کارگر
Yemen: Siyonist rejim işlediği suçların hesabını verecek
İsrail rejiminin Şam’a yönelik dünkü saldırısına tepki gösteren Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti bir açıklama yayınladı.
İsrail tarafından Şam’a düzenlenen saldırı sonrası İranlı beş askeri danışmanın öldürülmesine tepki gösteren Yemen Ulusal Kurtarma Hükümeti Dışişleri Bakanlığı, “bu terör eylemlerinin direniş ekseninin birliğini ve uyumunu güçlendireceğini” söyledi.
İsrail’in bu saldırıyı “korktuğu” için gerçekleştirdiğini söyleyen Sana Hükümeti şu açıklamalarda bulundu: “Bu saldırı, Siyonist rejimin, Gazze'deki Filistin halkına yönelik işlediği iğrenç suçlar ve toplu katliamlar nedeniyle içine düştüğü krizden çıkmak için yaptığı çaresiz saldırılardan biridir.”
Yemen Dışişleri Bakanlığı bu saldırıların "direniş ekseninin birliğini ve uyumunu güçlendireceğini ve Siyonist rejimin zorbalığına karşı koymak için bu eksenin gücünü artıracağını" bildirdi.
"Siyonist terör suçlarına cevabın yakın zamanda verileceğini" vurgulayan Sana, BM Güvenlik Konseyi'nden uluslararası barış ve güvenliğin korunması konusundaki sorumluluğunu yerine getirmesini istedi.
Yemen Dışişleri Bakanlığı “bölgedeki çatışmanın kapsamı genişlerse bunun sorumlusu Siyonist rejim ve destekçileri olacaktır.” dedi.
Sana Hükümeti son olarak, İran İslam Cumhuriyeti'ne taziyelerini sunarken, Suriye'nin egemenliğini savunmasını desteklediğini bildirdi.
İsrail rejimi dün, Suriye'nin başkenti Şam'ın batısında bulunan bir binaya hava saldırısı düzenlemiş ve bu saldırı sonucu İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü mensubu beş askeri danışmanla birlikte Suriyeli askeri yetkililerden de hayatını kaybedenler olmuştu.
İran'ın "Kaim-105" uydu taşıyıcısının uzay testi seneye yapılıyor
İslam İnkılabı Muhafızları (Sipahiler) Ordusu Hava-Uzay Güçleri Komutanı, Süreyya uydusunun uzaya yollanmasına değinerek, "Kaim-105" uydu taşıyıcısının uzaya yollanması ve testinin seneye yapılacağını söyledi.
Sipahiler Ordusu Hava-Uzay Güçleri Uzay Komutanı General Ali Caferabadi televizyonun Haber Kanalı muhabiriyle konuşurken, Süreyya uydusunun Kaim-105 uydu taşıyıcısı aracılığıyla uzaya yollanmasına değinerek "Bugün ülkemizin uzaycılık tarihinde altın bir sayfa açılmış oldu. Zira bugün yapılan atış birkaç yönden çok önemli" dedi.
General Caferabadi ayrıca "Tamamen İranlı katı yakıtlı bir uydu taşıyıcısının ilk kez uzaya fırlatılması ve İranlı bir uyduyu yörüngeye oturtması bugün gerçekleştirildi" diye konuştu.
Genaral Caferabadi açıklamasının devamında, Sipahiler Hava-Uzay Güçlerinin geleceğe ilişkin projelerine değinerek "Bir sonraki adım, çok güçlü motorları olan Kaim-105 uydu taşıyıcısını kullanmak olacak. Yapısı daha yeni olan bu uydu taşıyıcısının test ve araştırma maçlı uzaya fırlatılma işleri önümüzdeki sene gerçekleştirilecek" ifadesini kullandı.
Irak Direnişi'nin ABD'nin Ayn el-Esad Üssüne Yönelik Geniş Çaplı Roket Saldırısı
Irak İslami Direnişi bugün Cumartesi günü, Irak'ın batısında bulunan ABD'nin Ayn el-Esad üssüne geniş çaplı bir roket saldırısı gerçekleştirdi.
IRNA'nın bildirdiğine göre, Irak'ın batısında bulunan ABD'nin yasa dışı Ayn el-Esad üssü, çok sayıda roket ile hedef alındı.
Bu saldırı, bölgedeki ABD'nin işgalci üslerine karşı gerçekleşen en geniş kapsamlı saldırı olarak değerlendirilmektedir.
