
کارگر
."Reyhanlı patlamasında uluslararası casusluk kuruluşlarının parmağı var"
Lübnan Hizbullah'ı, Türkiye'nin Reyhanlı İlçesinde meydana gelen bombalı eylemleri şiddetle kınayarak, bir çok Arap ve İslam devletinde masum insanları hedef alan benzer eylemlerin bir halkası olduğunu belirtti.
Hizbullah'ın yayınladığı bildiride; bu gibi eylemlerin ancak ve ancak katillerin elleriyle gerçekleşebileceğini ifade etti.
Reyhanlı patlamalarının uluslararası istihbarat cihazlarının parmak izlerini taşıdığına işaret eden Hizbullah; Arap ve İslam devletlerinde fitneyi körükleme, kaos ve panik yaratmayı hedeflediğine dikkat çekti.
Hizbullah'ın; ‘günahkar eylemler’ olarak nitelendirdiği bu ve her türlü terör eylemlerine karşı mücadelede çabaların yoğunlaştırılması ve birleştirilmesine çağırdı.
Lübnan Hizbullah'ı, Reyhanlı'daki patlamayı kınarken, patlamanın uluslar arası casusluk kuruluşları tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.
Saldırıda uluslar arası casusluk kuruluşların parmağı olduğunu söyleyen Hizbullah, hedefin ülkede karışıklık, tedirginlik yaratmak olduğunu belirtti.
Hizbullah saldırıda yakınlarını kaybeden ailelere başsağlığı dilerken, Türkiye'den sivilleri hedef alan bu terörizmle savaşmasını istedi.
"Bölge güvenliği ancak bölge devletlerinin işbirliğine bağlıdır"
İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi; bölge güvenliğinin, bölge devletlerinin toplu işbirliği ve çabalarıyla koşullu olduğunun altını çizerek, İran’ın özellikle komşu ülkeler olmak üzere bölge devletleriyle işbirliğini genişletme ve ilişkileri genişletmeye dayalı tutumunu yineledi.
Salihi, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el-Faysal ile dün Cidde’de bulunduğu temaslarda; özellikle Suriye'deki kriz başta olmak üzere bölge meselelerinin barışçıl ve siyasi yollarla çözülmesinin yanında bölge halklarının çıkarlarının korunmasına katlı sağlamaya büyük özen gösterdiğini belirtti.
Suriye, Irak, Bahreyn ve diğer bölge ülkelerindeki sorunların siyasi yollarla çözülmesi gereğinin altını çizen Salihi; bölge devletleri arasında bölgesel konulara ilişkin görüş farklılığının tabii bir durum olduğuna işaret etti.
Salihi; iki ülke yetkilileri arasındaki iletişim ve temasların devam etmesinin ilişkileri geliştirebileceğini ve mevcut engelleri ortadan kaldırabileceğini ifade etti.
Salihi ve Faysal Suriye ve Irak’taki durumların yanı sıra bölge gündemi ve ikili ilişkileri masaya yatırdılar.
İran ve Türkiye'nin emperyalist komplolarına karşı işbirliği
İran ve Türkiye arasında emperyalistlerin bölgedeki komplolarına karşı işbirliği vurgusu.
İran devlet televizyonun haberine göre, Türkiye meclisi milletvekillerinden Yusuf Halaçoğlu, Ankara'da İran cumhurbaşkanı parlamento işleri yardımcısı Lütfullah Furuzende ile görüşmesinde; batılı ve emperyalist ülkelerin, Ortadoğu, kuzey Afrika ve Orta Asya'nın başta petrol olmak üzere zengin yer altı ve yer üstü zengin kaynaklarını ele geçirmek ve bunların üzerinde sulta kurmaya dayalı siyasetler izlediklerini belirterek, İran ve Türkiye'nin samimi bir işbirliği ile emperyalistlerin bu oyunlarını bozabileceğini söyledi.
Halaçoğlu, İran'ı,Türkiye'nin en önemli komşusu ve dostu olarak nitelerken, dünyada hiçbir ülkenin İran ve Türkiye arasındaki tarihi ve kültürel bağlılık gibi ortaklıklara sahip olmadığını söyledi.
Halaçoğlu, düşmanların İran ve Türkiye ilişkilerini bozmaya dayalı bütün propaganda çalışmalarına rağmen iki ülke ilişkilerinin gelişmekte olduğunu ve bu ilişkilerin aynı zamanda bölgenin barış ve güvenliğinin de garantisi olduğunu söyledi.
