کارگر

کارگر


Filistinli bir analist, ABD’nin Ayn’ul Esed Üssüne verilen zarardan daha önemli olan şeyin, İran'ın tepkisinden sonra Amerika’nın bölgedeki değerini kaybetmesi olduğunu söyledi.

 Filistinli analist Vasıf Arikat şu açıklamalarda bulundu: ‘İran’ın, Amerika’nın Irak’taki Ayn’ul Esed Üssüne düzenlediği saldırı çok değerliydi. Çünkü, tam olarak Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Süleymani’ye yapılan suikastta kullanılan İHA’ların kalktığı mekân hedef alındı.

 
Ayn’ul Esed, merkezi güvenlik sistemi ve radarlarla donatılmış, 5000 asker kapasitesine sahip olan Amerika’nın ikinci büyük hava üssüdür ama bu radarlar İran’ın füzelerini tespit edemediler ve bu da radar ve hava savunma sistemleriyle övünen Amerika’ya başka bir darbeydi. 


Bu darbeden sonra, Amerika’nın bölgedeki değeri yok oldu ve bu, Amerika askerlerinin öldürülmesinden daha önemlidir. Amerika verdiği kayıpları açıklayamaz ama bu üssün güvenlik sistemleri, İHA’ları ve alt yapısı zarar gördü ve bu operasyonda aynı zamanda Amerika askerleri de öldürüldü.

 
Siyonist rejim kendisi için daha fazla endişelenmeye başladı. Çünkü bu üs hedef alındığına göre, Amerika’nın nazlı çocuğu İsrail’in de hedef alınacağını anladı. 


Dünyada sekiz yüzden fazla Amerika üssü bulunmaktadır ve bunlardan 200 tanesi İran etrafındadır ve bu üs de İran’ın hedefindeki ilk üstür, bu askeri bir hedef değildir ve başka bir boyutu vardır. O da Amerika askerlerinin bölgeden çıkartılmasıdır.’ 


İran İslam Cumhuriyeti Çarşamba günü, General Kasım Süleymani ve beraberindeki dostlarına düzenlenen suikasta yanıt olarak, çok sayıda füze ile Ayn’ul Esed Üssünü hedef aldı.

Cumartesi, 11 Ocak 2020 06:09

Trump’ın açıklamasının şifreleri

İran Kasım Süleymani’yi toprağa verirken; ABD’ye ilk karşılığını verdi.

ABD üslerini vurdu.

Trump’ın tepkisi merak ediliyordu.

Ne yapacaktı.

Karşılık verilecek miydi?

YAZILI METİNDEN OKUDU

Beyaz Saray’da açıklama yapacağı duyuruldu.

Tüm dünya nefesini tuttu.

Türkiye saati ile 19.00 denmişti.

Ama gecikti.

Sonra kameraların karşısına geçti.

Arkasında CENTCOM, SOCOM ve Pentagon temsilcileri vardı.

Elindeki kağıttan yazılı metni okudu.

Sonra da hızla ayrıldı.

Gazetecilere soru sordurulmadı.

Belli ki ABD derin devleti yeni bir kriz istemedi.

Trump’ın ne yapacağı belli olmazdı.

YANITSIZ SORULAR

Açıklamada yanıtsız kalan soru çok.

İran füzeleri neden engellenemedi?

Patriotlara ne oldu?

Trump bir gün önce;

“İran ABD hedeflerini vurursa;

52 hedef belirledik.

İçinde kültürel miraslar da var.

Hepsini vururuz” demişti.

Bu sözlerini niye yuttu?

Neden karşılık verilmedi?

Gazeteciler bunları soracaktı.

Soramadı.

DEĞERLENDİRMELER

Trump’ın açıklaması tartışılıyor.

Yapılan tespitler özetle şöyle:

“ABD bölgede zayıflıyor.

İran füzeleri ABD’yi fena vurdu.

Hava savunma sistemleri çöktü.

Caydırıcılığı kalmadı.

İran karşısında geri adım attı.

Artık tek başına hareket etmekten korkuyor.

NATO’yu işin içine sokmaya çalışıyor.

Reklamdan sonra devam ediyor 
 

BM’ye yazdığı mektup şaşırtıcı.

İran’la ön koşulsuz masaya oturmak istiyor.

ABD ‘havlu atmış’ gibi.”

İRAN FÜZELERİ

İran’ın füzeleri konuşuluyor.

Hedefe tam isabeti araştırılıyor.

Uzmanlar “İran’ın füzeleri çok geliştirdiği” görüşünde.

Hedefi 80-90 derece dik vurmasına dikkat çekiliyor.

