Displaying items by tag: İmam Hamaney

İslam inkılabı lideri İmam Hamaney, müzakere heyetini çalışmalarından ötürü takdir ettikten sonra bazı uyarılarda bulundu.
 

İmam Hamaney, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin kendilerine yazdığı mektuba cevaplarında zahmetlerinden ötürü teşekkür ettiğini, çabalarını takdirle karşıladığını ve müzakere heyetinin görüşmeleri bir sonuca bağlamasının önemli olduğunu ifade ettiler.

İmam Hamaney, bu altı ülke içinden bazılarının güvenilir olmadığını belirtirken: “Hazırlanan metin dikkatle okunmalı ve kanuni halini almalıdır. Onaylanması halinde ise karşı tarafın sözlerinde durmama ihtimalini göz önünde bulundurmalı ve tüm yollar kapatılmalıdır” ifadelerini kullandı.

İşte İslam İnkılabı Lideri İmam Hamaney’in Cumhurbaşkanı Ruhani’ye yazdıkları cevap mektubu:

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Saygıdeğer Cumhurbaşkanı

Öncelikle selamlarımı iletir ve çektiğiniz zahmetlerden ötürü teşekkür ederim. Öncelikle müzakere heyetinin sonsuz çaba ve yorucu çalışmalarından dolayı samimi bir şekilde teşekkürlerimi iletiyor ve çalışmalarınızı takdir ediyorum. Onların mükafatlandırılmalarını Allah’tan niyaz ediyorum.

Müzakerelerin sonuçlanması önemli bir adımdır. Şu halde hazırlanan metin dikkatle okunmalı ve kanuni halini almalıdır. Onaylanması halinde ise karşı tarafın sözlerinde durmama ihtimalini göz önünde bulundurmalı ve tüm yollar kapatılmalıdır.

Şunu biliyorsunuz ki bu altı ülkeden bazıları hiçbir şekilde güvenilir değildir.

Yüce milletimizden vahdet ve metanetlerini korumalarını ve bu şekilde ulusal menfaatlerimize ulaşacağımızı düşünüyorum.

Vesselamu aleyküm ve rahmetullah.

Seyit Ali Hamaney

Published in Rapor
Pazar, 28 Haziran 2015 20:28

İmam Hamaney ve Ramazan


Ramazan ayı, ganimet kabul edilmesi gereken eşsiz bir fırsattır...


Yüce Allah, insanı terbiye olmaya muhtaç bir şekilde yaratmıştır. Bu nedenle insanın hem dışarıdan (bedensel) hem de içeriden (ruhsal) terbiye edilmesi gerekir. Ruhsal terbiye kategorisine ait konulardan biri fikirsel eğitim ve aklın güçlendirilmesidir. Bir diğer mesele ise nefsin arındırılması, öfke, şehvet vb. kuvvelerin kontrol altına alınması ki bu konu genel olarak nefis tezkiyesi diye adlandırılır.

Doğru ellerde ve olması gerektiği gibi terbiye edilen insan, uygun fabrikalarda işlenerek istenilen şekle bürünen madde gibidir. Böyle bir insanın varlığı bereket ve hayrın kaynağı olacağı gibi dünyanın ve insanların kalbinin abat edilmesi için gerekli potansiyele sahip hale gelecektir. Arınmış bir nefse sahip her insanı bekleyen son, ilk günden bu güne ve bu günden yarına kadar herkesi bekleyen sonla aynıdır. Yani; kurtuluş, ebedi yaşam mutluluk ve cennet. İlk peygamberden ta insanların en üstünü olan son elçi Hz. Muhammed'e (s.a.a) kadar tüm peygambelerin gönderiliş amacı talim ve tezkiyedir. İnsanları zihinsel ve ruhsal olarak yetiştirip kemal mertebesine taşımak için görevlendirilmişlerdi.

