کارگر

کارگر

İran Devrim Muhafızları’nın gözde komutanı İbrahim Caferi, nin ültimatomu ve Hizbullah’ın füze gücü, Netanyahu’nun gözünü korkutmuş olacak ki, ‘‘Şeba Çiftlikleri’’ operasyonuna karşılık veremediler.


 İran Devrim Muhafızları’nın gözde komutanı İbrahim Caferi, nin ültimatomu ve Hizbullah’ın füze gücü, Netanyahu’nun gözünü korkutmuş olacak ki, ‘‘Şeba Çiftlikleri’’ operasyonuna karşılık veremediler.

İsrail Hizbullah’tan gelecek misillemeyi, Golan Tepeleri’nden beklemekteydi ancak Hizbullah beklenenin tersine güpegündüz işgal altındaki ‘‘Şeba Çiftlikleri’’nden saldırıya geçti.

Hizbullah bu misillemesiyle İsrail’e istediği an, istediği zaman ve mekânda karşılık verebileceğini göstermiş oldu.

Netanyahu’nun, hem Hizbullah güçlerine saldırı emri vermesi, hem de İran’a Hizbullah aracılığıyla gönderdiği mesaj, çok büyük bir hataydı.

Netanyahu, İran’a gönderdiği mesajda, Şehit olan İranlı Generalin hedeflerinde olmadığını bildirmişti.

Bundan böyle, İsrail Ordusu’nun yenilmezlik portresi ortadan kalkmış gibi gözüküyor. İsrail Ordusu’nu korku sarmış durumda. Nasrallah’ın deyimiyle artık bundan böyle oyunun kuralları değişti.

General Caferi’nin açıklamaları bir yandan, Hizbullah ve Filistin direniş güçlerinin her zamankinden daha hazır olması diğer yandan, İsrail’i içinden çıkması güç bir çıkmaz sokağa sürüklemiş gibi gözüküyor.

İsrail bugünlerde en kötü günlerini tecrübe ediyor, bir taraftan İran, Hizbullah ve Filistin direniş güçlerinin intikam alma korkusu, diğer taraftansa uluslararası arenada işledikleri cinayetlerden dolayı yalnızlığa itilme korkusu.

Netanyahu’yu korku bürümüş durumda. Hizbullah, Netanyahu’ya öylesine bir ders verdi ki, Hizbullah’ın ‘‘Şeba Çiftlikleri’’ operasyonuna dahi karşılık vermekten aciz kaldı.

İran Devrim Muhafızları’nın gözde komutanı İbrahim Caferi, nin ültimatomu ve Hizbullah’ın füze gücü Netanyahu’nun gözünü korkutmuş olacak ki Hizbullah’ın ‘‘Şeba Çiftlikleri’’ operasyonuna karşılık veremediler.

Netanyahu atılacak her kurşunun, Hizbullah’tan çok, İsrail’e zarar vereceğini bildiğinden Hizbullah’ın misillemesine karşılık vermemeyi tercih etti.

jamnews.com

İran Nano Kalkınma Merkezi Sekreteri Said Serkar, genç bilim insanların desteği ve gayretleriyle nano teknolojisinde İran’ın dünyada yedinci sırada yer aldığını ve önümüzdeki yıl bu sıralamada daha öne geleceğini belirtti.


Serkar “İran çağdaş teknolojiler alanında Çin, ABD, Hindistan, Güney Kore, Almanya ve Japonya’dan sonra geliyor.” dedi.

Makale sayıları ülkelerdeki bilim üretim endeksi sayıldığına işaret eden Serkar şöyle konuştu:”Şimdi  25 bin nano uzmanı bilimin farklı alanlarında araştırma içindedir. Bu arada bu konuda daha yolun başındayken 10 kişi çalışıyordu. Nano teknolojide çalışmak altyapılar olmadan mümkün değil bu konuda da 880 eğitim atölyesi ve 60 laboratuarımız var.

İran’ın “Fecr” adlı yerli dördüncü uydusu “Ya Muhammed Resulullah” sloganıyla, başrıyla fırlatıldı ve dünya yörüngesine yerleştirildi.


Mehr Haber Ajansı’nın haberine göre, İran Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, İslam İnkılabı’nın 36. Yıl dönümü ve ayrıca 3 Şubat Ulusal Uzay Teknolojisi günü münasibeti ile, İran’ın dördüncü yerli uydusu olan Fecr’in başarıyla fırlatıldığnı ve dünya yörüngesine yerleştirildiğini belirtti.