İran cumhurbaşkanı Parlamento işleri yardımcısı Furuzende, Türkiye'ye yaptığı ziyaretinin dördüncü gününde, Türkiyeli bazı yetkililerle görüşmesinin ardından Anadolu ajansına verdiği demeçte, Türkiye ziyaretinin, iki ülke parlamentoları arasında işbirliğinin geliştirmek olduğunu dile getirdi.
İran 50 yıllık petrol ve 80 yıllık gaz kaynaklara sahip
İran Milli Petrol Şirketi Keşifler Müdürü, İran’ın batı bölgelerinde petrol ve gaz kaynakları keşif çalışmalarına işaret ederek, İran’ın 50 yıllık petrol ve 80 yıllık gaz kaynaklara sahip olduğunu bildirdi.
İran’ın en son petrol ve doğalgaz kaynakları hususunda Mehr haber ajansına konuşan İran Milli Petrol Şirketi Keşifler Müdürü Hürmüz Kalavend, 103 yıl önce İran’ın Mescid Süleyman bölgesinde keşf edilen petrol ve gaz kaynaklarının ömrünün ikinci yarısına gelindiğini ifade etti.
Kalavend, İran petrol kaynaklarının yüzde 80’i ülkenin güney bölgelerinde yer aldığını ve bu sahaların ömrünün ikinci yarısına gelindiğini dile getirerk, buna karşın son 20 yılda söz konusu sahalarda önemli petrol ve doğalgaz kaynakları keşf edildiğini belirtti.
Milli Petrol Şirketi Keşifler Müdürü, yeni keşifler haricinde İran’ın 50 yıllık petrol ve 80 yıllık gaz kaynaklara sahip olduğunu bildirdi.
İran: Vahşi saldırıyı kınıyoruz
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Seyyid Abbas Irakçı, Reyhanlı'daki "insanlık dışı ve vahşi" saldırıyı kınadığını belirtti.
Sivil ve masum insanları hedef alan cinayetlerin dünyanın her yanında şiddetle kınandığını belirten Irakçı, olayda hayatını kaybedenlerin yakınları ile Türkiye hükümeti ve halkına başsağlığı dileğinde bulundu.
Erakçı, terörizmle mücadelede bütün ülkelerin sorumlu olduğu, bölge ve dünya ülkelerinin bu konuda işbirliğine gitmesi gerektiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı eski sözcüsü Ramin Mihmanperest önceki gün Cumhurbaşkanlığı için adaylığını bildirine Bakan Salihi tarafından Seyyid Abbas Irakçı tayin edildi.
"Batılı bazı aydınlar bayanlar konusunda hatalarının farkına vardı"
İslam Devrimi Lideri İmam Hamanei, üniversite, medrese, aile, Kur'an, medya ve daha bir çok alanda üstün başarılar elde etmiş yüzlerce bayana konuşma yaptı.
İmam Hamanei, konuşmasında, "aile kurumunun güçlendirilmesi"," aile içinde kadına verilen değer ve saygının arttırılması " konularını toplumun 2 önemli konusu olduğunu vurguladı.
"Kadına doğru bakış açısı ona, cinsiyetinin özellikleri ve onu ilerletecek değerleriyle tanımaktır" diyen İmam Hamanei sözlerine şöyle devam etti:
"İslam inkılabı ve İmam Humeyni'nin bereketiyle, kadın konusunda iyi işler yapıldı.
Batı, kadına değer vermek adına, erkeklerin fizik ve düşünce yapısına uygun işleri bayanlara yüklemeye çalışıyor. Bu işlerde bayanların bulunması gurur duyulacak bir konu değildir. Gurur duymamız gereken şey, aydın görüşlü bayanların, kültürel ve siyasi konularda cihat yapmasıdır.
İslam, kadın ve erkeğe ;insan hakları, toplumsal ve manevi değerler konusunda aynı değeri vermektedir.
Kadına doğru bakış açısı ona, cinsiyetinin özellikleri ve onu ilerletecek değerleriyle tanımaktır. Kadına lezzet kastıyla bakmak büyük belalardan biridir. Batılı bazı düşünürler de bu konunun tehlikelerinin farkına varmış durumda. Çünkü batı kültürünü yıkacak konulardan biri de budur.
Allah kadını öyle yarattı ki, bazı duygusal, eğitim ve evi yönetme konuları yalnızca bayanların inceliği ile yapılabilir.
Bir toplumda bayana saygı kültürü yerleşirse,o toplumun bir çok sorunu hallolur."
İsrailli askeri uzmandan uyarı: Nasrallah'ı İyi Dinleyin
İsralli yazar Alex Fishman, sözüne sadık olan Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah'ın son savurduğu tehditlerinin ciddiye alınmasını istedi.
