کارگر

کارگر

1 Ekim 2024 tarihinde İran’ın İsrail’e düzenlediği saldırıyla birlikte “Hipersonik Füzeler" Türkiye ve dünya gündeminde yoğun biçimde konuşuldu. Öncelikle belirtmeliyiz ki İran’ın saldırısı büyük bir askeri başarıyla sonuçlanmıştır. Teknik açıdan ise, saldırıda kullanılan araçları Hipersonik Füze olarak değil, Hipersonik Süzülme Aracı olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.
 

HİPERSONİK SÜZÜLME ARACI

Bir füzenin hipersonik tanımına girebilmesi için ses hızından en az 5 kat hızlı olması gerekmektedir. Ses hızına oranla tanımlanan bu hız değeri literatürde Mach olarak belirtilmiştir. Yani bir Hipersonik füze en az 5 Mach (saatte 6100 km) hızına ulaşmalıdır. Bu hıza ulaşabilmek için füze, süpersonik yanmalı “RamJet” motorları hava soluyan “ScramJet” motorları ile desteklenmektedir.

Literatürde, hipersonik hıza ulaşmış füze türü kapsamında iki tanım mevcuttur. Birincisi, atmosfer dışına bir roket tarafından taşınan “Hipersonik Süzülme Aracıdır (Hypersonic Glide Vehicles-HGV).” Süzülme aşamasında katı yakıt motoru ateşlenir ve hipersonik hıza ulaşır. İkincisi ise hipersonik hızda hareket eden seyir füzesidir.

Hipersonik Seyir Füzesi'nin (Hypersonic Cruise Missiles-HCM) motor teknolojisi tamamen farklıdır ve hava soluyan bir yapıya sahiptir. Bu motor teknolojisi, yakıtı çıkış kanalına kadar soğutup yanmanın tam çıkış noktasında tam verime ulaşmasını sağlar ve bu şekilde büyük bir itki gücü elde edilir.

Bu teknolojinin en önemli noktalarından birisi ısıya dayanıklı olmasıdır. Çünkü ses hızının 5-25 katı hız füze yüzeyinin aşırı ısınmasına neden olur. Ayrıca füzenin radara yakalanmaması için alçak irtifa atmosfer ortamında ilerlemesi, hava sürtünmesi kaynaklı korozyona dayanıklılığı gerektirir.

Bununla birlikte, yüzeyde oluşan ısıdan elektronik aksamın iyi yalıtılması, korunması gerekir ve hatta ısıya dayanıklı yarıiletken ve çip kullanılmalıdır. Bunu da kolay kolay hiçbir ülke size vermez; çünkü ileri fizik ve elektronik birikimi gerekmektedir. Tam da bu sebeple askeri yarıiletken teknolojilerinde ileri düzeyde olmanız ve dışa bağımlı olmamanız şarttır.

Hipersonik seyir füzesi motoru, hava soluyan bir motor yapısı olması sebebiyle bazı bölümlerin soğuk bazı bölümlerin ise yüksek ısı değerlerinde çalışmasından dolayı farklı ısı değerlerine dayanıklı olmalıdır.

Sonuç olarak hipersonik süzülme aracı ile hipersonik seyir füzesi arasında ciddi farklar vardır.

İRAN’IN İSRAİL’E MİSİLLEMESİ

Basında İran’ın tanıttığı Fettah-1 füzelerini incelediğimizde iki modülden oluştuğunu görmekteyiz. Birinci modül taşıyıcı roket ve diğeri ise hipersonik süzülme aracı. Birinci modül atmosfer dışına taşıyarak ikinci modülü fırlatır ve katı yakıt motoru çalışır. Bu şekilde serbest düşüş yapması gereken füze ek bir itki elde etmiş olur ve çok kısa zamanda çok yüksek hızlara ulaşır. Basına sunulan füzelerin düşüş görüntülerinden bunu net bir şekilde görebilmekteyiz.

Bunun yanında İran basının servis ettiği Fettah-1 füzesinin ön kısmında hava kanalları mevcut değil. Yani içeride kullanılan motorun hava soluma ihtiyacı olmadığı görülmektedir. Tüm bu verileri bir araya getirdiğimizde hipersonik hızda ilerleyen bu füzelere literatür ismiyle hipersonik süzülme aracı-HGV diyebiliriz.

İRAN’IN ASKERİ BAŞARISI

İran İsrail'e 200 füzelik bir saldırıyla ağır zararlar verdi. ABD, ilk gece saldırının etkisiz olduğunu ispat etmeye çalışsa da İsrail bile birkaç gün sonra gerçeği açıklamak zorunda kaldı. İran’ın ileri teknolojik silahlar üretme ve kullanma yeteneğine sahip olması askeri başarısını yaratan en önemli etkenlerden.

Bununla birlikte, saldırı planının çok iyi hazırlandığını belirtmeliyiz. Bir önceki dron saldırısından demir kubbe sisteminin çalışma şeklini çözmüş olan İran'ın birçok füzeyi savaş başlığı olmadan fırlattığı gözlemledik. Bu durum, savaş başlığı takılmamış füzelerin yakıt tanklarının çarpma esnasında küçük patlama oluşturmasıyla kendini gösterdi.

Ne yazık ki bu başarılı askeri hile, Türk basınında “İran’ın füzeleri patlamıyor” alaylarına konu oldu; ancak durum hiç de sanıldığı gibi değildi. O küçük patlamaları oluşturan füzeler hava savunma sistemini yanıltma amacıyla gönderilmişti, savaş başlığı olmayan füzelerdi. Gerçek hedeflere ulaşması gereken füzelerse o yoğun füze saldırısının içinde gizlendi.

İran’ın Rusya’dan aldığı elektronik harp sisteminin bu saldırıda kullanıldığı muhtemeldir ve bu da büyük bir askeri/stratejik başarıdır. Çünkü, söz konusu elektronik harp sistemleri içinde yer alan MURMANSK-BN Sistemi saldırı esnasında düşman radarında parazit oluşturabilme yeteneğine sahiptir.

İran, MURMANSK-BN Sistemi ile İsrail’e ve ABD destroyerlerine parazit yayarken bir yandan da füzelerini İsrail semalarına taşımıştır. Radarlara yakalanmadan İsrail semalarına ulaşan ve savaş başlığı olmayan bazı balistik füzeler Demir Kubbe’yi oyalarken savaş başlığı taşıyan bazı balistik füzeler ve Hipersonik Süzülme Araçları birer birer hedefleri vurmuştur.

HİPERSONİK SEYİR FÜZELERİNE SAHİP ÜLKELER

Hipersonik füzeler bu kadar gündemdeyken bu füzelere sahip ülkelere kısaca göz atmakta fayda var.

Analizimize güya dünya lideri ABD’den başlayalım. ABD de İran gibi HGV- Hipersonik Süzülme Aracına sahip. Atlantik sevdalıları üzülebilir ama ABD’nin hipersonik hıza ulaşmış herhangi bir seyir füzesi de yok.

Açık kaynak raporlarına göre ABD, Rusya’nın geliştirdiği yüksek hızlarda hipersonik seyir füzelerine nasıl karşı koyacağına kafa yoruyor. Uzay ortamında hipersonik füzeleri tespit edebilmek için sensör çalışmalarına ve hava soluyan motor çalışmalarına yoğunlaştığı gözleniyor. Sonuç olarak ABD ne hipersonik seyir füzesine sahip ne de Rusya’nın hipersonik seyir füzelerine nasıl karşı koyacağını biliyor.

