Hüseyni Kıyam'ın Sebep ve Boyutları

Rate this item
(0 votes)

Allah’ın adıyla

Tarihte meydana gelen önemli kıyam ve devrimlerin kendi zamanlarından belli bir süreye kadar etkisini sürdürdüğü bir gerçektir. Asırlarca etkisini sürdürmüş, gerçek mahiyyeti zamanın geçmesiyle daha iyi anlaşılan, başka toplumlara ilham kaynağı olmuş, zamanın eskiltemediği, gün geçtikce değer ve azameti artan, birçok kıyam ve devrimlerin kaynağı olmuş tek bir kıyam vardır; Kerbela kıyamı. Kerbela kıyamı sadece bu özelliklere sahiptir. Maneviyat ve irfanı içinde barındıran, fedakarlık ve isarın sembolü haline gelmiş, cesaret ve yiğitlik dersi veren tek kıyam Hüseyin’nin Kıyamı’dır.

Tarihte eşi ve benzeri olmayan bu kıyamı tanımak hakka susamış, adaleti hakim kılıp zülmü yok etmek isteyen her müslüman ve gayri müslimin bir vazifesi olduğu unutulmamalıdır.

Kerbela kıyamını tanımak için çok çabalar harcanmıştır ve üzerinde en fazla konuşulan, hakkında en fazla kitap yazılan bir kıyam olduğu inkar edilemez.

Tarih boyunca herkes farklı pencerelerden bakmışlardır bu kıyama; bazıları sosyolojik açıdan bakmış ve kendi ideolojisi doğrultusunda bu kıyamdan yararlanmış ve neticede bu kıyamı zulme, adaletsizliğe, haksızlığa karşı bir hareket olarak değerlendirmişler, İmamın bir özgürlük savaşcısı olduğunu ve bu yolda herşeyini feda ettiğini söylemişlerdir.

Bazıları, bu kıyamı dini ve fikhi açıdan incelemiş ve İmam Hüseyin’in (a.s) bu kıyamının İslam ümmetini ıslah etmek için olduğunu,’’Emri bil maruf nehy anil münker’’ hükmü gereği kıyam ettiğini ve neticede şehadet şerbeti içmesine sebep olsa da, bu kıyamı gerçekleştirmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Bu kıyama siyasi açıdan bakanlar ise, İmamın bu hareketinin zamanın tağutu olan Emevi saltanatını yıkıp yerine gerçek İslam devletini kurmak olduğunu ve bunun için kıyam ettiğini zahiren başarılı görünmese de hakikatte zafere ulaştığını, hem Emevi saltanatını devirmeyi başardığını, hem de kendisinden sonraki asırlara örnek ve iftihar vesilesi olacak bir devrim gerçekleştirdiğini düşünmektedirler.

Bazıları kıyamın asıl sebebının zamanın zalim sultanı Yezid bin Muaviye’nin, İmam Hüseyin’i (a.s) kendisine biat etmeye zorlamasından kaynaklandığı olarak kaydetmişlerdir.

Bazıları, kıyamın asıl faktörünün Kufelilerin İmam Hüseyin’i davet etmesi ve eğer İmam onlara müsbet cevap verip kıyam etmemiş olsaydı gelecek nesiller İmam’ı kınayacaktı, onun için İmam’ın kıyam ettiğini söylemişlerdir.

Bazıları, bu kıyamı ve devamını ilahi bir senaryo olarak değerlendirmiştir; Allah-u Teala tarihin o kesitinde bir kıyamın gerçekleşmesini irade etmiş, zamanın tağutunun devrilmesi gerektiğini İslam’ın diriltilmesini istemiştir.Ve bunun için bir grubun, insanların uyanması ve sırat-ı mustakime dönmeleri için kıyam edip canlarını, mallarını feda ederek ilahi iradenin gerçekleşmesine vesile olmalarını istemiştir. İmam Hüseyin (a.s), Ehl-i Beyti ve yarenleri kendi iradeleriyle gönüllü olarak bu ilahi iradenin tecellisi için kendilerini feda ederek kıyam etmişlerdir.

Diğer bir görüş ise, bu kıyamın bir aşk kıyamı olduğunu, İmam Hüseyin’in (a.s), Allah’a aşkı ve onun yolunda şehid olma arzusu ve kendisini Allah yolunda feda etme aşkının bu kıyamın gerçekleşmesine sebep olduğu görüşünü ileri sürmüşlerdir.

Bu görüşleri savunan herkes, doğal olarak kendi görüşünü ispat etmek için Kur’an’dan, Resulullah’ın (s.a.a) sünnetinden ve hatta İmam Hüseyin’in sözlerinden deliller getirme çabası içinde olmuşlardır.