Bu uydunun fırlatma işlemini bundan önce Müslüman ülkeler arasında bşarıyla uydu fırlatmayı gerçekleştiren Savunma Bakanlığı Uzay Sanayi Kurumu ve uydunun yapımını ise İran Elektronik Sanayi Şirketi üstlendi.

İran İslam Cumhuriyeti Savunma Bakanı General Hüseyn Dehgan, bu haberi vererek, bu başarı nedeni ile İnkılap Rehberi, Cumhurbaşkanı ve İran halkını kutladı.

İslam İnkılabı zaferinin 36. yıl dönümü merasimleri bugün sabah devlet ve askeri yetkililerin üst düzey katılımı ile İmam Humeyni’nin (ra) türbesinde Allahu ekber sesleri ile başladı.


Bugün sabah saatlerinde hükumet ve askeri yetkililerin yanı sıra halkın değişik kesimlerine ait çok sayıda vatandaşın da katılımı ile İmam Humeyni’nin (ra) yurda dönüşünün 36. Yıl dönümü kutlanırken, Dahe-ye Fecr (1-11 Şubat) törenleri de resmi şekilde başlamış oldu.
İmam Humeyni’nin (ra) İran’a gelişinin 36. Yıl dönümü, Tahran Saatı ile 9:33’te Allahuekber sesleri ile beraber kutlanırken, on gün sürecek olan İslam İnkılabı’nın 36. Zafer yıl dönümü kutlama merasimleri de başlamış oldu.

İran’ın yanı sıra on günlük Dahe-ye Fecr (Şafakta On Gün) törenleri, İran İslam Cumhuriyeti’nin 60 ülkedeki temsilciliklerinde de değişik törenler ile kutlanacak.

Seyyid Hasan Nasrullah’ın Konuşmasından Satır Başlarını Derleyebildiğimiz Kadarıyla Yayınlıyoruz…


