Ramazan Ayında Gece ve Gündüz Yapılması Gereken Tüm Dua ve Ameller

Rate this item
(0 votes)

Akşam namazını kıldıktan sonra iftar etmek müstehaptır.

Haram ve şüpheli olmayan helâl şeylerle, özellikle helâl hurmayla iftar etmek, insanın kıldığı namazın sevabını dört yüz kat artırır. Rüteb (bir hurma çeşidi), helva, nöbet şekeri, sıcak su gibi şeylerle de iftar etmek iyidir.

İftar vakti Kadir Suresi’ni okumak.

İftar vakti sadaka vermek ve oruçlu müminlere iftar vermek, hatta bir kaç hurma veya bir içim suyla bile olsa (gücü yetmeyenler için)

İmkânı olan kimse için her gece yüz defa Duhân Suresi’nin okunması sünnettir...

 

Ramazan Ayının Gündüzlerinde Yapılan Ameller

 

1. Merhum Seyyid İbn Tâvus, İmam Sadik (a.s) ve İmam Musa Kâzim`dan (a.s) şöyle rivayet etmektedir: Ramazan Ayının başından sonuna kadar her farz namazdan sonra şu duayı oku:

اللَّهُمَّ ارْزُقْنِی حَجَّ بَیْتِکَ الْحَرَامِ؛ فِی عَامِی هَذَا وَ فِی کُلِّ عَامٍ؛ مَا أَبْقَیْتَنِی فِی یُسْرٍ مِنْکَ وَ عَافِیَةٍ وَ سَعَةِ رِزْقٍ؛‏ وَ لاَ تُخْلِنِی مِنْ تِلْکَ الْمَوَاقِفِ الْکَرِیمَةِ؛ وَ الْمَشَاهِدِ الشَّرِیفَةِ؛ وَ زِیَارَةِ قَبْرِ نَبِیِّکَ صَلَوَاتُکَ عَلَیْهِ وَ آلِهِ؛ وَ فِی جَمِیعِ حَوَائِجِ الدُّنْیَا وَ الْآخِرَةِ فَکُنْ لِی؛‏ اللَّهُمَّ إِنِّی أَسْأَلُکَ فِیمَا تَقْضِی وَ تُقَدِّرُ مِنَ الْأَمْرِ الْمَحْتُومِ؛ فِی لَیْلَةِ الْقَدْرِ؛ مِنَ الْقَضَاءِ الَّذِی لاَ یُرَدُّ وَ لاَ یُبَدَّلُ؛ أَنْ تَکْتُبَنِی مِنْ حُجَّاجِ بَیْتِکَ الْحَرَامِ‏؛ الْمَبْرُورِ حَجُّهُمْ؛ الْمَشْکُورِ سَعْیُهُمْ؛ الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمْ؛ الْمُکَفَّرِ عَنْهُمْ سَیِّئَاتُهُمْ‏؛ وَ اجْعَلْ فِیمَا تَقْضِی وَ تُقَدِّرُ؛ أَنْ تُطِیلَ عُمُرِی؛ وَ تُوَسِّعَ عَلَیَّ رِزْقِی؛‏ وَ تُؤَدِّیَ عَنِّی أَمَانَتِی وَ دَیْنِی؛ آمِینَ رَبَّ الْعَالَمِینَ‏

 

“Allahumme’r zukni hacce beytike’l herami, fi ami haza ve fi kulli amin, ma ebkayteni fi yusrin minke ve afiyetin ve saati rizkin; vela tuğlini min tilke’l mevakifi’l kerimeti, ve’l meşahidi’ş şerifeti, ve ziyareti kabri nebiyyike salavatuke aleyhi ve alihi, ve fi cemii hevaici’d dunya ve’l ağireti fekun li, Allahumme inni es’eluke fiyma tekzi ve tukeddiru mine’l emri’l mehtumi fi leyleti’l kadri, mine’l kazai’l lezi la yureddu vela yubeddelu, en tektubeni min hucceci beytike’l herami, el mebruri haccuhum, el meşkuru sa’yuhum, el mebruri zunubuhum, el mukeffiru enhum seyyietuhum, vece’l fiyma tekzi ve tukeddiru en tutile umuri, ve tuvessie aleyye rızki, ve tueddiye anni emaneti ve deyni, amine rabbe’l alemin.”

 "Allah’ım! Beni yaşattığın müddetçe Beytü’l-Haram’ının (Kâbe’nin) haccını bu yıl ve her yıl kolaylık, sağlık ve bolluk içinde bana nasip eyle. Beni o değerli mekânlardan, faziletli ziyaretgâhlardan ve Peygamber’inin ziyaretinden (salâvatın onun ve Ehlibeyt’inin üzerine olsun) mahrum kılma ve bütün dünya ve âhiret hacetlerinde bana yardımcı ol.

Allah’ım! Senden, Kadir gecesinde hükme bağlayıp takdir ettiğin kesin, değişmez ve dönüşü olmayan şeyler arasında, beni de Beytüllahi’l-Haram’ın, hacları beğenilen, çabaları mükâfatlandırılan, günahları affedi-len ve kötülükleri bağışlanan ziyaretçilerinden yazmanı, ömrümü uzat-mayı, rızkımı çoğaltmayı, emanetimi ve borcumu ödemeyi kesin hükmüne bağlayıp takdir etmeni diliyorum; âmin ey âlemlerin Rabbi!”

 

***** 

Bu duanın ismine "Hac duası" denir. Merhum Seyyid İbn-i Tavus bu duayı "İkbal" kitabında Ramazan ayı gecelerinde akşam namazından sonra okunmasını İmam Sadık'tan (a.s) rivayet etmiştir. Merhum Kef'emi ise "El-Beled-ül Emin" kitabında bu duanın Ramazanın her günü ve ilk gecesinde okunmasının müstehap olduğunu. Merhum şeyh Müfid ise "El-Muhriç" kitabında bu duanın Ramazanın ilk gecesinde akşam namazından sonra okunmasının müstehap olduğunu nakletmiştir.

 2. Yine her farizadan sonra şu duayı okursun:

يا عَلِىُّ يا عَظيمُ؛ يا غَفُورُ يا رَحيمُ؛ اَنْتَ الرَّبُّ الْعَظيمُ؛ الَّذى لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَىءٌ وَ هُوَ السَّميعُ الْبَصيرُ؛ وَ هذا شَهْرٌ عَظَّمْتَهُ وَ كَرَّمْتَهُ وَ شَرَّفْتَهُ وَ فَضَّلْتَهُ عَلَى الشُّهُورِ؛ وَ هُوَ الشَّهْرُ الَّذى فَرَضْتَ صِيامَهُ عَلَىَّ وَ هُوَ شَهْرُ رَمَضانَ؛ الَّذى اَنْزَلْتَ فيهِ الْقُرْآنَ؛ هُدىً لِلنّاسِ وَ بَيِّناتٍ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ؛ وَ جَعَلْتَ فيهِ لَيْلَةَ الْقَدْرِ؛ وَ جَعَلْتَها خَيْراً مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ ؛فَيا ذَالْمَنِّ وَ لا يُمَنُّ عَلَيْكَ؛ مُنَّ عَلَىَّ بِفَكاكِ رَقَبَتى مِنَ النّارِ؛ فيمَنْ تَمُنُّ عَلَيْهِ؛ وَ اَدْخِلْنِى الْجَنَّةَ؛ بِرَحْمَتِكَ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ .

