کارگر

کارگر

Tutuklu Filistinlilerden sorumlu Bakanlığın yayınladığı rapora göre, 2012 yılında, 900 Filistinli çocuk İsrail askerleri tarafından kaçırıldığı belirtildi. Her geçen gün yükselmekte olan bu sayı 2011 yılında 700 civarındaydı. Raporda Tutuklanan, sorgudan geçirilen ve hapishaneye atılan çocukların durumunun çok kaygı verici bir hal aldığı açıklandı. Ayrıca Ebeveynlerinden koparılmakla birlikte, bu küçücük canlar İsrail askerlerinin zulmünün altında uzun baskı ve işkenceye maruz kaldıkları belirtildi.

 Bakanlık, Gazze'ye yapılan saldırıdan ve Filistin'in Birleşmiş Milletler'e gözcü üye statüsü'nü kazanmasından sonra İsrail'in bilhassa Filistin gençliğine karşı saldırganlığını sıklaştırdığını, Filistin'li makamlarca teyit edildiğini ifade etti.

 Bakanlığın hazırladığı rapora göre: kaçırılan çocukların yüzde 95'i tutuklanmaları esnasında saldırıya uğradığını, dövülmüş, kötü şartlara maruz bırakıldığını belirterek, "Çocukların çoğunluğu, vahşi bir şekilde, gecenin ortasında, hiç bir delil teşkil etmeyecek basit kanıtlarla çocukları ailelerinin evinden

alıp götürüldüğü biliniyor. Çocukların elleri kelepçeli, gözleri sarılı bir vaziyettedir. Yavrularını korumaya çalışan ailelere İsrail askerleri de hiç tereddüt etmeden sertçe saldırdığını ve hiçbir mazeret göstermeden, Filistinli çocukları bilinmeyen yerlere götürüldüğünü açıkladı. Hapishaneye Transfer edildikleri zaman da İsrail askerleri tarafından Filistinli çocuklar itilip dövüldüğü, sorgu odasına girer girmez, tehdit ve işkence edilip ve onlardan tatminkâr itiraflar elde etmek için her türlü iğrenç işkence koşullarına maruz bırakıldığı" belirtildi.

 

İsrail'de Çocuklar Hapsediliyor ve İşkence Ediliyor

 Filistinli tutuklulardan sorumlu bakanlık bu konuda birçok delil yayımlayarak,Nassar Aref Jaradat , 16 yaşında olan Sair'li genç Filistinli saatlerce yağmurlu ve soğuk havada ayakta beklemeye zorlanıp dövülüp ardından vücuduna elektrik verildiğini örnek vererek somutlaştırdı. 

Raporda, tıpkı yetişkinler gibi, İsrail tarafından hapsedilen Filistinli çocuklar da temel haklarından mahrum bırakıldığı ifadelerine yer verilerek, "küçük zihinlerinden dolayı, masum,ve zayıf bedenlerine rağmen,bu sınav onları derinden sarsıyor: işkence, darbe, küfür, aşağılanmalar, besin eksikliği, aileleriyle görüştürülmeme,sorgu esnasında avukat'ın olmaması ve cinsel taciz ... Onlar, İsrail'in hapishane sisteminin eşit yasal haklarından yoksun bırakıldığı ve insani yardım örgütlerinin ve derneklerin şikayetlerine rağmen durum devam ettiği hatta daha büyük bir hal aldığı görülüyor" denildi.

 Boycott Israël cemiyetinin bildirdiğine göre, aşağı yukarı 7500 Filistinli çocuğun 975'i 15 yaşından küçük olup ve bunların hepsi 2000'den itibaren tutuklandığını belirtti.

 

 Türkiye'de konuşlandırılacak Patriotlar'a İran'dan bir tepki daha geldi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest, Patriot füze bataryalarının olası savaşta İsrail'i İran füzelerine karşı koruma amacıyla Türkiye'de konuşlandırılmak istendiğini iddia etti.

Lübnan'ın El Manar televizyon kanalına konuşan Mihmanperest, Patriotların, İsrail'in İran'a saldırması halinde İran'ın yapacağı karşı atağa karşın İsrail'i korumak amacıyla Türk topraklarında yerleştirmek istendiğini savundu. İranlı sözcü, "Türkiye'ye yaptığım ziyarette Türk makamları Türkiye topraklarını Suriye füzelerine karşı koruma maksadıyla Patriotlar'ın Türkiye'ye konuşlandırılacağını söyledi. Fakat İran'a göre bu sistem Batı ve Nato tarafından İsrail'i koruma amacıyla Türkiye'ye yerleştiriliyor" diye konuştu.Türkiye'nin İran'a yapılacak herhangi bir askeri harekatta yer almayacağını düşündüklerini belirten Mihmanperest, "Bize göre Türkiye hava sahasını İran'a karşı kullandırmaz, fakat Türkiye'deki füze sistemlerinin kontrolü Türklerin değil Batılı ülkelerin elindedir" açıklamasında bulundu.

 

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, ''Suriye'den Türkiye'ye yönelen bir tehdit yok. Bu füzeler, bu kalkanlar Suriye'ye karşı değil, asıl itibariyle İran'a karşıdır'' dedi.