Hava savunma sistemleri için kötü haber.

İran füzelerini daha önce çölde denemişti.

Şimdi gerçek hedeflerde test etti.

Başarılı oldu.

ABD’ye;

“Seni vururum, sen hiçbir şey yapamazsın” mesajını verdi.

ABD’nin diğer tesisleri;

İsrail de artık güvende değil.

ABD’DE TARTIŞMALAR

ABD’de son gelişmeler tartışılıyor.

Televizyonlarda uzmanlar konuşuyor.

ABD açısından durum iç açıcı görünmüyor.

Masaya yatırdıkları, ABD’nin yenilgisi.

Açıkça söylemeseler de durum bu.

YA BİZDEKİLER

Ama bizdekiler kraldan çok kralcı.

ABD’nin yenilmezliğini(!) ispata çalışıyorlar.

İran’ın hiç şansı yokmuş.

Bir cenaze töreni bile düzenleyememiş.

ABD, İran füzelerini mahsus vurmamış.

İran’ın durumu bundan sonra daha zormuş.

Hiçbir şey yapamazmış...

İran üzerinden Türkiye’ye mesaj verme çabasındalar.

“ABD’ye direnme, teslim ol” demeye getiriyorlar.

Ama boş heves.

Türk halkı 15 Temmuz’da ABD’ye ders verdi.

Saldırısını boşa çıkardı.

Suriye’de de aynı.

Mehmetçik ABD-İsrail Koridorunu kesti.

Doğu Akdeniz, Kıbrıs, ...

ABD’nin devri geçti...

Umarım herkes anlar.

Yanlış ata oynamaz..!

İsmet Özçelik
Aydınlık Gazetesi, 10.1.2020

 

 Allahın Adıyla

Her insanın bir hayat serüveni ve mücadele hayatı vardır. Toplumda sembol ve örnek alınacak bir insan olunca o insanın özellikleri ve sıfatları incelenir. Bu mahbubiyetinin ve başarısının kaynağı araştırılır.
Şehid Kasım Süleymani'nin özelliklerini kısaca tanıyalım;

- Bireysel vazife ve görevinin bilincindeydi; İnsanın görevlerinden biri ve en zoru vazifesinin ne olduğunu teşhis etmesidir. Özellikle de şartlar ve durumlar değiştiğinde; hakkın batıla karıştığı, fitne ve kargaşanın olduğu dönemlerde vazifeyi teşhis etmek zordur. Şehid Kasım Süleymani her durumda vazifesini teşhis edecek kapasitedeydi. Başkalarına vazife tayın etmek yerine kendi görev ve vazifesini yerine getirme peşinde olmuştur. Diğerlerinin vazifesini yerine getirip getirmemesi de pek ilgilendirmezdi onu, o sadece kendi vazifesine bakardı.

- Toplumsal sorumluluk üstlenmişti: İnsanın bireysel vazifesinin yanısıra toplumsal görevleri olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Toplumsal konuların hangisinde sorumluluk alacağının bilincinde olunmalıdır. Herkes her alanda görev ve sorumluluk alamaz. Bir askeri alanda, bir kültürel alanda, bir eğitim-öğretim alanında, bir siyasi alanda, biri ekonomik alanda. Herkesin her alanda sorumluluğu yoktur; bazen sorumluluk alır, bazen itaat eder, bazen ise sorumluluk verir. Önemli olan toplumsal sorumluluğu üstlenmektir.
Toplumsal alanda sorumluluk almak, görev adamı olmak, kendisini topluma karşı sorumlu görmek insanı sorumluluk almaya iter. Şehid Süleymani kendisine verilen görevi tam bir görev adamı gibi yerine getiriridi. Kasım Süleymani 40 yıl önce toplumsal sorumluluğunun bilincine varmış ve kendi seçtiği alanda 40 yıl bu sorumluluğunu yerine getirmiştir.

- Rehbere itaat ve bağlılığı: Küresel hedefi olan birisi bir lider ve rehbere bağlı olmalıdır. Kendi başına hareket eden kendini rehber görüyordur. 40 yıllık mücadele hayatında Rehbere bağlılığı şehid Süleymani’nin en önemli özelliklerindedi.
- Cesaret ve korkusuzluğu; İnsanın mücadelede ve aldığı görevde en önemli silahi cesaretidir; hem vereceği kararlarda şüpheleri, hem yapacağı eylemlerde kendi nefsindeki korkuyu yenmelidir. Düşmanın gücü insanı korkutmamalıdır. Her adımı cesaretle atmalıdır. Kendisini tamamen görev ve sorumluluğuna adamış birisinin kaybedecek bir şeyi yoktur. Kaybedecek birşeyi olanlar korkarlar. Şehid Süleymani mücadele hayatında tek kaybedecek sermayesi canını da bu yolda şehadetiyle taçlandırmıştır.