Yedioth Ahronot gazetesinin askeri uzmanlarından Alex Fishman, Lübnan İslami Direnişi Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın önceki akşam yaptığı konuşmasındaki uyarı ve tehditlerinin dikkate alınması, İsrail'deki karar merkezlerinin Nasrallah'ı iyi dinlemesi gerektiğini söyledi.
Arap liderlerin İsrail'le ilgili duruşlarını önemsememek gerektiğini belirten Fishman, "Fakat Arap dünyasında rejimlerin dışında kalan istisnai liderler var. Nasrallah gibi.. Eğer bizi tehdit ettiyse ciddiyetle dinlemek gerekiyor" dedi.
Fishman "Bu adam (Nasrallah) tehdit ettiği şeylere bağlı kaldı. Söylediklerine ve yaptıklarına mutabık çıkan bir çok husus var. Nasrallah, Esed'in saldırı sonrasında yaptığı tehditleri tekrarladı. Bu tehditlerden birisi de Golan'ın halk direniş cephesi olmasıdır. Esad ve Nasrallah, Golan'la ilgili bu tehdidi savuruyorsa ciddiye almamız gerekiyor" dedi.
Fishman, yazısının devamında "Lübnan İkinci Savaşı'nda Nasrallah'ın hitap sanatı" adlı kitabın yazarı olan İsrailli albay Albay Ronen Cohen'den alıntılar yaptı. Cohen, şu hususları vurguluyor: Nasrallah'ın 2006'daki Lübnan ikinci savaşında savurduğu tehditlerin hepsi gerçekleşti. Bazıları, sadece 24 saat içinde gerçekleşti. Fakat sukunet dönemlerinde tehditlerin hemen gerçekleştiğini görmüyorsunuz. Bazen zaman alabiliyor."
Hizbullah'ın Gazze ve Sina'da ayak ve ellerinin olduğu gibi artık İsrail-Suriye sınırında da ayak ve kollarının olduğunun idrak edilmesi çağrısında bulunan İsrailli subay, "Nasrallah, gayet netti. Golan'daki direnişe yardım edeceğini söyledi. Fakat, burada yardımla neyi kasdettiğini araştırmamız gerekiyor" dedi.
İmam Ali Hamaney’in fitne zamanlarında yapılması gerekenlerle ilgili konuşması…
Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Rehberi Seyyid İmam Ali Hamaney’in fitne zamanlarında yapılması gerekenlerle ilgili konuşması…
“Fitne çıkaran olaylarda, meydanları tanımak çok zor…
Olayların iç yüzünü anlamak zor…
Saldıran ve kendini savunanı tanımak zor…
Zalimi ve mazlumu tanımak…
Dost ve düşmanı tanımak çok zor…
Bu durumlarda düğümleri açmak gerek.
Hakikatleri ortaya koymak gerek.
Zihinlerdeki düğümü açmak gerek.
Bunu için beyana, isbata ihtiyaç vardır.
Hazreti Ali buyuruyor ki:”Bu bayrak, sabır ve basiret sahibi insanlardan başkasıyla taşınmaz”
Biliyorsunuz, İmam Ali’nin bayrağı Peygamber efendimizinkinden bir kaç yönden daha çetindi…
İmam Ali’nin bayrağının altındaki dost ve düşman fazla belli değildi…
Düşman bazen öyle şeyler söylüyor ki bazen aynılarını dostlarda söyleyebiliyorlar…
İmam Ali’nin safında kılınan cemaat namazı Cemel, Sıffın ve Nehrevan savaşlarında karşı tarafta da cemaat namazı kılarlardı…
Siz olsanız ne yapardınız?
Basiretinizi artırın! Bilginizi ve ilminizi çoğaltın!
Hakikati kavramak gerekir.
Sıffın savaşında Ammar bin Yasir’in en önemli katkılarından birisi hakikatı beyan etmekti. Çünkü Muavite taraftarları sürekli kafa karıştıracak şeyler yapıyordu. Bu psikolojik savaşın karşısında kendisini vazife sahibi hisseden ve karşı duran Ammar bin Yasir idi.
Bilginler, Alimler ve basiret görüşü açık olanların vazifeside sadece kendilerinin birşeyleri bilmesi ve anlaması değil diğer insanları da aydınlatmaları gerekir.
Sade bir şekilde söyleyin!
Anlaşılır bir şekilde söyleyin!
Anladığınız kadarıyla söyleyin! ve anladıklarınızın doğru olduğuna da dikkat edin.
Nerede Ammar?”