Hizbullah Şehidlerini Anma Programı Başladı
Seyyid Hasan Nasrullah Konuşmasına Son Günlerdeki Olayları Değerlendirmekle Başladı…
Seyyid Hasan Nasrullah: Ey Şehidlerimiz, Şehadetiniz Kutlu Olsun…
Seyyid Nasrullah: İmam Hüseyin (as) Tehditler Karşısında Ne Cevap Verdiyse, Bizim Şehidlerimizde Netanyahu’ya Aynı Cevabı Verdiler…
Seyyid Hasan Nasrullah: Şehidlerimiz, Direnişin Bitmeyeceğinin Göstergesidir…
Seyyid Hasan Nasrullah: Bütün Ortadoğu, Siyonist Kanser Tümöründen Kurtulmak İstiyor…
Seyyid Hasan Nasrullah: Siyonist Rejim Bölgedeki Parçalanmışlıklardan İstifade Ediyor, Ne Yazık ki Bir Arap Birliğinden Söz Edemiyoruz…
Seyyid Hasan Nasrullah: Bu Suikast, Abbas Musavi’ye Yapılan Suikastın Benzeridir…
Seyyid Hasan Nasrullah: Şehidlerimiz Bize Gurur Veriyor, Onlar Kudüs’e Giden Yolu Açmışlardır…
Seyyid Hasan Nasrullah: Biz Şehidlerimizi Saklamayız, 50 Şehidimizde Olsa Açıklarız…
Seyyid Nasrullah: İsrail, Nusra’nın O Bölgede Bulunmasından Rahatsız Olmazken, Bir Araçta Bulunan 7 Gençten Korkuyor…İsrail Kunaytra (Golan) cinayetiyle tekfirci teröristlere verdiği bir delildir. Onlar bizim Suriye’de meşgul olduğumuzu sanıyordu fakat öyle değil. Siyonist İsrail’in bu cinayetleri ve suikast düzenlemeleri Lübnan için ilk değildir. Lübnan’da bu tür cinayetleri devam ettirmektedir.
Seyyid Hasan Nasrullah: Kunaytra Şehitlerinin İran, Lübnan ve Suriye Direnişini Tek Vücut Haline Getirdi.
Seyyid Hasan Nasrullah: Biz Filistini Unutmadık, Unutmayacağız…
Artık İsrailliler istediği şekilde insanları öldürüp günlük hayatlarına ve uykularına devam edemeyecekler.
Siyonist Rejim, Kunaytra Katliamını Başlattığında Sonuçlarını Kestiremeyecek Kadar Ahmak Olduğunu Gösterdi…
Seyyid Hasan Nasrullah: Hz. Zeyneb’in(as) Kerbela’da Dediği Gibi: Allah Ne Yaptıysa Güzel Yapmıştır…
Seyyid Hasan Nasrullah: Hizbullah Karşılık Verecek mi Sorularına En Güzel Cevap; Şeba’ya Yaptığımız Saldırıdır…
Seyyid Hasan Nasrullah: Siyonist Rejime Sesleniyorum; Madem ki Güçlüsün, Suikastı Niçin Üstlenemiyorsun?
Seyyid Hasan Nasrullah: Hizbullah’ın Sözüne Ne Kadar Sadık Olduğunu, En iyi Düşman İsrail Biliyor…
Seyyid Hasan Nasrullah: Siyonist Düşmanda Biliyordu ki Bizim Bu Saldırıya Cevap Vermeme Gibi Bir Olasılık Yoktu…
Seyyid Hasan Nasrullah: İstediğiniz Kadar Profesyonellikten Bahsedin, İlahi Yardımın Karşısında Hiçbir Güç Duramaz…
Seyyid Hasan Nasrullah: İsrail Her Türlü Önlemi Almıştı, Ancak İslami Direniş Güpegündüz Bu Üst Düzey Operasyonu Gerçekleştirdi…
Seyyid Hasan Nasrullah: Onlar Bizi Güpegündüz Öldürdü, Bizde Onları Güpegündüz Öldürdük…
Seyyid Hasan Nasrullah: 2 Saldırı Arasındaki Bir Fark; Siyonistler Arkadan Saldırdı, Ancak Hizbullah Mücahidleri Adam Gibi Direk Saldırdı…
Seyyid Nasrullah: İki Saldırı Arasındaki Bir Diğer Fark İse, O Korkaklar Saldırıyı Üstlenemedi, Ancak Direniş Saldırı Olur Olmaz Biz Yaptık Dedi…
Seyyid Hasan Nasrullah: Biz İsrail’i Her Yerde Mağlup Ettik; 2006’da Gazze’de Her Yerde Mağlup Ettik…
Seyyid Hasan Nasrullah: Suriye’de Bulunan Tekfirci Zihniyetler, İsrail’in Uşaklarıdır…
Seyyid Nasrullah Düşmana Çok Önemli Mesajlar Verdi…Seyyid Hasan Nasrullah: Siyonist Düşmanın Saldırısına, Her Yerde ve Her Vakitte Koşul Ne Olursa Olsun Cevap Vermek Bizim Hakkımızdır...
Seyyid Hasan Nasrullah: Siyonist Rejim Bu Saldırılarıyla, Önümüzdeki Seçimlere Yatırım Yapmayı Planlarken, Bu Seçim Onun İçin Kabus Olacak…
Seyyid Hasan Nasrullah: İsrail Çatışmadan Kaçıyor… Bu Saatten Sonra Düşman Bilsin ki, Hizbullah Kadrolarından Bir Kişiye Bir Saldırı Olursa Bunu İsrail’den Bileceğiz ve Onlara İstediğimiz Zaman ve İstediğimiz Şekilde Cevap Vereceğiz…
Seyyid Hasan Nasrullah Son Olarak, Şehidler Zaferi Bize Hediye Ettiler Dedi ve Konuşmasını Sonlardırdı…

Pazar, 01 Şubat 2015 00:00

İran’da ekonomik gelişmeler

Sanayi, maden ve ticaret Bakanı Muhammed Rıza Nimetzade düzenlediği basın toplantısında İran'ın ihracat ve ithalatı ile ilgili sunduğu verilerde, geçen on ay içinde 43.6 milyar dolar ithalat gerçekleştiğini ki bu rakam geçen yılın aynı dönemine oranla %15.4 artış kaydettiğini belirtti.


Bakan Nimetzade bu süre içerisinde ithal edilen ürünlerin büyük bir bölümünü aracı ve sermaye eksenli ürünler oluşturduğunu vurguladı. Nimetzade ayrıca ihracata temas etti ve ihraç edilen petrol dışı ürünlerin 12 milyar dolarını doğalgaz yan ürünleri ve 30 milyar dolarını da sanayi ve diğer petrol dışı ürünlerin oluşturduğunu kaydetti.
Bakan Nimetzada açıklamasında sanayi ve maden sektörlerinin gelişmesine de işaret ederek cari yılın ilk üç ayında sanayi ve maden sektörleri %10 gelişme kaydederken bu oran son 6 ayda %6 civarında gerçekleştiğini vurguladı.

