Kulluğun Esasları-2

Rate this item
(0 votes)
Kulluğun Esasları-2

 Kulluğun esasları : Kalbin Görevleri

Rızanın müstehab olduğunu söyleyenler, sabrın tersine ne Kur’anda ve ne de sünnette rıza hakkında emir varid olmadığını söylerler. Allah sabrı Kur’an-ı Kerim’in bir çok yerinde emreder, tevekkül de böyledir. Allah Teala buyurur ki:

“Eğer Allah’a iman ettiyseniz ve eğer müslümansanız sadece Allah’a tevekkül ediniz.” (Yunus, 84),

Allah inabeti de (yönelme) emretmiş ve demiştir ki:

“Rabbinize ibadet ediniz.” (Zümer, 54)

“Ancak dini Allah’a halis kılarak ibadet etmekle emrolundunuz” (Beyyine,5) buyurmuştur.
Havf da böyledir:

“Eğer inanıyorsanız onlardan değil de benden korkunuz” (Ali İmran, 175),

“Onlardan korkmayınız, benden korkunuz (haşyet) “ (Bakara, 15),

“Sadece benden korkunuz” (Bakara 40) buyurulur.

Doğruluk da böyledir:

“Ey iman edenler Allah’dan sakınınız ve sadıklarla beraber olunuz” (Tevbe, 119).

Sevgi de böyledir. Sevgi görevlerin en farz olanıdır. Zira sevgi kalbin yapmakla emrolunduğu ibadet ve ibadetin özü ve ruhudur.
Rızaya gelince; Rıza vasfı Kur’an’da ancak rıza sahihlerinin övülmesi ve medh edilmesi şeklinde varid olmuş, emir şeklinde geçmemiştir. Bu konuda karşı tarafın zikrettiği habere gelince, bunun İsrailiyattan olduğunu, dolayısıyla delil olarak kullanılamayacağını söylerler.

Bunlar da delil olarak Nebi (s.a.v)’den gelen şu merfu hadisi ileri sürmüşlerdir:

“Eğer sen yakinle birlikte rızayı gerçekleştirebilirsen yap, rıza ile davran, şayet güç yetiremezsen,nefsine ağır gelse de sabra devam et, çünkü sabırda pek çok hayır vardır. ” Bu hadis bazı sünen kitablarında da vardır. (Sünenler ve diğer hadis kaynaklarında bulunamamıştır.)

Devamla derler ki, “Öfkeden sadece rıza ile kurtulmak mümkündür” iddianıza gelince, bu lazım ve bağlayıcı birşey değildir. Bir şeye güç yetirmede insanlar üç derecedir:

1 - Rıza en üst,

2 - Sabretmek razı olmanın altında ve orta derecedir.

3 - Öfke ise en alt derecedir,

Birincisi öne geçen mukarreblere aittir,

İkincisi, mutedillere,

Üçüncüsü, zalimlere aittir.

İnsanların çoğu gücü yettiği şeye karşı sabreder ve asla kızmaz, öfkelenmez. Oysa O’na razı değildir. Öyle ise rıza başka bir durumdur.

Şüphesiz bazı insanlara elemle rızanın arasını birleştirmek güç gelmiştir. Bu ikisini çelişik zannetmişlerdir. Oysa durum onların zannetiği gibi değildir. Nitekim hoşlanmadığı ilacı içen hasta hem ilacı içmekten acı duyar hem de onu içemeye razı olur. Ramazan ayında çok sıcak bir günde oruç tutan, orucundan dolayı acı çeker, ama oruç tutmaya da razıdır. Cimri, zekatla malını elinden çıkarmaktan elem duyar ve fakat zekat vermeye de razıdır. Öyle ise elem ve acı duymak sabra aykırı olmadığı gibi rızaya da aykırı değildir.

Alimler arasındaki bu ihtilaf Allah’ın mahlukat hakkındaki kader ve kazasına rıza göstermekle ilgilidir.

Read 810 times