Milli Gazete'nin haberine göre mitingte ilk olarak Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu konuştu. Karamollaoğlu Türkiye'nin dış politikada sınıfta kaldığına vurgu yaparak, Türkiye'nin yeniden Milli Görüş'e ihtiyacı olduğunu vurguladı.

 Dış borç çığ gibi

Hükümetin İMF'ye borcunun kalmadığının bir aldatmaca olduğuna dikkat çeken Karamollaoğlu borç her geneç gün artıyor ve Allah muhafaza bununla ilgili bir önlem alınmazsa sonuç içinden çıkılamayacak bir hal alacaktır. dedi.

 Daha sonra Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak sözaldı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Kamalak Türkiye'nin Başbakan'ı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın BOP eş başkanlığı görevine dikkat çekerek, "Bu görevi kim verdi açıklanmalıdır" dedi.

"Bu görevi kendisine aziz milletimiz vermedi, TBMM vermedi, eğer bizim bilgimiz dışında gizli bir toplantıda verildiyse TBMM bunu açıklamalıdır. Fakat bu görevi bize göre Erdoğan'a dış güçler verdi, kendisine üstün cesaret ödülü verenler verdi." dedi.

Prof. Dr. Kamalak, şunları kaydetti: "Haçlı savaşları günümüzde de devam ediyor. Fakat çok usta bir şekilde yürütülüyor. Bunu biz değil ABD Başkanı söyledi. Irak'ı işgal ederken bu yeni bir haçlı seferidir. demiştir. Fransa Cumhurbaşkanı Libya'yı bombalarken, bunu ifade etmedi mi? YİK başkanımızın ifade ettiği gibi Suriye'den Türkiye'ye karşı bir tehdit yok. Dolayısı ile bu füzeler asıl olarak İran'a karşı konuşlandırılıyor. İsrail kısa bir süre sonra İran'a saldırısa, onu korumak için bu füzeler koyulmak isteniyor. İsrail'i NATO şemsiyesi altına alınarak Türkiye'nineliyle İsrail'i koruyacaklar."

Müslümanlar bir araya gelmek zorunda

"Müslümanlar bir araya gelmek zorundadır. Unutmayınız ki Batıl Zalim ancak güçten anlar. Sık sık hatırlattığımız gibi Mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmez, Zalimleri diz çöktürmek için mazlumların ayağa kalkması gerekmektedir.

Türkiye'den iki tren kalkıyor biri batıya Haçlı zihniyetine kalkıyor diğeri İSlam birliğine gidiyor.. Siz hangi trene binmek istersiniz? Değerli kardeşlerim İslam birliğine giden trenin üzerinde Saadet Partisi Milli Görüş yazar...

İslam birliği İslam Ortak pazarı, İslam Ortak para birimi, İslam Kültürel İşbirliği teşkilatı, ve İslam Birleşmiş Milletlerini acil olarak kurmak zorundayız. Erbakan Hocamızın doğru söylediğini Hanslar, Abrahamlar anladı, yazıkki İbrahimler ve Hasanlar anlamadı. Allah Rahmet Eylesin Erbakan Hocamız görevini hakkıyla ifa etti. Şimdi görev bizlerde ve sizlerle o bayrak mutlaka burçlara dikilmelidir."

Yapılan konuşmaların ardından, SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Gazianteplilerden oy vermeleri için söz istedi. Daha sonra, SP Gaziantep Kadın Kolları Başkanlığı tarafından Genel Başkan Kamalak'a çiçek takdim edildi. Genel Başkan Kamalak, daha sonra miting alanından ayrıldı. Mitinge, SP Genel Başkan Yardımcıları, Gençlik Kolları Başkanı Fatih Aydın, Gaziantep, Malatya, Elazığ, Manisa, Kilis, Şanlıurfa ve bir çok ilin il başkanları katıldı.

 

SANA'nın haberine göre Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad bugün Şam’daki Opera Merkezinde Suriye ve tüm bölgenin gündemini ele alan bir konuşma yaptı. 

Konuşmasında Cumhurbaşkanı el-Esad; tüm bu acının kara bir bulut gibi vatanın üstünde dolaşması halinde tüm önemiyle vicdani durumun tek başına sevdiklerimizi kaybetme acısını telafi etme, vatan güvenliğini sağlama ve her yerinde vatandaşların ihtiyaçlarını sağlamak için yeterli olmadığını belirtti.

Bu Enerji Kapsamlı Ulusal Bir Hareketliliğe Dönüştürülmelidir

El-Esad; umudun acının rahminden doğması ve en önemli çözümlerin çilenin derinliğinden çıkması gerektiğini ifade ederek, gökyüzündeki karabulutun güneş ışığını kapatabileceğini, fakat bulutların yağmur, umut ve verimlilik taşıdığına dikkat çekti.

Acı, hüzün, kararlılık ve meydan okumadaki tüm bu duygu ve hislerin muazzam bir güce sahip enerjiden ibaret olduğuna işaret eden el-Esad; fakat bu enerjinin Suriye'yi maruz kaldığı eşi benzeri görülmemiş bu krizden kurtarabilmesi için kapsamlı ulusal bir hareketliliğe dönüştürülmesi gereğinin altını çizdi.