Geçen hafta Güney Pars doğalgaz sahasının 17 ve 18. Ünitelerinde üretilen ilk doğalgaz ürünü doğalgaz dağıtım şebekesine katıldığı açıklandı.
Güney Pars 17 ve 18. Üniteleri projesinin Başkanı Hasan Buyeri, söz konusu ünitelerde üretilen ilk doğalgaz partisi her iki ünitenin kapasitelerinin %16 kadarı olduğunu ve 8 milyon metreküp şeklinde gerçekleşerek doğalgaz dağıtım şebekesine eklendiğini belirtti.
Güney Pars sahasını 17 ve 18. Üniteleri günde 50 milyon metreküp doğalgaz, 80 bin varil doğalgaz yan ürünleri, 400 ton kükürt, bir milyon ton Etan gazı ve bir milyon ton LPG üretmek amacıyla Asaluye bölgesinde hayata geçirildi.
Güney Pars sahasının 17 ve 18. Üniteleri bu sahanın ilk beş öncelikli üniteleri arasında yer alıyor ve İran petrol bakanlığı bu iki ünitenin yanında 12, 15 ve 16. Ünitelerin tamamlanmasına da öncelik veriyor.

İran ve Hindistan zanaatkarları ve işadamları Yeni Delhi'de ortak bir oturum düzenledi. Haber kaynaklarının belirtiğine göre İranlı 30 kadar işadamı, zanaatkar ve ticaret odaları başkanları Hindistan'a dört günlük bir ziyaret düzenleyerek Yeni Delhi ve Mumbay kentlerinde Hindistanlı mevkidaşlarıyla bir araya geldi.
Oturumda İran ticaret odası Başkanı Golam Hüseyin Şafii ve Hindistan ticaret ve sanayi odaları federasyonu Başkanı Ciutensa, İranlı ve Hindistanlı işadamları arasında işbirliğini arttırma zeminini tartıştı.
Oturumda İran ve Hindistan'ın tarihi ve kültürel ortaklıklarına temas eden Ciutensa, iki ülke arasında iyi iktisadi ilişkilerin söz konusu olduğunu, fakat bunun yeterli olmadığını ve iki taraf arasında iktisadi teamüllerin daha da gelişmesi gerektiğini vurguladı.
İran ticaret odası Başkanı Şafii de Hindistan'ı İran'ın stratejik piyasalarından biri niteledi ve ikili iktisadi ilişkilerin gelişmesi iki ülkenin ekonomilerinin yanı sıra bölge ekonomisini de altüst edeceğini kaydetti.
İran'ın Hindistan büyük elçisi Golam Rıza Ensari ise İran ve Hindistan arasında 2014 yılında ticaret hacmini 15 milyar dolar şeklinde açıkladı. Ensari bu rakamın 10 milyar doları İran'ın Hindistan'a ihracatı ve 5 milyar doları da bu ülkeden ithalatı ile ilgili olduğunu kaydetti.

Hindistan ziyareti sırasında bir açıklama yapan İran ticaret odası Başkanı Şafii, İran'ın güneydoğusunda yer alan Çabahar liman kentinden Hindistan'ın Mumbay kentine denizcilik seferlerinin bir an önce başlamasına vurgu yaptı. Şafii, Çabahar Mumbay seferleri böle ülkelerinin ilişkilerinde ve İran ve Hindistan arasındaki ticaret hacminin artmasında büyük değişim yaratacağını belirtti.
Çabahar Mumbay denizcilik hattı Hindistan'ın orta Asya, Kafkasya ve Avrupa'ya ürünlerini ihraç etmesi için en kısa ve en ekonomik güzergah olduğunu belirten Şafii, İranlı ve Hindistanlı işadamlarının ortak yatırımlarının, Hindistan ürünlerinin Afganistan'a ihracatı için zemin oluşturabileceklerini vurguladı.