Irak İslami Direnişi, yaptığı açıklamada bu saldırının sorumluluğunu üstlendi ve bu saldırıda çok sayıda roketin kullanıldığını bildirdi.
Irak'ta ABD üssüne saldırı: CENTCOM doğruladı
Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Irak’taki Ayn el-Esad askeri üssüne düzenlenen geniş çaplı saldırıyı doğruladı.
Arap medyasına göre Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Irak’taki Ayn el-Esad askeri üssüne saldırı düzenlendiğini açıkladı.
20 Ocak’ta Bağdat saatiyle 18.30 civarında, Batı Irak’taki Esad Hava Üssü’ne çok sayıda balistik füze ve roket fırlatıladığı kaydedilen açıklamada, ''Hasar tespitleri sürüyor. Bir dizi Amerika personeli travmatik beyin yaralanması şüphesiyle kontrolden geçiyor. Saldırıda en az bir Iraklı asker de yaralandı…” ifadelerine yer verildi.
ABD istihbarat raporuna göre İsrail, HAMAS'ın direncini kıramıyor
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray arasındaki çekişme sürerken ABD basını, İsrail Ordusunun koyduğu hedeflere ulaşmadaki yetersizliğini ve savaşın uzun süre daha sürdürülemeyeceğini vurgulayan rapor ve haberler yayınlıyor
İsrail güçleri 107 gündür süren topyekûn saldırılara rağmen HAMAS savaşçılarının sadece “yüzde 20 ila yüzde 30'unu” etkisiz hale getirebildi. ABD istihbarat birimlerinin “gizli raporuna” dayanan ve The Wall Street Journal'ın (WSJ) pazar günü açıkladığı bu rakamlar, İsrail'in Filistinli grubu “ortadan kaldırma” hedefinin oldukça gerisinde kaldığını gösterirken, HAMAS'ın direncini de ortaya koyuyor.
Raporun içeriğini gazeteye teyit eden ABD'li yetkililere göre Filistinli grup, İsrail'i ve Gazze'deki İsrail güçlerini aylarca vurmaya devam etmek için hala yeterli mühimmata sahip ve Gazze'nin bazı bölgelerinde polis gücünü yeniden oluşturmaya çalışıyor.
UYUM SAĞLAMA BECERİSİ
Habere göre İsrailli yetkililer de Gazze'de binlerce sivilin ölümüne neden olan hava ve kara harekatına rağmen Gazze'yi yöneten “HAMAS'ı yok etme hedeflerine ulaşamadıklarını” kabul ediyor. Raporda imzası olan askeri analistler, grubun yeni oluşan koşullara uyum sağlamada önemli bir beceri gösterdiği, savaşçılarının taktiklerini değiştirdiği, daha küçük gruplar halinde hareket etmeye başladıkları ve İsrail birliklerine devamlı surette pusular kurup saklandıklarını belirtiyor. HAMAS binlerce kayıp vermiş olsa da mevcut ve eski İsrailli askeri yetkililer, Filistinli grubun amacının her şeyden önce bu çatışmada ayakta kalmak olduğunu öne sürüyor.
RAPORA GÖRE HAMAS'IN KAYIPLARI DAHA AZ
İsrail Ordusu kara harekatının başlangıcından bugüne kadar yaklaşık 9 bin, 7 Ekim günü ise bin Filistinli savaşçının etkisiz hale getirildiğini ileri sürüyor. İsrailli yetkililerin açıkladığı HAMAS kayıpları, ABD istihbarat raporundaki yüzde 20 ila yüzde 30'luk tahminin üzerinde. WSJ'nin haberinde, İsrail'in yaralı HAMAS savaşçılarının kalıcı olarak savaş dışı bırakıldığına ilişkin değerlendirmesinin de ABD'ninkinden çok daha yüksek olduğunun altı çizildi. ABD savaştan önce Filistinli grubun 25 ila 30 bin savaşçısı olduğunu tahmin ediyordu.
WSJ'ye göre ABD askeri doktrini, savaşçılarının yüzde 25-30'unu kaybeden “konvansiyonel bir gücün” muharebe açısından etkisiz kabul edileceğini belirtiyor. Fakat diğer yandan geçtiğimiz günlerde The New York Times'ın açıkladığı bir başka raporda da belirtildiği üzere HAMAS'ın Gazze'nin altındaki “550 ila 700 km” olduğu düşünülen ve “direşin askeri çekirdeğini” oluşturan tünellere erişimini sürdürmesi ayrıca yoğun kentsel alanda düzensiz ordu stratejileri kullanması Filistin direnişini ayakta tutuyor.