- Düşmanın ondan korkması: İnsanın cesur ve korkusuz olması güzel ve takdir edilecek bir sıfattır. Ama ondan daha güzel ve yücesi düşmanın ondan korkması, düşmanın kalbine korku salmış olmasıdır. Şehid Kasım Süleymani cesareti o dereceydi ki yalnız Allah’tan korktuğu için Allah onun korkusunu bütün düşmanların kalbine salmıştı.

- Sadakat ve ihlas: bütün başarıların sırrı insanın davasına sadakatı ve amelindeki ihlastır. İmanında sabit ve inancında sadakatli olan kimseyi hiç birgüç, ideoloji ve düşünce yıldıramaz. Davaya inanıp sadakat göstermek mukavemet ve istikrarı getirir. Dava uğrunda ihlaslı hareket de başarıyı getirir.

- Fedakarlık; insan fedakarlık etmediği müddetçe başarılı olamaz. En önemlisi de kendi nefsinden fedakarlık etmeli, nefsin elinden yani “enaniyyetten“ kurtulmalıdır. İnsan sahip olduklarını feda etmeye hazır olmazsa, sahibi olduğunu sandığı ayağına bağ olacaktır. İnsan canı dahil sahip olduklarını Allah yolunda feda ederse Allah bütün kalpleri ona yönledirir ve onun sevgisini insanların kalbine yerleştirir.

- Şehid Süleymani’nin diğer özellikleri; Dünyevi istek ve talebi olmaması; makam, mal-servet, ünvan peşinde olmaması, ümit veren bir kahraman olması ve İstikbarla mücadelede ilham kaynağı olmasıydı.

Şehid Kasım Süleymani başkasının başarısıyla kendisini avutmazdı. O vazifesini yerine getirmeye çalışırdı. Görevinin ve sorumluluğunun bilincinde hareket ederdi.
Benim vazifem nedir, ne yapabilirim, Allah bana nasıl bir sorumluluk vermiş düşüncesiyle hareket edince başarı kaçınılmaz olur.

Dünyada adalet ve özgürlük sevdalılarının onun şehadetinden duydukları üzüntünün sebepleri işte onun sahip olduğu bu özelliklerden dolayıdır.

Şehid Kasım Süleymani’nin hayat mücadelesi ve şehadetinden alınması gereken en önemli ders vazifeyi teşhis edip ona amel etmek ve toplumsal sorumluluk üstlenmek olmalıdır.

Allahım bizlere vazifemizi idrak etme, anlama ve amel etme tevfiki inayet eyle!

Sabahattin Türkyılmaz


Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, ABD'nin, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi öldürülmesini, 'ahlaksız ve hukuksuz' olarak nitelendirdi.

 
Yolsuzlukla Mücadele Özel Komite toplantısının ardından gazetecilere açıklama yapan Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, ABD ile İran arasındaki gerilimi değerlendirdi.

'ARTIK GÜVENDE DEĞİLİZ'

Mahathir, ABD’nin Bağdat Havalimanı’na düzenlediği saldırıların, Müslüman ülkeler için güvenlik sorunu yarattığını belirterek, “Artık güvende değiliz. Eğer birileri, bir başkasının hoşuna gitmeyen şey söylerse, başka bir ülkeden insansız hava aracının yollanması ve hatta bana ateş edilmesi işten bile değil.” dedi.

'İKİSİ DE AHLAKSIZ VE HUKUKSUZDUR'

Süleymani’nin öldürülmesine ilişkin Mahathir, “Tıpkı Cemal Kaşıkçı cinayeti gibi sınır ötesinde yaşanmış bir vakadır. Bu olay da bir ülkenin, başka ülkedeki liderleri öldürmek için kendi başına karar vermesi eylemidir. İkisi de ahlaksız ve hukuksuzdur.” değerlendirmesinde bulundu.

'MÜSLÜMANLAR İÇİN BİRLİK OLMA VAKTİ GELMİŞTİR'

Mahathir, mevcut gelişmeler karşısında doğruları konuşmaktan çekinmediğini söyleyerek, “Kimin güçlü, kimin zayıf olduğuna dair endişe etmiyorum.” diye konuştu.

Süleymani’nin öldürülmesinin, bölgede terör faaliyetlerini artırabileceği uyarısında bulunan Mahathir, “Müslümanlar için birlik olma vakti gelmiştir.” ifadesini kullandı.