Açık kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, Kasım 2017’de Çin’in DF-17 adlı Hipersonik Süzülme Aracı-HGV testlerini başarılı bir şekilde tamamlamış. Bu alanda ilk çalışmaları yürüten ve başarıya ulaşan Rusya ise başardığı hipersonik seyir füzesinin gemi tabanlı olan “3M22 Zircon” sistemini tasarladı ve 2018’in sonunda testlerini başarıyla tamamladı. Bununla birlikte Rusya nükleer kapasiteli uzun menzilli bir hipersonik planör olarak tanımlanan “Avangard” sistemini başarıyla test etti ve 2019 yılında operasyonel seviyeye getirdi.

Sonuçta, dünya çapında “Hipersonik Seyir Füzesi-HCM” sistemine sahip tek ülkenin Rusya olduğunu görüyoruz. Çin, ABD, İran ise “Hipersonik Süzülme Araçları-HGV” sistemine sahip ülkelerdir. Aralarında Türkiye, Fransa, Hindistan, Avustralya, Almanya ve Japonya’nın da bulunduğu 20’den fazla ülkenin bu teknolojinin peşinde olduğu düşünülmektedir./aydınlık

 Filistin'e yapılan ihracatta patlama yaşandı. İhracat 1 yılda yüzde 1113 büyüdü. Hazır giyim ve halı ihracatının artışı ise dikkat çekici.
 

AKP, Siyonist İsrail'in Filistin'deki katliamına ve ticaretin durdurulmasına yönelik baskılara rağmen aylarca Filistin'le ticareti sürdürdü.

Siyonist İsrail'le ticaretin kesilmesiyle birlikteyse Türkiye'nin Filistin'e ihracatı rekor seviyelere ulaştı. Söz konusu ani artış, Filistin'e giden tüm malların Siyonist İsrail gümrüklerinden ve limanlarından geçmek zorunda oluşu göz önüne alındığında kamuoyunda şüphe yarattı.

Artış Eylül ayı verilerine de yansıdı. Geçen yılın Eylül ayına kıyasla Filistin’e yapılan ihracat yüzde 1113 artışla 167 milyon 658 bin 90 dolara ulaştı.

Neredeyse her sektörde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 100’ün üzerinde artış yaşanırken, hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının yüzde 1 milyon 331 bin 997 oranında artış göstermesi ve geçen dönemde ihracatı bulunmayan halı sektörünün 3 milyon 179 bin 440 dolara ulaşması dikkat çekti.

Siyonist İsrail'le ticaret kesilmedi mi?

Siyonist İsrail'in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Filistin'de giriştiği katliama karşı tepkisi söylemsel düzeyde kalan AKP, aylarca "Siyonist İsrail ile ticareti durdurun" talebine kulağını tıkadı. "Katliam ayrı, ticaret ayrı" savunması yapan iktidar, Siyonist İsrail’le rekor seviyelere ulaşan ticaretle patronların servetlerine servet kattı.

Tepkileri çeşitli yalanlarla inkar eden AKP iktidarı, katliamın 7. ayında, Gazze'deki can kaybı 33 bini, yaralı sayısı ise 75 bini aştıktan sonra geri adım attı. Siyonist İsrail'le ticaret önce 9 Nisan'da kısıtlandı, ardından 2 Mayıs'ta tamamen durdurulduğu söylendi.

Ancak bu kez de eş zamanlı olarak Filistin'e ihracat rekor seviyede artış göstermeye başladı.

Savaşın başından bu yana tam abluka altında olan Gazze’nin söz konusu ticarette payının olmadığı tahmin edilirken, Batı Şeria’ya ticaretin de kısa sürede katlanarak artış göstermesi şüpheye neden oldu.

Filistin'e giden tüm malların Siyonist İsrail gümrüklerinden ve limanlarından geçmek zorunda oluşu ise akıllara "Siyonist İsrail'le ticaret kesilmedi mi?" sorusunu getiriyor.

Filistin'e ihracatta yine rekor kırıldı

Siyonist İsrail’e yapılan ihracat Ocak ayında 318 milyon 27 bin 200 dolara, Şubat ayında 399 milyon 676 bin 970 dolara, Mart ayında 423 milyon 170 bin 190 dolara ulaştı. Nisan ayında alınan kısıtlama kararıyla 277 milyon 274 bin 150 dolara inen ihracat, Mayıs ayında alınan ticareti durdurma kararıyla 4 milyon 418 bin 490 dolara geriledi. Sonraki aylarda ise Siyonist İsrail’e ihracat 6 bin 360 doları aşmadı.

Filistin’e yönelik ihracat ise 15 milyon 164 bin 290 dolar değerindeki Ocak ayından 9 milyon 696 bin 710 dolar tutarında ihracat yapılan Nisan ayına kadar düzenli şekilde düşüş gösterdi. Ancak Siyonist İsrail’e ihracatın kısıtlandığı Mayıs ayında bir önceki aya kıyasla Filistin’e ihracat 5,3 katına çıkarak 51 milyon 541 bin 460 dolara ulaştı. Haziran ayında 51 milyon 541 bin 460 dolara ulaşan ihracat, Temmuz ayında bir rekor daha kırarak 119 milyon 658 bin 810 dolara yükseldi. Filistin’e yönelik ihracat geçtiğimiz ay da yükseliş gösterdi ve 127 milyon 792 bin 490 dolar oldu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Eylül ayına ilişkin açıkladığı verilerde de Filistin’e yönelik ihracat miktarı dikkat çekti. Eylül ayındaki verilere göre Filistin’e yapılan ihracat yine artış göstererek 167 milyon 658 bin 90 dolara ulaştı.

Neredeyse her sektörde yüzde 100’ün üzerinde artış

TİM tarafından Eylül ayına ilişkin verilere yer verilen “Ülkelere göre sektörel ihracat” raporunda, 24 sektöre yer verildi.

Rapora göre Filistin’in 22 sektöre ilişkin ihracat verilerinde büyük bir artış gözlemlendi. Neredeyse her sektörde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 100’ün üzerinde artış yaşanırken, sadece “tütün” ile “yaş meyve ve sebze” sektörlerindeki ihracatta azalma yaşandı.

Geçen yılın 1-30 Eylül tarihlerini kapsayan dönemde Filistin’e yapılan ihracat 13 milyon 824 bin 250 dolarda sınırlı kalırken, 2024 yılının aynı döneminde ise yüzde 1113 artışla 167 milyon 658 bin 90 dolara ulaşıldı.

Eylül ayında en Filistin’e yapılan ihracatta öne çıkan sektörler ve geçen yılın aynı dönemine ilişkin verilerin bazıları şöyle:

Eylül 2023'te 156 bin 700 dolar olan çelik ihracatı yüzde 30 bin 930 oranında artışla Eylül 2024'te 48 milyon 626 bin 330 dolara ulaştı.

Eylül 2023'te 960 dolar olan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı yüzde 1 milyon 331 bin 997 artışla Eylül 2024'te 12 milyon 811 bin 50 dolara ulaştı.

Eylül 2023'te 138 bin 760 dolar olan kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı yüzde 14 bin 293 artışla Eylül 2024'te 19 milyon 9762 bin 250 dolara ulaştı.

Eylül 2023'te 0 dolar olan halı ihracatı Eylül 2024'te 3 milyon 179 bin 440 dolara ulaştı.

Eylül 2023'te 40 bin 910 dolar olan mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı yüzde 27 bin 861 artışla Eylül 2024'te 11 milyon 437 bin 980 dolara ulaştı.

Eylül 2023'te 3 bin 510 dolar olan demir ve demir dışı metaller ihracatı yüzde 133 bin 729 artışla Eylül 2024'te 14 milyon 691 bin 990 dolara ulaştı.

Eylül 2023'te 107 bin 40 dolar olan elektrik ve elektronik ihracatı yüzde 8 bin 268 artışla Eylül 2024'te 8 milyon 957 bin 410 dolara ulaştı.