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; böyle bir hareketliliğin Suriye toplumunun yaşadığı acı ve yaralar için yegane merhem olduğuna işaret ederek, Suriye coğrafyasını korumakla birlikte siyasi, stratejik, sosyal, kültürel ve ahlaki olarak Suriye'yi daha güçlü bir konuma getirecek olanın sadece Suriye toplumu olduğunun altını çizdi.

Vatanı savunmanın her vatandaşın sorumluluğu olduğunu ifade eden el-Esad; herkesin basit yada sınırlı olsa bile bir şeyler yapabileceğini belirtirken vatanı hep birlikte savunacağımızı söyledi. El-Esad; vatanın bir düşünceyle, bir tutumla, halkın mülklerini korumakla yapılanmaya katkı sağlamakla savunulabileceğine vurgu yaparak, vatanın bu süreç içinde tamamıyla tüm bileşenleri, kurumları, altyapısı, ekonomisi, toplumu ve her şeyiyle hırçın bir savaşa maruz kaldığına dikkat çekti.

Pusulayı Doğru Yöne Yönlendirmek Herkesin Sorumluluğudur

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; bilinçli her vatandaşın bugün olumsuz bir tutum takınma yada sorunu çözmek için zamanı veya başkalarını beklemenin hiç bir sorunu çözmeyeceğini idrak etmiş olduğuna işaret etti. El-Esad, böyle bir şeyin vatanı uçuruma sürükleme anlamına geldiğine vurgu yaparak, çözümlere katkı sağlamamanın vatanı geriye götürme anlamı taşıdığını belirtti.

Bu süreç içinde pusulayı doğru yöne yönlendirmenin herkesin sorumluluğu olduğunu belirten el-Esad; çatışmanın temelde vatan ve düşmanları, halk ve suçlu katiller,vatandaş ve ekmeyi arasında olduğunun altını çizdi.

Çatışmanın Temeli Vatan ve Düşmanları Arasındadır

Düşmanların vatanımızda nur ve aydınlığı yok etmek için sivil ve masumları öldürdüklerine işaret eden El-Esad; cahilliklerini mantığa dayatmaları için yetenek, deneyim ve uzmanlık sahiplerine suikast düzenlediklerini söyledi. El-Esad; halkın yaşamını ve ihtiyaçlarını engellemek için halkın parasıyla yapılandırılan altyapıyı yıkıp yağmaladıklarına dikkat çekerek, ülkenin geleceğini sabote etmekle birlikte cahilliklerini ifade etmek için öğrencileri okullarından menettiklerine, komünikasyon ve elektrik şebekelerini kestiklerini, yakıt sektörünü baltaladıklarına vurgu yaptı. Yaşlıları, çocukları ve herkesi ilaç ve ısınma yakıtından mahrum ettiklerine işaret eden el-Esad tüm bunların vahşetlerini ve karanlık mantıklarını yansıttığını söyledi.

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; çalma, yağmalama ve gasp eylemleri konusunda ise tüm bunların buğday silolarına yönelik saldırıları, un ve ekmeyi çalmalarıyla tecelli ettiğini söyledi. Tüm bunların sandalye çatışması mı yoksa vatan ile düşmanı arasında bir çatışma olduğunu sorgulayan el-Esad; bunun yönetim için bir savaş mı yoksa Suriye'yi yıkıp parçalamak için katil teröristlere anahtarı vermeyen halktan intikam mı olduğuna dikkat çekti.

Baştan Beri 'Devrim' Değildi

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; ‘’Başlangıçta 'devrim' diye iddia ettiler ancak halk onlara karşı geldi ve bu 'devrimlerinden' mahrum etti.. Gizliden mal, medya ve silahla empoze etmeye çalıştılar.. başarısız olduklarında ikinci aşamaya geçtiler ‘barışçıl’ maskeyi düşürerek başlangıçtan beri gizliden kullandıkları silahları ortaya çıkarıp alenen taşımaya başladılar. Daha sonra başka illere kurtlar gibi saldırmak için kentleri işgal girişimine koyuldular.. Vahşice vurdular, her vurduklarında da direnişi ve bilinciyle büyük halk onların gerçeğini ve yalanlarını su yüzüne çıkarıyordu.. her nerede olursa olsun terörü yaymak için halktan intikam alma kararı aldılar’’ dedi.

Cumhurbaşkanı el-Esad: ‘’Tekfirciler çeteleri ön safta bırakarak, patlama eylemleri ve toplu katliamlar kanalıyla arka saflarda destekleyici olarak çalışıyorlardı. Ordu ve halk ölümleri ve katliamlarına el ele karşı koyduğunda çöküşe yaklaşıyorlardı, işte o zaman tekfirciler çaresiz kaldıklarında savaşta ön cepheye taşınarak kan, öldürme ve cesetleri parçalama tahtasını teslim aldılar’’ diye vurguladı.

Tekfirciliği Düşünce ve Fert Olarak Dışarıdan İthal Ettiler

Tekfirci düşüncenin Suriye'ye yabancı olması nedeniyle bunun fert ve düşünce olarak dışarıdan ithal edildiğine işaret eden el-Esad; denklemin burada tersine döndüğünü söyledi. El-Esad; tekfircilerin, teröristlerin ve Kaide örgütü elemanlarının kendilerini ‘cihatçılar’ olarak adlandırarak dünyanın her yerinden Suriye'ye geldiklerini ve meydanda terör eylemlerini yönettiklerini belirtti. Silahlıların ise başarısızlıklarından sonra hizmetçilik, kaçırma, yağmalama, gasp ve sabotaj eylemleriyle yardımcı olmak için arka saflara taşındıklarını vurgulayan el-Esad, bu silahlıların en iyi durumda öldürme, kesme ve cesetleri parçalama mantığından başka bir şey bilmeyen katil tekfircilere muhbir ve casus olduklarını ekledi.

Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye'deki krizin sadece iç meselelerden ibaret olmadığını ve başka boyutlarının bulunduğunu belirtti. Yurtiçinde olanların görmek isteyen herkes için netlik kazanmış olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı el-Esad; bölgesel düzeyde Suriye'yi parçalamak isteyenlerin bulunduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı el-Esad; Bazılarının ise Suriye'yi zayıflatmak istediklerine işaret ederken, tüm bunların arasında suçlulara silah ve finans temin edenlerin bulunduğunu, bazılarının da destek ve eğitim sağladıklarını belirtti.

Suriye Bazı Devletlerin Düşmanlığını Unutmayacak

Bazı ülkelerin düşmanlık ve işgal üzerine kurulu olduklarına işaret eden Cumhurbaşkanı el-Esad; dolaysısıyla bu devletlerin tutumlarının garip olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye ve halkına katı davranan komşu ülkelerin de bulunduğunu ifade ederek, bu komşuların Suriye ve halkını zayıflatmakla birlikte hegemonyası altına almayı istediklerini belirtti. Bazı ülkelerin ise tarihte sahip olmadıkları bir konum arayışında olduklarını ifade eden el-Esad; bu ülkelerin söz konusu emellerine ulaşmak için tam olarak Suriye genel olarak da Arap halkının masum kanlarını kullandıklarını ekledi. Cumhurbaşkanı el-Esad; fakat her şeye rağmen Suriye ve halkının tüm bunlardan daha katı ve daha güçlü olduğunu vurgularken; Suriye ve halkının bu ülkelere tüm bunları unutmayacağı vaadinde bulunduğunu söyledi.

Eskiden olduğu gibi şimdide vesayet ve boyun eğmeyi kabul etmeyen Suriye’nin bağımsız ve egemen olarak kalacağını belirten Suriye Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad, bu durumun Batıyı şimdide olduğu gibi rahatsız ediyordu, bu yüzden Suriye’yi bölgenin siyasi denkleminden çıkarmak, bu rahatsız edici düğümden kurtulmak, direniş ideolojisini vurmak ve aynı bizim etrafımızdaki çokları gibi bağımlıya dönüştürmek için iç olayları kullanmak istediler lakin, uluslararası toplum sadece Batıdan ibaret değildir öyle ki başta Rusya, Çin’le beraber BRİCS ülkeleri ve dünyanın diğer bir çok ülkesi ülkelerin içişlerine karışma ve bölgede istikrarı sarsmaya karşı duruyordu diye vurguladı.

İç Faktörleri Dikkate Almadan Çözümden Bahsetmemiz Mümkün Değildir

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad: ‘’Bütün bunların gölgesinde iç faktörleri dikkate almadan çözümden bahsetmemiz mümkün değildir. Keza bölgesel ve uluslararası etmenlerde dahil. Bu etmenleri değiştiremeyecek herhangi bir icraat gerçek bir çözüm olarak adlandırılamaz ve kesinlikle hiç bir etkisi olamaz bu yüzden içerden başlayalım diyerek, bazılarının nazarında anlaşmazlık muhalefet ile yandaş arasında gibi gözükse de, çağdaş bir dünyada bu gibi anlaşmazlık yıkımına değil vatanın nasıl inşa edileceği üzerine olur, ülkeyi on yıllarca geriye götürmek değil ilerlemesi ve gelişmesinin yollarıyla ilgili olur. Muhalefet ile yandaşlar arasındaki ilişki içerinin içeriyle ilişkisi olur, ancak dışarıya bağımlı bir iç bölüm olduğunda çatışma iç ve dış çatışmasına, vatanın kurtuluşu ile hegemonya altına alınması arasında, hür ve bağımsız olarak kalmasıyla siyasi olarak dışarıdan işgal edilmesi arasında olur. İşte dava burada bir vatanı bütün olarak savunmaya dönüşür bütün herkes dahili bazı edatlarıyla dışarıdan gelecek saldırıya karşı birleşir’’ dedi.

Maruz Kalınan Savaş Klasik Savaştan Daha Tehlikelidir

Mevcut durumun muhalefet yada devlet yanlısı veya ordu ile katiller ve çeteler arasında bir savaştan ibaret olmadığını belirten Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye'nin kelimenin tam anlamıyla bir savaş durumunda olduğunu belirtti. Suriye'nin bu süreç içinde yeni bir şekille hırçın bir dış düşmanlığa karşı savaştığını söyleyen Cumhurbaşkanı el-Esad; bu nitelikteki savaşların klasik savaşlardan daha çok tehlikeli ve daha çok parçalayıcı olduğunu ekledi. Cumhurbaşkanı el-Esad; bu tür savaşların aletlerini Suriye'yi vurmak için kullanmadığını, kendi projelerini hayata geçirmek için Suriye'yi sürüklemeye çalıştığını kaydetti.