 

Ya aliyyu ya azîm, ya gafûru ya rahîm, ente’r-rabb’ul-azîmullezî leyse kemislihi şey’un ve huve’s-sîmiu’l-besîr ve haza şehrun azzamtehu ve kerremtehu ve şerraftehu ve fazzeltehu ale’ş-şuhûr ve huve’ş-şehrullezî ferazte siyamehu aleyy ve huve şehru ramazan, ellezî enzelte fîhi’l-gur’an, huden li’n-nasi ve beyyinatin mine’lhuda ve’l-furgan, ve cealte fîhi leylet’el-gadr ve cealteha hayran min elfi şehr , feya ze’l-menni vela yumennu aleyk, munne aleyye bi-fekaki ragabetî min’en-nar, fîmen temunnu aleyh ve edhilnil-cennete bi-rahmetike ya erham’er-rahimîn.”

 ***** 

“Ey yüce, ey ulu, ey çok çok bağışlayan, ey Rahim; hiçbir eşi ve benzeri olmayan ve (her şeyi) duyan ve (her şeyi) gören ulu Rab sensin. Bu, yücelttiğin, değer verdiğin, şereflendirdiğin ve bütün aylardan üstün kıldığın bir aydır. O, orucunu bana farz kıldığın aydır. İşte o, ramazan ayıdır ki onda Kur’ân’ı, halkı hidayet etmek, hidayet yolunu açıklamak ve hakkı batıldan ayırmak için indirdin; Kadir gecesini o aya yerleştirdin ve o geceyi bin aydan hayırlı ve üstün kıldın. Ey (yaratıklarına) minnet hakkı olan ve kimsenin onun üzerinde minnet hakkı bulunmayan (Allah), minnettar ettiklerin arasında beni de minnettar kılıp vücudumu (cehennem) ateşinden kurtarıp cennetine yerleştir; rahmetin hakkına, ey merhametlilerin en merhametlisi!”

 

*****

 

3. Merhum Kef’emî “Misbâh” ve “el-Beledü’l-Emin” kitabında, Şeyh-i Şehit (r.a) ise kendi Mecmua’sında Resul-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet etmişlerdir:

“Kim ramazan ayında her farizadan sonra şu duayı okursa, Allah onun günahlarını bağışlar: 

اَللّهُمَّ اَدْخِلْ عَلى اَهْلِ الْقُبُورِ السُّرُورَ؛ اَللّهُمَّ اَغْنِ كُلَّ فَقيرٍ؛ اَللّهُمَّ اَشْبِعْ كُلَّ جايِعٍ؛ اَللّهُمَّ اكْسُ كُلَّ عُرْيانٍ؛ اَللّهُمَّ اقْضِ دَيْنَ كُلِّ مَدينٍ؛ اَللّهُمَّ فَرِّجْ عَنْ كُلِّ مَكْرُوبٍ؛ اَللّهُمَّ رُدَّ كُلَّ غَريبٍ؛ اَللّهُمَّ فُكَّ كُلَّ اَسيرٍ؛ اَللّهُمَّ اَصْلِحْ كُلَّ فاسِدٍ مِنْ اُمُورِ الْمُسْلِمينَ؛ اَللّهُمَّ اشْفِ كُلَّ مَريضٍ؛ اَللّهُمَّ سُدَّ فَقْرَنا بِغِناكَ؛ اَللّهُمَّ غَيِّرْ سُوءَ حالِنا بِحُسْنِ حالِكَ؛ اَللّهُمَّ اقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ؛ وَاَغْنِنا مِنَ الْفَقْرِ؛ اِنَّكَ عَلى كُلِّشَىءٍ قَديرٌ.

 “Allahumme edhil alâ ehl’il-gubûr’is-surûr. Allahumme eğni kulle fegîr. Allahumme eşbi’ kulle cai’. Allahummeksu kulle uryan. Allahummegzi deyne kulli medîn. Allahumme ferric an kulli mekrûb. Allahumme rudde kulle ğarîb. Allahumme fukke kulle esîr. Allahumme aslih kulle fasidin min umûr’il-muslimîn. Allahummeşfi kulle merîz. Allahumme sudde fegrena bi-ğinak. Allahumme ğayyir sûe halina bi-husni hâlik. Allahummegzi anna’d-deyne ve ağnina min’el-fagr. İnneke alâ kulli şey’in gadîr.”

 *****

 “Allah’ım Kabir ehlini sevindir. Allah’ım! Bütün fakirleri zenginleştir. Allah’ım! Bütün açları doyur. Allah’ım! Bütün çıplakları giyindir. Allah’ım! Bütün borçluların borcunu eda eyle. Allah’ım! Sıkıntısı olanların sıkın-tısını gider. Allah’ım! Bütün garipleri (vatanlarına) geri döndür. Allah’ım! Bütün esirleri azat eyle. Allah’ım! Müslümanların bozulan durumlarını /fasit olan işlerini ıslah eyle. Allah’ım! Bütün hastalara şifa ver. Allah’ım! Bizim fakirliğimizi kendi zenginliğinle engelle. Allah’ım! Bizim kötü hâlimizi kendi iyi hâlinle değiştir. Allah’ım! Borcumuzu eda eyle; fakirlik ve ihtiyacımızı gider; muhakkak senin her şeye gücün yeter.”