Eylül 2023'te 0 dolar olan deri ve deri mamulleri ihracatı Eylül 2024'te 1 milyon 614 bin 260 dolara ulaştı/sol

Cuma, 04 Ekim 2024 16:17

Ne füzesi vereyim abime?

Karşımızda yeni bir “tiyatro” korosu var. İran’ın İsrail’e yağdırdığı füzeler Türkiye’de garip bir koalisyon tarafından “tiyatro” olarak damgalandı. “Danışıklı dövüş” diyenler, “kontrollü saldırı” tespitini yapıştıranlar da yok değil.

Aynı 15 Temmuz 2016 gecesine benziyor. O alçak ABD-NATO-FETÖ darbe teşebbüsünün ordu-millet elbirliğiyle bozguna uğrayacağı anlaşıldığı an “tiyatro” ve benzeri herzeler piyasaya sürülmüştü. Yüzlerce insanın hayatını kaybettiği, binlercesinin yaralandığı, on binlercesinin tutuklanıp, yüz binlercesinin devlet içinden temizlendiği bir olaya pırıl pırıl kafalarıyla “tiyatro” demeye devam edenler var.

Onlara göre aslında Tayyip Erdoğan ile FETÖ anlaşarak bu işi yapmış. Yani binlerce FETÖ’cü subay, hâkim, savcı vb. sırf Erdoğan daha da güçlü olsun diye ölmeyi ya da vatan hainliği ile damgalanıp onlarca yıl hapis yatmayı kabul etmiş.

FETÖ PİR-Ü PAK
Elbette “tiyatro”, “kontrollü darbe”, “danışıklı dövüş” gibi saçmalıklara inanan geniş kitleler açısından ortada ciddi bir düşünme bozukluğu var. Gerçeğe, olan bitene, süreçlere değil de olmasını temenni ettiklerine inanıyorlar.

Ancak bu komplo teorilerini okyanus ötesinde imal edip ortaya salanların başka bir amacı vardı. ABD ve FETÖ’yü korumak. “Tiyatro” ne demek sonuçta? “Erdoğan bu işi kendi yaptı” demek. Böyle bir denklemde ABD ve FETÖ de pir-ü pak olup çıkıyor.

İSRAİL’LE GÖBEK ATANLAR
Şimdi gelelim üç gün önce İran’ın yaptığı harekâtın Türkiye’deki etkilerine. Hakikaten çok benziyor. Yukarıda koalisyon dedik. Sahte Müslüman mezhepçiler, Arap-Fars düşmanı sahte milliyetçiler, İran ve İslam alerjili sahte laik Atatürkçüler koro halinde başladılar “tiyatro” demeye.

Bu koalisyon aynı zamanda Hizbullah lideri Nasrallah’ın İsrail bombardımanıyla şehit edilmesini alkışlayanlardı. Tel Aviv barlarında o gece dans edenlerin sevincini paylaşıyorlardı. Evet, hepsinin başına “sahte” sıfatını uygun gördük. Çünkü hiçbir Müslüman, milliyetçi ya da Atatürkçü İsrail bombardımanını alkışlayamaz.

MİŞ MİŞ MİŞ
Bunlardan üç tanesini bir TV kanalında izledim. Muhafazakâr kimlikleriyle tanınan üç Yeni Şafak yazarı. Ağızlarından Filistin davasını düşürmeyen, İslam dünyasını Filistin’e yeterince sahip çıkmadığı için eleştirip duran bu münevverler, Filistin davasına silahlı destek veren İran ve dost kuvvetlerini yerden yere çalıyorlardı.

Büyük tiyatroymuş, füzeler göstermelik atılmış, füzelerin bilerek hedefleriyle oynanmış, hani niye hiç İsrailli ölmemiş vb. Miş miş de miş miş… E tabii bu cin fikirler yuvarlanıyor yuvarlanıyor aslında İran’ın İsrail’le ortak olduğu, hatta ABD ile de ortak olduğu sonucuna vardırılıyor.

KIZIYORUZ AMA KOMİK DE
İran, İsrail’le mücadelede en üst düzey komutanları başta olmak üzere sayısız şehit vermiş, yıllardır ABD-İsrail ambargosu altında mücadelesini sürdürmüş, o ambargolara rağmen Hizbullah’ı, Hamas’ı, Yemen’i silahlandırmış ve İsrail’e karşı cephe kurmuş, İsrail’in askeri hedeflerine yüzlerce füze yollamış, Demir Kubbe efsanesini yerle bir etmiş, Suriye’ye çökmeye çalışan ABD-İsrail liderliğindeki koalisyonu Suriye devleti ve Rusya ile durdurmuş…

Ama heyhat. Kahve zincirini boykot etmenin ötesine geçemeyenler için İran aslında İsrail’in adamı!

Bunlar yakın zamana kadar “İran ve Hizbullah İsrail’i vuramaz” diyenlerdi. Vurunca “vuramadı ki” diye ortaya zıplayanlar yine bunlar. Bu şeye benziyor. 15 Temmuz gecesi Yurtta Sulh bildirisi TRT’de okununca coşkuya gelip elinde kadehle Ciao Bella söyleyenlerin, darbe engellenince “böyle darbe mi olur, bunlar hep tiyatro” zırvasına sarılmasına. Kızıyoruz ama komik de bir yandan. Füze beğenmiyor hazretler!

İSRAİL PROPAGANDASINA ALET OLDULAR
İsrail zayiat açıklamadı diye zayiat olmadığını zanneden tuhaf bir zihin dünyaları var aynı zamanda. Savaşın cephede olduğu kadar, hatta yeri geldiğinde ondan da fazla, propaganda savaşı olduğunu bilmezler mi acaba? İsrail’in zayiat açıklamayacağını düşünemezler mi acaba? Bu tavırlarıyla İsrail ve bütün Batı’nın propaganda çarkına kapıldıklarını görmezler mi acaba?

Hem velev ki İran’ın harekâtında kimse ölmemiş olsun, hatta İsrail’in askeri tesislerinin bir kısmı darmadağın edilmemiş olsun. Yine de İran’ın, Hizbullah’ın bu cesareti, Filistin’e canlarını koyarak verdikleri destek alkışı, dayanışmayı hak etmiyor mu?

TRİBÜNDEN İZLEMEK GÜZEL Mİ?
Hem Filistin davası İran’a mı ait? Neden bütün yükümlülüğü İran’a, Hizbullah’a, Yemen’e, Suriye’ye bırakıp siz kenardan bıdı bıdı yorum yapıyorsunuz? Neden kafes dövüşü izler gibi kayıtsız bir haliniz var? Filistin sizin savaşınız değil mi? Tribünde misiniz siz? İran da Hizbullah da pekâlâ bizim hükümetimiz gibi bol bol kınayarak durumu idare edebilirdi.

Hatta İran’ın da Lübnan’ın da bizim sevgili Küreciklerimiz, İncirliklerimiz gibi tesisleri olsa tadından yenmezdi. Hatta o zaman Birleşmiş Milletler kürsülerinden bu ülkelerin liderlerinin esip gürleme, kurusıkı kullanma hakları olurdu. Hem de sorumluluğu kendi üzerlerinden atıp Birleşmiş Milletleri (yani havayı, boşluğu) göreve davet ederlerdi. O zaman iyi olurlardı herhalde.

ASIL TİYATRO
Sahi, asıl tiyatroyu bu arkadaşlar çeviriyor olabilir mi? Çünkü hem Filistin diye ağlaşıp hem de İran’a düşmanlık etmek, “tiyatro” denerek kastedilen imalara cuk oturuyor. İran’ın İsrail’

e yağdırdığı füzelerden rahatsız olmak için veya Nasrallah’ın şehadetinden mutlu olmak için ya İsrail’in adamı olmak ya Şii düşmanlığından körleşmek ya da idrak denen yetiyi usulca katlayıp bir kenara koymuş olmak gerekir.