İran tarım cihadı Bakanı Mahmut Hüceti Çin'e gitti ve bu ülkenin tarım bilimleri akademisi ve bazı araştırma merkezlerini ziyaret ederek tarım ürünlerinin üretiminde kullanılan yeni yöntemler hakkında bilgi aldı.
Bakan Hücceti ve kendisine eşlik eden özel sektör temsilcileri, geçen Salı günü Çin'de çeşitli tarımsal araştırma merkezlerini ve tarımsal ürünlerini ziyaret ederek bilgi aldı. Bakan Hücceti Çin'in Gen bankasını da ziyaret etti. Ve Çin tarım bilimleri akademisi yetkilileri ve bilim adamları ile yakından görüştü.
Çin tarım bilimleri akademisi Başkan yardımcısı görüşmede İran ile özellikle araştırma alanı olmak üzere tüm alanlarda işbirliğinin geliştirilmesini istedi.

Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı İshak Cihangiri ve yol ve kentleşme Bakanı Abbas Ahundi'nin katıldığı törenle Bender Abbas liman kentinde Şehit Recai konteyner kompleksi üçüncü ünitesinin inşaat çalışması başladı.
Şimdi konu ile ilgili hazırladığımız kısa raporu dinleyelim.

Şehit Recai konteyner kompleksi üçüncü ünitesinin inşaatı 18 ayda tamamlanması bekleniyor. Şehit Recai limanı İran'ın ithalat ve ihracatının ihtiyacını karşılamanın yanı sıra ülkenin konteynerle ürün transiti ihtiyacını da karşılıyor.
Gerçekte İran'ın konteyner ürünleri yüklemeleri ve boşaltmalarının %85 kadarı şehit Recai limanında bulunan tesislerde gerçekleşiyor. Konteynerli ürün ithalatı veya ihracatı hızlı yer değiştirme ve güvenlik standartlarının yüksek olması ve çevreye zarar vermemesi bakımından dünyadaki gelişmiş limanlarda büyük önem arz ediyor.
Projenin ilk aşamasında 442 metre uzunluğunda konteyner iskelesi 16 metre derinliğinde inşa ediliyor.

 

21 Şubat 1979 tarihinde İran'da büyük bir inkılap gerçekleşti. Bu inkılap bir çok açıdan emsalsiz bir inkılaptı ve seçkin özellikleri yüzünden dünya camiasının ilgi odağına yerleşti ve bir çok millet bu inkılabı örnek aldı.


İran İslam inkılabının istisna özelliklerinden biri, seçkin, cesur, ileri görüştü ve büyük bir alimin bu inkılaba önderlik etmesiydi ve bu büyük insan İmam Humeyni'den başkası değildi.

Kuşkusuz her milletin gerçekleştirdiği inkılaplar gibi tarihi ve kader belirleyici süreçlerinde, rehberliğin belirleyici ve önemli rolü söz konusudur ve İmam Humeyni bu rolü İran milleti için en mükemmel biçimde eda etti.
Zulüm düzeni ile mücadelesini 1963 yılında başlayan İmam Humeyni zalim pehlevi rejimi ve Amerikalı hamileri ile mücadelede kesin tavırlı ve basiretli bir lider olduğunu ortaya koydu.

İmam Humeyni'nin dini açıdan içtihat derecesine ermiş olması ve takva bakımından da en yüksek mertebelere eren bir insan olması, İran milletini tüm kalbiyle ve hiç bir zorlama olmaksızın, imamı izlemeye yöneltti. Bilmukabele, İmam Humeyni de halkın katkılarına büyük saygı duyuyor ve halkın güvenine İslam öğretilerinden kaynaklanan hikmetli liderliği ile karşılık veriyordu.
İmam Humeyni'nin İran milletinin kıyamına liderliği o kadar etkiliydi ki, 1 Şubat 1979 tarihinde sürgünden döndükten sadece on gün sonra İslam inkılabını zafere götürdü.
İmam Humeyni daha sonra da on yıl boyunca ve İslam inkılabından sonra yaşanan hadiselerde ve Saddam'ın İran'a dayattığı 8 yıllık savaşta İran milletine önderlik etti ve sonunda 1989 yılında hakka yürüdü.

İmam Humeyni'nin İslam inkılabının zafere kavuşmasında ve bu büyük hareketle bütünleşmesinde rolü o kadar önemliydi ki imamın halefi ve inkılabın şimdiki rehberi olan İmam Hamanei şöyle diyor:
Bu inkılap Humeyni adı olmadan dünyanın hiç bir yerinde tanınmıyor.
 
 

 

 


İran İslam Cumhuriyeti Bilim ve Araştırma Bakanı yardımcısı, İran'ın lazer konusunda bölge birincisi olduğunu belirtti.