 *****

 4. Merhum Kuleynî’nin el-Kâfi’de Ebu Basir’den nakline göre, İmam Cafer Sadık (a.s) ramazan ayında şu duayı okurdu:

 اللَّهُمَّ إِنِّي بِكَ وَ مِنْكَ أَطْلُبُ حَاجَتِي وَ مَنْ طَلَبَ حَاجَةً إِلَى النَّاسِ فَإِنِّي لا أَطْلُبُ حَاجَتِي إِلا مِنْكَ وَحْدَكَ لا شَرِيكَ لَكَ وَ أَسْأَلُكَ بِفَضْلِكَ وَ رِضْوَانِكَ أَنْ تُصَلِّيَ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ أَهْلِ بَيْتِهِ وَ أَنْ تَجْعَلَ لِي فِي عَامِي هَذَا إِلَى بَيْتِكَ الْحَرَامِ سَبِيلا حِجَّةً مَبْرُورَةً مُتَقَبَّلَةً زَاكِيَةً خَالِصَةً لَكَ تَقَرُّ بِهَا عَيْنِي وَ تَرْفَعُ بِهَا دَرَجَتِي وَ تَرْزُقَنِي أَنْ أَغُضَّ بَصَرِي وَ أَنْ أَحْفَظَ فَرْجِي وَ أَنْ أَكُفَّ بِهَا عَنْ جَمِيعِ مَحَارِمِكَ حَتَّى لا يَكُونَ شَيْ‏ءٌ آثَرَ عِنْدِي مِنْ طَاعَتِكَ وَ خَشْيَتِكَ وَ الْعَمَلِ بِمَا أَحْبَبْتَ وَ التَّرْكِ لِمَا كَرِهْتَ وَ نَهَيْتَ عَنْهُ وَ اجْعَلْ ذَلِكَ فِي يُسْرٍ وَ يَسَارٍ وَ عَافِيَةٍ وَ مَا أَنْعَمْتَ بِهِ عَلَيَّ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ وَفَاتِي قَتْلا فِي سَبِيلِكَ تَحْتَ رَايَةِ نَبِيِّكَ مَعَ أَوْلِيَائِكَ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تَقْتُلَ بِي أَعْدَاءَكَ وَ أَعْدَاءَ رَسُولِكَ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تُكْرِمَنِي بِهَوَانِ مَنْ شِئْتَ مِنْ خَلْقِكَ وَ لا تُهِنِّي بِكَرَامَةِ أَحَدٍ مِنْ أَوْلِيَائِكَ اللَّهُمَّ اجْعَلْ لِي مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلا حَسْبِيَ اللَّهُ مَا شَاءَ اللَّهُ .

 

 

“Allahumme inni bike ve minke etlubu haceti ve men talebe haceten ile’n nasi fe inni la etlubu haceti ille minke vehdeke la şerike leke ve es’eluke bi fazlike ve rızvanike en tusalliye ale muhammedin ve ehli beytihi ve en tec’ele li fi ami haza ile beytike’l herami sebiylen hicceten mebrureten mutakabbeleten zakiyeten ğaliseten leke tekerru biha ayni ve terfeu biha dereceti ve terzukeni en eğuzze baseri ve en ehfeze ferci ve en ekuffe biha an cemii meharimike hetta la yekune şey’un asere indiy min taetike ve ğaşyetike ve’l ameli bima ehbebte ve’t terki lima kerihte ve neheyte anhu vec’el zalike fi yusrin ve yesarin ve afiyetin ve ma en’emte bihi aleyye ve es’eluke en tec’ele vefati katlen fi sebiylike tehte rayetin nebiyyike mee evliyaike ve es’eluke en tektule bi e’daeke ve e’dae resulike ve es’eluke en tukrimeni bi hevani men şi’te min ğalkike ve tuhinni bi kerameti ehedin min evliyaike Allahumme ic’el li mee’r resui sebiylen hesbiyellahu ma şeeallah.”

 *****

 "Allah’ım! Seni vasıta kılarak hacetimi senden diliyorum. Kim hacetini insanlardan dilerse (dilesin, fakat) ben hacetimi ancak senden dilerim. Sen teksin ve ortağın yoktur. Lütuf ve hoşnutluğun hakkına senden, Muhammed ve Ehlibeyt’ine rahmet etmeni ve bu yıl Beytullahi’l-Haram’ın ziyareti için yolumu açmanı diliyorum; bana öyle beğenilmiş, kabul edilmiş, temiz ve senin için halis kılınan bir hac nasip et ki, onunla gözümü aydınlat, derecemi yükselt ve gözümü (haramlara) kapamayı, iffetimi korumayı ve bütün haramlardan kendimi korumayı bana nasip et; öyle ki, benim için sana itaat etmekten, senden korkmaktan ve senin sevdiğin şeyleri yerine getirip sevmediğin şeyleri terk etmekten daha sevimli hiçbir şey olmasın. Bütün bunları kolaylık, bolluk sıhhat ve verdiğin nimetlerle beraber bana nasip et. 

(Allah’ım!) Senden Peygamber’inin sancağı altında, velilerinle birlikte yolunda şehit olarak ölmeyi diliyorum. Yine senden, kendi düşmanlarının ve Peygamber’inin düşmanlarının ölümünü benim elimle gerçekleştirmeni niyaz ediyorum. (Yalvararak) senden (rezil etmek) istediğin (kötü kullarından) birisini rezil etmekle beni yüceltmeni ve hiçbir zaman velilerinden herhangi birisini yüceltmeği benim rezil ve rüsva olmama vesile kılmamanı istiyorum. Allah’ım! Peygamber’le birlikte olma yolunu benim üzerime aç. Allah bana yeter ve ancak Allah’ın dediği olur.”

 *****

 RAMAZAN AYININ GECELERİNDE MÜSTEHAP OLAN AMELLER

 1. İftar etmek. Şiddetli halsizlik ve iftar için kendisini bekleyen birileri olmadığı takdirde akşam namazını kıldıktan sonra iftar etmek müstehaptır.

 2. Haram ve şüpheli olmayan helâl şeylerle, özellikle helâl hurmayla iftar etmek, insanın kıldığı namazın sevabını dört yüz kat artırır. Rüteb (bir hurma çeşidi), helva, nöbet şekeri, sıcak su gibi şeylerle de iftar etmek iyidir.

3. İftar ederken rivayet edilen iftar dualarını okumak; meselâ şu duayı:

 

اللَّهُمَّ لَكَ صُمْتُ وعَلَى رِزْقِكَ أَفْطَرْتُ وعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ

 "Ellahumme leke sumtu ve ela rızkike eftertu ve eleyke tevekkeltu."

  *** 

“Allah’ım! Senin için oruç tuttum; senin rızkınla iftar edip sana tevekkül ettim.”

 Bu duayı, iftar vakti okuyan kimseye Allah, o gün oruç tutanların sevabını bahşeder.

 Bazı rivayetlerde Hz. Emirü’l-Müminin’in (a.s) iftar edeceği zaman şu duayı okuduğu nakledilmiştir:

 بِسْمِ اللَّهِ اللَّهُمَّ لَكَ صُمْنَا وعَلَى رِزْقِكَ أَفْطَرْنَا فَتَقَبَّلْ [فَتَقَبَّلْهُ‏] مِنَّا إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

 Bismillah, Ellahumme leke sumna ve ela rızkike efterna, fetekebbel minna, inneke entes-semîul elîm."

 ***

 “Allah’ın adıyla. Allah’ım! Senin için oruç tuttuk ve senin rızkınla iftar ettik. O hâlde bizden kabul buyur. Muhakkak sen duyan ve bilensin.”

 4. İlk aldığı lokmada:

 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ يَا وَاسِعَ الْمَغْفِرَةِ اغْفِرْ لِي

 "Bismillahirrehmanirrahîm, ya vasiel-meğfireti iğfir lî."

