کارگر

کارگر

İran İslam Cumhuriyeti Meclis Başkanı Ali Laricani ve İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Shamkhani, Gazze zaferi dolayısıyla direniş liderlerini arayıp İran’ın tebriklerini iletti.

İran İslam Cumhuriyeti Meclis Başkanı Ali Laricani ve İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Shamkhani, Gazze zaferi dolayısıyla direniş liderlerini arayıp İran’ın tebriklerini iletti.

“İran, Filistin tamamen özgürleşinceye Filistin halkına desteğini sürdürecektir.”

 Hamas siyasi büro lideri Halid Meşal’le telefonda görüşen İran Meclis Başkanı Ali Laricani, direnişin zaferinden dolayı tebriklerini sunarken, “direniş, işgal altındaki toprakların kurtuluşunun ve Filistin halkının haklarının alınmasının tek yolu direniştir” dedi.

Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik saldırılarını “alçakça bir soykırım” olarak tanımlayan Laricani, “İran İslam Cumhuriyeti Kudüs tamamen özgürleşinceye kadar Filistin halkına elinden gelen her desteği sunacaktır” dedi.

İran İslam Cumhuriyeti Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Shmakhani de Hamas siyasi büro başkanı Halid Meşal ve Filistin İslami Cihad lideri Ramazan Abdullah Şallah ile yaptığı telefon görüşmesinde, Filistin halkının Siyonist düşman karşısında kazandığı zaferden dolayı tebriklerini sunarak “Tahran her zaman Filistin direniş güçlerini destekledi, bütün Filistin özgürleşinceye kadar da bu desteğini sürdürecektir” dedi.

“İran Batı Şeria’yı Silahlandırmaya Başladı”

İran İslam Cumhuriyeti Besic ordusu komutanı Muhammed Rıza Nakdi, “İran Batı Şeria’daki Filistinlilerin silahlandırılması çabalarını yoğunlaştırdı. Batı Şeria’nın silahlandırılması başladı, silahlar bu bölgedeki Filistinliler silahla donatılacaktır. Bu süreç İsrail’in yok oluşunu beraberinde getirecektir” dedi.

Nakdi konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Siyonistler şunu çok iyi bilmeli ki, bir sonraki savaş mevcut sınırlarda kalmayacak, mücahitler Siyonistleri geri püskürtecektir.”

Nakdi konuşmasında Gazze direnişinin silah, cephane, eğitim ve teknik bilgilerin de İran tarafından sağlandığını sözlerine ekledi

Cumartesi, 30 Ağustos 2014 00:00

Erdoğan görevi Gül'den devraldı

12. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de mazbatasını aldıktan sonra ant içerek görevine başladı.
Türk basınında yer alan habere göre,11. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül görevini 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a devretti. Çankaya Köşkü'nde gerçekleşen törende konuşan halef-selef cumhurbaşkanları birbirlerine 'Kardeşim' diye hitap ederken Gül yaptığı konuşmada, "11. cumhurbaşkanlığı görevimi 12. cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'a devretmekten büyük bir şeref duyuyorum. Sayın Cuhmurbaşkanımızın liderliğini, çalışma azmini, hakka olan bağlılığını en iyi bilenlerden biriyim. Kardeşim Tayyip Erdoğan'la Türkiye çok daha ileri gidecektir. Buna inancım tamdır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, "Bundan sonra da sayın Abdullah Gül'ün tecrübe ve fikirlerinden istifa etmek arzusunda olduğumu belirtmek isterim. Hani bizim bir şarkımız var, beraber yürüdük biz bu yollarda. Biz bu yollarda kar kış demeden beraber yürüdük. Ve inşallah yeni Türkiye'nin inşası yolunda yine hep beraber yürüyeceğiz" diye konuştu.

İran Dışişleri Bakanı Erdoğan’ın yemin töreninde
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Türkiye'nin yeni seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yemin törenine katıldı.
Erdoğan'ın yemin törenine 16 ülkenin devlet başkanı, 4 ülkenin meclis başkanı ve 14 başbakan başta olmak üzere 60'dan fazla ülkenin temsilcileri katıldı.