Utku Reyhan

imam Hamaney'den İsrail'e sert mesaj! Sığınakta saklanıyor diyorladı! Yıllar sonra ilk kez Tahran'da cuma namazı kıldırdı! 


İsrail'in Nasrallah'ı şehit ettiği saldırının ardından hedef olduğu söylenen ve saklandığı iddia edilen İran İslam Cumhuriyeti Lideri imam Hamaney, düşmanlara meydan okudu. Tahran'ın göbeğinde cuma namazı kıldıran Hamaney, İsrail'e ve emperyalistlere sert, İslam ülkelerine birlik mesajı verdi.
 

İimam Hamaney, Tahran'daki Cuma hutbesinde, emperyalizmin böl parçala yönet programıyla Müslüman ülkeleri uzaklaştırmaya çalıştığını söyledi. "Biz Müslümanlar bu gerçeği yıllardır görmedik ve sonucunu gördük." diyen Hamaney düşmana karşı zafer için birlik çağrısı yaptı. Hamaney, İsrail'e ağır yıkıntı yaşatan Gerçek Vaat 2 Operasyonu'nun 'en hafif ceza' olduğunu vurguladı, İran'ın bundan sonra da gerekeni yapacağı mesajını verdi.


imam Hamaney'in İsrail'e düzenledikleri Gerçek Vaat 2 Operasyonu'nun ardından cuma namazını kıldıracağı açıklanmıştı. Hamaney'in en son 4 yıl önce cuma namazı kıldırdığı o nedenle bugünün özel anlamı olduğu belirtildi.

Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah'ın şehit edildiği terör saldırısının ardından İsrail'in bir sonraki hedefinin Hamaney olacağı iddia edilmişti. İran düşmanları da Hamaney'in sığınakta saklandığını, çıkamadığını öne sürmüştü. İran, İsrail'e 200 füze gönderdiği Gerçek Vaat 2 Operasyonuyla gereken yanıtı verdi. Herkes Hamaney'in harekatla ilgili söyleyeceklerini merak etmişti ancak İran İslam Cumhuriyeti Liderinin cuma namazı kıldıracağı ver burada konuşacağı açıklanmıştı.

 


Bugün Tahran'da yüzbinlerce İranlı hem o konuşmayı dinlemek hem de cuma namazı için camide toplandı. Hamaney, Cuma namazı kıldıracağı camiye geldi.

"'Allah'ın çizdiği çizgilerden dışarı çıkmayalım. Takvanın manası budur.' Okuduğum ayette mümin olanların birbirine bağlılığı sunulmuştur. Kur'an'ın ayetlerinde bu bağlantı ve müminler arasındaki bağlılığa velayet denir. Bu konu Kuran'ın birkaç ayetinde gelmiştir. Bu ayette bu velayet ve bağlılığa Allah'ın rahmeti olarak tanıtmıştır insanlığa. Siz Müslümanlar birbirinizle bağlantınız işbirliğiniz olursa Allah'ın rahmeti sizleri de kapsayacaktır. Sonra buyurur ki Allah hikmet sahibidir ve azizdir. Bu ayeti Allah'ın hikmeti ve izzeti ile bitiriyorum.

'MÜSLÜMANLAR BİRLİK OLURSA'
"Belki de şu açıdandır, Allah'ın rahmeti bu konuda Allah'ın izzeti ve hikmeti ile irtibatlıdır. Allah'ın merhameti, Allah tarafından indirilen bütün kullarını kapsamaktadır. Yaşadığımız bütün olaylar aslında Allah'ın merhametidir. Ama bu ayette Allah'ın rahmetini izzet ve hikmetle eşleştiriyor. Belki de bu ayette bize şunu öğretmek istiyor: Eğer Müslümanlar birbiriyle birlik olursa Allah'ın hikmeti ve izzeti onları destekleyecektir. Allah'ın sınırsız gücünden faydalanabiliriz.

'BÜTÜN ENGELLERİ AŞARSINIZ'
"Müslümanlar Allah'ın geleneklerinden ve ilahi kanunlardan faydalanabilirler. Bu velayetin manası nedir? Müslümanların birbirleri ile gönül bağı olması. Kur'an'ın Müslümanlar için çizdiği siyaset budur. Müslüman milletler birbirileriyle gönül bağı olsun ve sanki Allah söz veriyor; Siz birbirinizle Müslüman ülkeler olarak birlik olursanız Allah'ın izzeti sizi destekleyecektir. Yani siz bütün engelleri aşarsınız, bütün düşmanlarınıza galip gelirsiniz. Yani yaratılışın bütün kuralları sizin ilerlemeniz için size destek olacaktır. Kur'an'ın mantığı ve siyaseti budur.

İSLAM DÜŞMANLARININ SİYASETİ: BÖL PARÇALA YÖNET
"Bunun dışında İslam düşmanların siyaseti ise emperyalizm ve saldırganlıktır. Onların politikası böl parçala yönettir. Onların işi ayrımcılık yapmaktır. Bu ayrımcılık siyasetini İslam ülkelerinde çeşit çeşit komplolarla uğraştılar ve hala vazgeçmediler. Bunlar Müslüman milletlerin birbirinden uzak durmasını istiyor ama halklar uyandı.

 

'BİR ÜLKEDE BAŞARILI OLURSA DİĞERİNE GİDİYOR'
"Ben diyorum ki bugün öyle bir gün ki İslam ümmeti düşmanların bu komplolarını yenebilir. İran halkının düşmanı Filistin halkının da Lübnan halkının da Irak halkının da Mısır halkının da Suriye halkının da Yemen halkınında düşmanıdır. Düşman aynı düşmandır. Düşman çeşitli ülkelerde çeşitli saldırı yapıyor. Birine ekonomik savaş açıyor, bir yerde bombalar geliyor, bazen silahla bazen tebessümle gülücükle geliyori Ama kontrol odası bir yerde. Anı yerden komuta ediliyor. Eğer bunlar bir ülkede başarılı olursa başka ülkenin peşine koşuyor.

'BİZ YILLARCA BU GERÇEĞİ GÖRMEDİK'
"Milletler izin vermemelidir. Bir ülkenin üzerine gittiğinde onlarla işbirliği yapın ki düşman başarılı olamasın. Orada başarılı olurlarsa başka ülkeye saldıracaklar. Biz Müslümanlar bu gerçeği yıllardır görmedik ve sonucunu gördük. Bugün artık uyanık olmamız lazım. Afganistan'dan Yemen'e kadar, Filistin'den İran'a kadar bütün İslam ülkelerinde hazırlıklı olmalıyız.

"Filistin halkı toprağını işgal eden düşmanlara karşı savunma hakkında sahiptir. Bu işgalciler nereden geldi? Filistin halkı karşı durmak zorundadır. hiçbir merkez, hiçbir uluslararası kurum Filistin halkına itiraz edemez. Aksine Filistin halkına yardım etmek zorundayız.

'OPERASYON EN HAFİF CEZAYDI'
"Lübnanlıların Filistinlileri savunması yasaldır. Kimse Lübnanlıları eleştiremez. Bizim silahlı kuvvetlerimiz de iki üç gün önce yasal bir harekat yaptı. Yasalara uygun olarak bir operasyon düzenledik. Operasyon Siyonist rejime verilecek en hafif cezaydı. Kan emici Amerikanın bölgedeki kuduz köpeğine verilecek en hafif cezaydı. İran İslam Cumhuriyeti elinden gelen yanıtı en büyük kararlılıkla yerine getirecektir.