 ***

 “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Ey mağfireti geniş olan (Rabbim), bağışla beni.” derse, Allah-u Teâlâ’nın mağfiretine mazhar olur. Hadis-i şerifte şöyle geçer:

 “Allah-u Teâlâ, ramazan ayının her gününün son saatinde bir milyon insanı (azaptan) azat eder. Allah-u Teâlâ’dan dile ki, seni de onlardan saysın."

 5. İftar vakti Kadir (İnna Enzelnahu) Suresi’ni okumak.

 6. İftar vakti sadaka vermek ve oruçlu müminlere iftar vermek, hatta bir kaç hurma veya bir içim suyla bile olsa (gücü yetmeyenler için).

 Resul-i Ekrem’den (s.a.a) bu konuda şöyle rivayet edilmiştir: “Kim bir oruçlu (mümine) iftar verirse, onun (oruç) sevabının aynısını iftar veren de alır; elbette oruç tutanın sevabından bir şey eksilmeksizin. Yine o yemeğin gücüyle yaptığı her amelin sevabının aynısı, iftar veren için de yazılır.”

 Merhum Ayetullah Allâme Hillî, “Risâletü’s-Sa’diye” kitabında İmam Cafer Sadık’tan (a.s) şöyle rivayet etmiştir:

 “Bir mümin, ramazan ayında bir mümine bir lokma yemekle (dahi iftar) verirse, Allah onun için otuz mümin köleyi azat etmenin sevabını yazar ve Allah katında bir duası kabul olur.”

 7. Ramazan ayının her gecesinde bin defa Kadir Suresi’ni okumak da, rivayet edilen ameller arasındadır.

 8. İmkânı olan kimse için her gece yüz defa Duhân Suresi’nin okunması sünnettir.

9. Merhum Seyyid İbn Tâvûs, günahların bağışlanması için her gece şu duanın okunmasını rivayet etmiştir:

اللّهُمَّ رَبَّ شَهْرِ رَمَضانَ الَّذِی أَنْزَلْتَ فیهِ الْقُرْآنَ و افْتَرَضْتَ عَلی عِبادِکَ فیهِ الصِّیامَ صَلِّ عَلی مُحمدٍ و الِ محمدٍ وَ ارْزُقْنی حَجَّ بَیْتِکَ الْحَرامِ فِی عامِی هذا واغفِرْلی تلک الذُّنوُبَ الْعِظامَ فإِنَّهُ لا یَغْفِرُها غَیْرُکَ یا رَحمنُ یا رَحمنُ یا عَلّامُ.

“Allahumme rabbi şehri remazane’l lezi enzelte fiyhi’l Kur’ane ve’f terezte ale ibadike fiyhi’s siyame salli ale muhammedin ve ali muhammedin, ve’r zukni hacce beytike’l herami fi ami haza, veğfir li tilke’z zunube’l izame fe innehu la yeğfiruha ğayruke ya rahmenu ya rahmenu ya allemu.”

*****

"Allah’ım! Ey Kur’ân’ı indirdiğin ve orucunu kullarına farz kıldığın ramazan ayının Rabbi, Muhammed ve Ehlibeyt’ine rahmet et; bu yıl ve her yıl Beytullahi’l-Harâm’ın haccını bana nasip eyle. İşlediğim o büyük günahları bağışla; zira onları senden başkası bağışlamaz, ey Rahman ve çok bilen (Allah)!”

 *****

 10. Akşam namazından sonra birinci bölümde geçen “Hac Duası”nıاللَّهُمَّ إِنِّي بِكَ وَ مِنْكَ أَطْلُبُ حَاجَتِي ; (Allahumme inni bike ve minke etlubu haceti) okumak.

 11. Şu duanın da okunması İmam Cafer Sadık’tan (a.s) rivayet edilmiştir:

 

اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ فِيمَا تَقْضِي وَ تُقَدِّرُ مِنَ الْأَمْرِ الْمَحْتُومِ فِي الْأَمْرِ الْحَكِيمِ مِنَ الْقَضَاءِ الَّذِي لا يُرَدُّ وَ لا يُبَدَّلُ أَنْ تَكْتُبَنِي مِنْ حُجَّاجِ بَيْتِكَ الْحَرَامِ الْمَبْرُورِ حَجُّهُمْ الْمَشْكُورِ سَعْيُهُمْ الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمْ الْمُكَفَّرِ عَنْ سَيِّئَاتِهِمْ [عَنْهُمْ سَيِّئَاتُهُمْ‏] وَ أَنْ تَجْعَلَ فِيمَا تَقْضِي وَ تُقَدِّرُ أَنْ تُطِيلَ عُمُرِي فِي خَيْرٍ وَ عَافِيَةٍ وَ تُوَسِّعَ فِي رِزْقِي وَ تَجْعَلَنِي مِمَّنْ تَنْتَصِرُ بِهِ لِدِينِكَ وَ لا تَسْتَبْدِلْ بِي غَيْرِي .

“Allahumme inni es’eluke en tec’ele fiyma tekzi ve tukaddiru mine’l emri’l mehtumi fi’l emri’l hekim mine’l kazai’l lezi la yureddu vela yubeddelu en tektubeni min hucceci beytike’l herami’l mebruri heccuhumu’l meşkuri sa’yuhumu’l meğfuri zunubuhum el Mukeffiri en seyyietihim (enhum seyyietuhum) ve en tec’ele fiyma tekzi ve tukeddiru en tutile umuriy fi ğayrin ve afiyetin ve tuvessie fi rızki ve tec’eleni mimmen tentesiru bihi lidiynike vela testebdil biy ğayri.”

 *****

 "Allah’ım! Senden kesin olarak hükme bağladığın ve takdir ettiğin hikmetli, dönüşü ve değişimi olmayan şeyler arasında beni de hacları beğenilir, çabaları mükâfatlandırılır, günahları bağışlanır ve kötülükleri affedilir olan Beytullahi’l-Harâm’ın hacılarından yazmanı diliyorum. Yine benim için hayır ve sıhhatle geçecek uzun bir ömür ve geniş bir rızk takdir buyurmanı niyaz ediyorum. Beni dinine yardım eden kimselerden kıl; bu konuda başkasını bana tercih etme.”

 ***

 12. “Enisü’s-Sâlihin” kitabında ramazan ayının her gecesinde şöyle dua edilmesi rivayet edilmiştir:

اَعُوذُ بِجَلالِ وَجْهِكَ الْكَريمِ أنْ يَنْقِضيَ عَنّي شَهْرُ رَمَضانَ اَوْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ مِنْ لَيْلَتي هذِهِ وَلَكَ قِبَلي ذَنْبٌ اَوْ تَبِعَةٌ تُعَذِّبُني عَلَيْهِ .

 “Euzu bicelali vechike’l kerim en yenkiziye enni şehru remazane ev yetlue’l fecru min leyleti hazihi veleke kibeli zenbun ev tebietun tuezzibuni aleyhi.”