Recep Tayyip Erdoğan 10 Ağustos seçimlerinde oyların yüzde 51'inden fazlasını alarak, Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanı olarak seçildi.
 

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve beraberindeki kabineyi kabul eden İslam İnkılabı Rehberi, hükümete yeni tavsiyelerde bulundu.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Seyyid Ali Hamenei Çarşamba sabahı İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve kabine üyeleriyle yaptığı görüşmede toplumda psikolojik huzurun sağlanması, enflasyonun kontrolü, döviz fiyatlarında istikrar ve sağlık projelerinin hayata geçirilmesinden hükümetin değerli girişimleri olarak söz etti ve inkılapçı bir ruhla direniş ekonomisi politikalarının uygulanması, yerli üretime dayanılması, tarım ve sanayi sektörlerine özel ilgi, başta Amerika'nın müdaheleleri olmak üzere bölgesel ve uluslararası sorunlar karşısında açık ve net bir tavır takınılması, kabine içerisinde insicam, sistem içindeki kırmızı çizgilere riayet olunması ve insaflı eleştiriler karşısında olgun tepkiler verilmesi gibi tavsiyelerde bulundu.

İslam İnkılabı'nın ilk yıllarında cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yapan Muhammed Ali Recai ve Muhammed Cevad Bahüner'in şehadet yıldönümünü içeren hükümet haftası münasebetiyle gerçekleştirilen bu görüşmede bu iki şehidin hatırasını övgüyle anan Ayetullah Hamenei, Recai ve Bahüner'in inkılapçı bir ruhla ve Allah rızasını gözeterek hareket ettiklerini hatırlattı ve şu anda İslam Cumhuriyeti'nde hizmet veren yetkililerin de aynı şekilde hareket etmelerini öğütledi.

İnkılap Rehberi, görüşmede İran Cumhurbaşkanı Ruhani tarafından hükümetin son bir yıldaki faaliyetleri hakkında sunduğu rapora değinerek şöyle konuştu: ‘Hükümetin faaliyet raporu, halkın bilgilendirilmesi amacıyla kamuoyuna aktarılmalı ve bu bağlamda dakik istatistikler sunularak, abartılı beyanlardan kaçınılmalıdır. Böylece halkın geleceğe olan ümidi arttırılabilir. Halkın ümitleri yalnızca bu tür raporlarla artmaz ve verilen vaatler pratik sonuçlarla halka gösterilmelidir. Öncelikle, çalışma ve faaliyet ile halka hizmet girişimlerine süreklilik kazandırılmalı ve teferruatta ve marjinal konularda kaybolmamaya özen gösterilmelidir. Hükümet içindeki insicam korunmalı ve kabineden tek bir ses yükselmelidir. Siyasal kavgalar ve sloganlarla toplumun kutuplaştırılmasından uzak durulmalıdır.'

 İmam Hamenei önceki hükümetler hakkındaki mübalağalı ve insaf ölçülerinin dışında serdedilen bazı açıklamaları hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Eğer bu açıklamalarda insafsızlık varsa, gelecekte de bizim hakkımızda insafsız açıklamalarda bulunulacak demektir. Eğer önceki dönemlerde sürdürülen siyasetler ve girişimleri beğenmiyorsak, en iyi yol onların pratikte ıslahıdır ve bu yöntem, görüş açıklamasından daha da iyidir.'

İslam İnkılabı Rehberi daha sonra hükümetin bölgesel ve uluslararası sorunlar karşısındaki net ve kesin tavırlarını ‘iyi girişimler' olarak değerlendirdi ve hükümetin Filistin, siyonist rejim, Gazze, Suriye, Irak, tekfirciler ve Amerika'nın müdaheleleri karşısındaki tutumunun İslam Cumhuriyeti nizamının yararına olduğunu ve diplomasi ve müzakere teamülüne de aykırı düşmediğini vurgulayarak, bu konulardaki şeffafiyetin, İslam nizamının genel çerçevesini ve milletler arasındaki stratejik arka planını koruyacağının altını çizdi.