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; bu savaşın Suriye'yi bir avuç Suriyelinin yanında oldukça çok yabancıyla hedef aldığını ifade etti. Suriye düşmanlarının Suriye'yi kendi ağaçlarını kesmek ve kendi taşlarını yıkmakta kullandıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı el-Esad; tüm bunların ne yazık ki bazı Suriyelilerin aracılığıyla yapıldığına işaret etti.

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; bu gibi savaşlara vatanı savunmakla birlikte hepimiz için gerekli olan eşzamanlı reformlarla karşı koyulması gerektiğine vurgu yaptı. Bu reformların belki de pratikte pek bir şeyi değiştirmeyeceğini söyleyen el-Esad; fakat bunun Suriye'yi, ulusal birlik-beraberliği güçlendireceğini, karşı koyma gücünü de arttıracağını ifade etti.

Çözüm Sadece Bir Çok Eksende Olmalı

Güvenlik olmadan reformların, reformlar olmadan güvenliğe benzediğine işaret eden Cumhurbaşkanı el-Esad; bunların ikisinin bir birlerini tamamladıklarını ve hiç birinin tek başına başarılı olmasının mümkün olmadığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye'nin her zaman bunu belirttiğini ve belirtmeye devam ettiğini ifade ederken, bazılarının Suriye'nin, çözümde güvenlik seçeneğini tercih ettiği iddialarında bulunmalarını eleştirdi. El-Esad; Suriye'nin ise; her zaman bir elinde reform ve politikayı tuttuğunu, diğer elinde ise terörle savaştığını vurgulamaya çalıştığını belirtmeye çalıştığını ekledi.

Cumhurbaşkanı el-Esad, bu adres altında gerçekleri alt üst edene deriz ki.. herhangi bir şahıs saldırıya maruz kalır nefsi müdafaa yaptığında bizler, kendini korudu mu yoksa güvenlik çözümünü mü seçti deriz? Öyleyse devlet halkını halk ta vatanını savunduğu zaman neden güvenlik çözümünü seçtiler diye söylerler, diye sordu?

Vatanı Savunmak Tartışma Kabul Etmeyen Bir Sorumluluktur

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad: Vatan savunması tartışma getirmeyen bir sorumluluktur. Kanuni, anayasal ve meşru bir sorumluluktur. Güvenlik çözümü için tek seçenektir. Burada tek seçenek nefsi müdafaadır.. Eğer siyasi çözümü ilk günden seçersek bu bizim siyasi süreçte yürümeyi isteyen ve kadir olan ve ulusal düzeyde diyalog sürecine geçebilecek bir ortağa ihtiyacımız vardır. Eğer siyasi çözümü seçer ortak göremez ise bu bizim istemediğimiz anlamına gelmez. Bu geçen aşama içerisinde ortak görmediğimiz anlamına gelir. Daha net bir ifadeyle, eğer bir kişi evlenmek istediğinde ortağını arar kabul veya rağbet görmez ise bu kendisinin evlenmek istemediği anlamına gelmez. Bunun içindir ki Suriye’de güvenlik çözümü için devlet seçimiyle ilgili herhangi bir öneri doğru olmayan sözlerdir, hiç bir zaman önerilmemiş ve devlette hiç bir yetkili bizim güvenlik çözümünü seçtiğimizi açıklamamıştır.

Bir insanın saldırıya maruz kaldığında kendini savunmasına ‘güvenlik seçeneğini tercih etti’ değil de, ‘kendini savundu’ denildiğini belirten Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye'nin savaşı kendisi istemediğini, tam aksine ona dayatıldığının altını çizdi. Cumhurbaşkanı el-Esad; bu durumlarda devletin halkı savunması ve halkın da kendini savunmasının hiç bir mantıklı insan tarafından ‘güvenlik seçeneğini tercih etmek’ olarak adlandırılmaması gerektiğini söyledi.

Vatanı savunmanın bir vacip ve sorumluluk olmasının yanı sıra alternatifi olmayan tek bir seçenek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye'nin siyasi çözümü kabul etmesinin de kendisini savunmayacağı anlamına gelmediğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı el-Esad; fakat Suriye'nin siyasi çözümü kabul etmesinin, diyalog gücüne sahip olan ve diyalog isteyen siyasi bir ortağın varlığını kabul etmesi anlamına geldiğini söyledi.

Diyalog Kölelerle Değil Efendilerle, Kuklalarla Değil Yaratıcılarıyla Olur

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye'nin kesinlikle hiç bir zaman siyasi çözümü reddetmediğini vurgularken, ilk günden beri temel dayanağı olan diyalogla siyasi çözümü üstlendiğini ve kabul ettiğini vurguladı. Suriye'nin kendisini ileriye taşıyacak ulusalcı siyasi her girişime el uzattığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı el-Esad; fakat terör, kan, yıkım ve öldürme dilinden başka hiç bir şey anlamayan tekfircilerle diyalogun mümkün olmadığını söyledi.