 *****

 “(Allah’ım!) Ramazan ayı geçer veya bu gecem sabah olur da üzerimde sana karşı bir suçum veya beni karşılığında azap edeceğin bir günah kalırsa, bundan Kerim Vech’inin yüceliğine sığınırım.”

 13. Merhum Kef’emî, Seyyid İbn Baki’den şöyle nakletmektedir: “Kim ramazan ayının her gecesinde iki rekât namaz kılarak, her rekâtta Fâtiha Suresi’ni ve İhlâs Suresi’ni üç defa okur, selâm verdikten sonra da şu zikri okur:

 

سُبْحَانَ مَنْ هُوَ حَفِيظٌ لا يَغْفُلُ؛ سُبْحَانَ مَنْ هُوَ رَحِيمٌ؛ لا يَعْجَلُ سُبْحَانَ مَنْ هُوَ قَائِمٌ لا يَسْهُو سُبْحَانَ مَنْ هُوَ دَائِمٌ لا يَلْهُو.

 “Subhane men huve hafizun la ye’fulu, subhane men huve rahimun, la ye’celu subhane men huve kaimun la yeshu, subhane men huve daimun la yelhu.”

 *****

 “Münezzehtir gaflet etmeyen asıl koruyucu. Münezzehtir (kullarına ceza vermede) acele etmeyen merhametli. Münezzehtir her zaman kaim ve sabit olan ve (hiçbir zaman kullarını) unutmayan. Münezzehtir ebedi ve boş şeylerden uzak olan (Rab).”

 Sonra da yedi defa tesbihat-ı erbaayı okuyup ardından şu zikri söyler:

سُبْحَانَكَ سُبْحَانَكَ سُبْحَانَكَ يَا عَظِيمُ اغْفِرْ لِيَ الذَّنْبَ الْعَظِيمَ

 

 “Subhaneke subhaneke subhaneke ya azimu iğfir liye’z zenbe’l azim.”

 *****

“Her eksiklikten münezzehsin sen. Her eksiklikten münezzehsin sen. Her eksiklikten münezzehsin sen. Ey azametli ve yüce (Allah)! Benim büyük günahımı bağışla.”

 Ve bilâhare Resulullah’a (s.a.a) ve Ehlibeyt’ine on defa salavât getirirse, Allah günahlarını bağışlar…”

 14. Hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır:

“Ramazan ayının her gecesinde Fetih Suresi’ni sünnet bir namazda okuyan kimse, o yıl korunmuş olur.”

15. Ramazan ayında sünnet namazlardan sonra şu duanın okunması rivayet edilmiştir:

 اللَّهُمَّ اجْعَلْ فِيمَا تَقْضِي وَ تُقَدِّرُ مِنَ الْأَمْرِ الْمَحْتُومِ وَ فِيمَا تَفْرُقُ مِنَ الْأَمْرِ الْحَكِيمِ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ أَنْ تَجْعَلَنِي مِنْ حُجَّاجِ بَيْتِكَ الْحَرَامِ الْمَبْرُورِ حَجُّهُمْ الْمَشْكُورِ سَعْيُهُمْ الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمْ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تُطِيلَ عُمُرِي فِي طَاعَتِكَ وَ تُوَسِّعَ لِي فِي رِزْقِي يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ .

 “Allahumme ic’el fiyma tekzi ve tukeddiru mine’l emri’l mehtumi ve fiyma tefruku mine’l emri’l hekimi fi leyleti’l kadri en tec’eleni min hucceci beytike’l herami’l mebruri heccuhum, el meşkuri sa’yuhumu’l meğfuri zunubuhum ve es’eluke en tutile umuri fi ta’atike ve tuvessie liy fi rızki ya erhemer rahimin.”

 *****

 "Allah’ım! Kadir Gecesi’nde hükmettiğin ve takdir buyurduğun kesin emirlerin ve belirlediğin hikmetli işlerin arasında beni de hacları dosdoğru olan, çabaları mükâfatlandırılan ve günahları bağışlanan Beytullahi’l-Haram’ın hacılarından kıl. Senden itaatin yolunda ömrümü uzatmanı ve rızkımı genişletmeni diliyorum, ey merhametlilerin en merhametlisi!

 *****

 16. Ramazan ayı gecelerinin bir ameli de gecelere bölünerek kılınan bin rekâtlık namazdır. Fıkıh ve dua kitaplarında bu namaz, genişçe zikredilmiştir. Namazın kılınış şeklinde ise ihtilâf vardır. İbn Ebî Kurra’nın İmam Muhammed Takî’den (a.s) naklettiği ve Şeyh Müfid’in ve ulemanın çoğunun kabul ettiği kılınış şekli şöyledir:

 İlk yirmi günde her gece yirmi rekât olmak üzere sekiz rekâtı akşam namazından sonra, on iki rekâtı ise yatsı namazından sonra ikişer ikişer kılınır. Son on günde ise her gece otuz rekât olmak üzere yine sekiz rekâtı akşam namazından sonra, geri kalanı ise yatsı namazından sonra kılınır. Böylece yedi yüz rekâtı kılınmış olur. Geri kalan üç yüz rekâtı ise Kadir gecelerinde (on dokuz, yirmi bir ve yirmi üçüncü geceler) her gece yüz rekât olmak üzere kılınır.

 RAMAZAN AYININ SAHUR VAKTİ AMELLERİ

 1. Az da olsa sahurda bir şeyler yemek müstehaptır. Bir hadis-i şerifte şöyle rivayet edilmiştir

 "Allah ve melekleri sahur vakitlerinde istiğfar eden ve sahur yemeği yiyen kimselere salâvat getirirler."

 2. Sahur ve iftar vakitlerinde Kadir Suresi'ni okumak.

 3. el-İkbal" kitabında rivayet edilen ve sahur vaktinin en kısa duası sayılan şu duayı okumak:

 یَا مَفْزَعِی عِنْدَ كُرْبَتِی؛ وَ یَا غَوْثِی عِنْدَ شِدَّتِی؛ إِلَیْكَ فَزِعْتُ وَ بِكَ اسْتَغَثْتُ؛ وَ بِكَ لُذْتُ لا أَلُوذُ بِسِوَاكَ؛ وَ لا أَطْلُبُ الْفَرَجَ إِلا مِنْكَ؛ فَأَغِثْنِی وَ فَرِّجْ عَنِّی؛ یَا مَنْ یَقْبَلُ الْیَسِیرَ؛ وَ یَعْفُو عَنِ الْكَثِیرِ؛ اقْبَلْ مِنِّی الْیَسِیرَ؛ وَ اعْفُ عَنِّی الْكَثِیرَ؛ إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِیمُ؛ اللَّهُمَّ إِنِّی أَسْأَلُكَ إِیمَاناً تُبَاشِرُ بِهِ قَلْبِی؛ وَ یَقِیناً حَتَّى أَعْلَمَ أَنَّهُ لَنْ یُصِیبَنِی إِلا مَا كَتَبْتَ لِی؛ وَ رَضِّنِی مِنَ الْعَیْشِ بِمَا قَسَمْتَ لِی؛ یَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِینَ؛ یَا عُدَّتِی فِی كُرْبَتِی؛ وَ یَا صَاحِبِی فِی شِدَّتِی؛ وَ یَا وَلِیِّی فِی نِعْمَتِی؛ وَ یَا غَایَتِی فِی رَغْبَتِی؛ أَنْتَ السَّاتِرُ عَوْرَتِی؛ وَ الْآمِنُ رَوْعَتِی؛ وَ الْمُقِیلُ عَثْرَتِی؛ فَاغْفِرْ لِی خَطِیئَتِی؛ یَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِینَ.

