Beceriksiz ve katil Müslümanlar!!!????

Rate this item
(1 Vote)
Beceriksiz ve katil Müslümanlar!!!????

Yakın tarihte silahlı kuvvetler tarafından düşürülen pek çok sivil uçak var. Dünyada savaşlar sürdüğü sürece sivillerin güvende olması mümkün değil. Savaşın yol açtığı dolaylı tahribat bir yana, savaş bölgesi ile hiçbir ilgisi olmayan insanlar bile savaşın doğrudan kurbanı olabiliyor. İran’da vurulan Ukrayna uçağı da işte böylesi bir trajedi. ABD ve İran arasındaki gerilimde, 176 masum sivilin ölümü yürekleri yakıyor.

YAKIN TARİHİN TRAJEDİLERİ

Yakın tarihteki benzer vakalardan biri LN 114 Libya Hava Yolları uçağıdır. 1971’de Trablus-Kahire seferini yaparken kötü hava koşulları ve uçuş sistemindeki arıza sebebi ile yönünü kaybeden uçak o zamanlar İsrail işgali altında olan Sina hava sahasına girer. Pilotlar durumu fark ettiklerinde geri dönmeye çalışırlar ama, buna fırsatları olmaz. Peşlerine takılan İsrail jetleri uçağı yakın mesafeden vurup düşürür.

LN 114 olayında, aralarında Libya Dışişleri Bakanı Salih Buyassir’in de bulunduğu 108 kişi yaşamını yitirmiş, İsrail, sivil bir uçağın emir komuta zinciri içinde yakın mesafeden vurularak düşürülmesini “değerlendirme hatası” olarak nitelemişti.

Savaş makinelerinin sıcak çatışmaların çok uzağındayken yaptığı “kazalar” da var. Tarih, 27 Haziran 1980. İtalyan Itavia Havayollarına ait DC-9 yolcu uçağı Bolonya - Palermo seferini yaptığı sırada bir Fransız savaş uçağından ateşlenen füze ile düşürüldü. Uçaktaki 81 kişinin tamamının öldüğü bu kaza ile ilgili pek çok detay hala karanlıkta.

1 Eylül 1983 günü yaşanan Kore Hava Yolları-KAL faciasını da hatırlamak lazım. New York-Seul seferini yapan uçak, teknik bir arıza yüzünden Sovyetler Birliği hava sahasına girmişti. Soğuk savaşın en gerilimli zamanlarıydı. 269 kişi taşıyan uçak, Sovyet hava savunma sistemine ait füzeler tarafından vuruldu, kurtulan olmadı. Olay soğuk savaşın önemli başlıklarından biri olarak yıllarca tartışıldı.

Reklamdan sonra devam ediyor 
 

3 Temmuz 1988’deki Iran Air 655 olayı ise hepsinin içinde belki de en trajik olanıdır. İran Hava Yollarının Tahran-Dubai seferini yapan uçağı, ABD’nin USS Vincennes savaş gemisinden atılan bir füze ile düşürüldü. Uçakta bulunan 290 kişinin tamamı öldü. Uçak vurulduğunda İran hava sahası içindeydi. ABD’nin savaş gemileri ise kendi ülkelerinden binlerce mil uzakta jandarmalık yapıyordu. ABD, olaydaki kusurunu kabul etmedi ve hiçbir zaman resmen özür dilemedi. Üstelik, 1990 yılında tüm gemi personeline gazi nişanı verildi; 290 kişinin katili, gemi komutanı William Rogers, üstün hizmet madalyası ile ödüllendirildi.

BATININ İKİYÜZLÜLÜĞÜ

KAL faciası ile Iran Air 655’in düşürülmesi arasında sadece beş yıl vardır. Ancak Batı medyası bu iki olaya taban tabana zıt tepkiler verir. İletişim bilimci Robert Entman’ın yaptığı karşılaştırmalı analize göre KAL uçağının düşürülmesi “Sovyetlerin devlet kararı ve hatta tüm Sovyet ulusunun kötülüğünün bir göstergesi” olarak işlenirken, 655’in vurulması “basit bir hata” olarak işlenmiştir.

Bu mukayese, “bağımsız gazeteciliğin kıblesi” olarak tarif edilen Batı medyasının, aslında bir psikolojik savaş aygıtı olduğunu gösteren güzel bir örnektir. Tüm dünyaya yayılmış Batı hayranı kafalar ise bu çifte standartlı yaklaşımın gönüllü fedaileri olurlar.

Ukrayna uçağının düşürülmesinin ardından gördüklerimiz de bu şemaya uyuyor. Batı referansları ile kurulmuş zihinler, olayın aydınlatılması için elinden geleni yapan İran’ı idam sehpasına taşımakla kalmıyor, lafı getirip Müslümanların “ahmaklığına ve beceriksizliğine” hatta “katilliğine” bağlıyor. Böylelikle Batı’nın “Müslümanların elinde bu tip silahlar bulunmamalıdır” tezi beslenmiş oluyor.

Batılıların bu tip “kazalar” konusundaki sicili çok daha kabarıkken, neden “beceriksiz Hristiyanlardan” ya da “katil Batılılardan” söz edilmiyor dersiniz? Çünkü çatışmaları başlatan ABD saldırganlığını görmeyelim, Batılı istihbarat örgütlerinin karanlık işlerini unutalım, emperyalist işgali yok sayalım... Ve tüm bunların yerine “Müslümanların beceriksizliğine” inanalım isteniyor! Anlaşılan o ki gerçeğin bu şekilde tahrif edilmesine, vicdanın güçlülerin elinde bir soytarıya çevrilmesine artık bir dur dememiz gerekiyor.

Gaffar Yakınca
Aydınlık Gazetesi, 13.1.2020

Read 1301 times