BAHREYN'DE 'İNSANLIK ÖLDÜRÜLÜYOR'
Uzun süredir Arab Yarımadası'nda 'temel insan hakları talebine yönelik'' sokak gösterilerine şahit oluyor bütün küre. Körfez'de, Bahrey'nde, Suudi rejiminden güç alan yakın akraba/Bahreyn hanedanlığı şimdi de sokaklarda acımasızca katlettiği siviller için evlerde yapılan eza meclislerine yasak koydu.
Bugün haberi okuyunca, kan beynime sıçradı.. Amerikan emperyalizmine bölgede bekçilik yapan suud hanedanlığı ve şükerası mualesef...
Bahreyn rejiminin zulüm ve diktatörlüğü son hızla devam ediyor
Bahreyn'de evlerde de Ehl-i Beyt (a.s) için matem tutulması yasaklandı!
Bahreyn İçişleri Bakanı yaptığı açıklamada bundan sonra evlerde de Peygamber ailesi için yas tutulmasının yasak olduğunu duyurdu.
Bahreyn İçişleri Bakanı Raşit bin Abdullah El Halife, Şiiler için Peygamber'in Ehl-i Beyt'i için cami ve hüseyniyeler de yasak olan matem ve yas meclislerinin bundan sonra evlerde de yasak olduğunu
duyurdu!
Raşit El Halife, yaptığı açıklamada Resulü Ekrem (Allah'ın selamı onun ve ehlibeytinin üzerine olsun) ailesi için her kim evinde yas meclisi düzenlerse ağır bir şekilde cezalandırılacağını dile getirerek şunları söyledi: "Kim evinde hüseyni meclisler düzenlerse zindana atılmasının yanı sıra para cezasına da çarptırılacaktır."
Bu kararla artık her kim cami veya hüseyniye yapma kararı alır veya evinde kısa bir süreliğine de olsa muharrem ayı veya Fatıma (s.a) günlerinde matem programları düzenlemek isterse önceden bağlı oldukları kuruluşlardan izin almak zorunda kalacaklar!
Bugün Bahreyn ve Suudi Arabistan krallarının emriyle Şiilere ait beşinci camide tahrip edildi. Allah'ın evine karşı girişilen bu alçaklığın yanı sıra camilerde bulunan Kur'an ve mukaddes kitaplar de
ortadan kaldırıldı!
Bilgihan Ova
Tağutlara kul olmak şirk değil de, İslam'ın yüce şahsiyetlerine saygı mı şirktir?
İslam Devrimi Lideri Ayetullah İmam Hamanei cumhurbaşkanlığı, kent ve köy şurası seçimleri yetkililerini kabul etti.
Konuşmasının ilk bölümünde Hz. Peygamberin(s) sahabelerinden Hucr b. Adiyy'nin mezarına yönelik yapılan saygısızlığa işaret eden İslam Devrimi Lideri İmam Hamanei, Hz. Peygamberin(s) sahabelerinin anılmasını şirk olarak bilen bazı müslümanlar arasında gerici düşünceler olduğunu, casusluk örgütlerine servis yapmanın şirk olduğunu kaydetti.
Bu olayın üzüntüsünü artıran şey, İslam ümmeti içerisinde, İslam'ın ilk çağlarının nurlu yüzlerinin, ileri gelenlerinin ve büyüklerinin anılmasını şirk ve küfür bilen kalpleri karamış ve gerici fertlerin olmasıdır.
İmam Hamanei İslam Ümmetinin bu olaya karşı doğru tepkisine vurgu yaparak:
"Ne Şia nede Ehlisünnet, düşmanın hedefi olan Şii-Sünni çatışması oyununa gelmeyerek düşünce ufuklarının yüceliğini gösterdiler. Müslümanların, bu acı olaya tepki ve kınamaları devam etmelidir. Çünkü eğer âlimler, aydınlar, siyasetçiler kendi vazifelerini yerine getirmezler ise, fitneler bunlarla sınırlı kalmayacaktır.
Siyasi yollarla, dini fetvalarla, aydın kesimin yazacağı makalelerle, verilen tepki ve kınamalarla bu fitne ateşinin yayılmasını engellenmelidir.
Tarihi bir eserin tahrip edilmesi karşısında yas tutup tepkilerini dile getiren şahsiyetler, siyasiler ve Uluslar arası kuruluşlar, bu ihanetler karşısında sessiz kalmışlardır.
İmam Hamanei, maddi ve siyasi desteklerden yararlanan tekfiri akımın bugün Müslümanlar için musibete dönüştüğünü konuşmasına ekledi:
"Tüm dünya Müslümanları, siyasi liderler, ileri gelenler ve özellikle alimler bu iğrenç düşüncenin önünde vazifelerini yerine getirmelidirler ve bu fitne ateşinin daha da yayılmasına engel olmalıdırlar.
