
کارگر
Şiileri Niçin Katlediyorlar?
Bismihi Teâla
İslam coğrafyasında gün geçmiyor ki, Şii Müslümanlara dönük bir saldırı yaşanmamış olsun. Saldırganlar hiçbir kutsalı dikkate almıyor, hiçbir mukaddesata değer vermiyorlar. Vahşilikte sınır tanınmıyor. Çiğnenmedik “İslami” ve “insani” değer bırakılmadı!..
“Kurbanların masumiyeti, mazlumiyeti, mekânların kutsiyeti, açılan sosyal ve ekonomik yaralar, arşa yükselen feryatlar”; gözlerini kan bürümüş anlayışlar, insan organı yiyen cihatçılar için bir anlam ifade etmiyor!
Bin bir zulümle parçalanmış masum bedenlerin, din adına harabeye çevrilmiş mabetlerin sayısal fazlalığı; “Allah yolunda ortaya konan çabanın büyüklüğü” olarak algılanıyor!?
Her fırsatta tarih boyunca “gayri müslim”lerle savaşmamakla suçlanan “Şii Müslümanlar”, kendilerini “Müslim” olarak tanımlayan eller tarafından katliam ediliyorlar!
Hangi dinden hangi milliyet den olursa olsun “temiz vicdan”lar düşünmeden edemiyor: “Nedir bu Şii Müslümanların suçu? Niçin İslam coğrafyasının her yanında Şii Müslümanlar katlediliyor?”
Hakikaten “büyük hesap günü” Allah masum maktullere “Hangi suçtan ötürü öldürüldün?” (Tekvir/9), din adına Müslümanları katleden katillere “Hangi günahından ötürü öldürdün?” diye sorduğunda “katil cihatçılar” eylemlerini nasıl bir gerekçe sunacaklardır acaba?!
Şii Müslümanları niçin öldürüyorlar?
“Allah birdir. Doğurmamış ve doğmamıştır. Eşi ve benzeri yoktur. O’na mekân ve zaman atfedilemez. Cisim ve şekil değildir. Tasavvur ve tahayyül edilemez” dedikleri için mi?
Yoksa “Muhammed (s.a.a), Allah’ın kulu ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği son peygamberidir. Allah, O’na (s.a.a) “habibim” diyerek hitap etmiş ve O’na (s.a.a) itaati kendine itaat olarak takdir kılmıştır. Hz. Peygamber (s.a.a) her türlü günahtan beridir ve masumdur” dedikleri için mi?
Ya da “temizliğine Kuran’ın şahitlik ettiği Ehl-i Beyt (a.s), Hz. Peygamber (s.a.a) tarafından “Nuh’un gemisi” olarak ifadelendirilmiş ve kıyamete kadar İslam ümmetinin sarılmak zorunda olduğu iki emanetten biri olarak “sevmek ve takip etmek” ümmete farz kılınmıştır” dedikleri için mi?
Şii Müslümanları niçin öldürüyorlar?
“Müslümanlar kardeştir. İslam, bir ümmettir. Dertleri, sevinçleri; dostları ve düşmanları ortak olmalıdır” dedikleri için mi?
Yoksa “Amerika, Büyük Şeytan’dır. Büyük Şeytan, İslam ümmetinin baş düşmanıdır. İslam coğrafyasındaki her derdin arkasında Büyük Şeytan’ın fitnesi vardır. Dünya halklarının adalet ve özgürlüğünün yolu emperyalist/kapitalist Amerikan düzeninin çökmesinden geçmektedir” dedikleri için mi?
Ya da “Gasıp Siyonist İsrail, emperyalizmin Ortadoğu’da ki ileri karakoludur. İsrail, Amerika tarafından İslam ümmetinin kalbine saplanmış bir hançerdir. Dünyanın neresinde olursa olsun bir Müslümanın öncelikli görevi “Kudüs”ün özgürleştirilmesi ve İslam ümmetinin bedenindeki bir kanser tümörü hükmünde olan Siyonist rejimin yok edilmesi olmalıdır” dedikleri için mi?
Bu sessizlik niçin?
Dört bir yanda “cihat(!)” adı altında Şii Müslümanların katledilmesi İslam coğrafyasını kan ve gözyaşı deryasına çevirdi. Masum ve mazlum feryatlar arşa yükselirken “muhafazakâr iktidar”da, İslami cemaat, tarikat, medya, STK ve kanaat önderlerinde derin bir sessizlik var!
