" (El Menar)Sitesinde verdiği demeçte Cabir, Suriye ordusunun Kuseyr'de kontrolü sağlamayı başarması ile Humus savaşının bittiğini belirtti. Cabir'e göre bu avantaj ile Suriye ordusu Humus'tan, Asi'nin doğusu boyunca Lazkiye'ye kadar uzanan bölgede kontrolü sağlayacaktır."
Suriye'deki ''küresel savaş'', Lübnan sınırından 15 km., Humus merkezden 35 km. uzaklıkta, silahlı muhalefetin kalesi olarak görülen ve stratejik bakımından önemli bir yer olan Kuseyr'de devam ediyor.
Kuseyr, Suriye krizi boyunca, silahlı grupların Humus'taki savaşlarına kaynak sağladıkları bir karargah konumundaydı. Humus, saha ve nüfus bakımından Suriye'nin en büyük kentidir. Şam'ın ve sahil bölgelerinin Humus'a bağlandığı yolların kesişim noktası olan Kuseyr, sınıra yakın bir nokta olmasından dolayı da Lübnan ve Suriye arasında tarihsel olarak ticaret merkezi olmuştur. Dolayısı ile bir çok faktörden dolayı Kuseyr stratejik bir noktadır.
Suriye ordusu, silahlı grupları bölgeden tamamen temizlemek üzere Kuseyr'e girmiş durumda. Emekli Tuğgeneral Haşim Cabir'e göre, Kuseyr'i kontrol altına alan taraf, Humus'un kırsal bölgelerini, ardından da tüm Humus'u kontrolü altına alır. Sitemize verdiği demeçte Cabir, Suriye ordusunun Kuseyr'de kontrolü sağlamayı başarması ile Humus savaşının bittiğini belirtti. Cabir'e göre bu avantaj ile Suriye ordusu Humus'tan, Asi'nin doğusu boyunca Lazkiye'ye kadar uzanan bölgede kontrolü sağlayacaktır.
Kuseyr'in, Suriye'nin diğer illeri ile var olan bağlantılarından dolayı önemli ve stratejik bir nokta olmasının da ötesinde, bazı taraflar rejimi burada ''mezhebe dayalı bir devlet'' kurmaya çalışmakla suçluyor. Cabir, bu mantığa karşı çıkarak ''Rejimin buna yönelik bir çabası yoktur ve ayrıca bölünme rejimin çıkarına değildir'' dedi. Cabir, bunun aksine kentlerin birbirine daha çok bağlayan operasyonlar, bölme projelerine karşı en güzel cevap olmuştur dedi.
Bir diğer emekli Tuğgeneral İlyas Hana ise sitemize verdiği demeçte, Suriye ordusunun Kuseyr'deki savaşının rejimin çıkarına ilerlediğini ve ordunun silahlı muhalefete çok büyük bir darbe vurduğunu belirtti. Ordunun bu bölgede kontrolü sağlaması ile birlikte, Şam'dan Lübnan sınırına, Asi Nehri vadisinden Humus'a ve sahile kadar olan bölge güvenli alan ilan edilebilir. Hana'ya göre Humus, Kuseyr'de zafer kazanılmadan tamamen geri alınamazdı. Humus'u geri almanın yolu Kuseyr'den geçiyor. Kuseyr'in kontrol altına alınması demek bir sonraki adımın Humus temizliği olacağı anlamına gelir.
Amerikan New York Times gazetesi, Suriye ordusunun Kuseyr kazanımının, stratejik bir başarı olduğunu yazdı. Ordunun ilerlemesiyle eşzamanlı olarak karşı tarafta silahlı muhalefetin de tehlikeli bir gerileme yaşadığını belirten gazete, Suriye ordusunun, Rus-Amerikan uzlaşısından sonra gelen barış müzakarelerine daha güçlü bir pozisyonla oturmak amacı ile daha büyük kentleri ve bölgeleri geri kazanma hazırlığı içinde olduğunu yazdı.
New York Times, Kuseyr savaşının, hem ordunun hem de muhalefetin kaderini belirleyecek en önemli çatışma olduğunu yazarken, Kuseyr'in düşmesinin, Humus'un tamamında olayların biteceği anlamı gelmediğine dikkat çekti. Ordu -kuzey ve doğu bölgelerde silahlı muhalefetin kontrolü altındaki yerleri geri kazanmak için gerçekleştireceği askeri operasyonların yolunu açan- kentin batısındaki kontrolünün öneminin farkında.
Tuğgeneral Cabir, Suriye sahasının ''küresel savaş sahası'' haline geldiği tespitinden yola çıkarak, “istihbarat servisleri ve uzantılarıyla sahada var olan Batılılar, Kuseyr'de de varlar” dedi. ''Savaşların anası'' diye tabir ettiği Kuseyr savaşının, bu istihbarat servislerini buraya topladığına dikkat çeken Cabir, buna rağmen Batı medyasının iddia ettiği gibi İsrail'in, Kuseyr'e asker gönderdiğine inanmıyor
Cabir, İsrail'in Suriye'de herhangi bir tarafın kazanmasını istemediğini belirtiyor: ''İsrail; Suriye'nin askeri, beşeri, siyasi, altyapısal ve maddi olarak kan kaybedişini mutlulukla izliyor. İsrail, Suriye'de daha çok kanın akması için, istihbaratı ile Suriye'ye her gün müdahale edip kışkırtmalarda bulunarak ateşi daha çok alevlendirmeye çalışıyor.''
Albay Emin Hatit, bir makalesinde, Kuseyr savaşının, düşmanın tasfiyesi anlamına geldiğini ifade etti. Hatit, Suriye krizinin ömrünün kısaldığına ve düşmanın bir çöküş yaşadığına dikkat çekiyor. Hatit, bu savaşın kesin bir şekilde şu üç duruma yol açtığını düşünüyor:
1- Lübnan'ın, silahlı çeteleri destekleme rolü devre dışı kaldı. Özellikle Akker, Arsel ve Bekaa yolu ile Trablus'tan Kuseyr'e uzanan yardım yolları ve köprüleri yıkıldıktan sonra, muhalifler stratejik ve operasyonel avantajlarını kaybettiler. Kuseyr onlar için, lojistik destek sağlayan faal durumdaki bir ana karargah idi. Suriye'nin orta bölgeleri, Hama ve Şam için en çok Kuseyr'e ihtiyaçları vardı.
2- Kuzeydeki silahlı gruplar ile orta ve güney hattaki silahlı grupların arası ayrılmış oldu. Kuzey ve güney arasında herhangi bir hareketlilik veya güç desteği sağlama imkanları devre dışı bırakıldı. Bu durum, Suriye ordusu ile ilerideki savaşlarında onlara büyük sorunlar yaratacaktır.
3- Kuseyr yenilgisinin yarattığı umutsuzluk ve hayal kırıklığı, silahlı grupların dağılıp parçalanmasına neden olacaktır. Kuseyr'in ele geçirilmesinden sonra ortaya çıkan askeri sırlar ve ayrıntılar, Suriye'yi savunan güçlere verilen manevi desteğin ivme kazanarak artmasına neden olacaktır.