Bana ve sizlere yerine getirmemiz için bir emir olan tüm ibadet ve şer'i vazifeler, aslında tezkiye ve terbiye için birer araçtır. Bizlerin kâmil insan vasfına erişmemizi sağlayacak bir nevi spordur. Spordan tamamen uzak bir beden zamanla güçsüz düşüp zarar görecektir. Eğer sağlıklı, güçlü ve güzel görünümlü bir vücuda sahip olmak istiyorsak spor yapmalıyız.

Bu bağlamda ibadette bir spordur ve ibadetten uzak olan beden de zaman içerisinde çürür. Oruç beden sağlığı için bir spordur. Yine namaz, infak, günahlardan uzak durmak seçimi, yalan konuşmamak, insanlarının iyiliğini istemek hepsi beden ve ruh sağlığı için birer spordur. Bu sporları yapan insan, güçlü ve temiz bir ruha sahip olur. Aksi durumda dış görünüş olarak göze hitap eden zahiri bir güzelliğe sahip olabiliriz belki ama eksik, hakir ve her türlü darbeye açık bir ruhumuz olur.

Tüm ibadetler insanı nefsanî lezzetlerin sultasına alıp zelilliğe sürükleyecek adımların önünü almak için sürdürülen bir mücadele yöntemidir aslında. Nefsi askeri gözetim altına almış gibisine sıkıyönetime tabi tutmak hüner değildir. Ulaşabildiği her şeyden lezzet alması, haz duyması insan için kemal değil. Bu, hayvana özgü bir durumdur. İnsanın hayvani bir boyutu olmadı doğrudur ancak hayvani güdülerin kontrol altına alınıp terbiye edilmesi gerekir. Yemek, içmek, uyumak, dinlenmek, mubah yollardan nefsi tatmin etmek vb. bizim birer parçamızdır. Kimse bu ihtiyaçların önünü almamıştır. Yasak olan şey aşırıya kaçmak ve boğulmaktır.

Materyalizm insanı maddi zevklerde boğulmaya davet eder. Semavi dinler ve fıtrata uygun bir akıl, insanın şehvet labirentinde kaybolmaması, benliğini yitirmemesi ve düşünme yetisini şeytana kiraya vermesi için insanın önünü alır. İnsanı şehvet girdabında boğulmaya sürükleyen her davet, ateşe, bedbahtlığa ve felakete davettir. Genel olarak ilahi elçilerin, semavi dinlerin ve aklın işi, nefsin şehvetin boyunduruğu altından azat edilmesidir ve oruç, bu yoldaki yardımcı faktörlerden sadece birisidir. Bu nedenledir ki Ramazan ayı, rivayetlerde günahları terk etmek için bir uygulama ve pratiğe dökme ayı olarak tabir edilmiştir.


İmam Cafer-i Sadık'ın (a.s) Muhammed bin. Müslim'e hitaben şöyle buyurduğu rivayet edilir:

"Ey Muhammed! Oruç tuttuğun zaman kulakların, burnun, dilin, derin, saçın hatta damarların bile oruç tutsun. Yalan konuşma, mümin insanlar için zorluk çıkarma, temiz kalpleri kırma, Müslüman kardeşin ve İslam ümmeti için kötü düşünüp planlar kurma. Kimseye iftira atma, kimsenin kötülüğünü isteme, emanete ihanet etme, alış verişe hile katma.

Ramazan ayında iradesine bir nevi muhalefet ederek yemek, içmek, nefsi ve cinsi isteklerine gem vuran insanı dili, gözü, kulağı ve tüm azaları oruç tutmalıdır. Kendini günahların pençesinden kurtulmuş olarak Allah'ın huzurunda görmelisin. Nefsini arındırmak için bu fırsatı ganimet saymalısın."