Temiz vicdanlar sormadan edemiyor: Kıyıya vurmuş balıklar, ağaçta kalmış kedilerden an be an bizi haberdar eden “muhafazakâr medya” niçin sesiz siniz?
Fırat kıyısında ki kuzudan kendisini sorumlu görüp(!), özgürlük adına Ortadoğu coğrafyasında cehennemin kapılarını açmaktan çekinmeyen “muhafazakâr iktidar” niçin sessiz siniz?
Masum öldürüldüler diyerek İsrail’liler için gözyaşı döken, barış ve sevgi adına uzlaşı elini Hıristiyanlara, Yahudilere, Büyük Şeytan’a uzatmaktan çekinmeyen “hoşgörü lideri(!)” ve cemaati niçin sessiz siniz?
Siyasiler, cemaat liderleri, akademisyenler, kanaat önderleri, medya temsilcileri katliamı görmüyor musunuz? Katledilenler, mazlum ve masum insan evladıdır!?
Yoksa suskunluğunuz “ikrar”ın işareti mi?!
Siz kimsiniz?
Masum insanları katletmek için kendi canlarından vazgeçecek derecede zihinsel ve kalbi dumura uğramış bu fikriyat ve topluluk kim acaba? Hakikaten siz kimsiniz? Niçin kin ve nefretle masum ve mazlum Müslümanları katlediyorsunuz?
Eğer Müslümansanız bu katliamları yapmamalısınız. Zira Kur’an- Kerim; “Müminler ancak kardeştir (Hucurat/10)” buyurmaktadır.
Eğer Hıristiyan iseniz yine bu katliamları yapmamalısınız. Zira İncil; “Adam öldürmeyeceksin (Matta 5/21)” buyurmaktadır.
Eğer Yahudi iseniz de bu katliamları yapmamalısınız. Zira Tevrat da; ““Adam öldürmeyeceksin (Çıkış 20/13)” buyurmaktadır.
Ne Kur’an-ı Kerim’i ne İncil’i ne de Tevtat’ı referans alıyorsunuz.
İyi de siz kimsiniz?
Kemal Şükrü SEVİNDİK
İran Nano teknolojisinde dünya sekizincisi
İslami İran hakkında uygulanan tüm yaptırım ve baskılara rağmen, Nano teknolojisi alanında muteber bilimsel makaleler (ISI) üretimi alanında dünya sekizincisi olmayı başardı.
İRNA'nın bildirdiğine göre İran İslam Cumhuriyeti Nano teknoloji kalkınma merkezi yetkililerinden İmad Ahmedvend konuyla ilgili yaptığı açıklamada, İran'ın 2013 yılının ilk altı ayında Nano teknolojisi alanında 1508 muteber bilimsel makale (ISI) yayınlayarak bu alanda dünya sıralamasında 8. makamı elde ettiğini söyledi.
Ahmedvend, İran'ın, Çin, ABD, Hindistan, Almanya, Güney Kore, Japonya ve Fransa ülkelerinden sonra 8. Sırada geldiğini belirtti.
El Ezher: Şiilerin öldürülmesi en büyük günahlardan biridir
El Ezher Mısır’da 4 Şii’nin Selefilerce öldürülmesine sert tepki gösterdi
Mısır’da Şii 4 kişinin Selefilerce öldürülmesi olayı üzerine El Ezher bir bildiriyle, Şiilerin katlini en büyük günahlardan biri diye tanımlayıp, sorumluların cezalandırılmalarını istedi.
Mısır’ın El Cize bölgesinde bir köyde Şii 4 kişinin aşırıcı Selefilerce öldürülmeleri olayı üzerine El Ezher bir bildiri yayınlıyarak olayı kanlı bir eylem olarak tanımlarken “Bu cinayet en büyük günahlardan biridir ve dinimizin onun haram olduğunu şiddetle vurguladığı bir girişimdir. Bu günahı işleyenleri kanun da cezalandırır” diye vurguladı.