Bunlar geçmişte Baki mezarlığında Peygamberin torunları olan İmamların kabirlerini viran eden ve dünyadaki Müslümanların tepkisi olmasaydı Rasulullah'ın (s.a.a) kabrini bile yıkmak isteyen kimselerin evlatlarıdırlar. Bu kötü düşüncedeki insanlar büyük şahsiyetlerin mezarlarını ziyaret etmeyi, onlar için Allah'tan rahmet dilemeyi ve aynı şekilde kendisi için şefaatçi olmalarını istemeyi şirk bilmekteler.
Oysa asıl şirk, bazı kimselerin İngiltere ve Amerika'nın casus servislerinin oyuna gelmeleri ve yaptıklarıyla Müslümanları üzmeleridir. Bu nasıl bir düşüncedir? Yaşayan tağutların önünde eğilmek, onlara kul olmak ve onlara tabi olmak şirk değil de, İslam'ın yüce şahsiyetleri saygı mı şirktir?
Şii dünyasının bu hadiseye doğru biçimde tepki gösterdiğini söyleyen İmam Hamanei, Sünni ve Şii arasında çatışma çıkarmak isteyen düşman oyununa Şiilerin olgun bir düşünceyle tepki gösterdiklerini vurguladı.
İmam Hamanei, kardeş Sünni mezhebine mensup kişilerin konuya gösterdiği tepki biçimi onların yüksek bilgi ve düşüncelerinden kaynaklandığının altını çizerek, İslam ümmetinin siyasi bilge adamları ve aydınları görevini yerine getirmezse fitneler buraya kadar sınırlı kalmayacağını belirtti.
İmam Hamanei, siyasi yöntemler, dini fetvalar, aydınların makaleleri ve siyasi-düşünce bilge admaların eylemeleri bu fitne ateşini yatıştırdığına dikkat çekti.
İmam Hamanei, düşmanın bu hadisede gizli parmağı olduğunu açıklayarak, bir tarihi eserin tahribi karşısında yas tutan uluslararası toplum va şahsiyetleri bu hakarete karşı sessiz kaldıklarını söyledi. Ama unutulmasın ki Allah her şeyi görmektedir ve kesinlikle Allah'ın planı düşmanların hilesine galip gelecektir. İslam ümmetinin birliğini ve ilerlemesini engelleme hedefinde olan bu tür olayları durduracaktır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı ve kent konseyleri seçimleri görevlilerini kabul eden İslam inkılabı rehberi Ayetullahİmam Hamanei,konuşmasının 2.bölümünde seçimlerde denetim organları, yürütme sorumluları ve adayların titizlikle tüm aşamalarda yasalara bağlı kalmaları üzerinde vurgu yaparak halkın geçen 34 yıl içinde yapılan seçimlere katılmasının her seferinde ülke başından bir yığın belayı def edip ülke, millet ve inkılaba yeni bir ruh ve güç kattığını belirtti.
Seçimleri "Değerli İslami ve milli büyük emanet olarak niteleyen İslam inkılabı rehberi anayasayı koruma konseyi, yürütme ve denetleme ve seçim güvenliğini koruma organlarının büyük emanet sayılan seçimlerin emanet darı olup önemli, kıymetli ve sonuçları kalıcı bir iş yaptıklarını söyledi.
İmam Hamanei, 11. dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerini bazı açılardan geçmiştekilerden daha önemli olarak niteleyerek iki önemli seçim olan cumhurbaşkanlığı ve kent konseyleri seçimlerinin eş zamanlı olarak düzenlenmesinin bu dönem seçimlerin önemini daha da arttırdığını belirtti.
Halkın seçimlere coşkuyla katılmasını İslam cumhuriyetinin kalıcılık faktörü olarak niteleyen İslam inkılabı rehberi, İslam cumhuriyetinin "Milletin toplu katılımı, ve halkın gerçekleşebilir, büyük ilke ve arzulara doğru birlikte hareket etmesi demek olduğu ve düşmanın bunu idrak ederek halkın katılımını azaltmaya çalıştığını belirtti.
İslam cumhuriyetinin iktidarının halkın gönlü, bağlılığı, akıl, düşünce, basiret ve katılımına dayandığı ve bu güçlü desteğin bulunmaması halinde dünyadaki habis sultacıların İslam cumhuriyeti hedeflerindeki nizamı yaşatmayacağını söyledi.
Kaynak: MHA