TOPARLANMA BULGULARI
Topyekûn saldırılara rağmen HAMAS'a hala diz çöktürülememiş olması İsrail'de, Netanyahu hükümetinin savaş hedeflerine ulaşıp ulaşamayacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor. WSJ'nin açıkladığı raporda Filistinli grubun toparlanmaya başladığına dair birtakım işaretler olduğuna da yer verildi. Buna göre HAMAS, büyük bölümü İsrail hava saldırıları ve çatışmalarla tahrip edilen kuzey Gazze sokaklarında devriye gezmek üzere küçük polis ve acil servis grupları oluşturarak otoritesini yeniden tesis etmeye başlıyor.
Nitekim geçtiğimiz günlerde aşırılıkçı açıklamalarıyla tanınan İsrailli milletvekili Avigdor Liberman da bu konuyu işaret etmişti. Gazze'de Filistinli polislerin görülmesini “iğrenç” olarak tanımlayan Liberman, “Gazze'de son günlerde ortaya çıkan, HAMAS polislerinin eski rutinlerine dönmüş gibi göründüğü, Gazze'nin prestijli mahallesi Al-Rimal'de tutuklama raporları düzenledikleri, Cibaliye'deki pazarların ellerine geçen her şeyi satın alan insanlarla dolup taştığı ve Şifa Hastanesi'nin ameliyatlar dahil tam faaliyete döndüğü” görüntüler karşısında dona kaldığını belirtmişti.
YENİDEN HAKİMİYET
Tüm bunların üzerine geçtiğimiz günlerde HAMAS'ın İsrail'e 50 roket fırlatması Tel Aviv'de ciddi endişeyle karşılandı. Tedirginliğin sebebi oluşan zarardan ziyade roketlerin Gazze'den fırlatıldığı yer: İsrail güçleri 50 roketli saldırıdan sadece bir gün önce tam olarak da bu noktaya ağır bir askeri operasyon düzenlemişti. Buna rağmen saldırının bu noktadan yapılmış olması Filistinli grubun İsrail güçleri tarafından sürekli kontrol edilmeyen veya edilemeyen bölgelerde yeniden hakimiyet kurabileceğini gösteriyor. Bilindiği üzere İsrail Ordusu bazı birliklerini Gazze'den çekiyor bu da kontrol altında tutulan bölgelerin sayısını azaltıyor. Ayrıca geçtiğimiz günlerde İsrail basınına konuşan bir askeri yetkili, Gazze Şeridi'ndeki İçişleri Bakanlığına bağlı HAMAS yetkililerinin Gazze'ye geri döndüğünü belirtti.
YA REHİNELER YA HAMAS
Tel Aviv hükümetinin koyduğu bir başka savaş hedefi de rehinelerin kurtarılması. İsrail Savaş Kabinesinin bu konuda ikiye bölündüğü biliniyor: Bir yanda Netanyahu'nun başını çektiği rehineleri kurtarmak için Gazze üzerindeki baskıyı arttırmak isteyen sertlik yanlıları diğer yanda muhalefetin öncülük ettiği rehinelerin serbest kalması için HAMAS ile anlaşma isteyenler.
The New York Times'ın İsrail Ordusu komutanlarının açıklamalarına dayandırdığı haberine göre İsrail hükümetinin rehineleri serbest bırakma ve HAMAS'ı yok etme hedefleri “birbiriyle bağdaşmıyor.” Komutanlara bakılırsa eğer asıl hedef HAMAS'ı ortadan kaldırmak ise İsrail Ordusunun “muhtemelen rehinelerin hayatına mal olacak” uzun bir savaşa girmesi gerekecek ki Başbakan Netanyahu'nun açıklamaları bu yönde. Gazeteye konuşan üst düzey askeri yetkililerin, 100'den fazla rehinenin serbest bırakılmasının askeri kanallardan ziyade diplomatik yollarla sağlanabileceği sonucuna vararak “hükümetin Gazze stratejisinden duydukları hayal kırıklığını” özel olarak ifade ettikleri kaydedildi.