Çarşamba, 08 Ocak 2020 11:30

İran halkı omuz omuza

İran ciddi bir ambargo altında.

Petrol satışı önemli ölçüde engelleniyor.

Çin de olmasa durum daha vahim olacak.

Doğal olarak İran ekonomisi sarsıldı.

Halk da sıkıntıda.

Yönetim benzine zam yaptı.

Herkes ayağa kalktı.

Ülkenin her yerinde protestolar oldu.

İş çatışma boyutuna geldi, ölümler yaşandı.

ABD’nin hesabı da buydu.

Ekonomik kriz, sonrasında iç kargaşa.

DÜNYADA GÜNDEM

Dünyanın gündeminde İran’daki olaylar vardı.

Batılı televizyonlarda ilk haberdi.

Gazetelerin ilk sayfalarındaydı.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da devreye girdi.

Göstericilere mesaj gönderdi.

“Arkanızdayız” dedi.

Sonrasında gösteriler hızla yavaşladı.

YİNE MANŞETLERDE

İran yine dünyanın gündeminde.

Televizyonlarda yine ilk haber.

Gazetelerin manşetlerinde;

Yine gösteriler var.

Ama bu kez farklı.

Önce Ahfaz, sonra Meşed;

Daha sonra Tahran. Dün de Kirman.

Azeri’si, Fars’ı, Şii’si, Sünni’si, ...

Kasım Süleymani’nin cenazesi için meydanlardaydı.

Milyonlar omuz omuzaydı.

ABD karşıtı dalga zirvede.

ABD’NİN DURUMU

ABD yıllardır bölgeye yığınak yaptı.

1. Körfez savaşı.

Afganistan’a müdahalesi.

Saddam’ı devirip, Irak’a yerleşmesi.

Libya, Suriye, ...

İşi iyice azıttı.

Ama işleri ters gitmeye başladı.

Uğradığı her yer kan, revan.

Süleymani’nin öldürülmesi sonrası;

Kurtardığı(!) Irak bile “git” dedi.

Artık bölge, ABD için cehennem.

ABD’nin kendi kendine ettiğini;

Reklamdan sonra devam ediyor 
 

Düşmanları bile etmedi.

Trump, “İran’ın kültür mirasını da vuracağını” açıkladı.

Yapılan yanlışlara tuz-biber ekti.

İTİBARI YERLERDE

Bir ara ABD’nin yanında görünmek modaydı.

ABD yöneticileriyle çektirilmiş fotoğraflar ...

Şimdi hepsi kaldırılmış.

ABD ile ilişkisi olanlar bile aynı.

Kapalı kapılar arkasında ABD ile temastalar.

Ama kendi vatandaşlarının yanında ABD’ye karşılar.

Irak, Körfez ülkeleri, ...

Bölgede iş yapan ihracatçılar, müteahhitler.

Anlattıkları böyle.

ABD’nin itibarı yerlerde...

ABD’NİN GÜCÜ(!)

Televizyonlarda yorumlar yapılıyor.

ABD ile İran’ın gücü karşılaştırılıyor.

Irak’ta şu kadar, Afganistan’da bu kadar;

Suriye’de, Körfez ülkelerindeki üsler.

Bölgedeki savaş gemileri, uçaklar...

Falan filan...

Ortaya çıkan tabloya göre ABD’nin ezici üstünlüğü var.

Ama bir şey unutuluyor.

Milyonlarca İranlı;

Ülkesi için gözünü kırpmadan ölmeye hazır.

Ölümü göze almış halktan daha etkili bir silah var mı?

KİM KAZANÇLI

İran ile ABD birçok ülkede karşı karşıya.

Peki sonuç ne?

Yemen’de İran kazançlı.

Irak’ta İran kazançlı.

Lübnan’da İran kazançlı.

Suriye’de İran kazançlı.

Şimdi Suudi Arabistan bile konuşuluyor.

“Kral ailesi ABD’ye taşınırsa, sürpriz olmaz” deniyor.

ABD’NİN GİDİŞİ

Son olaydan sonra herkes aynı tespiti yapıyor.

“ABD Süleymani’yi öldürerek kendi ipini çekti.

Artık bölgede uzun süre kalamaz.

Hiçbir ABD üssü;

Hiçbir ABD binası;

Hiçbir ABD askeri güvende değil.

Gidişi hızlandı.”

Dün bizlere “hayal görüyorsunuz” diyenler;

Şimdi aynı “hayali”(!) görüyor...

