Bilmek gerekir ki iki çeşit şirk vardır.
1. İnançta şirk
2. Amelde şirk
Affedilmeyen şirk çeşidi, inançta şirke düşmektir. Zira inançta şirke düşmek, yaratılış düzeninde Allaha ortak koşmak anlamına gelir. Şirkin bu boyutuna, görünen veya aşikâr olan şirk'te denir. Müşriklerin içine düşmüş olduğu şirk, bu guruptan sayılır.
Amelde şirke gelince, bazı Müslümanlar amel ve niyet gibi yaşantılarının farklı boyutlarda şirke düşebilirler. Şirkin bu kısmı Allah tarafından affedilebilecek türdendir. Gizli şirke bulaşmış insan hemen tövbe etmeli ve ihlâslı bir şekilde Allaha yönelmelidir. Bu yönelişin sonucunda insan hem cennetin derecelerinden hak kazanır hem de kendisini cehennem ateşinden kurtarmış olur.
Şirk olma noktasında gizli şirk ile aşikâr olan şirk arasında hiç fark yoktur. Şirkin bütün kısımlarında ( zatta, sıfatta, fiillerde, ibadette ) hem gizli ve hem de aşikâr şirk görülebilir.
Hz. Resulullah (s.a.a) buyuruyor:
Şirk karanlık bir gecede düz bir kayanın üzerinde hareket eden karıncadan daha gizlidir. İnsanın en küçük zulmü sevmesi ve o zulme razı olması veya adalete karşı gelmesi en küçük şirk olarak hesap edilir. Acaba dinin kendisi sadece Allah için sevmek ve Allah için düşman olmak demek değil midir? (1)
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Deki eğer Allah'ı seviyor iseniz, beni takip ediniz, bana uyunuz ki Allah ta sizleri sevsin.
Örneğin günahı ele alırsak;
Günahın kendisi, mevki, makam, para ve şöhret düşkünlüğü vb. bunların hepsi gizli şirkin örneklerindendir. Her günah aslındabir nevi ilahlık iddiasında bulunmaktır. Günah işleyen kişi aslında bu işin Allah tarafından yasaklandığını bildiği halde kendi nefsine teslim olarak, kendi sözünü Allahın emrine tercih etmiş sayılır. Sonuç olarak bu eğilime insan kendi sözünü Allahın emrinden üstün kabul etmiştir denir.
Amelde şirke düşmenin en önemli sebebi, teorideki tevhit inancında gevşek ve ilgisiz davranmaktır. Amelde ki bu şirkten kurtulmanın en sağlam yolu ise insanın teorideki tevhit inancını artırması ve güçlendirmesidir.
Allah ve peygamber ve bu iki makamdan özel izinli insanlar dışındaki, insanlara tabi olmak insanı gizli şirke sürükler. Zira bütün fırka kurucularının kendileri masum olmadıkları için müşrik ve gizli şirke düşmüş insanlardır. Rivayette şöyle nakledilmiştir;
Her kim söylenen söze kulak verirse ( ona itaat ederse) ona tabi olmuştur. Sonuç olarak sözü söyleyen eğer hak söylemiş ise hakka tabi olmuştur ve eğer söylenen söz batıl ise batıla kul olmuştur.
Ve yine rivayette riya gizli şirk olarak tabir edilmiştir. İmam Sadık (a.s) buyurdu ki:
Riya ve gösteriş bir ağaçtır ki meyveleri sadece gizli şirkten ibarettir. Bu ağacın aslı ve kökü nifaktan oluşmuştur. (sefine tul bihar C.1)
Sonuç olarak Allahın emir sahibi karar kılmadığı birisine tabi olmak, riya ve günah gizli şirktir. Mal, makam sevgisi ve aile ve çocuklar… Eğer bunlar Allah için ve İslam çerçevesi ölçülerinde olmaz ise gizli şirkten sayılır. Çünkü Allah Teâlâ kendisine düşman olan hatta kendi ailenizden biri olsa bile onu kendinize dost edinmeyin diye buyurmuştur. Ama eğer insan dünya malı ve makamı İslami buyrukları ihya etmek ve insanlara hizmet için talep eder ve bu yönde kullanıra bu şirk değil tam aksine ibadettir.
Hem inanç hem de amel alanında görülebilen gizli şirk, ekseriyette amel aşamasında daha çok müşahede edilir. Bu nedenle İslam'a göre dünyaya aşırı bağlılık, makam sevgisi, heva ve heveslere düşkünlük ve riya gizli şirk türlerinden sayılmaktadır. Kuran-ı kerim bu konuyu çok güzel bir şekilde beyan etmektedir.
Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın? (Furkan 43)
İnsanın hayatta karşılaştığı zorluklar karşısında kendine olan aşırı özgüveni ve bu özgüvenden doğabilecek “bağımsız güç” inancı veya zalim karşısında susup ona teslim olmak gizli şirk için verilebilecek diğer örneklerdendir.
Gizli şirkten kurtulma yolu
Her şeyden önce gizli şirkten kurtulmanın ilk yolu tevhit ilmi ve kısımları hakkında geniş bilgiye sahip olmaktır. Çünkü ilim olmadan hasta olan kalp iyileştirilemez.
İkinci çözüm yolu ise gizli şirkin sınırlarını öğrenip tanıdıktan sonra ameldebu tuzaktan uzak durmaktır. Bu uzak duruş nefis tezkiyesi olmadan mümkün olmaz.
Nefis tezkiyesi ve sabır, gizli şirkten kurtulmak için gereken ve bir bütün halinde uygulandığında fayda sağlayacak en etkili ilaçtır. Bu konuda bazı büyük düşünürler şöyle buyurmuşlardır:
Ölüm anına kadar gizli şirkle mücadele etmek gerekir. Zira kul hangi makamda olursa olsun bu ayetin muhatabı olmuş olur.
Ey inananlar, inanın Allah'a ve Peygamberine…(Nisa 136)
Peygamberlerin tevhide davet noktasında özellikle vurguladıkları, üzerinde ısrarla durdukları konu, Allahın birliğine inanarak gizli ve aleni şirkten temizlenmek olmuştur. Bütün dini emirlerinin merkezinde bu davet ve yasaklama yatmaktadır. İnsanın kul olması, kendini yetiştirmesi ve tevhit makamında belirli bir dereceye ulaşması bunun içindir. Günahtan kurtulma yolları, kendini yetiştirmek ve nefis tezkiyesidir. Ayrıca günahlar için tövbe etmek gizli şirkten kurtulma sebeplerinden sayılmaktadır.
Daha önce de değindiğimiz gibi makam, para ve şahsiyet düşkünlüğü gizli şirkin kıstaslarıdır. Aslında her günah bir nevi rab iddiasında bulunmaktır. Çünkü insan günah işlediği zaman yaptığı fiilin Allah tarafından yasakladığını biliyor ve kendi isteklerini Allahın emirlerinden üstün görerek kendi iradesini Allahın iradesine tercih ediyor.
Dikkat edilmesi gereken diğer bir noktada her amel ve fiilin, düşüncemizin eseri olduğu gerçeğidir. Tevhit konusunda insan, gerçek ve doğru inançlara sahip olmazsa dünyanın sahte görüşlerine tabii olur. Kâinatta ki tek mutlak güç ve kudret sahibinin sadece Allah olduğuna, en küçük hareketin dahi onun izni olmadan vuku bulmayacağına inanıldığı vakit, gizli şirk tehlikesi ortadan kalkar.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır:
“ Tevhidin kemali ihlâslı olmaktır.” (Nehc-u Belaga)
İnsan ihlâs ile amel ederse teorideki tevhidin kemaline ulaşmış olur. Hz. Ali (a.s) bir başka yerde şöyle buyurmaktadır:
“Eğer insan gerçekten Allahın azametini tasavvur edebilse, ondan ayrı olanların varlıkların ne kadar çok hakir olduğunu görecektir. Hatta bu şanı derk edenler ve anlayanlar Allaha ortak koşma yanılgısına dahi düşmeyeceklerdir.”
Sonuç:
Amelde gizli şirke düşmenin en önemli sebebi teorideki tevhit inancındaki yanılgı ve yanlış inanışlardır. İnsan için en büyük tehlike olan gizli şirkten kurtulmanın tek yolu ise teorideki tevhit inancını sağlamlaştırmasıdır.
İlave olarak büyük İslam âlimleri, ahlak kitaplarında gizli şirk ve bu şirkin kalelerini yıkmak için yapılması gerekenleri detaylı bir şekilde ele almışlardır. Özellikle merhum İmam Humeyni'nin” Kırk Hadis Şerhi” ve Molla Ahmet Neragi'nin “Mirac-us Saadet” kitapları müracaat edilecek değerli eserlerdendir.
Ayetullah Cevadi Amuli
[1] Vesaili Şia c16 s25
ehlader