Ayetullah Cafer Süphani, Şiiliğin ne zaman ortaya çıktığı konusundaki soruya şu cevabı verdi:
 
Genellikle bu tür sorular kelam alanında dillendirilmektedir. Mesela Eşarilik ne zaman ortaya çıktı? Mutezile ne zaman şekillendi? Hanefilik, Şafiilik, Hanbelilik ve Malikilik ne zaman ortaya çıktı?… türünden sorulara şöyle cevap verilir: Eşarilik Ebul Hasan Eşari (260-324 h) tarafından dördüncü asırda ortaya çıkan bir kelam ekolüdür. Bunun karşısında Hasan Basri’nin (ö:110 h) öğrencisi olan Vasıl b. Ata’nın (80-130 h) görüşlerini ihtiva eden Mutezile ekolü vardır. Burada söz konusu ekolün ortaya çıkış tarihini belirlemek mümkündür. Fıkhi mezhepler konusunda da durum aynıdır. Hanefi mezhebi Ebu Hanife (80-150 h) tarafından, Şafii mezhebi Muhammed b. İdris (150-204 h) tarafından şekillenmiş, vücuda gelmiştir. Malikilik ve Hanbelilik de aynı şekilde belli bir tarihte belli şahsiyetler tarafından ortaya çıkarılmıştır. Fakat Şiilik bir kelam veya fıkıh ekolü değildir. Dolayısıyla İslam’ın zuhurundan ve Resulullah’ın (s.a.a) vefatından sonra ortaya çıkmamıştır. Aksine İslam ve Resulullah’la (s.a.a) başlayan bir süreçtir.

Başka bir ifadeyle Şiilik İslam tarihi ile yaşıttır veya Şiilik Resulullah’ın (s.a.a) getirmiş olduğu öğretileri ihtiva eden orijinal İslam’ın bir diğer adıdır. Resulullah’ın (s.a.a) öğretilerinden biri, imamet meselesinin Allah’tarafından tayin edilmiş ve Resulullah tarafından da tanıtılmış olan bir imam vasıtasıyla devam etmesi konusudur. İslam dininin bekasının garantisi olan bu temel ilke Şiiliğin mahiyetini teşkil etmiştir. Resulullah (s.a.a) kendi hayatında bunun duyurusunu yapmış, ümmete deklare etmiştir. Sahabeden bir güruh kimse bunu kabul etmiş ve peygamberin vefatından sonra da bunun savunuculuğunu yapmıştır. Bu sahabeler Resulullah döneminde ve o hazretin vefatından sonra Şiiliğin öncülüğünü yapmış kimselerdir. Bir grup sahabe ise bunu görmezden gelmiş ve önderliği başkalarına mal etmişlerdir.

Dolayısıyla Şiilik Resulullah (s.a.a) döneminde ortaya çıkmış, Resulullah’tan (s.a.a) sonra ümmetin imamet görevini Allah’ın tayin ettiği ve peygamberin de ümmete tanıttığı imam tarafından yürütüldüğünü kabul eden kimselere Peygamberin vermiş olduğu bir ismidir.

 

Resulullah’ın (s.a.a) kelamında Şiilik

Beyyine suresinin 7. Ayetinde şöyle buyurmuştur: İman edip Salih amel işleyenler yaratılmışların en hayırlısıdır. Ehlisünnetin de birçok tefsir kaynağında Resulullah’ın (s.a.a) bu ayeti okuduktan sonra İmam Ali’yehitaben “Onlar sen ve senin Şiandır” buyurduğu zikredilmiştir.

Peygamberimiz bisetin üçüncü yılında davetini açıkladığında akrabalarından kırk kişiyi evinde topluyor ve onlara şu öneriyi getiriyor: Size çok değerli bir şey getirdim. Allah’tan başka ilah yoktur ve ben onun elçisiyim. İçinizden kim bunu kabul edecek ki aranızda benim vasim ve halifem olsun?