İSRAİLE: 'GELECEKTE TEKRAR GÖREVİMİZİ YAPACAĞIZ'
"Bizler bu görevimizi yapmada asla şüpheye düşmeyiz, aceleci de olmayız. Ne vazifemizi işlemekte kusur işleyeceğiz ne aceleci olacağız. Ülkemizin karar vericileri o sırada gerekeni yapacaktır. Gelecekte lazım olursa tekrar görevimizi yapacağız.

 

KONUŞMAYA ARAPÇA DEVAM ETTİ
"İkinci hutbemce özellike Lübnan'ı konuşacağım. İkinci hutbemi Arapça okuyacağım.

"İslam dünyasının kıymetli şahsiyeti, Lübnan'ın incisi, sayın Seyyid Hasan Nasrallah...

'MATEM VE YASIMIZ KARAMSARLIK DEĞİLDİR'
"Bu konuşmam bütün İslam ümmetine yöneliktir. Ama özellikle iki değerli halka. Lübnanlı ve Filistinli halka. Hepimiz yastayız. Değerli Seyyid'in şehadetiyle... Bizim için büyük bir kayıp oldu. Bir facia yaşadık. Ama bu matem ve yasımız karamsarlık ümitsizlik değildir. Tersine biz Hz. Hüseyin'e yas tuttuğumuz gibi yas tutuyoruz. Bizi adeta diriltiyor. Hedeflerimize daha çok odaklanmamıza sebep oluyor. Nasrallah vücuduyla aramızdan ayrıldı ama onun şahsiyeti, yolu, sesi her zaman içimizde sonsuza kadar yaşayacak. O direnişin yüce bir bayrağı idi ve zalim düşmanların karşısında dimdik duruyordu. O mazlumların sesiydi. Onları cesaretle savunuyordu. Hak yolunda savaşanlar için bir dayanaktı. Onun sevgisi Lübnan sınırlarını aşmıştı, Arap ülkelerinin sınırlarını aşmıştı.

"Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmayın. Önemli şahsiyetlerin ölümüyle karamsarlığa kapılmayın. Bu savaşta İsrail'e karşı asla zaaf göstermeyin. Direniş gösterin. Düşmanı bozguna uğratın.

"Ey vefalı Lübnan halkı, Hizbullah gençleri, Emel Hareketi gençleri sizler kahramansınız... Şehit Seyyid kendi halkından bunu istiyordu. Bu korkak düşman, Hizbullah'ın veya HAMAS'ın, İslami Cihad'ın varlığını asla bitiremeyecek. Allah yolunda savışımız devam edecek. Bizler zafere yakınız. Onlar suikastlarla ve sivilleri öldürerek sonuca ulaşacaklarını sanıyor. Ama sonuç alamadılar. Bu yaptıklarıyla bütün herkesi kendi aleyhlerinde kışkırttılar. İnsanlar artık uyandı. Fedakarlıklar yapıyoruz. Bu kan içici kurtlar, onların varlık aleminde kanlı bir grup olarak anılacaklar.

'YIKINTILAR TEKRAR YAPILIR...'
"Allah'ı anarak kalbinizi sakinleştirin. Bu yıkıntılar bir gün tekrar yapılır. Sizler yine izzetinize kavuşursunuz. 30 yıl boyunca Hasan Nasrallah çok zor süreçlerden geçti ve Hizbullah'ı adım adım ileri taşıdı, fedakarlıkta bulundu, onun yaptığı çalışma karşılığını verdi. Düşmanlar gazabını gördü. Allah bu yolda çalışanlara büyük mükafat verecektir. Onun yaptığı çalışmalarla Siyonist düşman köşeye sıkıştı. Biz İranlılar uzun zamandır Lübnan'ın yüceliğini faziletini biliyoruz.

'EMPERYALİST GASPÇI DÜŞMAN'
"Şu an ABD ve yandaşları İsrail'i korumak için her şeyi yapıyor. İsrail'i bölgenin doğal kaynaklarını sömürmek için kullanıyorlar. Emperyalistler büyük savaşlarına bölgeyi alet etmek istiyor. Bizler enerjimizi Batı'ya aktarmamalıyız. Batı bizim bütün kaynaklarımızı sömürmek istiyor. Gaspçı düşmanlar karşısında bölgemizi korumak zorundayız. Şunu görüyoruz; kim hangi grup İsrail'e darbe vurursa bu bütün bölgeye ve insanlığa hizmettir.


'MİLYONLARCA DOLAR HARCADILAR, KÜÇÜK BİR MÜCAHİT GRUP ONLARI DURDURU'
"Siyonistler ve Amerikalılar bir rüya görüyor. Boş hayaller peşindeler. İsrail sadece çirkin ağaçtır ve Yüce Allah Kur'an'ında buyurdu. Onların istikrarı yoktur. Bu şuursuz habis rejim zorla ayakta duruyor. Amerika onları savunduğu sürece ayakta duruyorlar. Allah'ın izniyle yok olup gideceler. Bunun açık kanıtı Lübnan'ı işgal etmek için milyonlarca dolar harcadılar. Batı'dan da çeşitli yardımlar gitti. Ama buna rağmen küçük bir mücahit grup onları engelledi. Onların tek yaptığı evleri, okulları yıkmak, sağlık merkezlerini yıkmak oldu. Bu suçlu Siyonist grup şu sonuca vardı; Asla HAMAS'a ve Hizbullah'a galip gelemediler ve bunu çok iyi anladılar.

'İRAN ÇOK KAYIP VERDİ AMA DURMADI'
"Lübnan ve Filistin'deki değerli direnişli güçler bu şahadetler ve bu dökülen kanlar sizin kararlılığınızı asla bitiremeyecek. Siz yolunuza devam edeceksiniz. İran devleti 1981'den beri onlarca suikasta uğradı. Çok seçkin insanları kaybettik. Tıpkı Seyyid Muhammed gibi... Birçok din alimimiz suikasta kurban gitti. Her birisi bizim devrimizin bir direği gibiydi. Onların ölümleri kolay değildi. Ama biz asla durmadık, geriye gitmedik, tersine ilerledik. Bugün bölgedeki direniş yiğitlerinin şehadetiyle geriye gitmeyecektir. Allah'ın zaferi direnişin yanında olacaktır.

'FİLİSTİN İSRAİL'İ 70 YIL GERİYE GÖTÜRDÜ'
"Gazze'deki direniş bütün dünyayı hayrete düşürdü. Gazze'de İslamiyet'in onuru yükselmiştir. Karşımızda ne kadar şer güçler olsa da Gazzeliler geri adım atmıyor. Aksa Tufanı Operasyonu'nun üstünden bir yıl geçti. Bu gaspçı rejimin tek hedefi kendi varlığını koruyabilmek. İlk kurulduğu yıllardaki telaşa düşmüştür. Filistin'in yiğitleri İsrail'i 70 yıl geriye götürdü.

'BARIŞ GETİRECEĞİNİ SÖYLEYEN BATILILAR BÖLGEDEKİ ASIL SORUNUMUZ'
"Savaşlardaki asıl sebep ve bölgenin geri kalmasının asıl sebebi İsrail'in varlığıdır. Bölgeye barış getireceğini iddia eden Batılı güçler bizim asıl sorunumuzdur. Aksi halde bölge ülkeleri bölge güvenliğini zaten sağlayabilir. Halkları kurtaracak olan halkların kendi çabaları olacaktır. Yabancıların, dışarıdan gelenlerin değil.

"Şehit Nasrallah, Şehit İsmail Heniyye, Şehit Kasım Süleymani'ye selam olsun!"

 İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Katar’da Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile bir araya geldi.
 

