İran, nükleer tesislerine yönelik olası bir saldırıya karşı ABD ve İsrail'i uyararak misillemeye hazır olduğunu bildirdi. İranlı yetkililer, müzakerelere açık olduklarını ancak baskı altında olmayacaklarını vurguladı.
İslam Devrimi Lideri imam Seyyid Ali Hamenei’nin ABD ile müzakereleri reddetmesinin ardından, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik olası bir askeri saldırısı hakkında spekülasyonlar arttı.
İran ise baskı altında müzakere etmeyeceğini ve "korkutma ve tehdit politikasının işe yaramayacağını" belirtiyor.
The Washington Post gazetesi, ABD istihbarat raporlarına dayanarak, Amerikan istihbarat kurumlarının İsrail'in bu yılın ortasına kadar Fordo ve Natanz nükleer tesislerine saldırma "ihtimalinin yüksek" olduğu konusunda uyardığını bildirdi.
Gazete, böyle bir saldırının İran'ın nükleer programını haftalarca veya aylarca sekteye uğratabileceğini, bölgedeki gerilimi tırmandırabileceğini ve daha geniş bir çatışma riskini taşıdığını, bu bilgilerin Joe Biden yönetiminin sonu ve Donald Trump yönetiminin başında yayımlanan çeşitli istihbarat raporlarında yer aldığını aktardı.
The Wall Street Journal gazetesi de istihbarat bilgilerine vakıf kaynaklara dayanarak, İsrail'in İran'a yönelik saldırı riskinin eski ABD başkanının görev süresinin son günlerinde arttığını bildirdi.
Aynı gazetenin başka bir haberinde, ABD istihbaratının İsrail'in Trump'ın göreve başlamasının ilk günlerinde İran nükleer tesislerini hedef almaya hazırlandığını tespit ettiği belirtildi.
Habere göre İsrail, İran İslam Cumhuriyeti'ni zayıflatmak amacıyla İran'ın nükleer tesislerine "büyük saldırılar" düzenlemeyi planlıyor.
İstihbarat raporuna aşina kaynaklar, Trump'ın Biden'a kıyasla saldırıları desteklemeye daha istekli göründüğünü ve bunun İsrail'i yönetiminden destek almaya yöneltebileceğini ifade etti.
Aynı kaynaklar, İsrail'in saldırıları gerçekleştirmesi durumunda ABD'nin askeri desteğine ve lojistik tedarikine ihtiyaç duyacağını vurguladı.
Son haftalarda İsrail ve Washington'daki bazı aşırılıkçı çevreler, Tahran'ın Gazze, Lübnan ve Suriye'deki son gelişmelerin ardından zayıfladığı ve nükleer tesisleri hedef alınarak nihai darbeyi vurmanın tam zamanı olduğu yönünde bir algı yaratmaya çalıştı.
Trump'ın İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı sınırlı da olsa bir askeri operasyona girişmeye istekli olup olmadığı veya sonuçları ve beklenen sonuçlarla ilgili şüpheler nedeniyle böyle bir seçeneği en azından başkanlığının başında dışlamayı tercih edip etmediği henüz net değil.
ABD Başkanı, geçen pazartesi Fox News kanalına verdiği röportajda, İran'ın nükleer silah sahibi olmasını engellemek için bir anlaşmaya varmayı tercih ettiğini belirterek, Tahran'ın da silahlı çatışma yerine bir anlaşma yapmayı tercih ettiğine inandığını söyledi.
Trump "Herkes İsrail'in bizim yardımımızla veya onayımızla onları bombalayıp yok edeceğini düşünüyor. Bunun olmamasını tercih ederim," dedi.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pizişkiyan ise, nükleer tesislerine yönelik olası bir saldırı hakkındaki haberlere ilk tepki olarak, dün İran'ın güneyindeki Buşehr Nükleer Santrali'ni ziyaretinde açıklamalarda bulundu.