“Ya mefzei inde kurbetiy, veya ğavsi inde şiddeti, ileyke fezi’tu ve bike isteğestu, ve bike luztu la eluuzu bi sivake vela etlubu’l ferece illa minke, fe eğisni ve ferric enni, ya men yekbel’l yesire ve ye’fu eni’l kesiri, ikbel minni’l yesire, ve’fu enni’l kesire, inneke ente’l ğafuru’r Rahim, Allahumme inniy es’eluke iymanen tubaşiru bihi kalbi, ve yakinen hetta a’leme ennehu len yusiybeni illa ma ketebte liy, ve razzini mine’l ayşi bima kasemte li, ya erheme’r rahimin. Ya uddeti fi kurbeti veya sahibi fi şiddeti ve ya veliyyi fi ni’meti ve ya ğayeti fi rağbeti ente’s satiru avreti, ve’l aminu rev’eti ve’l mukiylu asreti, feğfir li ğatieti ya erheme’r rahimin.”

 *****

 “Ey belâ ve sıkıntı zamanında sığınağım ve ey zorluk zamanında imdadım! Sana yalvarıp yakarıyorum; senden imdat diliyor ve sana sığınıyorum, başkasına değil. (Sıkıntı ve zorluklardan) çıkışı, ancak senden diliyorum. O hâlde imdadıma yetiş ve beni sıkıntılardan kurtar. Ey az (ameli) kabul edip çok (günahı) affeden! Benim az (amelimi) kabul et ve çok (günahımı) bağışla; şüphesiz sen bağışlayan ve merhametlisin. 

Allah'ım! Senden kalbimle bütünleşen bir iman diliyorum ve ancak bana yazdığın şeylerin bana ulaşacağına kanaat getirebileceğim bir ya-kin istiyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Hayatımda bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kıl. 

Ey sıkıntılı anımda birikimim, ey zorluk zamanımda yaverim; ey nimetli günümde velinimetim ve ey rağbet ve iştiyakımın doruk noktası olan (Rabbim)! Sensin kusurumu örtecek, korkumu emniyete çevirecek ve sürçmemi affedecek olan; o hâlde benim hatamı bağışla, ey merha-metlilerin en merhametlisi!

 *****

4. Yine "el-İkbal" kitabında nakledilen şu tesbih ve zikirleri okumak:

سُبْحـانَ مَنْ يَعْلَمُ جَوارِحَ الْقُلُوبِ، سُبْحـانَ مَنْ يُحْصي عَدَدَ الذُّنُوبِ، سُبْحـانَ مَنْ لا يَخْفى عَلَيْهِ خافِيَةٌ فِي السَّماواتِ وَالاَرَضينَ، سُبْحـانَ الرَّبِّ الْوَدُودِ، سُبْحـانَ الْفَرْدِ الْوِتْرِ، سُبْحـانَ الْعَظيمِ الاَعْظَمِ، سُبْحـانَ مَنْ لا يَعْتَدي عَلى اَهْلِ مَمْلَكَتِهِ، سُبْحـانَ مَنْ لا يُؤاخِذُ اَهْلَ الاَرْضِ بِاَلْوانِ الْعَذابِ، سُبْحـانَ الْحَنّانِ الْمَنّانِ، سُبْحـانَ الرَّؤُوفِ الرَّحيمِ، سُبْحـانَ الْجَبّارِ الْجَوادِ، سُبْحـانَ الْكَريمِ الْحَليمِ، سُبْحـانَ الْبَصيرِ الْعَليمِ، سُبْحـانَ الْبَصيرِ الْواسِعِ، سُبْحـانَ اللهِ عَلى اِقْبالِ النَّهارِ، سُبْحـانَ اللهِ عَلى اِدْبارِ النَّهارِ، سُبْحـانَ اللهِ عَلى اِدْبارِ اللَّيْلِ واِقْبالِ النَّهارِ، وَلَهُ الْحَمْدُ وَالمجْدُ وَالْعَظَمةُ وَالْكِبرِياءُ مَعَ كُلِّ نَفَس، وَكُلِّ طَرْفَةِ عَيْن، وَكُلِّ لَمحَة سَبَقَ في عِلْمِهِ سُبْحانَكَ، مِلاَ ما اَحْصى كِتابُكَ، سُبْحانَكَ زِنَةَ عَرْشِكَ، سُبْحانَكَ سُبْحانَكَ سُبْحانَكَ.

Subhane men ye’lemu cevarihe’l kulubi, subhane men yuhsi adede’z zunubi, subhane men la yeğfa aleyhi ğafiyetun fi’s semavati vel erazine, subhane’r rabbi’l vedudi, subhane’l ferdi’l vitri, subhane’l azimi’l a’ezemi, subhane men la ye’tedi ale ehli memleketihi, subhane men le yuağizu ehle’l erzi bi elvani’l azabi, subhane’l hennani’l mennnani, subhane’r raufi’r Rahim, subhane’l cebbari’l cevadi, subhane’l kerimi’l helimi, subhane’l basiri’l alimi, subhane’l basiri’l vasi’, subhanellahi ale ikbali’n nehari, subhanellahi ale idbari’n nehari, subhanellahi ale idbari’l leyli ve ikbali’n nehari, velehu’l hemdu ve’l mecdu ve’l azametu ve’l kibriyau mee kulli nefesin ve kulli tarfeti aynin ve kulli lehmetin Sebeka fi ilmihi subhaneke milae ma ehsa kitabuke, subhaneke zinete arşike, subhaneke, subhaneke, subhaneke.”

 *****

 “Münezzehtir kalplerdeki teessürleri bilen. Münezzehtir günahların sayısından haberdar olan. Münezzehtir göklerde ve yerlerde hiçbir sır kendisine gizli olmayan. Münezzehtir şefkatli Rab. Münezzehtir tek ve eşsiz (Allah). Münezzehtir büyük ve en yüce olan (Allah).