İsmet Özçelik
Aydınlık Gazetesi, 8.1.2020

İmam Hamanei, Kum halkının 9 Ocak 1978 senesinde Pehlevi rejimine karşı gerçekleştirdiği tarihi ayaklanmasının yıldönümünde bu kentin farklı kesimlerini temsil eden vatandaşlarla bir araya geldi.

İşte İmam Hamanei'nin açıklamalarından satır başları;


Bugün de gördüğümüz gibi büyük bir şey yaşandı aslında bu bir devrim gibi nitelendirilebilir.


Dünyayı sarstı tarihi değiştirdi diyebiliriz.

Bölgedeki tarihi de değiştirdi. Bu perspektiften buna bakmalıyız.

Bugün de insanlar bunu gördü. İran’daki halk da bazı ekipmanlara elbette sahip ama sadece askeri güce sahip değiller.

Bunu kullanabilirler. Aynı zamanda bir inanca da bağlılar. Bir şeyler daha ileriye gidebilir. 

Aslı olan şey inanç içinde yaşamaya devam etmek.

Umuyoruz ki askeri güce başvurulmaz ama dini prensiplerden de yola çıkarak gençlik de kültürel bölgeler de bu şekilde düşünüyor.

Gözlerimizin önünde gerçekleşen bu durumdan sonra bir ders aldık diyebiliriz.

Ve bugün inancı sağlam insanlarımızın çokluğu ile birlikte bugünkü durumda memnuniyetsiz değiliz ama dikkatli olmalıyız.

Doğru yolda ilerlemeye devam etmeliyiz. Bu büyük bir Kur'an dersidir. Allah bizim yardımımıza geliyor.

Şehit Süleymani cesur bir adamı. Aynı zamanda bilge bir adamdı.

Sadece cesur değildi. Bazı insanlar bilgilidir ancak bunları hayata geçirecek cesarete sahip değildirler.

Bizim şehidimiz hem cesur bir adamdı ve aynı anda bilge bir şahsiyetti.

Kendisi ve tüm askerleri cesur bilge ve tedbirliydiler.

Her zaman yaptıklarında bir mantık vardı. Ve bu cesaret ve bu temkin sadece askeri cephe alanında kullanılmadı siyasi alanda da kullanıldı.

Siyasi cephedeki siyasetçilerimize de bunu aktardı. Kendisi hem siyasi arenada cesurdu.

Söyledikleri etkiliydi. Tüm bunlarla birlikte gerçek bir mümindi.

Kendi etrafındaki inanların hayatlarını da korumak için kendini adamış bir insandı.

Fakat içişlerine geldiğimizde hiçbir siyasi partinin yanında yer almazdı. Büyük bir devrimciydi. Kendisinin devrim ideolojisi ve görüşleri vardır.

Hiç kimse onu kendi yanına çekmeyi başaramamıştır. Devrim onun her zaman önceliği ve tutkusu olmuştur.

Düşmanları onu çok iyi tanırlardı.

Bölge uluslarının da katkılarıyla birlikte her zaman girişimlerinde tüm gayrı meşru ABD ve diğer güçlerin karşısında durmayı başardı.

ABD’lilerin Filistin konusunda planları vardı. Filistin’in unutulmasını istediler. Filistin’in kendi kontrolleri altında olmasını istediler. Savaşa ve mücadeleye cesaret edemediler. Ve bu adam Gazze şeridinde tüm bu iddialara karşı bir iş gerçekleştirdi.

48 saat içerisinde İsrailliler ateşkes istediler. Süleymani’nin yaptıklarından birisi de budur.

Süleymani her zaman toplantılarda köşede sessiz sakin oturan bir adamdı. Her zaman alçak gönüllü ve sakin bir şekilde toplantıları izlerdi. Bazen nerede olduğunu görmek için bakmanız gerekirdi.

ran'ın Irak'taki ABD üssünü vurmasının üzerine son dakika haberleri gelmeye devam ediyor.alındığı bilgileri.

ajanslardan gelen ilk detaylar oldu. İran'ın ABD üslerini balistik füze ile vurmasının ardından ilk görüntüler, ABD'nin Orta Doğu'da yayın yapan televizyon kanalı El Hurra tarafından yayınlandı. İran Devlet Televizyonu, saldırılarda 80 ABD askerinin öldüğünü duyurdu. Irak saldırı ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Irak'da ABD askerlerinin konuşlu olduğu Ayn el-Esad üssüne 9 balistik füzeyle saldırı düzenlendiği bildirildi.

Al Arabiya kanalının aktardığına göre Irak'ın Anbar vilayetinde yer alan ve ABD askerlerinin bulunduğu Ayn el-Esad hava üssüne balistik füzeli saldırı düzenlendi.