Dışarıdan temin edilen çeteler, yabancılara tabi olan ve onların direktiflerini yerine getirenlerle diyalogun mümkün olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı el-Esad; bu yabancı tarafların Suriye'yi baltalama planlarını çökerteceğine inanmasıyla direktifleriyle çalışanlara diyaloga girmeme talimatları verdiğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı el-Esad; özellikle bazı bölge devletlerindeki yetkililerin Suriye'yi hedef alan planların başarısız kalmasıyla kendilerini ve siyasi geleceklerini yok edeceklerini iyi bildiklerini ifade ederken, dolayısıyla Suriye'nin krizden kurtulmasını istemediklerini vurguladı. Bu tarafların kendilerini batırdıklarını ve halklarını yalanlara boğarak devletlerinin olanaklarını teröre destekle harcadıklarını belirten Cumhurbaşkanı el-Esad; düşmancı politikalarının yanı sıra kan akıtma ve masum insanları katletmedeki misyonlarını aklamalarının artık mümkün olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye'nin batı tarafından yaratılan ve rolleri çizilen kuklalarla diyalog kurmasının mümkün olmadığını belirtti. Suriye'nin yedekle değil asılla, köleyle değil efendiyle diyaloga girmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı el-Esad; uluslararası sahnede kendisine çizilen rolü yerine getirmeye çalışanla değil, bu rolü çizenle diyaloga gireceğini söyledi.

Diyalog kapısının Suriye tarafından değil de sömürü ve mezhepsel çatışma tarihinde öncü olan Batı tarafından kapatıldığını belirten Cumhurbaşkanı el-Esad; Batının direktif verme ve dayatmalarda bulunmaya alıştığını, Suriye'nin de egemen, bağımsız ve hür karara alıştığının altını çizdi. El-Esad; Batının kiralama ve aşağılamaya bağımlı olduğunu, Suriye'nin de onur, mücadele ve dayatmaları reddetmekle yoğrulduğunu ifade ederek, böyle de kalacağına vurgu yaptı.

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; tüm bunların içinde batının nasıl ve neden Suriye ile diyaloga gireceği sorusunu ortaya koydu. Dolayısıyla sadece ve sadece siyasi çözümden söz edenlerin tüm bu gerçekleri görmezden geldiklerine işaret eden el-Esad; ilk ihtimalde bunların gerçekler konusunda cahil olduklarını kaydetti. El-Esad; sadece siyasi çözümden söz edenler konusunda ikinci ihtimalin ise; vatan ve vatandaşları suçlulara ve arkalarında duranlara kolay bir lokma olarak sunan acizlerden yada hainlerden ibaret olduklarını belirtti. Bunların halkını ve şehitlerinin kanlarını bedava sattıklarını ifade eden el-Esad; Suriye'nin de buna izin vermesinin kesinlikle mümkün olmadığının altını çizdi.

Sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı el-Esad; bazılarının sadece siyasi çözümden, diğer bazılarının da sadece terörle mücadeleden söz ettiklerine işaret ederek, bunların mantıklı yada dakik olmadıklarını söyledi. El-Esad; çözümün kapsamlı olması ve eksenlerden oluşması gerektiğini, siyasi eksenin yanı sıra terörle mücadele ekseni içermesi gerektiğini belirtti.

Çözümün oldukça önemli olan üçüncü bir eksen içermesi gerektiğini kaydeden el-Esad; sosyal çözümün önemine dikkat çekti. Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; bu konuda özellikle Dera ve Homs’ta canlı modellerin bulunduğuna işaret ederek, sosyal çözümle bu iki ildeki durumların kayda değer bir şekilde iyileştiğine dikkat çekti.

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; vatansever ve ahlak sahibi bir kısım kişilerin devlet ile oyuna getirilen silahlılar ve teröristler arasında ulusalcı bir girişimde bulunduklarına işaret ederek, bu girişimlerin pratikte oldukça önemli sonuçlar verdiğini söyledi. Bu şahısların hiç bir partiye yada siyasi akıma tabi olmadıklarına dikkat çeken el-Esad; her ülkede ve her krizde herkesin daima sosyal köklere dönmesi önemine işaret etti.

Asil Suriyeli Kanların Damarlarında Yeniden Dolaşması İçin Silahı Bırakan Herkesle Diyalog Kuracağız

Ellerinden geldiği kadarıyla vatan için bir şeyler yapmaya çalışan bu şahısların takdire şayan olduklarını ifade eden el-Esad; bazılarını tanıdıklarını ve onlarla bir araya geldiğini, bazılarını da sadece duyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı el-Esad; her zaman meçhul askerlerin bulunduğunu, kameraların arkasında çalışanların olduğuna dikkat çekerek, onları selamlamak ve bu gibi vatansever girişimlerine umutlar bağlandığını ifade etmek istediğini belirtti.

Diyalog konusunda söylediklerinden ‘Suriye'nin diyalog kurabileceği kimsenin kalmadığının’ anlaşılabileceğine işaret eden el-Esad; bunun kesinlikle doğru olmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye'nin her şeye rağmen her daim diyalog elini uzatacağını, politikada yada tutumlarda aynı vizyona sahip olmayan herkes ile diyalog kurabileceğini belirtti. El-Esad; diyalog için temel şartın, ulusal temeller ve ilkelere kötülük etmemekten ibaret olduğunun altını çizdi.

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad Suriye'nin; vatanını yabancılara satmayan parti ve fertlere ilaveten Suriyeli asil kanların yeniden damarlarında dolaşması için silahını bırakan herkesle diyaloga gireceğini söyledi. El-Esad devletin; Suriye'nin ulusal çıkarları, güvenliği ve bağımsızlığı için çaba harcayan vatan sever ve onurlu herkesle gerçek ve dürüst bir ortak olacağını belirtti.