Gazze'de soykırım sürüyor! Sessizlikte şehit sayısı 25 bin oldu
Dünyanın üç aydan fazla süredir sessizce izlemekle yetindiği Gazze soykırımında şehit edilen Filistinlilerin sayısı 25 bine yükseldi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne aylardır sürdürdüğü saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 25 bini geçti, yaralı sayısı 62 bin 388'e çıktı. Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, son 24 saatte 165 Filistinlinin İsrail saldırılarında şehit olduğu, 280 kişinin yaralandığı belirtildi. Saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hâlâ enkaz altında olduğu kaydedilen açıklamada, sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bunlara ulaşmakta zorluk yaşadığı aktarıldı.
BİNLERCE ENKAZ, KALDIRILMAYI BEKLİYOR
Öte yandan İsrail ordusunun, 7 Ekim'den bu yana yoğun şekilde bombaladığı Gazze Şeridi'nde yıkılan binlerce bina, kapanan cadde ve sokaklardaki molozlar basit ekipman ve çok kısıtlı imkanlarla kaldırılmaya çalışılıyor. Gazze'nin kuzeyinde çoğunluğu gönüllülerden oluşan sivil savunma ekipleri, ambulansların ve vatandaşların geçişini kolaylaştırmak amacıyla birkaç gün önce sokak ve caddelerin açılması için bir girişim başlattı. Çok kısıtlı imkanlarla ellerindeki ufak tefek malzemelerle yıkılan binlerce bina, kapanan cadde ve sokaklardaki molozları kaldırmaya çalışan ekipler, sabah erkenden kalkarak arı kovanı gibi çalışmalarını sürdürüyor.
İsrail ordusu, 7 Ekim'den bu yana bombaladığı Gazze Şeridi'nde belediyeye ait ağır ve orta ölçekli araçların yaklaşık yüzde 70'ini kasıtlı olarak hedef alarak hizmet dışı bıraktı. Saldırıların başlangıcından bu yana sivil savunma biriminden yaklaşık 45 kişi şehit edildi, tamamen tahrip olan ambulansların sayısı da 121'e ulaştı.
İran: Operasyonlar Uluslararası Hukuka Tam Uyum İçinde Yürütüldü
İran'ın BM Daimi Temsilcisi Said İrevani, "İran'ın terörle mücadele operasyonları uluslararası hakuka tam uyum içinde yürütüldü" dedi.
İran'ın BM Daimi Temsilcisi Said İrevani, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Güvenlik Konseyi dönem başkanına hitaben mektup yazdı.
İrevani mektubunun bir bölümünde şu ifadeleri kullandı:
"İran terör eylemlerine maruz kalan en onemli ülkelerden biridir ve düzenlenen terörle mücadele operasyonları uluslararası hukuka tam uyum içinde yürütüldü. Bu operasyon, terör örgütlerinin Suriye ve Irak'taki üs ve tesislerine yönelik yapılmıştır.
İran'ın terörle mücadele operasyonu, geçenlerde Kirman'da IŞİD ve ona bağlantılı gruplar tarafından düzenlenen ve çocuk ve kadınların da bulunduğu 100'den fazla masum sivilin şehit olması ve çok sayıda kişinin yaralanmasıyla yol açan terör saldırılarına tepki olarak gerçekleştirildi".
İran Devrim Muhafızları Ordusu Irak ve Suriye'deki İran karşıtı terörist grupların ve casusların karargahlarını balistik füzelerle hedef almıştı.
Devrim Muhafızları Ordusu, Suriye'nin İdlib ve Kuzey Irak'ta Erbil'e atılan balistik füzelerin sayısını 24 olarak açıklamıştı.
Suriye'nin İdlib kentine 4 adet orta menzilli "Hayber Şiken" füzenin Huzistan'dan ateşlendiği belirtilen açıklamada, Kuzey Irak'ın Erbil kentine 4 adet Kirmanşah'tan, 7 adet de Doğu Azerbaycan'dan balistik füze ateşlendiği kaydedilmişti.
Açıklamada, yine 9 adet çeşitli özellikte füzenin Suriye'nin farklı bölgelerine atıldığı ifade edilmişti./mehr
Pakistan Dışişleri Bakanı: İran’ın Güvenliği Pakistan’ın Güvenliğidir
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Pakistanlı mevkidaşı Jalil Abbas Jilani ile telefonda görüştü.
Görüşmede Emir Abdullahiyan, İran’ın kardeş ve dost ülke Pakistan'ın ulusal egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu vurgulayarak, ''Pakistan'ın egemenliği ve toprak bütünlüğü İran için büyük önem taşıyor.’’ dedi.