Yukarıda zikredilen sebeplerin herbirisi İmam Hüseyin’in kıyamının gerçekleşmesinde etkin olduğu inkar edilemez ve aynı şekilde bu görüşlerin birbiriyle çelişmediği görüldüğü gibi hiçbirisinin tek başına kıyamın hedefini oluşturamıyacağı da kesindir.

Kerbela kıyamının bu denli çok boyutlu olması onun evrensel, zamanlar üstü olduğunu gösterir. Kıyamı tanımak isteyen kendi perspektifinden olaya bakmış ve kapasitesi kadarıyla anlayabildiğinden farklı görüşler ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Böyle evrensel bir kıyamın tanınması pek kolay olmayacak, büyük bir çaba ve geniş bir araştırma gerektirecektir. İmam Hüseyin mektebini, Kerbele kıyamını, Aşura hamasetini tanımak isteyenlere ışık tutar ümidiyle birkaç noktaya değinmeyi zaruri görüyoruz:

Bu Kıyamın tanınması için yapılması gereken araştırmalar;

Aslında önce şu soruya cevap verilmelidir, İslam ümmeti kendi peygamberleri Hz. Muhammed’in (s.a.a) torunu Hz. Hüseyin’i (a.s) yarenleriyle birlikte Kerbela’da şehid etmiş ve eşlerini ve çocuklarını esir alarak şehirlerde gezdirmişlerdir. İslam ümmeti yarım asır gibi kısa bir zamanda nasıl bu kadar değişebilmiştir? Peygamber’in Ehlibeyti’ne bu kadar zulmü nasıl reva gördüler? İşte bu soruların cevaplarını bulmak için taasupsuz, insaflı ve geniş çaplı bir araştırma yapmak gerekir.

1- Kıyamın tarihi süreci:

a) Resulullah zamanından kıyam’ın gerçekleştiği 61. hicri yıla kadar geçen zaman

b) İmam Hüseyin’in (a.s.), kıyamı başlattığı günden Aşura gününe kadar geçen zaman

c) Aşura günü gerçekleşen olaylar

d) Aşura sonrası Kıyam’ın tebliğ süreci

e) Ehlibeyt’in esirlik süreci

2- İmam Hüseyin’in (a.s) kişiliğini tanımak

3- Kıyama sebep olan faktörlerin incelenmesi

Bu hususlar aydınlığa kavuşrurulmadığı müddetçe Kerbela kıyamı gerçek çehresiyle tanınamaz.

İmam Hüseyin’in(a.s.) evrensel kıyamını tanımak için yapılacak araştırmada unutulmamalıdır ki, bu kıyam sadece tarihi bilgiler elde etmekle tanınamaz. Kerbela sahrasında gerçekleşen evrensel Hüseyni kıyamı tanıma araçları ise daha bir dikkatle seçilmelidir.

Bilgi biliminde, ilme ulaşmanın ve hakikatleri idrak etmenin araçları olarak duyu organları, deney ve akıl gösterilir, lakin bu araçlarla evrensel Hüseyni kıyamın bütün yönlerini idrak etmenin imansızlığı aşıkardır. Hüseyni kıyam „aklaniyet ve maneviyat“ eksenli olduğundan müsbet ilim araçları yetersız ve acizdirler.

Hüseyni kıyam kaynağı ilahi olduğundan en önemli tanıma kaynağı Kuran, örneklilik alanı bütün zaman ve mekanlar olduğundan evrensel, insanın fıtratından kaynaklandığı için ikinci en önemli yararlanılacak kaynak heva hevestan arınmış akıldır. Duygu ve hislerin tercümanı, ilahi aşkın sembolleştiği, şehadet ve şehametin mana kazandığı ilahi değerleri tanıma kaynağı ancak kalp olabilir.

Öyleyse bu kıyamın bazı yönleri güvenilir tarihi kaynaklardan elde edilir; Kuran, Nebevi sünnet ve Ehlibeyt rivayetleri, bazı yönleri taassuptan uzak, heva hevesin esaretinden kurtulmuş akıl kullanılarak yapılacak analiz ve yorumlarla anlaşılır, bazı yönleri ise ancak kalple idrak edilebilir, özellikle Aşura günü gerçekleşen olaylar yalnız kalble, ilahi aşkla ve İmam Hüseyin (a.s.) ile kurulan gönül bağıyla anlaşılabilir.

Allah, bütün İmam Hüseyin (a.s.) aşıklarına onun yolunda gitmeyi, onun hedeflerini yaşatmayı ve onun şefaatine nail olmayı nasip eylesin.

Abdullah Özgür   16/11/2012

 

 

Read 2640 times