Çözüm İçin İlk Süreçte Finans, Silah ve Barınak Desteği Kesilmelidir

Sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı el-Esad; başta devletin egemenliği ve bağımsız kararı olmak üzere ilkeli temellere ilaveten devletlerin bağımsızlıklarını ve toprak bütünlüklerinin selametini belirten, bu ülkelerin içişlerine müdahale edilmemesini öngören BM misakı ve uluslararası kararların hedeflerinden hareket edilmesi gereğine dikkat çekti. El-Esad; Suriye evlatları arasında diyaloga ilaveten Suriye'nin yönetimine inanca işaret ederek, güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanması gereğine vurgu yaptı.

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; tüm bunların gölgesinde Suriye'deki krizin siyasi çözüm şekline dikkat çekti. Siyasi çözümün ilk sürecinde; her şeyden önce silahlılara silah, finans, eğitim ve barınak temin eden bölgesel ve evrensel devletlerin bu desteklerine son vermeleri gereğinin altını çizerken, bununla eş zamanlı olarak silahlıların tüm terör eylemlerine son vermeleri gerektiğini vurguladı.

Böylelikle Suriyeli göçmenlerin asıl ikamet yerlerine güven içinde dönmelerinin kolaylaştırılacağını belirten el-Esad; ardından da silahlı kuvvetlerin askeri operasyonları durduracaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı el-Esad; fakat silahlı kuvvetlerimizin vatan yada vatandaşların güvenliğini tehdit eden, özel yada kamu kurumlarına yönelik her hangi bir saldırıya karşı koyma hakkını saklı tutacağının altını çizdi.

Suriye Cumhurbaşkanı el-Esad; çözümün ilk sürecinin ikinci aşamasında ise; özellikle sınırların denetimi olmak üzere silahlılara destek veren herkesin buna bağlı kaldığından emin olmayı sağlayacak bir mekanizmanın kurulması gerektiğini belirtti.

El-Esad; üçüncü aşamada ise mevcut hükümetin; Suriye'de çözüm isteyen yurt içinde ve yurtdışında istisnasız tüm güç ve akımların katılımıyla diyalog konferansının düzenlenmesi için Suriye toplumunun tüm bileşenleriyle yoğun temaslarda bulunması önemine vurgu yaptı.

Devamı gelecek…

 

Ortadoğu’daki hareketliliğin bir süre daha devem edeceğini belirten Siyonist Başbakan Benyamin Netanyahu, İslamî Direniş Hareketi (Hamas)’ın istediği zaman Batı Yaka’yı ele geçirebileceğini söyledi.

FHA’nın haberine göre İşgal altındaki Kudüs şehrinde Siyonist rejimin büyükelçileriyle bir araya gelen Siyonist Başbakan Netanyahu, gelecekte meydana gelebilecek muhtemel siyasi çözümlerin öncelikle işgal yönetiminin Yahudi halkının devleti olduğunun kabul edilmesi gibi önemli maddeleri içermesi gerektiğini ifade etti.

Altı yıl önce Amerikalı General Keith Dayton eliyle eğitilen ve Batı Yaka’ya yerleştirilen milis güçleri, yıllardır Hamas Hareketi'nin liderlerine ve mensuplarına karşı baskılarını sürdürüyor, direnişçileri tutuklayıp zindana atıyor. Buna rağmen bu güçlerin Hamas Hareketi'ni tamamıyla bitiremedikleri ortaya çıktı.

İşgal yönetimi ve onun paralelinde hareket eden Abbas güçleri halka mal olan Hamas Hareketi'ni tamamıyla yok etmelerinin imkânsız olduğunu son Gazze savaşının ardından hareketin kuruluş yıldönümü münasebetiyle Batı Yaka’da yapılan etkinliğe on binlerin katılımını gördüklerinde daha iyi anladı.

 

Velayet-91 askeri deniz tatbikatı sözcüsü Amiral Restegari, İran yapımı Raad füzesinin tatbikatın dördüncü gününde başarılı bir şekilde fırlatıldığını açıkladı.

 Velayet-91 askeri deniz tatbikatının dördüncü gününde gazetecilere açıklama yapan tatbikat sözcüsü Amiral Restegari, İran yapımı Raad füzesinin başarılı bir şekilde fırlatıldığını belirtti.

Denizden havaya fırlatılan Raad füzesinin bu denemede başarılı not aldığı kaydedildi.

Amiral Restegari ayrıca tatbikatın devamında düşman birliklerine karşı yoğun füze ateşi gerçekleştirildiğini ve düşman savaş gemilerinin geri püskürtüldüğünü vurguladı.

İran donanmasının düşmanı gafil avlayarak gelişmiş torpidolarla isabetli vuruşlar gerçekleştirdiğini belirten Amiral Restegari, stratejik bir silah olan torpidoların gerçek hedefleri imha etmeyi başardığını ifade etti.

İran İslam inkılâbı rehberi İmam Hamenei, İran İslam inkılâbının halka dayalı olduğunu belirterek, İslam inkılâbının gerçek sahibinin de halk olduğunu vurguladı.