Yine Müminlerin Emir Hz. Ali'den (a.) şöyle nakledilir:

"Nefsi oruç, cisim ve mide orucundan farklıdır. Nefsi oruç tutan insanın tüm duyu organları günahtan kaçınır. Kalp, şer ve fesada sebebiyet verecek her şeyden uzaklaşır. Kalbini Allah'a ve kullarına karşı şeffaflaştırıp öfkeden arındırır. "

Değerli beyler ve hanımlar, azizlerim!

Ramazan ayı, ganimet kabul edilmesi gereken eşsiz bir fırsattır. Bu fırsattan yararlanalım. Benliğimizi Allah'a ve kemale yakınlaştıralım, fesat ve kötülüklerden uzaklaştıralım. Bu aya özgü müstehap dualar ve istiğfarlar bir nimettir. Allah korusun bu nimetlerden gafil olmayalım. Ramazan, bir göz kırpması kadar kısa bir zaman dilimidir, bir bakarsınız bitmiş. Bir sonraki Ramazan'ı görme şerefine nail olur muyuz, meçhul. Ramazan, her günü, her saati hatta her saniyesi bile bian aydan hayırlı bir aydır.


Ayetullah Seyyid Ali Hamaney

12.10. 1376 / 12 Aralık 1997

Cuma Hutbesi

Published in Ramazan
Tagged under
Perşembe, 11 Haziran 2015 10:41

Nasrallah'ın Dilinden İmam Hamaney

Bu yıl ikincisi düzenlenen 'İmam Hamaney, İçtihat ve Yenilik' başlıklı konferansta konuşan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, 'Taklit merci, kendi döneminde yaşayan fakihler arasından en âlim ve en bilgilisi olmak zorundadır' ifadelerini kullandı.

Seyyid Hasan Nasrallah'ın konuşmasında öne çıkanlar;

"Ayetullah Hamaney, İslam Cumhuriyeti'nin rehberi ve Veliyyi Emri Müslimin'dir. Bu makamın belirli bir çerçevesi ve şartları vardır. Cesaret, tarihi geçmişe hâkimiyet, geniş siyasi bilgi, farklı toplum ve siyasetleri tanıma, dost ve düşmanı tanıyabilme, fırsatlardan gerektiği gibi istifade etme vb. sıfatlar bu makamın gerekliliklerinden bazılarıdır.

İmam Humeyni'nin vefatından sonra rehberlik görevini üstlenen Ayetullah Hamaney, tüm bu vasıflara sahiptir. Ayetullah Hamaney, İslam Cumhuriyeti aleyhine başlatılan tüm propaganda ve yaptırımlara karşı durmayı başarmıştır. Hatta bu baskı ve yaptırımları fırsata dönüştürmüştür. Bu fırsatlar, İslam Cumhuriyeti'ni bölgenin dinamiklerinden biri hale getirdi. Bugün tüm dünya bu gerçeği görüyor ve itiraf ediyor. İslam Cumhuriyeti her alanda kendini daha da geliştirmeye devam diyor.

Tüm bunlar Ayetullah Hamaney'in şahsiyetinden yansıyan bazı detaylardır. Biz, Ayetullah Hamaney’i, sözlerine amel eden, karşılaştığımız her konuda söylem ve beyanatlarıyla yol gösteren biri olarak tanıdık.

Ayetullah Hamaney büyük bir İslami düşünürdür. Bu nedenle onun bu boyutunun daha çok tanınması gerekir. O, günümüzün en büyük müçtehitlerinden birisidir. Bölgeye yönelik yaptığı siyasi analizlerle insanları kendine celp eden, zalimlerin aklının sınırlarını zorlayan bir rehberdir.

Ayetullah Hamaney’in gençlik yıllarında kültürel ve fikirsel alanlarda geniş çaplı çalışmaları vardı. Farklı tarihlere ve tarihi şahsiyetlere, edebiyat ve şiire alakası vardı. Hem Şia'nın hem de Ehlisünnet'in tanınmış simalarına ait kitapları mütalaa ederdi.