Mısırlı haber medyasının bildirdiğine göre, El Ezher ayrıca, Mısır ve Mısırlıların insanların mezhep ve inançları yüzünden katledilmelerini kesinlikle tanımadığının altını çizerek “Bu tür hadiseler Mısır halkı için garip bir şeydir. Bu hadisenin amacı da, mevcut hassas şartlarda bu ülkenin istikrarını bozmak ve Mısır halkını yeni yeni fitnelere doğru sürüklemektir” ifadesini kullandı.
Bildirisinin devamında halk ve Hükümeti daha da uyanık olmaya davet eden El Ezher ayrıca konuyla ilgili bir hadis-i şerifi hatırlatarak “Müslümanlar birbirlerini katlettiklerinde takdirde katil ve maktul olarak Cehennem’de olacaklar” diye kaydetti.
İran Mısır'da 4 Şii Müslüman'ın şehit edilmesini sert şekilde kınadı
İran Dışişleri Bakanlığı'ndan Mısır'da 4 Şii Müslüman'ın şehit edilmesini sert şekilde kınadı
İran Dışişleri Bakanlığı Pazartesi gecesi yayınladığı bildiride, Mısır'da 4 Şii müslümanın katledilmesi olayını kınayarak, Mısır halkından ülkede Müslümanlar arasında her türlü kargaşa ve ayrımcılığa sebep olacak girişimlerden kaçınmalarını istedi.
İran Dışişleri Bakanlığı'nın bildirisinde ayrıca, Mısır'ın uyanık ve inkılapçı halkının geçmişte de dirayetli ve tedbirli liderlerinin sayesinde Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında Siyonistlerin tüm tefrika komplolarını suya düşürdüğü gibi, bu kez de inkılap ve milli vahdetlerini koruyabilecekleri belirtilmiştir.
Bildiride ayrıca, Mısır halkından İslami gruplar arasında fitne ve çatışma çıkarmak peşinde olanlara karşı durup, ülkede tefrika ve çatışmaya engel olmaları istendi.
Mısırlı Selefiler Pazar gecesi Mısır'ın başkenti Kahire'nin güneyindeki El Cize ilinde 4 Şii müslümanı acımasızca katletmişlerdi.
Suriye’de müzakerelerin başlanması için herkes çaba göstermeli
Lübnan Dışişleri Bakanı’nı kabul eden İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, düşmanların bölgede egemenlik kurmak girişimine işaret ederek, Suriye’de müzakerelerin başlanması için herkes çaba göstermesi gerektiğini söyledi.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad bu sabah Lübnan Dışişleri Bakanı Adnan Mansur’u kabul etti.
Yanyana durarak ve ağır bedeller ödeyerek düşman karşısında dik duran İran ve Lübnan milletinin azmine işaret eden Ahmedinejad bu görüşmede, zafer bu iki milletin olduğunu dile getirdi.
Ahmedinejad, İran milleti Lübnan halkına onur duyduğunu ve her zaman yanında olacağını konuşmasına ekledi.
Konuşmasınd Suriye’deki gelişmelere işaret eden Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Suriye ise tüm bölgede egemenlik kurmak isteyen düşmanlar tarafından üretilen senaryonun bir parçası olduğunu söyledi.
Ahmedinejadi, Siyonist İsrail’in varlığı düşmanlar için önemli olduğunu konuşmasına ekleyerek Suriye krizi bir tek milli birlik ve beraberlikle çözülebileceğini belirtti.
Lübnan Dışişleri Bakanı Adnan Mansur da bu görüşmede İran İslam Cumhuriyeti’nin Lübnan direnişi ve halkına verdiği destekten teşekkürlerini dile getirerek, Suriye’deki gelişmelerin bir tek bu ülkeye sınırlı kalmayacağı gibi tüm bölgeyi etkileyeceğini söyledi.
Mansur, Suriye’ye gönderilen silahların bu ülkenin durumunu daha da kötüleştireceğini kaydetti.
İran Voleybol Milli Takımı Sırbistan’ı dize getirdi
Dünya Ligi rekabetleri kapsamında önceki gün ikinci karşılaşmasını Sırbistan karşısında gerçekleştiren İran Voleybol Milli Takımı, Avrupa şampiyonunu dize getirdi.
Mehr haber ajansı muhabirinin bildirdiğine göre, 24. Dünya Ligi rekabetlerinin dördüncü haftasında önceki gün Tahran Azadi salonunda İran ve Sırbistan arasında ikinci karşılaşma gerçekleşti.