 Münezzehtir kendi memleketinin ehline (yaratıklarına) zulmetmeyen (Allah). Münezzehtir yer ehlini çeşitli azaplarla cezalandırmayan (Allah). Münezzehtir çok şefkatli ve çok ihsan sahibi olan (Allah). Münezzehtir şefkatli ve Rahim (Allah). Münezzehtir Cabbar, cömert, kerem ve hilim sahibi (Allah). Münezzehtir gören ve bilen (Allah).

 Münezzehtir geniş basiret sahibi olan (Allah).

 Münezzehtir gündüzü getirmede; münezzehtir gündüzü götürmede; Münezzehtir geceyi götürüp gündüzü getirmede. Allah'ı tenzih eder, överim. Hamd, yücelik, azamet ve kibriya O'na mahsustur. O, her nefes alma, göz kırpma ve ilminde geçen her işaretle birliktedir. (İlim) kitabını dolduracak kadar münezzehsin; Arş'ının ağırlı-ğınca münezzehsin. Münezzehsin sen, münezzehsin sen, münezzehsin sen.

 *****

 5. Yine Şeyh Tusî (r.a), sahur vakti için şu duayı rivayet etmiştir:

 يَا عُدَّتِي فِي كُرْبَتِي وَ يَا صَاحِبِي فِي شِدَّتِي وَ يَا وَلِيِّي فِي نِعْمَتِي وَ يَا غَايَتِي فِي رَغْبَتِي أَنْتَ السَّاتِرُ عَوْرَتِي وَ الْمُؤْمِنُ رَوْعَتِي وَ الْمُقِيلُ عَثْرَتِي فَاغْفِرْ لِي خَطِيئَتِي اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خُشُوعَ الْإِيمَانِ قَبْلَ خُشُوعِ الذُّلِّ فِي النَّارِ يَا وَاحِدُ يَا أَحَدُ يَا صَمَدُ يَا مَنْ لَمْ يَلِدْ وَ لَمْ يُولَدْ وَ لَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوا أَحَدٌ يَا مَنْ يُعْطِي مَنْ سَأَلَهُ تَحَنُّنا مِنْهُ وَ رَحْمَةً وَ يَبْتَدِئُ بِالْخَيْرِ مَنْ لَمْ يَسْأَلْهُ تَفَضُّلا مِنْهُ وَ كَرَما بِكَرَمِكَ الدَّائِمِ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ هَبْ لِي رَحْمَةً وَاسِعَةً جَامِعَةً أَبْلُغُ بِهَا خَيْرَ الدُّنْيَا وَ الْآخِرَةِ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْتَغْفِرُكَ لِمَا تُبْتُ إِلَيْكَ مِنْهُ ثُمَّ عُدْتُ فِيهِ وَ أَسْتَغْفِرُكَ لِكُلِّ خَيْرٍ أَرَدْتُ بِهِ وَجْهَكَ فَخَالَطَنِي فِيهِ مَا لَيْسَ لَكَ اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ اعْفُ عَنْ ظُلْمِي وَ جُرْمِي بِحِلْمِكَ وَ جُودِكَ يَا كَرِيمُ، یا مَنْ لا يَخِيبُ سَائِلُهُ وَ لا يَنْفَدُ نَائِلُهُ يَا مَنْ عَلا فَلا شَيْ‏ءَ فَوْقَهُ وَ دَنَا فَلا شَيْ‏ءَ دُونَهُ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ ارْحَمْنِي يَا فَالِقَ الْبَحْرِ لِمُوسَى اللَّيْلَةَ اللَّيْلَةَ اللَّيْلَةَ السَّاعَةَ السَّاعَةَ السَّاعَةَ اللَّهُمَّ طَهِّرْ قَلْبِي مِنَ النِّفَاقِ وَ عَمَلِي مِنَ الرِّيَاءِ وَ لِسَانِي مِنَ الْكِذْبِ وَ عَيْنِي مِنَ الْخِيَانَةِ فَإِنَّكَ تَعْلَمُ خَائِنَةَ الْأَعْيُنِ وَ مَا تُخْفِي الصُّدُورُ يَا رَبِّ هَذَا مَقَامُ الْعَائِذِ بِكَ مِنَ النَّارِ هَذَا مَقَامُ الْمُسْتَجِيرِ بِكَ مِنَ النَّارِ هَذَا مَقَامُ الْمُسْتَغِيثِ بِكَ مِنَ النَّارِ هَذَا مَقَامُ الْهَارِبِ إِلَيْكَ مِنَ النَّارِ هَذَا مَقَامُ مَنْ يَبُوءُ لَكَ بِخَطِيئَتِهِ وَ يَعْتَرِفُ بِذَنْبِهِ وَ يَتُوبُ إِلَى رَبِّهِ هَذَا مَقَامُ الْبَائِسِ الْفَقِيرِ هَذَا مَقَامُ الْخَائِفِ الْمُسْتَجِيرِ هَذَا مَقَامُ الْمَحْزُونِ الْمَكْرُوبِ، هَذَا مَقَامُ الْمَغْمُومِ [الْمَحْزُونِ‏] الْمَهْمُومِ هَذَا مَقَامُ الْغَرِيبِ الْغَرِيقِ هَذَا مَقَامُ الْمُسْتَوْحِشِ الْفَرِقِ هَذَا مَقَامُ مَنْ لا يَجِدُ لِذَنْبِهِ غَافِرا غَيْرَكَ وَ لا لِضَعْفِهِ مُقَوِّيا إِلا أَنْتَ وَ لا لِهَمِّهِ مُفَرِّجا سِوَاكَ يَا اللَّهُ يَا كَرِيمُ لا تُحْرِقْ وَجْهِي بِالنَّارِ بَعْدَ سُجُودِي لَكَ وَ تَعْفِيرِي بِغَيْرِ مَنٍّ مِنِّي عَلَيْكَ بَلْ لَكَ الْحَمْدُ وَ الْمَنُّ وَ التَّفَضُّلُ عَلَيَّ ارْحَمْ أَيْ رَبِّ أَيْ رَبِّ أَيْ رَبِّ .