Kitaba karşı olan sevgisinden asla vazgeçmemiştir. Hatta Tahran'da düzenlenen uluslararası kitap fuarına karşı aşırı bir ilgisi ve hassasiyeti vardır. Farklı yayınevlerine ait stantları gezer, kitap satışları hakkında bilgi alır. Yazarlar ve mütercimlerle sohbet eder. Hiç bir lider bu tür işlere birkaç saat ayırmazken Ayetullah Hamaney, her yıl kitap fuarını ziyaret eder. Ama bu ziyaret, gösteriş amaçlı değil aksine insanları özellikle de gençleri bu gibi yerlere katılımını sağlamak, onları teşvik etmek içindir.

Yıl içerisinde toplumun çeşitli tabakalarıyla bir araya gelir. Üniversite öğrencileri, doktorlar, öğretmenler, işçiler gibi farklı alanlardan insanlarla bire bir görüşür. Onların sorunlarını dinler, çalışmaları hakkında bilgi edinir, görüş alış verişinde bulunur. Bu görüşmeler insanın hem fikri hem de kültürel alanlarda farklı donanımlara sahip olmasını sağlar. Hiçbir ülke lideri direk olarak insanlarla bu şekilde irtibata geçmek için vakit ayırmaz. Halkın sorun ve sıkıntılarını birinci ağızdan dinlemez.

Şahsi faaliyet ve çalışmalarına ilaveten Ayetullah Hamaney'i diğer liderlerden ayrıcalıklı kılan, onu eşsiz bir düşünüre dönüştüren en önemli etken, gençler ve ilmi merkezlerle yüz yüze görüşmeler yapmasıdır. Ayetullah Hamaney hayalleri değil gerçekleri yaşayan ve sorunları iyi bilen bir şahsiyettir.

Ayetullah Hamaney, Müslümanların karşılaştığı her soruna açık ve net çözüm yolları sunan bir yol göstericidir. Kullandığı dil, günümüz insanının anladığı tarzdadır. Sadece ülke yöneticileri ve siyasi kimliğe sahip insanlarla görüştüğünde bilimsel ve diplomatik dilini kullanır. Güçlü bir hitabete sahiptir. Fikri temaları, terimsel kalıplara dökerek muhatabın konuyu daha iyi ve daha çabuk kavramasını sağlar.

Ayetullah Hamaney, bir fakih olarak söz söyleyeceği zaman İslami metinleri doğru anlayan, konumsal sınıflandırma yapabilen ve anlatmak istediklerini insanlara doğru aktaran bir müçtehit olarak boy gösterir. Bir fikir adamı fakih unvanıyla söz söyleyeceği zaman, cümleleri sağlam ve muhkem olur.

Ayetullah Hamaney'i farklı kılan bir diğer özelliği, baskılara boyun eğmeyen asalet ve özgürlükten yana olan ruhudur. İslam Cumhuriyeti'ne karşı uygulanan yaptırımlar karşısından bazıları İslam'ın asli ve değişmez dinamiklerine yönelik bakış açılarında sapmalar ve hafife almalar yaşarken Ayetullah Hamaney, hiçbir surette İslam'ın özü ile oynanamayacağı ispat etmiştir.

Bizlerin Ayetullah Hamaney'i tanıması ve tanıtması gerekir. İnsanlar taklit mercilerine, İslam ümmeti bir öndere muhtaçtır. Düşmanın tehdit ve planları karşısında ümmeti uyandıracak, hidayet edecek bir rehbere ihtiyaç vardır.

Siyasi ve ekonomik sorunları halletmek yeterli değil, asıl mesele düşünebilmektir. Müslümanlardan isteğim; düşünür ve fikir adamlarının çok az olduğu dönemde bu İslami düşünürden (Ayetullah Hamaney) istifade etmeleridir. Hatta Müslüman olmayanlar bile onun beyanat ve yazılarını mütalaa etmelidir."

