Yemen Husileri hakkında her şey

Rate this item
(0 votes)
Yemen Husileri hakkında her şey

Yemen Husileri (Arapça: الحوثيون) Yemen’in Zeydi Şiileridir. Husilerin asıl faaliyet merkezleri Sa’da şehridir.


Husiler Yemen hükümetini Batı’ya bağımlı bir hükümet olarak gördüklerinden, 2003 yılından buyana hükümet karşıtı faaliyetler yürütmektedirler.

Yemen Husilerinin sloganlarından bazıları şunlardan ibarettir: Allah-u Ekber, Amerika’ya ölüm, İsrail’e ölüm, Yahudilere lanet olsun ve Zafer İslam’ındır.

Bu sloganlar ilk kez Zeydi mezhebinin büyük âlimi Bedreddin El Husi’nin oğlu Hüseyin El Husi tarafından atılmıştır.

Yemen direniş hareketinin ilk lideri Hüseyin El Husi, 2005 yılında Yemen Ordusuyla girdiği silahlı çatışmada şehit edildi.

Yemen direniş hareketinin liderliği Hüseyin’den sonra babası Bedreddin’e ve 2006 yılında kardeşi Abdulmelik El Husiye geçti.

Yemen ordusu geçen bu süre zarfında, Husilerin direniş hareketini yok etmek için Sada kentine defalarca saldırı düzenledi. 6. savaşta Suudi Arabistan askerlerinin Yemen ordusuna yardıma gelmesine rağmen, yinede bu direniş hareketini kıramadılar. Direnişin bugünkü ismi Ensarullah ya da “Mümin Gençler Teşkilatı” (تنظیم الشباب المؤمن) olarak bilinmektedir. Ensarullah hareketi 2011 yılanda Sa’da’yı, 2014 yılındaysa Amran eyaletinde kontrolü ele geçirdi.

 Ensarullah Hareketinin Tarihçesi

Yemen Zeydi gençlerinden bir grup, 1990 yılında Tenzimu’ş Şebabi’l Mumin (Mümin Gençler Teşkilatı) adı altında bir teşkilat kurdular, bu teşkilat günümüzde Ensarullah olarak tanınmaktadır. Husi direniş hareketi de, bu kalıp içerisinde yoluna devam etmektedir.

Hareketin ilk genel sekreteri Muhammed Yahya Azan’dı, daha sonraları Hüseyin El Husi bu grubun genel sekreterliğine seçildi.

Bazı raporlara göre teşkilat, 1996 yılında ilk kurucusu olan Hüseyin El Husi tarafından kurulmuştur.

 İdeolojik ve Teorik Temelleri

Ensarullah hareketi, Zeydi’ye düşünceleri doğrultusunda oluşmuş bir teşkilattır.

Teşkilatın kurucuları daha çok, Bedreddin El Husi’nin görüşlerinin tesiri altında kalmışlardır.

Bedreddin El Husi, Zeydi bir âlim olmasına rağmen, fikirsel ve düşünsel olarak Zeydiye ile 12 İmam Şia’sının yakınlaşmasından ve uzlaşmasından yana tavır takınmaktaydı.

Bedreddin El Husi aynı zamanda Selefi-Vahhabi düşünce tarzının, Yemen’deki Şii bölgelerinde yayılmasını önlemek için çaba sarf etmekteydi.

Elbette bu görüş tarzı, Yemenli bir grup âlimin itirazına neden olurken, bir grup Zeydi âlimi tarafından da radikallik ve Zeydiye mektep ve ekolünden çıkmakla itham edilmelerine neden oldu.

Zeydi âlimlerinden Muhammed Abdu’l Azim El Husi, onların İsrail’den daha aşağılık olduğunu iddia etmiş ve Marikin (dinden çıkanlar) sıfatını onlara yakıştırarak, Husilerle savaşmanın namazdan daha sevap olduğu fetvasını vermiştir.

Husi direniş hareketinin siyasi düşünce yapısı, İmamet aslına dayanmaktadır. İmamet, Zeydi mezhebinin 5 asıl şartından biri sayılmaktadır. Husiler yönetime gelmek, hükümet ve devlet kurmak için kan dökmeyi ve savaşı uygun görmemekle birlikte, sorunları diyalog yoluyla halletmeye çalışmaktadırlar.