Foreign Policy muhabiri Siavash Fallahpour, saldırının İran topraklarından değil, Irak sınırları içinden yapıldığını bildirdi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu, ABD'nin Irak'taki Ayn el-Esed hava üssünü onlarca füzeyle vurduğunu duyurdu.

Beyaz Saray'dan açıklama: Irak'taki tesislere yönelik saldırılardan haberdarız. Başkan Trump bilgi aldı ve konuyu yakından takip ediyor.

Lübnan merkezli El-Meyadin televizyonuna göre, ABD üssüne atılan füzeler, Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi El-Mühendisi'ye suikastın yapıldığı saatte (01.20) ateşlendi.

İran medyası, ABD'nin Irak'taki üssüne yönelik "ikinci dalga" füze saldırısının başladığını duyurdu.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Başkan Yardımcısı Mike Pence'le telefon görüşmesi gerçekleştirerek bilgi aldı.

Pentagon'dan yapılan açıklamada, "Irak'taki iki ABD üssü İran tarafından 12'den fazla balistik füzeyle vuruldu. Kayıpların ilk değerlendirmesi üzerinde çalışıyoruz" ifadeleri kullanıldı.

​İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada "ABD güçlerine ev sahipliği yapan ülkelerden İran'a bir saldırı olursa yanıt vereceğiz. Askerlerinizin hayatını korumak istiyorsanız geri çağırın" ifadeleri yer aldı. İran Devrim Muhafızları: Hava Kuvvetleri, 'Şehit Süleymani' adını taşıyan başarılı bir operasyon düzenleyerek, Ayn el-Esad olarak bilinen işgal altındaki hava üssüne onlarca karadan-karaya füze fırlattı.

ABD üslerine yönelik saldırının ikinci aşamasının başladığını bildiren İran medyası, üsse atılan füzelerin sayısı hakkında bilgi paylaştı.

Yarı resmi Tasnim Haber Ajansı'na göre, Ayn el-Esad üssüne şimdiye dek 35'ten fazla füze fırlatıldı.

Vurulan Ayn el-Esad üssü, geçen yıl ABD Başkanı Donald Trump tarafından Şükran Günü'nde ziyaret edilmişti.

Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Ekibiyle gerçekleştirdiği toplantının ardından açıklama yapması bekleniyor.

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'nün yeni komutanı İsmail Kaani: Şimdi bölgedeki Amerikalıların kemikleri ezildi ve daha yüksek sesle ağlıyorlar.

İran'ın yarı resmi Fars Haber Ajansı, saldırıya dair görüntüler yayınladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin bölgenin huzur ve istikrarı açısından yarattığı yakın riskleri kaygıyla takip ettiklerini belirterek, "Çünkü bu iş burada bitmeyecek, bunun muhakkak bir takip eden süreci de olacak" dedi.

Kanal D-CNN Türk ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, sadece Irak'ta meydana gelen bu olay değil, bölgenin şu anda çok ciddi sıkıntılar yaşadığını, Ortadoğu'nun adeta "kaynadığını" dile getiren Erdoğan, "Bir taraftan malum bizler Suriye'de belli sıkıntıları yaşıyoruz, öbür tarafta Libya ile ilgili gelişmeler... Tabii bütün bunlarla uğraştığımız bir anda böyle bir olayın patlak vermesi gerçekten düşündürücü. Herkes şu soruyu soruyor: Bu nereye gider" ifadelerini kullandı.

ABD-İran gerginliğinin çeşitli vukuatlar üzerinden hep dönemsel olarak tırmandığına işaret eden Erdoğan, "Bu gerginliğin kontrol altında tutulması, azaltılması ve bunun yanında diplomasi usulüyle geride bırakılması için bugüne kadar biz Türkiye olarak çok ciddi gayretler gösterdik, hala da gösteriyoruz" dedi.

 

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu konuyla ilgili olarak gerek Batı ülkeleriyle yaptığımız görüşmeler var. İtidalli ve serin kanlı hareket edilmesi yönündeki telkinlerimizi her vesileyle dile getirdik ve buna da mecburuz. Çünkü işin bir yanında da biz varız. Bu konuda benzer endişeleri paylaştığımız ülkelerle yakın eşgüdüm içerisinde hareket etmemizin gerekliliği üzerinde durduk, duruyoruz. Tüm gayretlere ve uluslararası girişimlere rağmen ABD-İran gerginliğinin arzu edilen çözüme kavuşturulması şu an için mümkün olamadı. Krizin son dönemde özellikle Irak üzerinden tekrar tırmanmaya başladığını gördük. Yerin de Irak olarak seçilmiş olması manidar."