Published in Rapor

İran İslam İnkılabı Rehberi İmam Seyyid Ali Hamaney, düşmanın tüm çabalarına rağmen İslam devriminin yolundan sapmadığını söyledi.

İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamaney, Kum şehrinden ziyaretine gelen binlerce seveni için yaptıkları konuşmada, Hz. Muhammed (s.a.a) ve Hz. İmam Sadık’ın (a.s) kutlu doğum günlerini tebrik ederek, düşmanın fitne yoluyla İslam Devrimini yolundan saptırmak istediğini, ancak bunda başarılı olamayarak “Devrimin ikinci ve üçüncü kuşaklarını kuşatamadılar” ifadesini kullandı.

İran İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamaney, düşmanın tüm çabalarına rağmen İslam devriminin yolundan sapmadığını söyledi.

İmam Hamaney, “Yaptırımları kaldırıp halkımızın onuruna leke sürmek istiyorlarsa bunu hiçbir şekilde kabul etmeyeceğimizi bilmemeliler” dedi.

İmam Hamaney, “Yetkililere ve Hükümete yardım etmek ve işbirliği yapmak hepimizin görevidir, hükümet de şunu iyi bilmelidir ki, kendisini görevlerini en iyi şekilde yapmasına olanak sağlayabilecek tek şey halka ve ülke içi güçlere inanmaktır” diye konuştular.

İslam İnkılabı Rehberi sözlerinin devamında ise, “Evet yaptırım ve ambargolar ülke için zorluk ve problemler yaranmasına sebep olmuştur, ama eğer düşman bu ambargoları kaldırmak için bu veya şu gibi asıl hedeflerimizden, mesela bağımsızlık ve kalkınma gibi hedeflerimizden vaz geçmemiz koşulu öne sürüyorsa, hiç bir onurlu yetkili bunu kabul etmeyecektir” diye eklediler.

İslam İnkılabı Rehberi, hükümetin petrol gelirlerine olan bağımlılığı yok etmesini isteyerek, “Ülke ve hükümet yetkilileri yabancı güçlerin eline göz dikmemeli ve bunu bilsinler ki hatta bir adım geri adım atmaları bile düşmanın öne doğru ilerlemesi ve yürümesi ile sonuçlanacaktır” dediler.

İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamaney, Pehlevi rejiminin yabancı güçlere zillet içinde bağımlılığını hatırlatarak, ABD'lilerin, İnkılap zaferi yüzünden İran gibi stratejik bir konuma sahip bir ülkenin ellerinden çıktığı için İran halkı ve İslam İnkılabıyla düşmanlık yaptıklarını beyan etti.

İslami İran'ın günümüz dünyasında en önemli ihtiyacının milli birlik olduğunu ifade eden İmam Seyyid Ali Hamaney, halk arasında tefrika çıkarmanın hangi isim ve gerekçeyle olursa olsun milli çıkarlara ve ülkülere aykırı olduğunun altını çizdi.

İran'ın geleceğini, oldukça parlak niteleyen İslam İnkılabı Rehberi, bu ülke gençlerinin bir gün, zorba düşmanlar ve zalimlerin onların karşısında diz çökmesini göreceklerini sözlerine ekledi.

 

Comment
 
 

Published in Rapor
Cumartesi, 29 Kasım 2014 00:00

Anlaşmazlık bize değil ABD'ye zarar verecek

İran lideri İmam Hamaney 'Nükleer müzakerelerde, ABD'nin anlaşmaya daha çok ihtiyacı var, bu süreçteki herhangi bir anlaşmazlık ABD'ye zarar verecek' dedi.

İran lideri İmam Hamaney, İran ile 5+1 grubuyla sürdürülen nükleer müzakerelerde, ABD'nin anlaşmaya daha çok ihtiyacının olduğunu savunarak, "herhangi bir anlaşmazlık ABD'ye zarar verecek" dedi.