Pakistan'ın güvenliğini İran’ın güvenliği olarak değerlendiren Emir Abdullahiyan, Ceyşü'l-Adl’ın iki ülkenin ortak güvenliğine karşı faaliyet gösteren bir terör örgütü olduğunu belirterek, Pakistan'dan İran topraklarına sızan söz konusu örgütün ülkede meydana gelen terör saldırılarının sorumluluğunu defalarca üstlendiğine dikkat çekti.
İran Silahlı Kuvvetlerinin Pakistan’daki terörle mücadele operasyonunun İranlı terör örgütüne (Ceyşü'l-Adl) yönelik olduğunu anlatan Emir Abdullahiyan, icra edilen operasyonda hiçbir Pakistan vatandaşına saldırı yapılmadığını belirtti.
Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan, terörizm meselesinin yanı sıra ikili işbirliği konusundaki görüşmelerin de sürdürülmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
Pakistanlı bakan da terörle mücadelenin önemine değinerek, ''İran'ın güvenliği aynı zamanda Pakistan'ın da güvenliğidir ve Pakistan topraklarında İran'a karşı herhangi bir tehdit oluştuğunda İslamabad buna karşı harekete geçmiştir.'' diye konuştu./mehr
İran, Pakistan’da Ceyş El-Adl Terör Örgütünün Merkezini Vurdu
İran’ın Tasnim haber ajansı, Devrim Muhafızları’nın, terör örgütü Ceyş el-Adl’in Pakistan’ın Belucistan Eyaleti’ndeki iki önemli merkezinin füzeler ve İHA’larla vurarak imha ettiğini bildirdi.
Hedef alınan bölge, Ceyş-i Adl grubunun en büyük karargâhlarından birinin bulunduğu Pakistan'ın Belucistan eyaletindeki Koh Sabz adı verilen bölgedir.
Bunun İran’ın Pakistan topraklarındaki hedeflere yönelik ilk saldırı olduğu kaydedildi.
İran’ın güneydoğusundaki Sistan ve Belucistan vilayetindeki Rask bölgesinde, 12 polisin hayatını kaybettiği ve 7 kişinin daha yaralandığı bir saldırı gerçekleşmişti. Saldırıyı Ceyş el-Adl örgütü üstlenmişti.
Siyonist Rejimin Katliamında 103. Gün; Yine Sivilleri Hedef Aldı
Siyonist İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentine saldırılarında 13 Filistinli şehit oldu.
Filistin haber ajansı WAFA'da yer alan habere göre, havadan ve karadan yapılan saldırılarda onlarca Filistinli de yaralandı.
Siyonist rejim savaş uçakları, Han Yunus'un batısında Filistinlilerin yaşadığı evleri hava saldırıları ve topçu ateşleriyle hedef aldı.
Saldırılarda 13 Filistinli şehit oldu.
İşgalci İsrail'in, Filistin Kızılayına bağlı Nasır Hastanesi ve Emel Hastanesi çevresini bombalaması hastanelerde ciddi hasara yol açtı.
Öte yandan, Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre, Siyonist İsrail'e ait bir insansız hava aracı (İHA) Nablus'un doğusundaki Balata Mülteci Kampı yakınlarında bir aracı vurdu.
İşgalci rejim güçlerinin, ekiplerin müdahalesine izin vermediği ve aracın patlayarak alev aldığı aktarıldı.
Araçta bulunan Filistinlilerden şehit ve yaralananlar olduğu kaydedildi.
Bir kişinin naaşına ulaşıldı, bazı Filistinlilerin naaşını ise Siyonist İsrail güçleri aldı.
Filistin Kızılay’ından yapılan açıklamada ise işgalci İsrail güçlerinin bölgeden çekilmesinin ardından bir Filistinlinin naaşına ulaşıldığı belirtildi.
Açıklamada, İsrail güçlerinin bölgeden çekilmeden önce vurulan araçtaki bazı Filistinlilerin naaşlarını da alıp götürdüğü ifade edildi.
Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, işgalci İsrail güçleri bu sabah Balata Mülteci Kampı'na baskın düzenledi. Siyonist İsrail güçleri kamptaki Filistinlilere gerçek mermi ve göz yaşartıcı gazla müdahale etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te 7 Ekim bu yana Siyonist İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 355 Filistinli şehit oldu.
