diplomatı esir almaktan alı koymadı.
Çünkü General McChrystal, 5 diplomatın Kudüs Ordusu personeli olduğunu belirterek tutuklanmalarını emretmişti.
Bu olaydan kısa bir süre sonra ‘Asaibu’l Ehl-i Hak’ adlı 9 veya 11 kişilik bir milis grubunun Kerbela’daki ABD askeri komuta karargahına saldırdığı ve 5 Amerikan askerini esir aldığı, yapılan takip operasyonunda milislerin kaçtığı; ancak 5 Amerikan askerinin öldüğü açıklandı.
Bu operasyon, ABD’nin 5 diplomatı esir almasına Hac Kasım’ın verdiği cevap olarak yorumlandı.
ABD, Erbil’de Kudüs Ordusu komutanı avlamaya çalışmıştı; ama İran’ın Bağdat Büyükelçiliğini yapan Hasan Kazımi Kummi ve Hasan Danayifer, Kudüs Ordusu personeliydi ve Irak’taki siyasi süreçlerin ABD’nin aleyhine şekillenmesinde bu iki isim etkili olmuştu.
Lübnan ve Suriye’de savaş
ABD ve Hac Kasım’ın Irak’ta başlayan Soğuk Savaşı, 2004’ten itibaren Lübnan’da, 20011’den sonra da Suriye’de devam etti.
ABD, Irak işgaline karşı çıkan Fransa ile birlikte 2004’te Suriye ordusunun Lübnan’dan çıkarılmasını ve Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını öngören 1559 saylı BM kararını çıkardı.
2005’te eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin öldürülmesinden sorumlu tutulan Suriye, Lübnan’dan çekilmeye zorlandı böylece Hizbullah’ın yalnızlaştırılması hedeflendi.
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, 2006’daki Lübnan savaşını ‘Yeni Ortadoğu’nun inşası’ olarak niteledi.
2006 savaşı ile Hizbullah’ın askeri altyapısının çökertilmesi, İsrail’in Lübnan’da Litani nehrine kadar bir tampon bölge kurması ve Hizbullah’ın silahsızlandırılması hedeflenmişti. Savaşı Hizbullah’ın kazanması, Rice’ın sözünü ettiği ‘Yeni Ortadoğu’nun kurulamasını engelledi.
Benzer bir hedef, 2008 sonunda Gazze için öngörüldü; ancak 22 günlük ağır bombardımana rağmen Gazze’de de Filistin direnişinin askeri altyapısı çökertilemedi.
Irak’taki siyasi süreçlerin ABD’nin aleyhine şekillenmesinden ve Lübnan ile Filistin direnişlerinin çökertilememesinden Suriye yönetimi ile birlikte ‘Direniş Ekseni’ni’ güçlendiren Kudüs Ordusu Komutanı General Kasım Süleymani sorumlu tutuldu.
Arap Baharı ve Yeni Ortadoğu
Irak işgalinden sonra söz konusu edilen Büyük Ortadoğu Projesi Irak’ta, Lübnan’da Filistin’de başarısız oldu, öngörülen ‘Yeni Ortadoğu’ en azından bu üç bölgede Direniş Ekseni’nin lehine şekillenmeye başladı. Bu cümleden;
1- ABD, Irak’ta İyad Allavi başbakanlığında ‘uzun vadeli stratejik işbirliği anlaşması’ imzalatabileceği bir siyasi yapı kuramadı; 11 Aralık 2011’de tek bir askeri üs bile elde edemeden Irak’tan çekildi.
2- 2005’te yalnızlaştırılmaya çalışılan ve Lübnan’dan çıkarılan Suriye, Lübnan ve Filistin’de Suudilerin bile ‘Sin-Sin formülü’ çerçevesinde işbirliği kurmaya çalıştığı vazgeçilmez bir aktör haline geldi.
3- Filistin’de müzakere tezini savunan el-Fetih zayıfladı, direniş tezini savunan Hamas iktidar oldu.
4- 2005’e kadar kabineye girmeyi önemsemeyen Hizbullah, Lübnan’da hükümetin de cumhurbaşkanının da seçilmesinde en belirleyici siyasi grup haline geldi.
5- Resmi sınırı olmayan İsrail, Direniş’in oluşturduğu caydırıcılık dengesiyle fiilen sınırlanmış oldu.