Peygamberin bu teklifi karşısında hiç kimseden bir ses çıkmıyor ve yaklaşık 15 yaşları civarında olan Ali ayağa kalkıyor “Ben bunu kabul ediyorum ey Allah’ın Resulü!” diyor. Resulullah (s.a.a) ona oturmasını buyuruyor ve teklifini iki kez daha yineliyor. Her ikisinde yine sadece Ali peygamberin davetini kabul edince Resulullah (s.a.a) kendi risaletini duyurduğu o günde Ali’nin de imametini dururuyor. Bu da şunu göstermektedir ki risaletle imamet birlikte gündeme gelen bir konudur. Şiilik de risaletin imametle devam ettiği görüşünü kabul etmenin ismidir.

İran Genel Kurmay Başkanı Yardımcısı General Mesut Cezayiri, korsan İsrail’in casus İHA’sına gereken cevabı düşmanın işgal ettiği Filistin topraklarında vereceklerini vurguladı.

Korsan İsrail’in düşürülen casus İHA’sı hakkında bir açıklama yapan Genel Kurmay Başkanı Yardımcısı General Mesut Cezayiri, Tel aviv İHA’nın vurulduğunu doğruladığını, çünkü bunu doğrulamaktan başka çaresi olmadığını belirtti.

İran semaları silahlı kuvvetlerin mutlak gözetiminde olduğunu vurgulayan General Cezayiri, her türlü hareketliliği gece gündüz rasat ettiklerini ifade etti.

General Cezayiri, korsan İsrail’in casus İHA’sının düşürülmesi İran’ın son tepkisi olmadığını, İsrail’in casus İHA’sına gereken cevabı düşmanın işgal ettiği Filistin topraklarında vereceklerini vurguladı.

Uçağın hangi ülkeden havalandığını bildiklerini belirten General Cezayiri, bu ülkenin adını şimdilik açıklamadı.

İran Devrim Muhafızları Komutanı General Muhammed Ali Caferi, 51 günlük savaşın ardından Siyonist rejime galip gelen kahraman Gazze halkına mektup yazdı.
 
 Bağımsızlığına ulaşıncaya kadar, İran’ın Filistin halkının ve direnişin yanında olacağını vurgulayan Muhammed Ali Caferi, “Gazze’nin mazlum halkına, kahraman ve cesur direnişçilerine” diye başladığı mektubuna şöyle devam etti;

“Allah’ın yardımı ve sizin gayretinizle örümceğin yuvası bozuldu. Bu başarınız İslam tarihinde ilelebet payidar kalacaktır.

İslam düşmanlarına karşı verdiğiniz mücadelede yanınızda olmayı çok istedik. İnşaallah bu isteğimiz bir gün gerçekleşir.

51 günde kazandığınız bu başarı çocuk katili bu rejimin yok oluşunun temellerini attı.

Düşmanlar, yıllardır, bölgedeki inkılapçı Müslümanları bir birine düşürmeye çalıştı. Ancak, İmam Hamanei’nin bu komployu açığa çıkarıp yol göstermesiyle, düşmanın bu planı başarısızlığa uğradı.

Şunu çok iyi bilin ki, topraklarınız düşmanın işgalinden tamamen kurtuluncaya dek, imanınızı, değerlerinizi, izzetinizi ve bağımısızlığınızı savunmaya devam edecek ve her daim yanınızda olacağız.

İran halkı ve İslam İnkılabı ordusunun, geçmişte olduğu gibi bugün de her konuda size yardım edeceğinden emin olun.

Sonuna kadar yanınızdayız.

Cihat bayrağını dalgalandırmaya devam edin. Ebedi zafer çok geç değil.”

Cumartesi, 30 Ağustos 2014 00:00

İmam Hamanei emretti İran yaptı

“Baver 373″ adlı hava savunma füze sisteminin, Rusya’dan alınması planlanan S300′den daha gelişmiş hedef algılama, tanımlama ve vurma özelliğine sahip olduğu açıklandı.
 İran’ın üretime başladığı hava savunma füze sistemi için geri sayım başladı.