İran Cumhurbaşkanı Pizişkiyan "Nükleer tesislerimize saldıracakları yönünde tehditler savuruyorlar. Vurun, ama uzmanlarımızın zihinlerini yok edemezsiniz. 100 nükleer tesise saldırsanız bile, uzmanlarımız bin tane daha inşa edecek," dedi.
İran Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Hamid Vahidi de ülkesinin "hiçbir saldırıya izin vermeyeceğini ve herhangi bir saldırıya karşı güçlü bir şekilde duracağını" ve "ordu personelinin kanının son damlasına kadar vatanlarını savunacağını" vurguladı.
Bu bağlamda, Devrim Muhafızları'na bağlı İstihbarat Koruma Teşkilatı Başkanı Tümgeneral Mecid Hadimi, İran'ın ulusal çıkarlarına yönelik herhangi bir tehdidin küresel düzeyde benzer bir tepkiyle karşılanacağı konusunda uyardı.
Hadimi, "ABD, devrim liderimizin de belirttiği gibi herhangi bir kötü eylemde bulunmaya kalkışırsa, kesin ve kararlı bir şekilde karşılık vereceğiz," dedi ve ekledi:
"Bizi tehdit ederlerse, biz de onları tehdit ederiz. Tehditlerini hayata geçirirlerse, misilleme yapmaya tamamen hazırız, bu da ulusal çıkarlarını dünya çapında tehlikeye atacaktır."
İran Cumhurbaşkanı Pizişkiyan, başka bir açıklamasında, "Trump bize tüm yaptırımları uygulayıp sonra müzakerelerden bahsedemez. Trump müzakere çağrısında bulunuyorsa, neden ihanet ve alçaklık yapıyor?" diye sordu ve "Bunlar müzakere istemiyor, önlerinde zelil olmamızı istiyorlar ama zillet bizden uzaktır. Halkımıza güvenerek ve dayanarak, bir yol haritasına sahip olarak sorunları çözebiliriz," diye konuştu.
Pizişkiyan’ın açıklamaları, ABD Başkanı Donald Trump'ın 4 Şubat'ta İran'ın petrol ihracatını sıfıra indirmek amacıyla İran'a "azami baskı" uygulama emrini imzalaması ve aynı zamanda İran Cumhurbaşkanı ile müzakere etmeye hazır olduğunu söylemesi üzerine geldi.
Görünüşe göre ABD Başkanı'nın attığı bu adım, İran'ın dini liderini ABD ile müzakerelere açıkça karşı çıkmaya iten en önemli nedenlerden biri oldu.
Ayetullah Hamenei, geçen cuma yaptığı açıklamada, "Tecrübeler, ABD ile müzakerelerin akıllıca, bilgece veya onurlu olmadığını gösteriyor," diyerek, "ABD ile müzakerelerin İran'ın sorunlarını çözmeyeceğini" vurguladı.
İran Dışişleri Bakanlığı da "İran halkının baskı altında müzakereyi kabul etmeyeceğini" belirterek, korkutma ve tehdit politikasının "işe yaramaz" olduğunu savundu.
Bakanlık ayrıca çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, "İran'ın kendisine uygulanan yaptırımların kaldırılması için diplomatik çözümler bulmaya kararlı olduğunu" ve "barışçıl çözümlere ulaşmak için ilgili taraflarla istişarelere devam edeceğini" ve "ulusal güvenliğimizi etkileyen herhangi bir saldırıya kararlılıkla yanıt vermekten çekinmeyeceğini" belirtti.
Bakanlık, "çıkarlarını savunmak ve herhangi bir tehdide yanıt vermek için gücünü kullanmaya" hazır olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı, İran'ın nükleer programıyla ilgili olarak, "İran, dini ve stratejik değerlendirmeleri çerçevesinde, nükleer silah üretme konusunu hiçbir zaman gündemine almamıştır," açıklamasında bulundu