İran'ın MOSSAD Karargâhına Yönelik Operasyonunun Analizi; “Stratejik Sabır' Dönemi Bitti
Arap dünyasının önde gelen analistlerinden Abdel Bari Atvan, İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları’nın MOSSAD karargâhına ve teröristlere yönelik füze saldırısının önemli mesajlarının analizi hakkında şu ifadelerde bulundu: ‘Bu operasyonlar Tel Aviv ve Washington'a güçlü bir mesaj gönderdi ve bu operasyonlar bölgede İran öncülüğünde yeni bir aşamaya girildiğini gösteriyor.’
Arap Dünyasının önde gelen analistlerinden ve Rey el-Yevm Gazetesi Baş editörü Abdel Bari Atvan, İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu'nun geçtiğimiz günlerde bölgedeki Siyonistlere ve teröristlere yönelik operasyonlarının mesajlarını ve stratejik boyutlarını analiz ettiği makalesinde şunları yazdı: ‘Devrim Muhafızları'nın Erbil'deki MOSSAD casusluk servisinin karargâhına, ayrıca teröristlerin İdlib, Suriye ve diğer bölgelerdeki karargahlarına yaptığı füze saldırısı, sadece hedefleri vuran füzelerin şiddeti ve isabetliliği nedeniyle değil, aynı zamanda bu saldırıda kullanılan füzelerin kalitesi ve boyutları nedeniyle İran'ın saldırı operasyonlarında benzeri görülmemiş bir ilerleme kaydettiğini gösteriyor.
İran'ın MOSSAD ve IŞİD'e yönelik füze saldırısının mesajları hedeflenen taraflara ulaştı ve bu makalede bu konudaki birkaç önemli noktaya değineceğiz:
* İlk nokta, İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu'nun ilk kez Suriye'de ve ayrıca Irak'ın Erbil kentinde 1230 kilometre mesafedeki mevzileri hedef alabilen hassas füzeler kullanıyor olmasıdır.
*İkinci nokta, İran Devrim Muhafızlarının operasyonu, İranlılara yönelik içeride ve dışarıda gerçekleştirilen suikastlara ve terör eylemlerine, özellikle de geçtiğimiz günlerde Kirman’da 84 kişinin şehit edilmesiyle sonuçlanan terör suçuna karşı intikam amaçlı bir yanıttı. Devrim Muhafızları'nın füze saldırısının hedef aldığı MOSSAD karargâhı bu suç ve cinayetin (Kirman’daki terör saldırısı) arkasındaki merkezdir.
* Üçüncü nokta ise İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun bu operasyonlar hakkında açıkça dile getirdiği açıklamalarla ilgilidir.
* Dördüncü nokta, bu misilleme saldırısının çok hızlı bir şekilde ve Siyonist rejimin ve terörist grupların suç ve terör eylemlerinden birkaç gün sonra gerçekleştirilmiş olması ve "doğru zaman ve yer" denkleminin artık geçerli olmamasıdır.’
Abdel Bari Atvan yazısının devamında şu ifadelerde bulundu: ‘Buradan ulaşmak istediğimiz öncelikli sonuç, İran İslam Cumhuriyeti'nin doğrudan Amerika ve bölgedeki müttefikleriyle karşı karşıya gelerek Suriye ve Irak cephelerini harekete geçirmesidir. İran'ın doğrudan ve net mesajı, doğru zamanda ve yerde yanıt aşamasını geçtiği, yani artık her türlü saldırıya çok hızlı yanıt vereceğidir. Aslında şimdi ABD ve Siyonist rejimin saldırılarına doğrudan yanıt vermenin tam zamanı ve yeridir.
İran Devrim Muhafızları, Erbil'de MOSSAD’ın önemli bir karargâhını yerle bir etti ve tehdit ve açıklamalara asla aldırış etmedi. Artık bölgede İran İslam Cumhuriyeti öncülüğündeki direniş ekseninin başladığı ve yön verdiği farklı bir aşamayla karşı karşıyayız ve "stratejik sabır" dönemi sona ermiş gibi görünüyor.
Bu yeni aşamanın özellikleri, Yemen, Güney Lübnan, Suriye ve Irak cephelerinde Amerikan ve İsrail hedeflerine füze ve İHA saldırıları, İsrail gemilerine ve İsrail'e gidecek tüm gemilere el konulması şeklinde gerilimin tırmanmasında görülebilir. Bu, İran'ın Washington ve Tel Aviv'e “Ya bundan ders alırsınız ya da sonunda ağır bir bedel ödersiniz” yönünde güçlü bir mesajıdır.’




