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile yaptığı görüşmede, İslâm ülkeleri arasındaki ilişkilerin genişletilmesinin önemini vurguladı.

Pezeşkiyan, “Suudi Arabistan gibi İslâm ülkelerini kardeşlerimiz olarak görüyor ve görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak yakınlığı ve birlikteliği artırmayı vurguluyoruz” dedi.

Suudi Arabistan’ın İsrail’in saldırılarının durdurulması için önemli rol sahibi olabileceğine işaret eden Pezeşkiyan, şunları söyledi: “Eğer bugün Siyonist rejim Gazze’de soykırıma cesaret edebiliyorsa bu, İslâm ülkelerinin ilgisizliğinden kaynaklanmaktadır. Biz bu saldırganlığa karşı birlik olmazsak Gazze ve Lübnan’dan sonra sıra yarın diğer İslâm ülkelerine ve şehirlerine gelecektir.”

Siyonist İsrail’in bölgedeki saldırganlığına değinen Bin Ferhan, Tel Aviv yönetiminin, savaşı tüm bölgeye yaymaya çalıştığına dikkati çekerek, “Durumu kontrol etme konusundaki bilgeliğinizi ve inceliğinizi takdir ediyoruz ve aynı zamanda bölgede barış ve huzurun sağlanması yolunda rol oynayacağımıza inancımız tamdır” ifadelerini kullandı.

 Mehr Haber Ajansı, Devrim Muhafızları Ordusu'nun icra ettiği misilleme operasyonu sırasında hedef alınan Siyonist İsrail'in hayati öneme sahip askeri üs ve noktaların isimlerini yayınladı.
 

İran'ın Siyonist Rejim'e yönelik düzenlediği "Gerçek Vaat 2" operasyonu sonucu bu rejime büyük zararlar verildi. Her ne kadar işgal rejimi uğradığı hezimeti sansürlemeye çalışsa da bu olayda İsrail'in büyük başarısızlığının derinliğini gösteren görüntü ve bilgiler elde edildi.

Mehr Haber Ajansı'nin elde ettiği bilgilere göre, operasyonda hedef alınan Siyonist askeri üsler şöyle:

1-Nevatim Hava Üssü (İngilizce: Nevatim Airbas - İbranice: ביסם נבטים - resmi adı: בחא 28 - Hava Kuvvetleri Üssü 28), Beerşeba'nın 15 kilometre doğu-güneydoğusunda ve Necef çölündeki Moshav Nevatim'in yakınında bulunan bir hava üssüdür.

İsrail'in en büyük üslerinden biri olan Nevatim farklı uzunluklarda üç piste sahiptir. Radara yakalanmayan  savaş uçakları, nakliye uçakları, yakıt ikmal uçakları ve radar sistemleri bu üste konuşlandırılmış durumdadır.

Nevatim Hava Üssü, İsrail hava sahasının savunmasındaki önemli rolü nedeniyle rejim ordusu için yüksek stratejik öneme sahiptir. Üs aynı zamanda askeri tatbikatlar ve hava operasyonları ile uluslararası tatbikatlar da dahil olmak üzere çeşitli operasyonlar için de kullanılıyor. Nevatim üssü, son yıllarda dünyanın en gelişmiş savaş uçaklarından biri olan F-35  gibi gelişmiş savaş uçaklarına ev sahipliği yapmasıyla daha da ün kazandı. F-35 ve F-16 savaş uçaklarının bulunduğu ve işgal altındaki topraklarının güneyinde bulunan üs, İsrail'in en büyük hava üslerinden biridir.

İsim: Nevatim

İbranice: ביסם נבטים

İran, İsrail'in hangi askeri üslerini hedef aldı?

İngilizce: Nevatim Air Base

Takma Adı: בחא 28 - Hava Üssü 28

Bağlı Kuruluş: İsrail Hava Kuvvetleri

Faaliyet dönemi: 1983'ten bugüne (yaklaşık 41 yıl)

En yakın şehirler: Beerşeba - Arad - Dimona

Koordinatlar: 31°12'30" Kuzey 35°00'44" Doğu

Komutan rütbesi: "Tat Aluf (תת-אלופ)" (Tuğgeneral'e eşdeğer)

Şu anki komutan: Tuğgeneral Yotem Sigler 23 (תא"ל יותם Sigler) - Temmuz 2023 - şimdi

Hava üssündeki uçak filosu ve birimler:

Filo 103: C-130J Super Hercules uçağı görev yapıyor.

Filo 116 ("Güneyin Aslanları - אריות הדרום"): F-35 savaş uçağı görev yapıyor.

İran, İsrail'in hangi askeri üslerini hedef aldı?

Filo 120 (Desert Giants - ענקי המדבר): Boeing 707 (ראם / שקנאי / ברבור) ve Wing Zion (Knaf Tzion) uçakları görev yapıyor.

 

Filo 122 ("Nachshon - הנחשון"): Gulfstream V 5 "Nachshon עיטם" ve "נחשון שביט" uçakları görev yapıyor.

Filo 131 ("Sarı Kuş Şövalyeleri - אבירי הציפור הצחובה"): C-130 Hercules (קרנף) uçağı görev yapıyor.

Filo 140 (Altın Kartal - נשר החזב"):  F-35I (Adir) uçağı görev yapıyor.

Birim 5700: İleri İniş Birimi

8200 numaralı uçuş birimi

АСМ 5708 Birimi: Bu ünite 2016 yılında kapatılmıştır)

669 Tedarik Birimi:  Özel Kurtarma Taktik Biriminde bulunuyor.

Birim 757: Ekipman ve mühimmat yükleme ve boşaltma sürecini kontrol ediyor.

Necef Savunucuları Savaş Filosu: 2010 yılında kurulan ve üssün kara savunma departmanının gözetiminde ve havacılık filosu komutanlığı altında bulunuyor.

İnşaat Birimi 328: Üssün ve sorumluluğu altındaki alanın tüm altyapısından sorumlu inşaat birimidir.

Bu üssün konutları resmi olarak Adi Kampı (מחנה עדי) adı verilen bir yerleşim yeri olarak biliniyor.

2-Hatzerim Hava Üssü: (Resmi adı: בחא 6 - Hava Kuvvetleri Üssü 6), Necef çölünde bulunan İsrail Hava Kuvvetlerinin en önemli ve en büyük üslerinden biridir. İsrail'in güneyinde ve Beerşeba kenti yakınında bulunan bu üs, pilot eğitimleri ve askeri operasyonlardaki önemli rolü nedeniyle büyük stratejik öneme sahiptir.

Bir üs komutanı, doğrudan Hava Kuvvetleri Komutanına rapor veren Tat Aluf (תת-אלופ) (tuğgenerale eşdeğer) rütbesinde bir pilottur. Yardımcısı, Segan Aluf (yarbay rütbesine eşdeğer) rütbesine sahip bir uçuş ekibi subayıdır.

3- Glilot üssü: Bu üssün gizli operasyonlar, sinyal istihbaratı faaliyetleri kapsamında ses ve görüntü toplama,  şifre kırma, anti-casusluk operasyonları, siber savaş ve askeri istihbarat ve gözetlemeden sorumlu olduğu söyleniyor. Glilot üssünde İsrail askeri istihbaratı (Aman) karargahı, Mossad karargahı ve Tel Aviv yakınlarındaki Birim 8200'ün siber ve merkezi birimi yer alıyor. Bu üss Lübnan'ın 110 km uzaklığında yer almaktadır. Hizbullah bugün Glilot üssüne bir saldırı düzenlemesinin ardından ABD bu üssün durumu ile ilgili endişelerini dile getirmişti.

İngilizce: Hatzerim Airbase

Türkçe: Hatzerim Hava Üssü

İran, İsrail'in hangi askeri üslerini hedef aldı?