Bu karşılaşma sonucunda İran takımı Sırbistan’ı 3-2 yendi. Böylece 2001 Asya şampiyonluğu ünvana sahip millilerimiz Avrupa şampiyonunu dize getirerek 2 puan sahibi oldu.
İran takımı yine de Azadi saolununda yapılan ilk karşılaşmasında Sırbistan’a 3-2 yenilmişti. Bu karşılaşmadan önce takımımız Kalingrad’da Rusya takımına 3-0 ve 3-1 yenilmişti.
İran Voleybol Milli Takımı 28 ve 30 Haziran’da İtalya takımıyla karşılaşmak için bugün bu ülkeye gidecektir.
Celili, Suriye'de teröristlere silah yardımı kararını kınadı
İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri, Suriye’de teröristlere silah yardımı yapma kararı alan ülkeleri kınayarak, bu hareketin dünya güvenliğini tehdit etmenin en bariz mısdakı olduğunu belirtti.
İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Said Celili, Lübnan Dışişleri Bakanı Adnan Mansur ile görüşmesinde Suriye’de teröristlere silah yardımı yapma kararı alan ülkeleri kınayarak, bu hareketin dünya güvenliğini tehdit etmenin en bariz mısdakı olduğunu belirtti.
Celili, hiç kuşkusuz bu karar dünya camiasının tepkisi ile karşılaşacağını ve kararı alan ülkelerin rezil olmalarını beraberinde getireceğini ifade etti.
Celili, bölge ülkeleri bazı Batılı sultacı devletlerin terörü kullanarak bölge güvenliğini tehdit etmelerine asla izin vermeyeceğini kaydetti.
İran’da seçimlerin bölge dünya için gerçek demokrasinin örneği olduğunu belirten Celili, her seçimden sonra İran İslam Cumhuriyeti nizamının milli iktidarı ve uluslararası arenadaki gücü daha da belirgin hale geldiğini vurguladı.
Görüşmede Lübnanlı bakan Mansur da Suriye’de demokrasiyi savunma iddiası ile El-Kaide ve Nusrat cephesi gibi terör örgütlerine silah göndermenin doğru olmadığını belirterek bölge güvenliği ancak barışçıl yollardan ve bölge milletlerinin talepleri gözetilerek sağlanabileceğini vurguladı.
Ruhani’den Putin’e:Dünya milletleri arasında barış ve dostluğu sağlayacağız
İran’ın seçilmiş cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Rusya cumhurbaşkanının tebrik mesajına cevaben, kuracağı devletin dünya milletleri arasında barış ve dostluğun sağlanması için çaba göstereceğini söyledi.
Mehr haber ajansının Ruhani’nin basın bürosuna dayandırdığı habere göre, Rusya cumhurbaşkanı Vladimir Putin’nin tebrik mesajına cevap veren İran’ın seçilmiş cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, devralacağı devletin dünya çapındaki milletler arasında barış ve dostluğun sağlanması için çaba göstereceğini söyledi.
Hasan Ruhani, kurulacak İran’ın yeni devleti İran’ın eski medeniyetine ve İslam’ın zengin kültürüne esasa olarak dünya üklelerle karşılıklı saygı ve güven çerçevesinde ilişkilerini geliştireceğini belirtti.
Kendisine terbik mesajı gönderen Putin’e teşekkür eden Ruhani, iki ülke arasındaki tarihi ilişkilerin tüm alanlarda gelişmesini ümit etti.
Ruhani, İran komşusu olan büyük Rusya ülkesinin 11. devletteki konumu önem arz edeceğini hatırlattı.
İran’ın seçilmiş cumhurbaşkanı ayrıca Ermenistan cumhurbaşkanı Serj Serkisyan’ın tebrik mesajına cevaben, karşılıklı saygı ve güven kapsamında ikili ilişkilerin geliştirmeye azimli olduğunu ifade etti ve her iki tarafın çabasıyla bütün alanlarda ilişkilerin geliştirilmesini ümit etti.
Bosna Hersek cumhurbaşkanı Bakir İzzetbegoviç’in tebrik mesajına da cevap veren Hasan Ruhani, İran ve Bosna Hersek arasındaki derin ilişkilerin gelecekte de sürdürülebilir şekilde devam edeceğini ve 11. devletin azmi ve iradesi de bu konu üzerinde kurulu olduğunu dile getirdi.