Elbette kendilerini savunmak ve müdafaa etmekten hiçbir zaman geri kalmamışlardır. Şimdiye kadar da silaha sarılmalarının asıl sebebi, devlet ve ordunun kendilerine karşı düzenlemiş olduğu saldırılara karşı durmak ve kendilerini savunmalarından ötürüdür.

 

Hükümet ve Devletle İlişkileri

Yemen hükümeti, özelliklede Ali Abdullah Salih, şahsen yirminci yüzyılın sonlarına doğru, 1990’lı yıllarda Hizbu’l Hak ve Tenzimu’l Şebabi’l Mumin, parti ve teşkilatlarına finansman sağlayarak destek veriyordu. 

Hüseyin El Husi de devletin sağlamış olduğu bu imkânları kullanarak, Selefi-Vahhabi hizip ve partilerle mücadele etme yönünde kullanıyordu.

Fakat Amerika’nın 2003 yılında Irak’a saldırısı ve işgalinden sonra Husilerle devlet arasındaki ilişkiler koptu.

Yemen Husileri, Yemen devletini ABD uşağı ve kuklası olarak görmekte ve devletin fakir ve yoksul halka, gerekli yardımları yapmadığından hükümeti eleştirmektedir.

Husilerin hükümete olan bu tutumundan dolayı, Yemen devleti 2003 yılından bu yana Husileri sindirmek ve yok etmek için faaliyet gösteren üyelerini tutuklamakta, hapse atmakta, idam etmektedir ve hatta harekete yönelik askeri operasyonlar düzenleyerek Husileri etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır.

 

Hüseyin El Husi

Hüseyin El Husi Yemen’in büyük âlimlerinden Bedreddin El Husi’nin oğludur. Hüseyin El Husi 1960 yılında Sa’da’ya bağlı Sevis bölgesinde dünyaya geldi.

 

Sosyal faaliyetleri

Hüseyin El Husi hayatı boyunca birçok sosyal faaliyet ve çalışmaya imza atmıştır. Sıralayacak olursak onlardan bazıları şöyledir:

* Meran Hayır ve yardım Cemiyeti’nin kurulması

* Dini okulların inşası

* Meran bölgesinde Hastaneler ve Sağlık ocaklarının kurulması

* Mahrum bölgelerdeki Köylere asfalt dökülmesi

* Üniversite’de tıp dalında okuyan kız ve erkek öğrencilere burs imkânı sağlanması

* İçme suyu olmayan bölgelere içme suyunun sağlanması

* Meran bölgesine elektrik santrali kurulması

* Meran’da Cuma namazı için büyük bir caminin inşa edilmesi

* Meran bölgesinde özelliklede kız çocuklarının okuması için okul yaptırılması.

 

Siyasi Faaliyetleri

Hüseyin El Husi ilk olarak “El Hak” Partisine üye oldu. Fakat kısa bir süre sonra El Hak Partisinden ayrılarak, bir grup Yemenli genç ile “Tenzimu’ş Şebabi’l Mümin” (Mümin Gençler Teşkilatı) teşkilatını kurdu.

Siyasi faaliyetlerinin başlangıcında, iktidarda olan hükümet Selefi-İhvani (Selefi-Müslüman Kardeşler çizgisinde) ‘‘Et Tecemmui’l Yemeni Li’l Islah’’ partisinin Sana’daki faaliyetlerinin önünü almak için Husilere destek vermekteydi.

Huseyin Husi, devletin de yardımını arkasına alarak hâkimiyetini sağladığı bölgelerde okul ve medreseler inşa ederek kendi görüş ve düşünce tarzını yaymaya başladı.

Hüseyin El Husi, 2002 yılında birtakım yeni görüşler ortaya koymaya başladı. Dini sorumluluklarını ortaya koyarak ABD tehlikesini gündeme getirmiş ve İslam adına bir şeyler yapmanın zamanı geldiğini, ABD ve İsrail’den uzak durulmasına vurgu yapmıştır. Hüseyin El Husi’nin bu konuşmaları taraftarlarının, Sana ve Sada camilerinde Amerika’ya ölüm İsrail’e ölüm sloganları atmasına neden oldu.