 İslam inkılâbı rehberi, İran genelinde sağlık alanında hayırseverleri kabulünde yaptığı açıklamada, İran’da İslam inkılâbının gerçekleşme sürecine temasla, sağlığın İran’ın en önemli önceliklerinden biri olduğunu kaydetti ve “Yetkililer, bu alanda sorumluluk sahibi olanlar, halkın sağlık konusunda kafasının rahat olacağı şekilde görevlerini yerine getirmeliler” ifadesini kullandı.

İslam inkılâbı rehberi, İran’da başta sağlık olmak üzere hayır gibi bir alanın korunması gereğine temas ederek, idari ve bürokratik çalışmaların hayır alanında faaliyetlerini engellememesi gerektiği aksine bu alanda hayırseverleri teşvik etmeleri gerektiğini bildirdi. Hayır sahipleri için en güzel neticenin her şeyden önce Hakk’ın rızasını kazanmak olduğunu belirten İslam inkılabı rehberi her yardımın Hakk’ın rızasında mahfuz ve karşılığının olduğunu belirtti

Suudi Arabistan’da Vahhabi müftü Muhammed El Arifi Suriyeli muhaliflerin uzun süredir savaştığı için cinsel ilişkiye gidemediğini söyleyerek, militanların cinsel isteklerini karşılamanın cennete gitmek için yerine getirilmesi gereken bir görev olduğunu iddia etti.

 Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Presstv'nin haberine göre, Vahhabi müftü Muhammed El Arifi Suriye ile ilgili verdiği fetvada insanlık dışı önerilerde bulundu. Suriye'deki militanların iki yıldır savaştıklarını, bu yüzden uzun süredir cinsel ilişkiye giremediklerini söyleyen El Arifi, ÖSO militanlarının Suriyeli kadınlarla kısa süreli evlilikler yapabileceğini söyledi.

Müftü El Arifi "mücahit" olarak nitelendirdiği yabancı militanların Suriyeli kadınlarla ilişkiye girerek cinsel arzularını tatmin edebileceğini, böylece militanların "Suriyelileri öldürmek için kararlılığının artacağını" savundu.

Cinsel ihtiyaçları gidermek için yapılacak evliliklerde dul, boşanmış ve 14 yaşından büyük kadınların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen müftü, militanların cinsel isteklerini karşılamanın cennete gitmek için yerine getirilmesi gereken bir görev olduğunu iddia etti.

Halep’te yakalandığı öne sürülen 4 Türk subayın Suriyeli muhaliflerin ihbarı üzerine ele geçirildiği bildirildi

 Londra'da yayımlanan el-Kuds el-Arabi gazetesi, Türkiye Genelkurmay Başkanlığı'nın yalanlamasına rağmen Türkiyeli 4 subayın Halep'te tutuklandığı bilgisinin Suriye yönetimi tarafından bir kez daha doğrulandığını duyurdu.

Gazetenin Şam muhabiri Kamil Sakr'ın Suriye kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Türk ordusuna mensup dört subayın, Türkiye'de yaşayan Suriyeli muhaliflerden sızdırılan bilgiler doğrultusunda tutuklandığı belirtildi.

İddiaya göre Suriye Ordusu, Suriyeli muhaliflerden gelen istihbari bilgiler doğrultusunda, sınırı geçen Türk subayları yakın takibe aldı. Türk subaylar, Halep'teki Koris Askeri Havaalanı'na yaklaştıkları anda düzenlenen operasyonla tutuklandılar.

Habere göre Suriye istihbarat servisi tarafından sorgulanan Türk subaylardan, başta Halep'teki Özgür Suriye Ordusu birliklerinin silahlandırılması olmak üzere Türkiye'nin Suriye yönetimine karşı attığı adımlara ilişkin önemli bilgiler elde edildi.

İlk defa Suriye'de yayımlanan el-Vatan gazetesi tarafından gündeme getirilen Türk subaylarının tutuklandığı haberi, aynı gün Türkiye Genelkurmay Başkanlığı tarafından yalanlanmıştı.

 

Çarşamba, 02 Ocak 2013 11:14

Kerbela'ya Milyonluk Ziyaretçi Akını

15 milyonu aşkın ziyaretçi kitlesinin Irak'ın Kerbela şehrine girdiği bildirildi.

  "Kullul Irak" haber ajansının bildirdiğine göre Kerbela valiliği enformasyon yetkilisi "Salim ez-Zubeydi" bu konuyu açıklayarak ziyaretçi akınının halen devam ettiğini ve Hz. İmam Hüseyin as.ın şahadetinin 40. Günü olan Erbain'e yani Perşembe güne kadar ziyaretçi sayısının bu rakamın çok daha üstünde olacağını belirtti.

Söz konusu yetkili bu ziyaretçi kitlesi içerisinde 350 bin de yabancı ziyaretçi bulunduğunu ve bu rakamın her saat artmakta olduğunu söyledi.

Öte yandan "Fırat'ul Evsat" harekat komutanlığınca yapılan bir açıklamada Kerbela eyaletinde 36 bin güvenlik görevlisinin katılmasıyla yeni bir güvenlik planının hayata geçirildiğini ve bu eylemden asıl amacın ise İmam Hüseyin as. Ziyaretçilerinin can güvenliğinin korunması olduğunu bildirdi.