Mısır Selefileri 4 Şii’yi feci bir şekilde şehit etti
Pazar günü, Mısırlı Selefiler Şii liderlerden birinin evine saldırarak 4 Şii’yi Feci Bir şekilde şehit etti.
Kahire yakınlarındaki Ceyze şehrindeki bir köye saldıran selefi ve Sünniler dört Şii Müslüman’ı şehit ettiler.
Çoğunluğunu Sünni ve Selefilerin oluşturduğu Ebu Müslim köyünde bir grup Şii Müslüman, Şii liderlerden Şeyh Hasan Şehhate’nin evinde toplanıkları sırada ev, selefi ve Sünniler tarafından abluka altına alındı. Ev muhasara altına alındıktan sonra içeridekilerin dışarı çıkılması istendi. İçeridekiler dışarı çıkmaya yanaşmayınca öfkeli kalabalık grup eve saldırdı.
Saldırıda ağır bir şekilde dövülen Şialardan dört kişi şehit oldu. Saldırıya uğrayan Mısır’ın önde gelen Şia alimlerinden Şeyh Hasan Şehhate de şehit oldu. Saldırıyı gerçekleştiren saldırganlar evdeki eşyaları tahrip ettikten sonra evi ateşe vererek yaktılar.
Mısır devlet gazetelerinden El Ehram haberinde saldırıya uğrayan Şiilerin hastaneye kaldırıldığını yazdı. Mısır Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada yaralıların şehit olduğunu açıkladı.
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve İhvanu’l Müslim’inin halkı Suriye’de cihada çağırmasının ardından Şiilere karşı saldırıların zirveye çıktığı bildiriliyor.
Mısır Firavun’u Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin ardından yerine geçen yeni Firavun Mursi’den sonra Şiilere baskılar daha da artış kaydetmiş durumda. Mısır’da Şiileri sindirmek ve baskı altına almak için her geçen gün yeni yeni projeler üretilmeye başlandı. Geçtiğimiz günlerde de Şiilerle mücadele etme adı altında resmi bir enstitü kurulmuştu.
Biz Adam Olamayız
Bu yazıda insanlık havariliği yapıp halkı uyuşturan tüm kurumlar,şahıslar dernekler vs. hedef alınmıştır.
Kahhar olan Allah’ın adı ile
Öncelikle bu yazıyı yazmak zorunda kaldığım için insanlığımdan utandığımı belirtiyorum. Bu yazıda hiçbir kurum, şahıs, cemaat, dernek, vakıf, mezhep ve din hedef alınmamıştır. Bu yazıda insanlık havariliği yapıp halkı uyuşturan tüm kurumlar, şahıslar dernekler vs. hedef alınmıştır. Sözüm insanım diyebilen herkesedir ve hiçkimseden korkmadığımı da hatırlatarak başlıyorum.
Hatla’da katliam yapıldı bir kaç gün konuştuk ve unuttuk. Hatırlatayım o zaman : Özgür Suriye Eşekleri 1000’den fazla militanıyla Hatla köyüne saldırmış kadın, çocuk ve yaşlı ayırt etmeksizin ağır ve orta silahlarla ateş açmışlardı, uçaksavar füzeleriyle çocukları ve kadınları şehit etmişlerdi. En acısı da 6 yaşındaki masum bir çocuğun başını babasının önünde kesip şehit ettiler, ailesinin gözleri önünde bir kadını uçaksavar roketiyle paramparça ettiler ve daha sonra da ailesini katlettiler. Yaşları 85’in üzerinde olan iki kişiyi vahşice şehit edip köylülerin evlerini ateşe verdiler. Tek suçları Ehli Beyt’i sevmek olan 60 kişi böyle katledildi. Biz adam olamayız çünkü film seyreder gibi seyredip birkaç gün haber yapıp, kendimizin bile zor duyabileceği ortamlarda esip gürledikten sonra unuttuk. Bu yazıyı okuyan insan, 60 kişinin kanından sorumlusun. Eğer en basit imkanlarınla bile kılını kıpırdatabilme cesareti gösterebilseydin belki 60 kişi şu anda hayatta olabilirdi. Ama sen sustun ve unuttun. Üzgünüm ama o oluk oluk akan kanlardan sorumlusun !