ABD’nin 2003 yılındaki Irak işgali sırasında, Tanzim hareketi güçleri (Mümin Gençler Teşkilatı) ABD Elçiliği önünde toplanarak, ABD ve Siyonist rejim karşıtı sloganlar attılar. ABD ve Siyonist rejim karşıtı bu protesto yürüyüşünde polis ve Tanzim teşkilatı üyeleri arasında çıkan çatışmada birçok kişi hayatını kaybetti. İlk belirlemelere göre gösteriler sırasında 650 kişi tutuklandı.

Yemen devleti ve Mümin Gençler Teşkilatı arasında yaşanan çatışmalar sonrasında, Yemen hükümeti Hüseyin El Husi’nin yakalanması için başına 55.000 dolar ödül koydu.

2004 yılında Sada’ya saldırı ve operasyonlar başladı. Bu saldırılar sırasında 500 ila 1000 kişi arasında savunmasız insan hayatını kaybetti. Yemen Ordusu ve Husiler arasında süren üç aylık çatışmanın ardından, Yemen Ordusu Hüseyin El Husi’yi ve yanındakileri şehit etmeyi başardı.

Hüseyin El Husi’nin naaşı Yemen Hükümetinin elindeydi. Ali Abdullah Salih’in devrilmesiyle Yemen Hükümeti naaşı şehidin ailesine teslim etti.

Hüseyin El Husi’nin cenazesi Sada’da o ana kadar görülmemiş bir halk katılımıyla toprağa verildi.

 

Bedreddin El Husi

Hüseyin El Husi’nin şehadetinden ve 1. Sada savaşının ardından, Yemen Hükümetinin beklentisinin aksine, Husiler Faaliyetlerini daha da genişleterek bazı askeri üslere saldırılar düzenlemeye başladılar. Askeri üslere silahlı saldırıları Bedreddin El Husi organize ediyordu.

Bedreddin El Husi oğlunun şehadetinin ardından sükûnet ettiği Sana’dan ayrılarak Sada’nın zor geçitlere sahip dağlık bölgelerine çekildi. Yemen devletinin tüm önerilerini reddederek, Kuzey Yemen’de Merkezi Hükümete karşı savaş ilan etti.

Yemen Devleti Husilerin arda kalanlarını da ortadan kaldırmak için 2. Sada savaşını başlattı. Şii Husilerle bir süre savaştıktan sonra 27 Mart 2005’de ikinci savaşın sona erdiğini ilan etse de, Şiilere uygulanan baskı zulüm ve işkence sona ermedi.

Yemen’de yaşayan Seyitler silahlı saldırılara uğradılar ve her türlü dini ve mezhebi merasimlerin düzenlenmesine yasaklar konuldu.

Yemen Devleti, Ali Abdullah Salih’in emriyle Şii camilerine saldırılar düzenleyerek Sada kentindeki kütüphanelerde bulunan, Şia’nın Kuran’dan sonra kutsal saydığı Nehcü’l Belaga ve Sahife’i Seccadiye gibi kitaplarını toplatıp kamyonlara yükletmiş ve Sana’nın şehir merkezine “Sahatu’l Hurriyye’’ (Özgürlük Meydanı) adlı mekâna götürerek başkent ahalisinin gözleri önünde ateşe vermiştir.

Yemen Ordusu Silahlı Kuvvetler Komutanı Ali Muhsin El Ahmer, Şii bölgelerine saldırı başlatarak kimyasal silah ve misket bombaları kullandı. Yemen devleti ve ordusu Şiilerin gözünü korkutmak için, Şehit olmuş bazı Şii Husi direnişçilerin cesetlerini yakıp, arabaların arkalarına bağlayarak sivil halkın gözleri önünde kilometrelerce gezdirdiler.

 

Abdulmelik El Husi

Abdulmelik El Husi Bedreddin El Husi’nin diğer oğludur.

 

3. 4. 5. ve 6. Sada Savaşları

2006 ve 2009 yılları arasında Yemen Ordusu ve Husi direnişçiler defalarca karşı karşıya geldiler. İki grup arasında yaşanan çatışmalarda, her iki grupta kayıplar verdi. Birçok Husi taraftarı tutuklanarak hapse atıldı. Yaşanan sorunlar her defasında Katar ve bazı Yemen aşiretlerinin ara buluculuğuyla sona erdi.