Mehr Haber Ajansı’nın haberine göre, İran Bilim ve Araştırma Bakanı teknoloji ve araştırma yardımcısı Vehid Ahmedi, yaptığı açıklamada “2015 yılı UNESCO tarafından Işık Yılı olarak adlandırıldı, aynı zamanda İran tıp, savunma ve telekomünikasyon alanında ışık ve lazer teknolojisinin kullanımında Ortadoğu birincisidir” dedi.

Vehid Ahmedi ayrıca, İran üniversite ve bilim merkezlerinin Ulusal Işık ve Lazer Fuarı’nda geniş katılımlarına dikkat çekerek, UNESCO’nun 2015 yılını Işık Yılı olarak adlandırması nedeni ile bu yıl içerisinde işik ve lazer teknolojisi ile ilgili bir çok fuar ve forumun düzenleneceğini belirtti.

Filistin İslami Direniş Hareketi HAMAS'ın üst düzey bir yetkilisi, İran'dan, işgal rejimi siyonist İsrail rejiminin yok edilmesi yönünde direniş örgütlerine yardımını artırmasını istedi.

Lübnan el-Menar televizyonu internet sitesinin bildirdiğine göre HAMAS'ın üst düzey yöneticilerinden Mahmud ez.Zahhar dün konuyla ilgili yaptığı açıklamada, HAMAS'ın her zaman ve her yerde direnişin programlarına destek verdiğini bildirerek, İran'a çağrıda bulundu ve bölgede İsrail karşıtı direnişin daha da genişletilmesi ve işgal rejiminin yok edilmesi amacıyla direniş güçlerine maddi ve silah yardımlarını daha da artırmasını istedi.

Ez-Zahhar ayrıca Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah'ın, yurt dışındaki Filistinlilerin HAMAS ile daha fazla dayanışma içinde olması yönünde gerekli koordineyi sağladığını bildirdi.

Hizbullah komutanlarından İmad Mugniye’ye 2008 yılında Şam’da düzenlenen suikastın, CIA ve Mossad tarafından ortak olarak düzenlendiği ortaya çıktı.


Hizbullah komutanlarından İmad Mugniye sukiastı, İsrail istihbarat servisi Mossad ve ABD’nin dış istihbarat servisi CIA’in ortak operasyonuymuş. ABD’li eski bir istihbarat yetkilisi, 2008 yılında Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlenen ve İmad Mugniye’nin ölümüyle sonuçlanan suikastı CIA ve Mossad’ın ortak olarak düzenlediğini söyledi. 

Washington Post’ta yer alan habere göre, eski ABD’li yetkili suikastte ABD’nin de rolü olduğunu kabullendi. Saldırı dünya kamuoyunca sadece Mossad tarafından düzenlendi olarak biliniyordu. Hizbullah komutanlarından İmad Mugniye, 12 Şubat 2008’de Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlenen bombalı bir saldırı sonucunda şehid olmuştu. Bombanın Tel Aviv’de uzaktan kontrol sistemiyle patlatıldığı belirtiliyor. 

Mossad ve CIA’in, Mugniye’yi, suikastten önce bir ay boyunca yakından takip ettiklerini ve hergün kullandığı güzergahı tespit ettiklerini söyleyen ABD’li yetkili daha sonra saldırının planının netleştiğini ve en doğru zamanın beklendiğini kaydetti. 

ABD, İSRAİL SUÇLANACAĞI İÇİN RAHATTI

ABD’li yetkili, Mugniye’ye düzenlenen suikast konusunda ABD yönetiminin bir endişesi olmadığını söyledi. Eski yetkili bunun, saldırıdan sonra tepkinin doğal olarak İsrail’e yöneleceğinin düşünülmesinden kaynaklandığını belirtti. ABD’nin beklediği gibi de oldu, Hizbullah saldırıdan sadece İsrail’i sorumlu tuttu. 

Mugniye’nin öldürülmesinin ABD’nin de istediği birşey olduğunu söyleyen ABD’li eski yetkili, bunun sebebininse 1983 yılında Beyrut’taki ABD büyükelçiliğine düzenlenen saldırı olduğunu söyledi. Bu saldırıda 63 kişi ölmüştü. Saldırıyı Mugniye’nin planladığı ve gerçekleştirdiği ifade ediliyordu. 

ABD’li yetkili, Mugniye’ye suikast düzenleme teklifinin ilk olarak İsrail’den geldiğini ABD’ninse bu teklife sıcak baktığını söyledi.

 

Dünyabülteni