Rusya’nın, 2007 yılında Batının baskısıyla, İranla yaptığı anlaşmayı askıya alarak S 300 hava savunma füze sistemini satmaktan vaz geçmesi üzerine, İmam Hamanei İran Savunma Bakanlığı’na “gidin kendiniz yapın” demişti.

Savunma Bakanlığı, İmam Hamaney’in emri üzerine başlayan yerli savunma füzeleri üretiminde sona yaklaştıklarını duyururken, üretilme aşamasında olan “Baver 373″ adlı hava savunma füze sisteminin, Rusya’dan alınması planlanan S300′den daha gelişmiş hedef algılama, tanımlama ve vurma özelliğine sahip olduğunu vurguladı.

Bir yıl içinde tamamlanması beklenen “Baver 373″ füze savunma sistemi bugün ilk kez basının karşısına çıkarılırken, Hatem’ul Enbiya Karargahı Hava Savunma Sanayii Komutanı Tuğgeneral Ferzad İsmaili hava savunma füze sisteminin ilk tatbikatını başarıyla geride bıraktığını açıkladı.

İslam Devrim Muhafızları Genel Komutan Vekili, Siyonist İHA’sının hangi ülkeden kalktığı mevzusunu açıklık getireceklerini ifade ederek, söz konusu İHA’nın ülkeye girişinden itibaren takibe aldıklarını bildirdi.
Mehr haber ajansı muhabirinin bildirdiğine göre, bugün İçişleri Bakanlığı’nın seferberlik kurumu toplantısında gazetecilere demeç veren İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Genel Komutan Vekili General Hüseyin Selami, Siyonist İHA’sı nerden kalktığı sorusu üzerine, söz konusu İHA’nın bölge ülkelerden kalkışı ihtimalini ele aldıklarını ifade etti. 

Bu İHA’nın kalkışı işgal altındaki topraklardan olması imkansız olduğunu konuşmasına ekleyen General Selami, Siyonist İHA’sı ülke sınırlarına girer girmez takibe alındığını, düşmanın istihbarat senaryosunu açığa çıkartmakta başarılı olduklarını ve zamanında onu yok ettiklerini bildirdi. 

General Selami, düşürülen Siyonist İHA’sının menzili kısa olduğu dolaysıyla bölge ülkelerdeki üslerden kalktığı ihtimli yüksek olduğunu kaydetti.

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Erbil'de Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ve Irak'ın Eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile görüştü.
 Zarif, Barzani ile katıldığı ortak basın toplantısında, İran'ın Kürtler ile Irak Merkezi Yönetimi arasında anlaşmaya destek verdiğini ifade etti.

Zarif önceki gün, Mesut Barzani ile baş başa yaptığı görüşme sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında, İran'ın Irak'ın toprak bütünlüğüne destek verdiğini, ayrıca Bölgesel Kürt Yönetimi ile Bağdat hükümeti arasında sağlanacak her türlü anlaşmayı destekleyeceğini kaydetti.

Tahran'ın Irak'ın Toprak bütünlüğü, güvenlik ve kalkınmasını kendi güvenliği ve kalkınması gibi gördüğünü ifade eden Zarif, IŞİD sadece Kürt, Arap ve Şii'lerin düşmanı değil, bütün bölge ülkelerinin düşmanı olduğunu belirtti.

İran'ın Irak'ta askeri varlığı olmadığını da ifade eden Dışişleri Bakanı Zarif, ancak Tahran'ın Irak yönetimi ve Kürdistan ile askeri ve diğer alanlarda işbirliği yaptığını kaydetti. İran İslam Cumhuriyeti'nin Batılıların tersine Irak ve Kürdistan'la ilgili bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini hatırlatan Dışişleri Bakanı Zarif, Barzani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, İran'ın Irak'a desteğine vurgu yaptı.

Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani de Zarif'le katıldığı ortak basın toplantısında, Kürdistan'ın bütün ülkelerden yardım talebinde bulunduğunu ve İran İslam Cumhuriyeti'nin bu talebe olumlu karşılık veren ilk ülke olduğunu ifade etti.

İran Dışişleri Bakanı ve Bölgesel Kürt Yönetimi başkanı bugünkü görüşmelerinde, İran ile Irak ilişkilerinin muhtelif alanlarda gelişmesine vurgu yaptı.

Irak'ın milli birliği ve bütünlüğüne temas eden Barzani, Irak'ta bir an önce yeni kabinenin kurulması için yeni Başbakan Haydar el-İbadi'ye tam destek verdiğine vurgu yaptı.
İran İslam Cumhuriyeti ve İslam İnkılabı Rehberi'ne teşekkür eden Mesut Barzani, İran'ın zor günlerde, karşılıksız olarak Kürdistan'ın yardımına koştuğunu ve bölge insanlarının asla İran'ın bu yardımlarını unutmayacağını kaydetti.

Barzani ayrıca, Irak'ta güvenliğin tesisi ve toprak birliği ve bütünlüğünün korunmasına etkin ve zamanında sürekli destek veren İran'ı övdü.

İran Dışişleri Bakanı da Tahran'ın el-İbadi'ye verdiği desteğin Irak istikrarını takviye etmek çerçevesinde olduğunu, Irak'ın milli çıkarları ve büyük merciliğin tavsiyelerini karşıladığını belirterek, Irak yetkililerin milli birliği desteklemekte vizyoner bir yaklaşım sergilemeleri ve olası sorun ve ihtilafları anayasa çerçevesinde çözümlemeleri gerektiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Zarif, Irak Kürdistan bölgesine gerçekleştirdiği ziyareti kapsamında Süleymaniye'ye de gitti.

Celal Talabani'nin oğlu ve Bölgesel Kürt yönetimi Başkan yardımcısı Kubat Talabani tarafından karşılanan Zarif, Irak Kürdistan Yurtsever Birliği Başkanı ve Eski Cumhurbaşkanı Celal Talabi'yle yaptığı görüşmede, bölge ve Irak gelişmelerini ele aldı.



İran bütün gücüyle Irak başbakanına desteklemekte

Yeni Irak başbakanı ile görüşen İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, İran’ın bütün gücüyle Irak halkı seçimlerine ve yeni başbakanına desteklemekte olduğunu ifade etti.
Mehr haber ajansı muhabirinin Irak’tan bildirdiğine göre, önceki gün Bağdat’ta yeni Irak başbakan Haydar el’İbadi ile görüşen İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakahı Muhammed Cevad Zarif, İran’ın el’İbadi’nin seçilmesinden memnun olduğunu dile getirdi. 

Zarif, İran’ın bütün gücüyle Irak halkı seçimlerine ve başbakanına destek vereceğini ifade etti. 

Nuri el’Maliki dönemide İran ve Irak arasındaki iyi ilişkilerine işaret eden Zarif, el’İbadi döneminde bu ilişkilerin daha da pekiştirilmsini ümit etti. 

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarfi, Irak yetkilileri ile ikili görüşmeler gerçekleştirmek için önceki gün Bağdat’a gitti.

 

 

Birleşmiş Milletler, Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Yaşam Bilimleri ödülünü İranlı araştırmacı Hüseyin Beharvend'e verdi.
UNESCO'nun 2014-2015 yılı Yaşam Bilimleri ödülü İran Royan Kök Hücreleri Araştırma Kurumu başkanı Hüseyin Beharvend'e layık görüldü.

Birleşmiş Milletler, Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)'nun sözkonusu ödülleri, insanların yaşam kalitelerinin arttırılmasında değerli araştırmalarda ve hizmetlerde bulunanlara veriliyor.

İran'ın Royan Kök Hücreleri Araştırma Kurumu, başta kök hücreler olmak üzere araştırma alanındaki başarılarıyla dünyanın en seçkin araştırma ve bilim merkezlerinden biri olarak tanınıyor.