İran resmi ajansı İRNA'nın haberine göre, İmam Hamaney, İran Gönüllü Güvenlik Güçlerinin (Besic) kuruluş yıl dönümü kutlamalarında yaptığı konuşmada, 5+1 ülkeleri arasında sürdürülen nükleer müzakerelerde, İran heyetini, "çaba, gayret ve azimlerinden" dolayı kutladı.

Ülkesinin "ABD'nin güvenini kazanmaya" ihtiyacının olmadığını dile getiren Ayetullah Hamaney, "İran ile 5+1 grubu arasında devam eden nükleer müzakerelerin ana ilkelerine karşı olmadığımız gibi müzakerelerin uzatılmasına da karşı değiliz. Bu müzakereler olumsuz sonuçlansa da İran İslam Cumhuriyeti zarara uğramaz" dedi.

Batılı ülkelerin "uluslararası basın ve diplomatik bağıntılarına" değinen Seyyid Ali Hamaney: "Bizimle müzakere masasına oturan tarafların her birinin arkasında bir ordu var, bunların arasında Amerika daha ahlaksız, İngiltere ise daha sinsidir" ifadesini kullandı.

Son kongre seçimleri ve Ferguson kentinde çıkan olaylarla ABD Başkanı Barack Obama'nın zor durumda kaldığını savunan İmam Hamaney, şunları kaydetti:

"Bundan dolayı ABD'li yetkililerin büyük zafere ihtiyaçları var. Nükleer müzakerelerde, ABD'nin anlaşmaya daha çok ihtiyacı var. Bu süreçteki herhangi bir anlaşmazlık ABD'ye zarar verecek. Nükleer müzakereler bir anlaşmaya varılmazsa, gökyüzü bizim için yeryüzüne gelmez (Farsça'da 'kıyamet kopmaz' yerine kullanılan bir deyim), çünkü 'dirençli ekonomi hareketi' adına çözüm yolumuz var. Orta ve uzun vadeli planlarla hareket ettiğimizde İran milleti zirveye ulaşacaktır."

İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ile Almanya'nın oluşturduğu 5+1 grubu arasında yürütülen ve son görüşmeleri Viyana'da sürdürülen nükleer müzakereler sonucunda nihai anlaşmaya varılamamış ve müzakere tarihinin 1 Temmuz 2015'e kadar uzatıldığı açıklanmıştı.

Published in Rapor
Cumartesi, 30 Ağustos 2014 00:00

İmam Hamanei emretti İran yaptı

“Baver 373″ adlı hava savunma füze sisteminin, Rusya’dan alınması planlanan S300′den daha gelişmiş hedef algılama, tanımlama ve vurma özelliğine sahip olduğu açıklandı.
 İran’ın üretime başladığı hava savunma füze sistemi için geri sayım başladı.

Rusya’nın, 2007 yılında Batının baskısıyla, İranla yaptığı anlaşmayı askıya alarak S 300 hava savunma füze sistemini satmaktan vaz geçmesi üzerine, İmam Hamanei İran Savunma Bakanlığı’na “gidin kendiniz yapın” demişti.

Savunma Bakanlığı, İmam Hamaney’in emri üzerine başlayan yerli savunma füzeleri üretiminde sona yaklaştıklarını duyururken, üretilme aşamasında olan “Baver 373″ adlı hava savunma füze sisteminin, Rusya’dan alınması planlanan S300′den daha gelişmiş hedef algılama, tanımlama ve vurma özelliğine sahip olduğunu vurguladı.

Bir yıl içinde tamamlanması beklenen “Baver 373″ füze savunma sistemi bugün ilk kez basının karşısına çıkarılırken, Hatem’ul Enbiya Karargahı Hava Savunma Sanayii Komutanı Tuğgeneral Ferzad İsmaili hava savunma füze sisteminin ilk tatbikatını başarıyla geride bıraktığını açıkladı.

Published in Rapor