Tür: Hava Üssü

Faaliyet dönemi: 1966'dan günümüze (yaklaşık 58 yıl)

En yakın kent: Beerşeba - Ofakim

Bu üssün filoları ve birimleri şu şekilde:

107. Filo ("Turuncu Kuyruk Şövalyeleri - פיסת אבירי הזנב הצום") F-16 uçaklarını işletmektedir.

69. Filo (Çekiç Filosu “טייסת אבירי הזנב הכתום”) F15 uçakarını işletmektedir.

102. Filo (Uçan Kaplan Filosu “טייסת הנמר המעופף”) M-۳۴۶ Master uçaklarını işletiyor. Hava kuvvetlerine ait müze de bu üste yer almaktadır.

4- Tel Nof Hava Üssü: İsrail'in en önemli hava üssüdür.

Rehovot kentinin 5 km uzaklığında yer almaktadır

İbranice: בסיס תל נוף

İngilizce: Tel Nof Airbase

İran, İsrail'in hangi askeri üslerini hedef aldı?

Tür: hava üssü

Faaliyet dönemi: 17 Ağustos 1948 - günümüze (yaklaşık 76 yıl)

Bu üssün filoları ve birimleri şu şekilde:

Savaş filoları( F-15A/B/C/D)

133. Filo (İki Kuyruklu Şövalyeler)

106. Filo(mızrak başı)

CH-53 Deniz Aygırı helikopter filosu

118. Filo (geceleri yırtıcı kuşlar - gece Dorsey)

Drone filosu

210. Filo(Beyaz Kartal - הנשר הלבן)

Deneysel filolar

5601. Filosu (Uçuş Test Merkezi)

Kızıl Baron Filosu

5- 555. Birim (Havadan Elektronik Harp Birimi): Gökyüzü Kargaları Birimi (יחידת עורבי השחקים) olarak bilinir, İsrail Hava Kuvvetlerinin havadan elektronik harp birimidir. Bu birim 1969 yılında Lod Hava Üssü'nde kurulmuştur ve şu anda genel merkezi Tel Nof Hava Üssü'nde bulunmaktadır. Bu birim İsrail Hava Kuvvetlerinin en gizli birimlerinden biri olarak bilinmektedir.

 Arif Alvi, İran'ın işgal altındaki topraklara yönelik füze saldırısını takdir etti.
 

Pakistan eski cumhurbaşkanı Arif Alvi, İran’ın Siyonist düşmana yönelik Gerçek Vaad-2 operasyonu hakkında şunları söyledi: ‘Şehit Haniye'nin, Şehit Hasan Nasrallah'ın ve Gazze halkının intikamını almak için İsrail'e füze saldırısı düzenleyen İran'a teşekkür ediyorum.’

Pakistan eski Cumhurbaşkanı Alvi, İslam dünyasının Tahran'ın Siyonist düşmana karşı eylemi ile dayanışmasına değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘İran'ın son operasyonu Müslümanları gururlandırdı, bu saldırıdan dolayı İran'a teşekkür ediyorum.

Diğer İslam ülkelerinden de Siyonist rejimin Filistin ve Lübnan halkına karşı işlediği suç ve cinayetlerin sona erdirilmesinde rol oynamalarını istiyoruz. Biz de Pakistan'ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah gibi, Filistin'in Filistin halkına ait olduğuna inanıyoruz.’

 

Pakistan’lı Siyasetçi: İran "Sadık Vaat 2" ile Siyonist Rejime Sert Bir Ders Verdi
 Pakistan Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı, İran'ın "Sadık Vaat 2" operasyonuyla Siyonist rejime sert bir ders verdiğini belirterek, İslam ülkelerinin direnişi desteklemede birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğini söyledi.
İran İnkılabı Devrim Muhafızları Ordusu, Siyonistler tarafından İsmail Haniye ve Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehit edilmesine misilleme olarak, 200'den fazla balistik füzeyle işgal altındaki toprakların derinliklerini hedef aldı. Bu bağlamda Mehr Haber Ajansı, Pakistan Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Şemşad Ahmed Han ile bir röportaj yaptı.

Ahmed Han, Siyonist rejimin Lübnan'a saldırısını vahşice ve korkakça olarak nitelendirerek, "Bu suçlar Amerika'nın destek şemsiyesi altında işleniyor ve Amerika ve İsrail'in cüretkar davranmasının nedenlerinden biri de bazı İslam ülkelerinin pasif kalmasıdır." dedi.

Pakistan Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Şemşad Ahmed Han, "İslam'ın mesajı barıştır. Ancak Müslüman ülkeler, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra daha az güvenliğe sahip olmuştur. Savaşların çoğu Müslüman ülkelerde yaşanmıştır. Müslüman ülkelerin toprakları işgal edilmiştir ve ne yazık ki İslam ülkeleri buna uygun bir tepki vermemiştir. Hatta bazı Müslüman ülkelerde Amerika'nın askeri üsleri bile var." dedi.

Pakistan Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı, İslam ülkelerinin Amerika'nın bu ülkelerde askeri üs kurmasına izin vermeleri konusunda üzüntüsünü dile getirerek, "Amerika çoğu İslam ülkesinde askeri üsse sahipken, biz Müslümanlar nasıl güçlü olabiliriz?" dedi.

"Sadık Vaat 2" operasyonu hakkında konuşan Ahmed Han, "İran, İslam ülkeleri arasında yalnızca kendisinin yapabileceği böyle bir eylemle Siyonist rejime sert bir ders verdi. Ancak ortak hedeflerimize ulaşmak için İslam ülkeleri İran'ı desteklemelidir." dedi.

Ahmed Han, "Filistin sorununu çözmek ve ortak hedeflere ulaşmak için İran, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, Nijerya, Türkiye, Malezya ve Endonezya gibi İslam ülkeleri NATO gibi bir askeri ittifak oluşturmalıdır." diye ekledi.

İsrail ordusu İran'ın İsrail'e yönelik füzelerle harekat başlattığını açıkladı. İran harekatta yaklaşık 500 füze kullandı.
-
Tüm dünyanın vahşetini seyrettiği İsrail, Aksa Tufanı Harekatı ve Gerçek Vaat Harekatından sonra üçüncü kez büyük darbe aldı. İran bu akşam İsrail'e Gerçek Vaat 2 Operasyonu başlattı. Deyim yerindeyse Tel Aviv semaları İran'ın uzun menzilli füzeleriyle aydınlandı. İsrail'in 'demir kubbe'si çöktü.

TEL AVİV'DE ALARM
 
ABD uçaklarının Ürdün üzerinden füzelere müdahale çabası da yeterli olmadı. Yüzlerce füze Tel Aviv'e düştü. Kent önce siren sonra patlama sesleriyle yankılandı.

ASKERİ ÜSLER VURULDU
İran İsrail'e ait çok sayıda askeri noktayı vurduklarını açıkladı. Vurulan noktalar arasında Netsarim, Nevatim, Hatzerim hava üslerinin olduğu öğrenildi. İranlı kaynaklar, Devrim Muhafızları'nın füze biriminin, kitle imha silahlarının depolandığı merkezleri vurduğunu bildirdi. İran ajansları İsrail'in Lübnan saldırılarında da kullandığı ABD yapımı onlarca F-35'in de imha edildiğini yazdı.

İsrail'i bir sonraki operasyonun daha ağır olacağı yönünde uyardı. Demir kubbenin İran'ın stratejik hamleleri sonucu aşıldığı yorumları yapıldı.

