Displaying items by tag: Charlie Hebdo

Çarşamba, 21 Ocak 2015 00:00

Ben Charlie Değil, Ortadoğu'yum

غفر الله لنا ولكم
Ünlü ve küstah mizah dergisi Charlie Hebdo'nun Paris'teki bürosuna düzenlenen saldırı sonucu 12 kişinin yaşamını yitirmesinin ardında terörizm lanetli yüzünü bir kez daha gösterdi.


Terör, hangi gerekçelere dayandırılırsa dayandırılsın başta sevgi ve kardeşlik dini olan İslam dininin mensubu olan Müslümanlar olmak üzere hiçbir insanın kabul etmeyeceği bir vahşettir. Faili kim olursa olsun ve kime karşı işlenirse işlensin terör, vahşi bir eğilimdir.
Her insan gibi bizlerde Fransa'da düzenlenen menfur terör eyleminin insanlık suçu olduğu kanısındayız. Zira hiçbir gerekçe sivil ve masum insanların öldürülmesini haklı ve meşru çıkaramaz. İnsanın yaşam hakkını elinden alan terörizmin failleri ve finansmanları kendilerini ne kadar da demokrasi havarileri olarak göstermeye çalışırsa çalışsınlar katildirler, kanla beslenen insanlık yoksunu kimselerdir.
Ama şu da var ki, teröristler sadece Avrupa'da boy göstermiyor. Terörizm sadece Paris'te can almadı. Bugün Ortadoğu, teröristlerin cirit attığı, kolaylıkla ürediği bir merkez haline gelmiştir. Ortadoğu, müsebbip ve niyetleri belli olanların kirli planlarını hayata geçirmeye çalıştığı kaos coğrafyasına dönüştü.
Müslüman coğrafyada kaldırdığınız her taşın altından "etnik veya mezhep savaş" sloganlı yeni bir tarihi hesaplaşma ya da bir paylaşım planı görürsünüz. Her geçen gün biraz daha belirsizlik girdabına sürüklenen bu coğrafyada selefi, radikal vb. terör grupları, maşaları oldukları oyun kurucularının da desteğiyle ayakta kalma imkânı buldu. Ortadoğu'yu kan gölüne çevirdi.
Tarihin her sayfasında terörü imal ve ithal eden ülkeler, maşalarının da yardımıyla İslam dünyasında ölüm yağdırmıştır. Terörizmin kuluçkası sözde dünya liderleri bu topraklara yılların tüketemediği ve tüketemeyeceği kinlerini kusmuştur.
***
Neden?
Neden; Başta katil Netanyahu olmak üzere teröre karşı yürüyen liderler Irak, Suriye, Mısır, Filistin, Bahreyn ve daha nice İslam ülkelerinde 12 kişi değil yıllardır öldürülen, çoğunluğu kadın ve çocuk olan milyonlarca sivil ve masumlar için sokaklarda boy göstermedi?
Neden; Paris Cumhuriyet Meydanı'na 1 milyon insanı aynı anda toplamayı beceren dünya liderleri aynı hassasiyet ve olgunluğu öldürülen Müslümanlar için de göstermedi?
Neden: Bugün Ortadoğu'da istediği gibi hareket edenler, "ifade özgürlüğü" adı altında Müslümanların en kutsal değeri olan Hz. Muhammed'e (s.a.a) hakaretin yaratabileceği tepkiyi hesaplayamadı?
Nijerya'da Boko Haram terör örgütü bir gecede yaklaşık 2 bin kişiyi acımasızca katletti.
Mizah dergisine saldırıda sadece bir gün sonra Yemen'in başkenti Sana'da düzenlenen intihar saldırısında 37 kişi hayatını kaybetti.
İsrail sadece 51 günde, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 2 bin 145 kişiyi katletti.
Suriye'de bugüne kadar yarım milyona yakın insan batının ithal ettiği teröristlerin kurbanı oldu.
Neden; Petrol için cinayet işleyen ve Ortadoğu'nun sınırlarını değiştirmek hayali kuranlar Irak'ta 1.5 milyon Müslüman öldürülürken sokağa çıkmadı?
Neden; Peygambere hakareti bile ifade özgürlüğü kapsamında ele alan batı, Suudi Arabistan'da ve Bahreyn'de sadece "düşüncelerini özgürce ifade ettikleri" için bugün hapiste olan Şeyh Nemr ve Şeyh Salman için yürümedi?
Müslüman oldukları için mi? Yoksa Fransa vatandaşı olmadıkları için mi?
Neden; Fransa'nın yaşadığı terör saldırısını her gün yaşayan Müslüman ülkeleri görmezden gelerek "hepimiz Charlie'yiz" diyenler, "Hepimiz Şam'ız", "Hepimiz Bağdat'ız", "Hepimiz Yemen'iz", "Hepimiz Nijerya'yız" diyemedi?
Paris'te sokaklara dökülen 1 milyon insanı geçelim.
Neden; Ülkemizde bile "Hepimiz Charlie'yiz" diyenler Filistin'de devlet terörü estiren İsrail'e karşı bir gün olsun sokaklara çıkıp "Hepimiz Filistin'iz", "Hepimiz Kudus'üz" demedi?
"Müslümanların Hz. Muhammed betimlemesine karşı hassas olduğunu biliyoruz" diyen ABD sözcüsü, saldırıdan sonra bile Peygamber karikatürü ile Müslümanları tahrik etmeye devam eden mizah dergisinin küstahlığını onaylarken en azında düşünce olarak kime dost kime düşman olduğunu ortaya koymuyor mu?
Medyanın tutumuna değinmiyoruz bile. Zira batının ikiyüzlü olduğu bir dünyada medya yüzsüzdür.
Son bir söz;
Hz. Hüseyin'in (a.s) özgürlük mesajını canlı tutmak için matem programları düzenleyen Şia'ya "bu programlar kabuk tutan yarayı kaşımaktır" diyen sözde aydınlar, dekanlar, profesörler neden ABD sözcüsünün "Müslümanların Hz. Muhammed tasvirine karşı hassas olduğunu biliyoruz" açıklamasına "Müslümanların yarasına tuz basmak" olarak tepki göstermiyor?

Published in İÇten Gelen Yazilar