Mısır’da Mursi köpeğinin düşünme özürlü halkları sözde cihada çağırmasından sonra Ebu Müslim köyünde bir grup Şii Müslüman, Şii liderlerden Şeyh Hasan Şehhate’nin evinde toplanıkları sırada ev, Selefi ve bazı akılsız Sünniler tarafından abluka altına alındı. Ev muhasara altına alındıktan sonra içeridekilerin dışarı çıkılması istendi. İçeridekiler dışarı çıkmaya yanaşmayınca öfkeli grup eve saldırdı. Saldırıda ağır bir şekilde dövülen Şialardan dört kişi şehit edildi. Saldırıya uğrayan Mısır’ın önde gelen Şia alimlerinden Şeyh Hasan Şehhate de şehit oldu. Saldırıyı gerçekleştiren saldırganlar evdeki eşyaları tahrip ettikten sonra evi ateşe vererek yaktılar. Biz adam olamayız çünkü yerimizde oturup seyretmekle yetiniyoruz. Üzgünüm ama o 4 şehidin kanından da sorumlusun !
Biz adam olamayız Sahabe Hucr bin Adiyy’in kabri talan edilip naaşı çalındı. Sahabe diye başımızın etini yiyen insancıklardan tek bir cümle bile duyamadık! Hadi o zavallıları anlıyorum onlar ki dinlerini amerikaya satmış kıblelerini amerika olarak değiştirmişler. Kıblesi ABD olanın sesinin çıkmaması normal. Peki ya diğer Müslümanlar? Neredesiniz? Meydanlarda göremedik sizi! Doğru ya mihraplara sinip imanınızı kurtarıyordunuz değil mi? Rahatsız ettim, özür dilerim siz devam edin namazınıza zikirinize. Ama unutmayın ki abdestiniz Müslüman kanıyladır!
İnsanlık düşmanı teröristler Suriye askerinin ciğerini yedi sustunuz. Bahreyn’de küçük çocuğun gözünü oydular, sustunuz. Azerbaycan’da hicap için direneniyorlar ve siz yine susuyorsunuz. Filistin’de çocukların başlarına bomba yağarken sustunuz! Ha doğru ya Filistin’e bomba düşmeden hatırlamazsınız ki siz Filistin’i . Şimdi niye hatırlattım ki !
Daha yazacak çok katliam var ve bu katliamlar insanlık için utanç kaynağıdır. Ama daha fazla hatırlatıp rahatınızı kaçırmak da istemiyorum, zira siz alışmışsınız rahat rahat yatmaya ! Hz Zeynep’i esir ettirmemek için canlı bomba olacak yiğitler sizi piste alalım lütfen! Hz. Zeynep’in emaneti olan hicap esir edilmiş, nerdesiniz canlı bombalar ? Hz. Ali Asgar için gözyaşı döken sayın Müslümanlar sizleri de meydanlara alalım, Hatla’da babasının gözleri önünde küçük çocuğun boğazı kesildi. Nerede göz yaşlarınız, feryatlarınız? Kendi çocuğunuza yapılsayda tavrınız böyle mi olurdu? Hatla’da kardeşinin çocuğu katledilirken neden susuyorsun? Onlar Müslüman değil mi? Onlar insan değil mi? Doğru ya Aşura’dan Aşura’ya akan o gözyaşları sizin için gelenek olmuş sadece!
Açık konuşuyorum bugün suçsuz yere ölen her Müslüman’ın kanından sorumluyuz! Bugünkü Zulme sesi çıkmayan Kerbela’yı ağzına almasın! Ama bizim gücümüz yok ki; onların sayısı fazla, bizim sayımız ve imkanlarımız az diyorsun. Merak etme Kufeliler de öyle diyordu. Lafa gelince hepiniz eşsiz birer mücahitsiniz. Klavye mücahitliğini çok iyi yaparsınız ama meydanlara miting için bile 50 kişi çıkaramazsınız. Utanmadan bir de gel Mehdi askerin olalım dersiniz. Dua edin de Zülfikarın indiği başlardan ilki sizin başınız olmasın!
Evet, biz adam olamayız çünkü insanlık ölüyor ve biz susuyoruz .
Coşkun Aytaş