'BÖLGEMİZDE BİZ HER ZAMAN DIŞ MÜDAHALELERE KARŞI DURDUK'

Bu süreçte Irak'ın çatışma alanı haline getirilmesinin hem Irak'ın hem bölgenin barış ve istikrarına zarar vereceği uyarısını da kuvvetle vurguladıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zira Astana sürecinde biz tabii İran ile Rusya ile beraber hareket ediyoruz. Bütün bunlarla beraber Irak ile yaklaşık 350 kilometre sınırımız var. Onlarla da ilişkilerimiz gerek tarih itibarıyla gerek fiziki olarak bunu da bir kenara koymak mümkün değil." diye konuştu.

"Bütün bunlara rağmen Irak'taki bazı Amerika hedeflerine yapılan saldırılarla başlayan gerginlik, yani bununla büyükelçiliği kastediyorum, bu gerginlik Kasım Süleymani'nin de öldürüldüğü ABD'nin operasyonuyla kritik bir aşamaya geldi." değerlendirmesini yapan Erdoğan, Türkiye olarak bölgede her zaman dış müdahalelere karşı durduklarını ve bu saldırıyı da bu bakışla değerlendirdiklerini vurguladı.

Gerek Cumhurbaşkanlığı gerek partisi gerekse Dışişleri Bakanlığı olarak açıklamaların yapıldığına da değinen Erdoğan, şöyle konuştu:

 

"Kasım Süleymani'nin Bağdat'ta öldürülmesinin Irak başta olmak üzere, bölgemizin huzur ve istikrarı açısından yarattığı yakın riskleri de kaygıyla takip ediyoruz çünkü bu iş burada bitmeyecek. Bunun muhakkak bir takip eden süreci de olacak. Nitekim burada Hamaney'in yapmış olduğu açıklamayı bir kenara atamayız. Kimse de atmamalı. Bunun yanında Trump'ın '50 küsür noktayı tespit ettik, herhangi bir şeyin olması halinde biz bu 50 küsür noktaya gerekli olarak her türlü vuruşu yaparız.' Tüm tarafların zarar göreceği bir noktaya gelmeden bu gerilimin kontrol altına alınması lazım. Orta Doğu çok yoruldu. Orta Doğu'yu sürekli olarak adeta kan gölü haline getirilmesi için ellerinden geleni yaptılar, yapıyorlar. Şu anda bir tarafta bakıyorsunuz Barış Pınarı harekatında Amerika bölgede. Ciddi manada buraya silah yatırımları yaptı, üsleri var. Öbür tarafta Fırat'ın batısına bakıyorsunuz, orada Rusya. Güneye iniyoruz orada rejim aldığı çok büyük desteklerle ki bu desteğin içerisinde ABD'nin verdiği destek var, İran'ın verdiği destek var Rusya'nın verdiği destek var. Çok açık net söylemem lazım. Artık bundan geri duramam, İdlib gibi bir yerde şu anda 300 bini aşkın insan bizim sınırlara doğru yükleniyor. Peki biz bunların altından nasıl kalkacağız? Bu insanları kendi topraklarında iskan edebilmenin hesabı içerisindeyiz ama kış mevsimindeyiz. Kızılayımız AFAD'ımız hepsi elinden gelen gayreti gösteriyor. Nereye kadar? Mevsim koşulları ne getirecek ne götürecek, bütün bunlarla beraber biz insani ve vicdani şu ana kadar her türlü adımı attık. Bugün de yine 10'u aşkın İdlib'de insan öldürüldü. Bizim amacımız, bunlar sivil, ülkemiz ve bölgemiz için en olumlu sonucu ortaya çıkarmak. Bu adımları tespit edebilmek için de uluslararası toplumla eşgüdüm halinde, gereken gayreti gösteriyoruz, göstermeye de devam edeceğiz."