Bu savaşların en büyüğü ateş topu adı altında düzenlenen operasyondu. Yemen hükümeti 2009 yılında, Sada kentine Husilere karşı daha sonraları 6. Sada savaşı olarak da tarihe geçecek olan çok büyük çapta bir operasyon başlattı.

Yemen hükümeti bu savaşta hedeflerine ulaşabilmek için tüm imkânlarını seferber etti.

Bu büyük savaşta yüzlerce asker ve sivil halk ölürken, yüzlerce siyasi ve kültürel faaliyet yürüten âlim terör edilip zindanlara atılarak ortadan kaldırıldı.

Şiilerin bu savaşlardaki liderleri Seyyid Abdulmelik Husi ve kardeşi Seyyid Yahya idi.

Seyyid Yahya, Milletvekili olmasına rağmen Yemen devleti dokunulmazlığını kaldırmış ve yakalanması için hakkında kırmızı bülten çıkartarak Interpol tarafından tutuklanmasına karar vermiştir.

Çatışmaların Suudi Arabistan topraklarına sıçraması sonucu, Arabistan Ordusu Husilerin karargâhlarına saldırılar düzenledi. Bu çatışmalar esnasında, Yemen Merkezi Hükümeti, ABD ve Suudi Arabistan gibi destekçileri bir tarafta, Husiler ve ayrılıkçı güney cephesi de bir tarafta yer aldı.

Çatışmalar 12 Şubat 2010 tarihinde, güven huzur ve barışı sağlamak adına iki tarafın isteği üzerine sonlandırıldı.

6. Sa’da savaşı, Şiilerin Yemen Devletiyle olan savaşında, askeri alandaki gücünü ortaya koyan bir savaş oldu.

Şiiler savaşın daha başındayken, Yemen Hava Kuvvetlerine ait 3 adet savaş uçağını ve bir adet savaş helikopterini düşürerek, onlarca tankını da imha etmeyi başardı.

 

İslami Uyanış ve Arap Baharı Sonrası Yaşanan Gelişmeler

Arap ülkelerinde, İslami Uyanış ve Arap Baharının başlamasıyla birlikte, Yemenli gençler hükümeti devirmek için ayaklanarak kıyam ettiler.

Husilerin ve Abdulmelik’in halk ayaklanmalarını desteklemesi sonucu, itirazlar ve protestolar büyüyerek tüm Sada’yı kuşattı.

Yaşanan çatışmalar sonucunda Husiler, 2011 Mart ayında Sada kentini kontrolleri altına almayı başararak kenti yönetmeye başladı.

Husiler, Sada kentini ele geçirdikten sonra, ilerleyişlerini Başkent Sana’ya doğru sürdürürken, yol üzerinde Suudi rejiminin Yemen’deki Selefi-Vahhabiliğin merkez üslerinden sayılan Dibac şehrini de kontrolü altına aldı. Husiler Ocak 2014’te Dibac şehrine girdiler.Daha sonra yine, Ocak 2014’te Amran eyaletine girerek şehrin kontrolüne ele aldılar.

Husiler Amran’dan sonra, 21 Eylül 2014’te Sana’ya girdiler, Yemen Hükümet güçleriyle girdikleri çatışmaların ardından, Başkent Sana’daki Radyo ve Televizyon gibi önemli kurumların binalarını kontrol altına almayı ve Yemen Başbakanı Muhammed Salim Basenduh’u yeni devletin ve kabinenin kurulması için koltuğundan istifa ettirmeyi başardılar.

Bu arada Yemen Cumhurbaşkanı da, Husi liderlerden iki kişiyi kendine danışman olarak atadı.

İnkılapçı Yemenliler Sana’da elde edilen zaferle yetinmeyeceklerini, aksine tüm siyasi kesimlerin katılımıyla kurulacak olan, Milli Birlik Hükümeti sayesinde Gerçekleşmesini istedikleri tüm yeniliklerin oluşmasına dek, mücadeleye devam edeceklerinin sinyalini verdiler.

 

abna

Read 3259 times