Ancak 2011 yılının mart ayından itibaren Suriye’yi de içine alan ‘Arap Baharı’, uluslar arası ve bölgesel aktörlerin müdahaleleri sebebiyle Büyük Ortadoğu Projesi’yle öngörülen sonuçlar yaratmaya başladı.
Direniş Ekseni’nin ‘istikbar’a ve bölgedeki uzantısı İsrail’e doğrultulmasını istediği namlular, tekfirciler aracılığı ile içeriye yöneldi.
Direniş’i Suriye, Irak ve Lübnan’da savunma pozisyonuna sürükleyen bu yeni konjonktür çerçevesinde 2012 yılı temmuzunda Suriye yönetimini birkaç haftada devirmeyi hedefleyen birvekalet savaşı başlatıldı.
Ancak bu savaştaki başarısızlık sebebiyle 2013 eylülünden itibaren Suriye’de kontrolden çıkan‘vekiller’, 2014 haziranından itibaren Irak’ta ‘asıllar’ için bile tehdit haline geldi.
Newsweek’e konuşan Irak’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Muvaffak Rubaie, şunları söylüyor: “Musul düştükten üç gün sonra Irak’ın yardımına koşan kimdi? Amerikalılar değildi. Onlar üç ay sonra bir vatandaşlarının başı kesildikten sonra hava saldırısı yaptılar. Bağdat ve Erbil’in düşmesini İran önledi.”
Newsweek’in haberinde ayrıca İran’ın daha ilk haftalarda Irak’a 88 Rus Sokhoi uçağı ile Irak silahlı güçlerini eğitmek için en seçkin savaşçılarını gönderdiği ifade ediliyor.
Muvaffak Rubaie’nin verdiği bilgiler, Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye teşekkür mektubuyla[3] ve KYB’nin Celula ve Sadiye’nin kurtarılmasındaki rolü sebebiyle İran’a teşekkür etmesiyle[4] de doğrulanıyor.
ABD basınının 2012’de ‘dünyanın en tehlikeli adamı’ gördüğü Hac Kasım’ı 2014’te Yunan mitolojisindeki anlamıyla ‘Nemesis’ ilan etmesi, sahadaki iki yıllık değişimle doğrudan ilgili. Bununla birlikte sahadaki iki yıllık değişime rağmen Hac Kasım’ın ‘can düşmanı’ (nemesis) olarak görülmeye devam edilmesi de kendi içinde son derece tutarlı.
Başta General Süleymani olmak üzere İranlı yetkililer ise ABD liderliğindeki uluslar arası koalisyonun IŞİD’le mücadelesini ciddi görmüyorlar. Irak ve Suriye’de istikrar ve güvenlik yaratacak siyasi sonucun ancak askeri sahada üretilebileceğini düşünüyorlar.
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, Irak’ta Emirli, Curf es-Sahar, Beyci, Celula ve Sadiye’nin birkaç gün içerisinde IŞİD’den temizlendiğini; ancak koalisyon uçaklarının bir aydır bombaladığı Kobani’nin hala IŞİD kuşatması altında olduğuna dikkat çekerek ABD’yi samimiyetsizlikle suçluyor.
Suriye’de IŞİD’i tehdit olarak görmeyen ABD’nin, bu örgütü Suudi Arabistan, Ürdün ve Kürdistan Bölgesi’ne tehdit olmayacak şekilde yaşatmak niyetinde olduğu tezini doğrulayacak çok sayıda kanıt sunulabilir.
Bu yüzden Hac Kasım’ın Irak’taki temizlik çalışmaları ile Suriye ordusunun Halep’e yoğunlaşmasının eş zamanlı gelişmesi tesadüf bile olsa anlamlı gözüküyor.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
[1] Newsweek. 27 Kasım 2014. Nemesis: The Shadowy Iranian Training Shia Militias in Iraqhttp://www.newsweek.com/2014/12/05/nemesis-shadowy-iranian-training-shia-militias-iraq-287610.html
[2] Wired. 19 Aralık 2012. The 15 Most Dangerous People in the Worldhttp://www.wired.com/2012/12/most-dangerous-people/#slideid-192001
[3] YDH. 11 Ağustos 2014. Barzani’den Ruhani’ye mektup. http://www.ydh.com.tr/HD13109_barzaniden-ruhaniye-mektup.html
[4] YDH. 27 Kasım 2014. Kürdistan’dan İran’a Celula ve Sadiye için teşekkür.