'SÜLEYMANİ KENDİNİ İSPATLAMIŞ BİR KİŞİDİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte bazı ülkelerin liderleriyle görüşmeler yaptığını, başta Hasan Ruhani ile görüştüğünü aktararak, "İtidal. Başka bir çözümümüz yok. Aynı şekilde Irak Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşme var. Yine aynı durum. Bunun yanında Batılı ülkelerle örneğin Macron ile yaptığım görüşme var. Katar Devlet Başkanı Şeyh Temim ile yaptığım görüşme var. Aynı şekilde yanımdaki arkadaşlarımın muhataplarıyla yaptıkları görüşmeler var. Dışişleri Bakanım, Rus Dışişleri Bakanıyla görüşme yaptı. 8'inde Sayın Putin buraya geliyor. Burada bütün bu konuları, bölgesel ve aynı zamanda Türk Akım ile ilgili konuları enine boyuna masaya yatıracağız." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kasım Süleymani'nin önemli görevler üstlendiğini ifade ederek, "Bir insanı durup dururken korgeneralliğe yükseltmezler, buraya kadar yükseltmişler, böyle bir insan." dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada bu tür bir insanın seçilmesi, tabii bazı benzetmeler de yapıyorlar, malum DEAŞ'ın başındaki kişiyle ilgili yaptıkları benzetmeler türünde benzetmeler. Kasım Süleymani aslında olayın onların heveslendiği gibi bir halifelik şeyinde olan bir insan değildi. Çünkü oranın zaten o makamında sayılabilecek kişi zaten belli Hamaney'dir. Ama komuta dediğimiz zaman o noktada da şunu çok açık net söylemek lazım Kasım Süleymani bir defa bu noktada kendini ispat etmiş ve Hamaney tarafından da kendisine istisnai bir değer verilmiş olan bir kişi. Böyle bir noktada ABD'nin onu seçmiş olması özellikle bölgede ne yazık ki gerginliklerin artmasına vesile olmuştur. Şu anda bir ülkenin, bir devletin en üst kademesindeki bir komutanını tabii ki öldürmek herhalde karşılıksız bırakılmaz diye düşünüyorum. Bundan dolayı da buradaki seçicilik bana göre isabetli olmamıştır diye düşünüyorum Bu bölgedeki gerginliği maalesef artıran bir adım olmuştur."

 İsrail basınında yer alan haberlerde, Başbakan Benyamin Netanyahu liderliğinde toplanan güvenlik kabinesinde bölgesel gelişmelerin ele alındığı vurgulandı.
 

Netanyahu'nun toplantıda güvenlik kabinesine hitaben, "Süleymani'nin öldürüldüğü saldırıda İsrail'in payının olmadığı, bu nedenle de ülkesinin ABD ile İran arasındaki gerginliğe dahil edilmemesi gerektiğini" dile getirdiği kaydedildi.

Buna karşın, Netanyahu'nun bakanlarına ABD'ye desteği ön plana çıkararak, Süleymani'nin öldürülmesine ilişkin basına konuşabileceklerini söylediği de belirtildi.

'İran'ın misilleme için İsrail'i vurması ihtimali düşük'

Toplantıda ayrıca İsrailli üst düzey askeri yetkililerin güvenlik kabinesine Süleymani'nin öldürülmesi nedeniyle İran'ın misilleme olarak İsrail'i vurma ihtimalinin çok düşük olduğunu aktardığı kaydedildi.

 

Irak hükümeti, ABD güçlerinin ülkeden çıkarılması için gereken mekanizmayı hazırladıklarını açıkladı.

   
   
Başbakan Adil Abdulmehdi'nin Askeri Sözcüsü Abdulkerim Halaf, yaptığı basın açıklamasında, "ABD askerlerinin Irak'tan çıkarılması için gerekli plan ve mekanizmaları hazırladık" dedi. Halaf, söz konusu mekanizmaya ilişkin detay vermedi.

IŞİD karşıtı koalisyonun Irak'taki varlığına da değinen Halaf, söz konusu güçlerin Irak askerlerine eğitim ve danışmanlık hizmeti için ülkede kalabileceğini söyledi.

Halaf, "Hükümet, koalisyon güçlerinin hareket alanını sınırlandırdı. Şu an hiçbir şekilde hareket etmelerine izin verilmiyor" ifadelerini kullandı.

‘BU YAPILAN, HOŞ GÖRÜLMEYEN BİR APTALLIKTIR’

İranlı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis'in ABD saldırısında öldürülmesine ilişkin ise Halaf, "Bu yapılan, hoş görülmeyen bir aptallıktır. Süleymani, bizim konuğumuzdu ve hedef alınamaması gerekirdi" değerlendirmesinde bulundu.

‘TRUMP’IN IRAK'I TEHDİT ETMESİ DOĞRU BİR TUTUM DEĞİL’

Halaf, ABD Başkanı Donald Trump'ın Irak'a yönelik yaptırım açıklamalarını da "Trump'ın Irak'ı yaptırımlarla tehdit etmesi doğru bir tutum değil. Irak hükümeti, ABD ile ekonomik olarak iş birliğini sürdürecek" şeklinde değerlendirdi.

Kaynak: Sputnik