FİLİSTİNLİLER SOKAKLARDA KUTLADI

Bölgenin direnen kuvvetleri, mazlum halklar, Filistinliler operasyonu sevinçle kutladı. İran sokakları da coşkulu kutlamalara sahne oldu. Sosyal medyaya düşen bir kutlama videosu bölge halklarının duygularına adeta tercüman oldu. Elinde İran füzesinin bir parçasını tutan Filistinli genç "Bu zafer füzesidir. Sünni, Şii, hepimiz biriz, inşallah direniş galip gelecek." dedi.


HAMANEY: ÇÜRÜMEKTE OLAN CESET
İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail’e yönelik füze saldırısın ilişkin yaptığı açıklamada, "Allah’ın izniyle, direniş cephesinin darbeleri Siyonist rejimin yıpranmış ve çürümekte olan cesedi üzerinde daha güçlü ve acı verici olacaktır" dedi.

DEVRİM MUHAFIZLARINDAN AÇIKLAMA
İran Devrim Muhafızları Ordusundan yapılan yazılı açıklamada, İran'ın ulusal güvenliğini hedef alan İsrail'e onlarca füzeyle saldırı düzenlendiği bildirildi.

Saldırının HAMAS lideri İsmail Heniyye, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve İranlı general Abbas Nilfuraşan'ın şehit edildiği İsrail saldırılarına karşılık olarak gerçekleştirildiği belirtildi.

İsrail'in bu saldırıya askeri yanıt vermesi halinde "yıkıcı karşılık" göreceği uyarısında bulunuldu.

Devrim Muhafızları yaptığı ikinci duyuruyla Tel Aviv çevresindeki askeri üssünü hedef aldığını belirtti.

Ek olarak operasyonun başarılı oranının yüzde 90 olduğu ifade edildi. Operasyonun adının Gerçek Vaat - 2 olduğu duyuruldu.

 

CUMHURBAŞKANI PEZEŞKİYAN: BU YALNIZCA GÜCÜMÜZÜN BİR PARÇASI
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, X sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, ülkesinin İsrail'e karşı füze saldırılarının "meşru haklar temelinde İran ile bölgenin barış ve güvenliği için" düzenlendiğini savundu.

İsrail'in saldırganlığına "kesin bir yanıt" verdiklerini ifade eden Pezeşkiyan, bu saldırıların İran'ın çıkarlarının ve vatandaşlarının savunulması amacıyla gerçekleştirildiğini kaydetti.

Pezeşkiyan mesajında şu ifadeleri kullandı:

"Netanyahu İran'ın savaş peşinde olmadığını ancak her tehdide kararlı yanıt vereceğini bilsin. Bu yalnızca gücümüzün bir parçasıydı. İran ile çatışmaya girmeyin."

Pezekişyan ayrıca ikinci bir tivit atarak İran bayrağı ile beraber İngilizce "Kendimizi savunma hakkımız var", Arapça olarak da "Allah'tan zafer ve fetih yakındır" diye yazdı.

 Lübnan Hizbullah Hareketi'nin Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım "2006'daki gibi kazanacağız, zafer bizimdir, biraz sabra ihtiyacımız var." açıklamasında bulundu.

Şeyh Naim Kasım Hizbullah Hareketi'nin merhum Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadeti sonrasında yaptığı ilk konuşmada "Seyyid Hasan Nasrallah hayatı boyunca cihad ve mücadele alanında bulunmuş ,rahmetli İmam Humeyni ve İslam İnkılabı Lideri İmam Hamaney'in yolundan gitmiştir." dedi.

Seyyid Hasan Nasrallah, Kudüs'ü destekleme yönünde hareket etti ve Mücahidlerin dostuydu." diyen Kasım "Sevgili liderimizin kaybından dolayı İslam İnkılabı Lideri, İmam-ı Zaman'a (as), Mücahidler ve ailesine, Lübnan'a, bölgeye, dünyaya ve özgürlük mücadelecilerine başsağlığı diliyoruz." ifadesine dikkat çekti.

İsrail'in Lübnan'ın her bölgesinde suç ve katliamlar gerçekleştirdiğini, sivillere ve sağlık merkezlerine saldırdığını belirten Kasım Siyonist rejimin savaşçılarla savaşmadığını masum insanları öldürdüğünü kaydetti.

Lübnan Hizbullahı'nın genel sekreter yardımcısı sözlerinin devamında "Amerika, Siyonist rejimin suç ortağıdır ve sınırsız siyasi ve askeri destek sağlamaktadır, ancak biz İmam Hüseyin'in (as) evlatlarıyız ve zafere ulaşacağız." vurgusunda bulunarak "Biz amel, cihat ve sabır adamlarıyız ve Allah'ın vaadi haktır." diye ekledi.

 
 

Irak'ta Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında bulunan ABD askeri üssü Victoria, Washington'un bölgede saldırganlığını arttıran İsrail’e verdiği açık destek nedeniyle ateş altında. 
 

ABD'nin Gazze, Lübnan ve Yemen'deki İsrail saldırganlığına verdiği sınırsız desteğe yanıt olarak, pazartesi günü geç saatlerde Bağdat Havaalanı yakınlarındaki ABD ordusuna ait Victoria Üssü’ne bir saldırı düzenlendi.

El-Meyadin'in Irak'taki muhabiri üs çevresinde art arda dört patlama sesi duyulduğunu ve tesis içinde alarm sirenlerinin çaldığını bildirdi. Şu ana kadar hiçbir grup operasyonun sorumluluğunu üstlenmedi.

Bu operasyon, Lübnan'a yönelik saldırılarını artıran İsrail'in eylemlerini açık bir şekilde destekleyen ABD'nin bölgedeki askeri müdahalesine karşı süregelen direnişin devamı olarak görülüyor.

 

Hizbullah'tan Hayfa'nın kuzeyine operasyon

Hizbullah, Gazze'deki Filistinlilere destek vermek amacıyla İsrail'in kuzeyindeki yerleşim birimlerine Fadi-1 füzeleriyle Hayfa'nın kuzeyine saldırı düzenledi.


Lübnan İslami Direnişi, Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkına destek vermek, direnişlerini güçlendirmek ve Lübnan'ı savunmak amacıyla Hayfa'nın kuzeyindeki bir dizi yerleşimi Fadi-1 füzeleriyle hedef aldığını açıkladı.

Hizbullah, bu operasyonun İsrail'in Lübnan'daki şehirlere, köylere ve sivillere yönelik acımasız saldırılarına bir karşılık olduğunu vurguladı.

İsrail ordusu ise, Lübnan'dan Celile ve Hayfa'nın merkezine en az 10 füze atıldığını bildirdi.

Bölgede ve Hayfa'nın kuzeydoğusundaki Kiryat Ata yerleşiminde sirenler çaldı. Lübnan'dan atılan bir füze sonucu çıkan yangın, paniğe neden oldu.

Ayrıca Hizbullah, İsrail'in Kfar Giladi yerleşim birimini Nur füzesiyle hedef aldı. Hizbullah, 8 Ekim'den bu yana ilk kez bu tür bir füze kullandığını duyurdu.

Hizbullah, füzelerle Yiftah yerleşiminde İsrail askerlerinin toplanma noktasını doğrudan vururken, Beyt Sayda'da başka bir toplantıyı, Zaura'da ise üçüncü bir toplanma noktasını hedef aldı.

İsrail'in Lübnan'daki yerleşim yerlerine ve sivillere yönelik saldırılarına karşılık olarak Hizbullah, Capri, Saar, Geşer Haziv yerleşimlerini ve işgal altındaki Safed kentini bombaladı. Her bir hedefe birer roket mermisi atıldı.

Hizbullah ayrıca, Naura üssünü Fadi-2 füzeleriyle ve Sade mevkiindeki bir İsrail piyade gücünü topçu mermileriyle hedef alarak doğrudan isabet sağladığını bildirdi.