“Ya uddeti fi kurbeti vey a sahibi fi şiddeti vey a veliyyi fi ni’meti vey a ğayeti fi rağbeti ente’s satire avreti ve’l mu’minu rev’eti ve’l mukiylu asreti feğfir li ğatieti. Allahumme inni es’eluke ğuşue’l iymani kable ğuşui’z zulli fi’n nari ya vahidu ya ehedu ya samedu ya men lem yelid ve lem yuled ve lem yekun lehu kufuven ehed. Ya men yu’ti men se’elehu tehennunen minhu ve rahmeten ve yebtediu bil hayri men lem yes’elhu tefazzulen minhu ve keremen bi keremike’d daimi salli ale muhammedin ve al-i muhammed ve heb liy rahmeten vasieten camieten ebluğu biha ğayre’d dunya ve’l ağireti. Allahumme inni es’teğfiruke lima tubtu ileyke minhu summe udtu fiyhi ve esteğfiruke likulli ğayrin eredtu bihi vecheke feğaleteni fihi ma leyse leke. Allahumme salli ale muhammedin ve al-I muhammedin ve’fu en zulmi ve curmi bi hilmike ve cudike ya kerimu ya men la yeğiybu sailuhu ve la yenfezu nailuhu ya men ale fela şey’en fevkehu ve dena fela şey’en dunehu salli ale muhammedin ve al-i muhammed. Verhemni ya falike’l bahri li musa’l leylete leylete leylete es saete es saete es saete, Allahumme tahhir kalbi mine’n nifaki ve ameli mine’r riyai ve lisani mine’l kizbi ve ayni mine’l ğiyaneti fe inneke te’lemu ğainete’l a’yuni ve ma tuğfi’s suduru ya rabbi haza mekamu’l a’izu bike mine’n nar haza mekamu men yebu’u leke bi ğetietihi ve ye’terifu bi zenbihi ve yetubu ile rabbihi haza mekamu’l baisi’l fekiri haza mekamu’l ğaifi’l musteciri, haza mekamu’l mehzuni’l mekrubi, haza mekamu’l meğmumi (el mehzuni) el mehmumi haza mekamu’l ğeribi’l ğariki haza mekamu’l mustevhişi’l feriki haza mekamu men la yecidu li zenbihi ğafiren ğayreke ve la li za’fihi mukavviyen illa ente ve la lihimmetihi muferricen sivake ya Allahu ya kerimu la tuhrik vechi bi nari be’de sucudi leke ve te’firi bi ğayri menin minni aleyke bel leke’l hamdu ve’l menu ve’t tefezzulu aleyye irhem ey rabbi ey rabbi ey rabbi.”

 *****

 “Ey sıkıntılı günlerimde azığım, ey zor günlerimde yaverim, ey nimetli günlerimde velinimetim ve ey arzu ve iştiyakımın son noktası olan (Rabbim)! Sensin kusurumu örten, korktuğum şeylerden beni emniyete alan, sürçmemi affeden. Benim hata ve günahımı bağışla.

 Allah'ım! Senden (cehennem) ateşindeki zilletten kaynaklanan huşuya tutulmadan önce senden, imandan kaynaklanan bir huşu diliyorum. Ey yegâne, ey tek, ey noksansız ve ihtiyaçsız, ey doğurmayan ve doğma-yan, ey hiçbir dengi olmayan, ey dileyen herkese şefkat ve rahmetinden dolayı veren ve dilemeyenlere de dilemedikleri halde lütuf ve kereminden dolayı hayır veren ve daimi kereminden ihsan eden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et ve beni dünya ve ahiret hayrına ulaşabileceğim geniş ve kapsamlı bir rahmete mazhar kıl.

 Allah'ım! Tövbe ettiğim hâlde tekrar işlediğim günahlardan dolayı senden mağfiret diliyorum. Yine sadece senin rızan için yapmayı amaçla-dığım, fakat (heva ve hevesim yüzünden) senin rızanın dışında olan niyetleri de karıştırdığım bütün hayırlardan dolayı da senden mağfiret diliyorum. Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et ve benim zulüm ve suçumu kendi hilim ve cömertliğinle bağışla; ey kerem sahibi; ey kendisine el açanı mahrum etmeyen, bağış ve ihsanı son bulmayan! 

Ey her şeyden daha yüce ve her şeyden daha yakın olan (Rabbim)! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et ve bana merhamet eyle; bu gece, bu gece, bu gece; şu anda, şu anda, şu anda, ey denizi Musa için yaran (Rabbim)!

 Allah'ım! Kalbimi nifaktan, amelimi riya ve gösterişten, dilimi yalandan, gözümü ihanetten temizle. Şüphesiz sen gözlerin ihanetli bakışlarından ve gözlerin gizlediği şeylerden haberdarsın.

 Ey Rabbim! Bu, (cehennem) ateşinden sana sığınan kimsenin (perişan) hâlidir. Bu, ateşten (kurtulmak) için senden sığınak isteyen kimsenin hâlidir. Bu, ateşe karşı senden imdat isteyen kimsenin hâlidir. Bu, ateşten sana kaçan kimsenin hâlidir. Bu, suçunu yüklenip sana getiren, günahını itiraf eden ve Rabbine tövbe eden kimsenin hâlidir. Bu, fakir ve perişan kimsenin hâlidir. Bu, korkan ve sığınak isteyen kimsenin hâlidir. Bu, hüzünlü ve çilekeş birinin hâlidir. Bu, gamlı ve kederli kimsenin hâlidir. Bu, senden başka günahını bağışlayacak, güç katacak ve sıkıntısını giderecek birisini bulamayan birisinin hâlidir.

Allah'ım! Ey cömertlik sahibi, benim sana hiçbir minnetim olamaya-cağı gibi, bana hamd, minnet ve ihsan hakkın olan sana secde edip yüzümü toprağa sürmemden sonra yüzümü (cehennem) ateşiyle yakma. Bana merhamet eyle; ey Rabbim, ey Rabbim, Ey Rabbim...!

 

BİR HATIRLATMA

Ramazan ayının gece ve gündüzlerinin en faziletli ameli, Kur’an okumaktır. Evet, mümkün mertebe bu ayda bol bol Kur’an okuyalım; zira Kur’an bu ayda inmiştir. Hadis-i şerifte: "Her şeyin bir baharı vardır. Kur’an’ın da baharı Ramazan ayıdır" buyrulmaktadır. Diğer aylarda her ay bir Kur’an hatmi müstehaptır. Bazı rivayetlerde ise, en az altı günde bir hatim rivayet edilmiştir. Fakat Ramazan ayında sünnet olan her üç günde bir Kur’an hatmidir. Hatta her gün bir hatim yapılırsa da iyidir. Merhum Allame Meclisi, bazı Ehl-i Beyt İmamlarının (a.s) bu ayda, kırk, hatta daha fazla hatim yaptıklarını rivayet etmişlerdir. Eğer insan yaptığı hatimleri on dört Masum’un (a.s) mukaddes ruhlarına (her masum’a bir hatim olmak üzere) hediye ederse, daha fazla sevap alır. Bazı rivayetlerden bu hatimleri onlara hediye eden kimsenin kıyamet gününde onlarla birlikte olacağı anlaşılıyor.

Yine bu ayda çok dua etmek, namaz kılmak, Allah’tan mağfiret dilemek ve bol bol "La ilahe illallah" zikrini söylemek sünnettir. İmam Zeyn-ül Abidin’in (a.s) Ramazan ayı girdiğinde dua, zikir, istiğfar ve tekbirden başka bir şey konuşmadığı, rivayet edilmiştir. Evet, bu ayda hadisler yoluyla nakledilen ibadetler ve müstehap amellere çok önem vermeliyiz.

 

Read 2697 times